5-6 Haziran 2010 Zeytinburnu İstanbul 2011 BİTKİlerle tedavi sempozyumu düzenleme Kurulu



Yüklə 2,34 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə43/96
tarix02.10.2023
ölçüsü2,34 Mb.
#151546
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   96
bitkilerle-tedavi

Kokulu Gül” Örneği
Gülle ilgili çalışmalarım aslında asistanlığım döneminde,1988 yılında ilk araştır-
mamla başlamıştı. Gülhane askeri tıp okulunu incelerken “Gülhane” denme nede-
nini araştırmış ama tam karşılığını öğrenememiştim. Güllerin damıtılıp gülsuyu ve 
yağı elde edilen yere gülhane dendiğini, askeri tıp okulunun kurulduğu yerin Top-
kapı Sarayı’nın gülhanesi olduğunu çok sonra öğrendim. Çalışmalarım birçok yön-
den beni “gül”e götürüyordu. Bulduğum belgelerle Edirne’deki gülcülüğü öğrenmiş, 
Edirneli dostlarımla paylaşmıştım. Zamanla tıbbi bitkiler hakkında yazdığım maka-
lelerde gül de yer almaya başladı ve 2006 yılında ayrı bir makale olarak “Osmanlı 
Tıbbında Gül” yayınlandı. Bu yazı üzerine Isparta’da gül üreticisi Gülbirlik bu bilgi-
leri kitap haline getirmemi istedi. “Gül, Gülsuyu, Tarihte, Tedavide ve Gelenekteki 
Yeri” başlıklı kitap 2007’de yayınlandı. Gül’ün Eski Tıp’ta ilaç olarak yeri ve bugünkü 
tıp araştırmalarına göre etkisi konusundaki çalışmalar böylece başladı.
Gül İlaçtı
Gülün ilaç olarak etkisi çok geniş bir yelpazeye sahiptir. En önemlileri, ferahlama ve 
hafıza kuvvetlendirmede gül kokusunun, mide ve karaciğer hastalıklarında gül ma-
cununun, deri hastalıklarında gül yağının etkileridir. Bu çok önemli etkilerden yarar-
lanabilmek için senede sadece iki ay açan gülün işlenmesi gerekir. Eski Tıpta hekim-
ler bunu, taze güllerin damıtılması ile elde ettikleri gülsuyu veya gülyağı, taze gülle-
rin şeker veya balla muamelesiyle üretilen gül macunları, taze güllerin zeytinyağı ve 
susamyağı içinde bekletilmesi ile hazırlanan gül iksiri de denen yağlar şeklinde işle-
yerek başarmışlardır. 
Bilgilerin Toplanması
M.S. 1. yüzyılda yaşamış Dioscorides’in “Materia Medica”sından gülün tedavideki 
yeri incelenmeye başlanabilir. Bu tıp kitabında, gülü zeytinyağı ve şarap içinde bek-


81
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
leterek ilaç hazırlandığından veya kurutulmuş güllerden kokulu toplar yaparak gü-
zel kokusundan faydalanıldığından bahsedilir. 9. yüzyılda yaşayan büyük hekim Al-
Kindî’nin Akrabadin kitabında yer alan tedavide kullanılan formüllerin içinde gül, 
özellikle mide ağrıları, ülserler, karaciğer hastalıkları, ağrıyan boğaz ve ağız hastalık-
larında hazırlanan ilaçların en önemli maddesidir. Ayrıca gül yağını yanıklar, ülser 
yaraları ve hemoroit merhemlerinin terkibinde kullanır.
9. yüzyılda yaşamış bir başka hekim Dînaverî’dir. Kitabının “Gül bütün ağaçların nu-
rudur, bütün çiçeklerin şahıdır” diye başladığı bölümünde kırmızı, beyaz gülleri ta-
nıtır, Arabistan’da bahçelerde ve dağlarda güle sık rastlandığını yazar. Tedavide de 
gülsuyunun ferahlatıcı etkisini kullanır, serinletici niteliğinden dolayı ateşlenmeler-
de gül suyunu, baştaki hastalıklarda gül yağının başa sürülmesini tavsiye eder; “Bun-
lar başın ateşini alır teskin eder” diye söyler.
İbn-i Sîna 11. yüzyılda yaşamış, yazdığı kitaplarla doğu ve batıda tıbbı yüzlerce yıl et-
kilemiş olan İbn-i Sîna öncelikle gülsuyu ve gülyağı kokusunun etkisi hakkında “Hoş 
kokusundan dolayı ruha hitap eder” der “Onun rahatlatma etkisi vardır, bayılmalar-
da ve hızlı atan kalplerde çok yararlıdır” diye yazar. Gülsuyunun hem ruha hem de 
akla olan etkisini vurgularken beynin çalışma ve algılama gücüne faydalı olduğunu 
da belirtir.
İbnü’l-Baytâr’ın “El-Müfredât” kitabı, Şirvanlı Mahmud’un “Kemâliye”si, Gere-
deli İshak B. Murat’ın “Edviye-yi Müfrede”si, Salih bin Nasrullah’ın “Gayet-ül Be-
yan Fi Tedbir-i Beden-il İnsan”ı, Celâlüddin Hızır (Hacı Paşa) “Müntahab-ı Şifâ”sı, 
Tabîb İbn-i Şerîf’in “Yâdigâr”ı, Abdülvehhâb bin Yûsuf ibn-i Ahmed el-Mârdânî’nin 
“Kitâbu’l-Müntehab fî’t-Tıb”ı, Muhammed bin Mahmûd-ı Şirvânî’nin “Mürşid”, Eş-
ref Bin Muhammed’in “Hazâ’inü’s-Saâ’dât”, adlı tıp kitapları gülün ilaç olarak kulla-
nımına geniş yer veririler. Bu tıp kitaplarında yer alan etkileri şöylece özetleyebiliriz.
Etkisi
Gül macunu, şerbeti gibi şekerli ilaçlar mide ve karaciğeri koruyucu olarak tavsiye 
edilir. Hazımsızlıklarda, sindirimi kolaylaştırmak amacıyla özellikle ziyafetlerden 
sonra gül macunu yenilmesini şiddetle tavsiye ederler. Karaciğer hastalıklarında gül 
şurubu içirilerek tedavide hekimler hemfikirdirler. Hamile ve loğusa hanımlar için 
de gece yatarken bir kaşık gül macunu özellikle tavsiye edilir. Hafif müshil etkili olup, 
bulantılarda rahatlatır.


82
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
Gülün zeytinyağında bekletilmesi ile hazırlanan gülyağı, gül iksiri dediğimiz, ilaçlar 
deri hastalıkları için kullanılıyordu. Derideki kaşıntılarda, çıban, kabarcık, hatta uyuz 
gibi hastalıklarda bu yağın sürülmesinin çok etkili olduğu, vücuttaki ağrı, sızı şişlik-
ler, kabarcıklar ve sivilceler
 
üzerine sürülmesinin de bu hastalıkları def ettiği yazılır.
Gülsuyunun ele dökülüp koklanmasıyla ferahlatıcı, rahatlatıcı ve serinletici etkisi 
hemen fark edilirdi. Osmanlı hekimlerine göre gülsuyu, ruhsal ve duygusal yapıları 
kuvvetlendirir, beyni ve aklı güçlendirir, beden ve yaşam kuvvetini arttırır, heyecan-
dan oluşan kalp atışlarını düzenlerdi. 
Ayrıca baş ağrısını geçirir, iğrenme, öğürme ve kusmayı dindirir, göz kanlanmaları-
nı ve ağrılarını geçirir, dişetlerini güçlendirir, sarhoşluğa ve onun verdiği baş ağrısına 
çaredir. Bu sebeple hekimler gülsuyunu reçetelerinde çok kullanırlar.

Yüklə 2,34 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   96




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin