Tartışma ve Sonuç
Bu çalışmada, gençlerin çevre duyarlılığı, çevreye dost ürün duyarlılığı, yeşil ürünlere
yönelik tutumları, maliyet artışına katılımları, yeşil ürünlerin çevreye uyumu konusundaki
inançları belirlenmeye çalışıldı. Ayrıca işletmelerin çevreye bakış açıları ve genel olarak
uyguladıkları yeşil hareket çalışmalarına yarar sağlama da amaçlandı. Ulaşılan sonuçlar şöyle
özetlenebilir;
• Genel ve istatistiksel olarak öğrencilerin eğitim düzeyinin yükselmesi ve üniversite
eğitimi sonucu yükselen kültür seviyesi ile çevreye duyarlı ürün bilincinin artışı
arasında doğru bir orantının var olduğu görülmektedir.
• Genel bir saptama olarak serbest meslek sahiplerinin ekonomik durumlarının işçilere
nazaran daha iyi olduğu bilinmektedir. Azınlıkta kalan bazı serbest meslek
sahiplerinin ekonomik güçlerinin işçilere nazaran daha düşük olabileceği mümkünse
de söz konusu azınlık, tüm serbest meslek sahiplerinin genel olarak işçilerden daha iyi
bir konumda kabul edilmelerine engel olmamalıdır. Bu nedenle ekonomik konumu
daha iyi olan serbest meslek sahiplerinin ve dolayısıyla çocuklarının ürün seçerken
daha geniş bir ürün yelpazesine sahip oldukları sonucuna ulaşılabilinecektir. Buna
karşılık ekonomik bakımdan daha zayıf durumda bulunan işçilerin önceliklerinin fiyatı
en uygun olan ürünü almak olacağı ve işçi çocuklarının da ekonomik nedenlerle
daraltılmış olan bu ürün skalası içinde hareket etme zorunluluğu bulunduğu sonucuna
varılabilinecektir. Bu durumda işçi çocukları olan öğrencilerin ekonomik
zorunluluklar nedeniyle daha “duyarsız” olarak algılanmaları gibi “rahatsız” edici bir
sonuca ulaşılabilir.
• Genel ve istatistiksel olarak eğitim düzeyinin yüksek olması ve bunun sayesinde
ulaşılan kültür seviyesi ile “Geri dönüşümlü ürünleri kullanma eğilimi ve çevre
sorumluluk bilinci” ve “Ekolojik bilinç” in artışı arasında paralellik vardır. Eğitim ve
kültür seviyesi yüksek olan annelerin bu bilincinin daha yüksek olması ve bu konudaki
duyarlılığını da çocuklarına aktarması ile bu çocukların daha bilinçli olduğu sonucuna
varılmaktadır.
• Genel ve istatistiksel olarak eğitim ve kültür seviyesi yüksek olan babalar “Çevreye
duyarlı ürün bilinci” konusunda daha bilinçlidirler. Babalar “Çevreye duyarlı ürün
bilinci” konusundaki duyarlılıklarını çocuklarına aktarması ile bu çocuklar daha
bilinçli olmuşlardır. Dolayısıyla babanın eğitim düzeyi yüksek olan çocukların çevreye
duyarlı ürün bilincinin artışı arasında doğru bir orantının var olduğu sonucuna
varılmaktadır.
• Ailenin gelir düzeyleri yükseldikçe bu ailelerin çocuklarının geri dönüşümlü ürünlere
karşı ilgilerinin de yükseldiği görülmektedir. Bunun nedeninin diğer ürünlere nazaran
daha yüksek fiyat düzeylerine sahip olan geri dönüşümlü ürünleri satın alma
konusunda gelir düzeyleri düşük aile ve çocuklarının bu konuda maddi yetersizlikleri
olduğu söylenebilir. Bu durum onların bu ürünleri satın alma tutumlarını da
etkilemektedir. Ancak bu algı kısa vadede doğru olsa da uzun vadede
değerlendirildiğinde gerek aile bütçesi açısından gerekse işletmeler, toplum ve hatta
makro iktisadi açıdan bakıldığında ülke ekonomisine önemli avantajlar sağlayacaktır.
Bu konuda tüm gelir düzeylerindeki tüketicileri bilgilendirmek, toplumun tüm
136
kesimlerindeki tüketicilere ulaşabilmek ve her konuda onları bilinçlendirmek
gerekmektedir.
• Genel olarak bayanlar annelik içgüdüsü gereği çocuklarını korumaya erkeklere göre
daha eğilimli ve bilinçli olduklarından daha fazla gelecek kaygısı yaşamaktadırlar.
Bunun sonucunda da çocuklarının geleceğini düşünerek çevreye katkı sağlamayı daha
fazla hedeflemektedirler. Buna karşın erkek öğrencilerin anket sorularını cevaplarken
çevre dostu ürün alarak çevreye katkıda bulundukları bilincinde oldukları
gözlenmektedir. Bunun nedeni olarak da küçük yaşlardan itibaren erkeklere babalık
bilincinin yerleştirilmesi ve dolayısıyla da bu doğrultuda sorumluluk alma bilinci
kadınlara nazaran görece artış eğilimi göstermektedir. Bunun sonucunda yapılan anket
çalışmamızda sonuç değerlendirmesine bakıldığında istatistiksel olarak erkeklerin
biraz daha fazla çevre dostu ürün aldıkları saptanmıştır.
Çevre Hukuku’na tâbi olan ve aynı zamanda çevreye duyarlı tüketicilere ürün veya
hizmet beğendirmek zorunda olan işletmeler, ürettikleri ürünlerin hangi yönleri ile yeşil ürün
olduğu, kullanıcılara ve çevreye ne gibi yararlar sağlayacağı, kullanım sonrası oluşacak
sonuçlar vs. gibi konularda müşterilerini bilgilendirmeli ve inandırmalıdırlar. Bireylere,
çevrenin ve sağlıklı yaşamanın da bir bedeli olduğu ve bu bedeline çevreci ürünleri satın
alarak yapacakları katkının onları ileride geri dönülmez hayati kötülüklerden kurtaracağı
anlatılmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |