Keywords: Multiple sclerosis, Oxidative stress, Ca
2+
release, Neutrophil, Antioxidants
Poster Bildiriler / Poster Presentations
128
P35
Ak madde lezyonlu migren hastalarında anti-nöronal antikorlar
Ece Erdağ
1
, Erdem Tüzün
1
, Recai Türkoğlu
2
, Sema İçöz
3
, Ömer Birişik
3
, Murat Kürtüncü
3
, Gülşen
Akman-Demir
3
1
İstanbul Üniversitesi, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü, Sinirbilim Anabilim Dalı, İstanbul
2
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul
3
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul
1
Istanbul University, DETAE, Department of Neuroscience, Istanbul, Turkey
2
Haydarpasa Numune Training and Research Hospital, Department of Neurology, Istanbul, Turkey
3
Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine, Department of Neurology, Istanbul, Turkey
AMAÇ: Migren hastalarının kranyal manyetik rezonans (MR) incelemelerinde etyolojisi bilinmeyen ak madde
lezyonları saptanabilmektedir. Bu çalışmada, migren hastalarında görülen ak madde lezyonları ile anti-nöronal
antikor varlığı arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı.
GEREÇ ve YÖNTEM: On yedi ak madde lezyonlu migren hastası, 19 ak madde lezyonu olmayan migren
hastası, 20 multipl skleroz (MS) hastası ve 20 sağlıklı kontrol çalışmaya alındı. Olguların serumları, sıçan
beyninin kullanıldığı indirekt immünohistokimya yöntemiyle anti-nöronal immünglobulin G (IgG) varlığı
açısından test edildi.
BULGULAR: Ak madde lezyonu olan ve olmayan migren hastalarının demografik, klinik özellikleri ve sistemik
antikor sıklıkları arasında fark yoktu. Ancak ak madde lezyonlu migren hastalarında anti-nöronal antikor sıklığı
ak madde lezyonu olmayan migren hastalarınınkine oranla belirgin derecede yüksekti (12/17’ye 2/19)
[p=0.0004]. Anti-nöronal antikorlar serebellumun moleküler tabakası ve Purkinje hücrelerinin sitoplazmaları ile
reaksiyon gösterdi. MS hastalarında ve sağlıklı kontrollerde ise anti-nöronal antikor saptanmadı [p=0.0001].
SONUÇ: Bulgularımız migren olgularında saptanan ak madde lezyonlarının antikor aracılı immünolojik
mekanizmalarla ortaya çıkabileceğini ve migren patogenezinde inflamatuvar süreçlerin rol oynadığını
düşündürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Antinöronal antikor, Otoantikor, Otoimmünite, Migren, Ak madde lezyonu
Anti-neuronal antibodies in migraine patients with white matter lesions
OBJECTIVES: Magnetic resonance imaging (MRI) studies occasionally display hyperintense lesions within the
white matter of migraine patients. We aimed at investigating the association between these white matter
lesions (WML) and anti-neuronal antibodies.
METHODS & MATERIALS: Seventeen migraine patients with WML, 19 migraine patients without WML, 20
multiple sclerosis (MS) patients and 20 healthy controls were included. Their sera were tested for anti-neuronal
immunoglobulin G (IgG) presence with indirect immunohistochemistry method using rat brain sections.
RESULTS: Migraine patients with and without WML showed identical demographic and clinical features and
systemic antibodies frequencies. However, migraine patients with WML displayed a significantly higher
frequency of anti-neuronal antibodies than those without WML [p=0.0004]. Anti-neuronal antibodies reacted
with the cytoplasm of Purkinje cells and the molecular layer of cerebellum. None of the MS patients and healthy
controls displayed anti-neuronal antibodies [p=0.0001].
CONCLUSION: Our results imply that WML might be caused by antibody-mediated immunological mechanisms
and inflamatory processes might be involved in migraine pathogenesis.
Keywords: Antineuronal antibody, Autoantibody, Autoimmunity, Migraine, White matter lesion
Poster Bildiriler / Poster Presentations
129
P36
Adölesan başlangıçlı oral nikotin maruziyeti erişkin erkek sıçan beyninde BDNF
mRNA ekspresyonunu azaltır
Tanseli Nesil
1,2
, Oğuz Gözen Koylu
1,3
, Melis Olcum
1,2
, Sakire Pöğün
1
, Lütfiye Kanıt
1,3
1
Ege Üniversitesi, Beyin Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, İzmir
2
Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoteknoloji Anabilim Dalı, İzmir
3
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, İzmir
1
Ege University, Center for Brain Research, Izmir, Turkey
2
Ege University, Inst. of Science, Biotechnology Department, Izmir, Turkey
3
Ege University, School of Medicine, Department of Physiology, Izmir, Turkey
AMAÇ: Nikotin bağımlılığında beyin türevli nörotrofik faktör (BDNF), öğrenme ve nikotin bağımlılığının
sürdürülmesinde kritik rol oynar. Sigara bağımlılığında nikotinin tetiklediği BDNF düzenlemesiyle ilişkili
çalışmaların sonuçları birbiriyle çelişkilidir. Bu çalışmanın amacı isteğe bağlı olarak alınan nikotinin, miktarına ve
cinsiyete göre beyin BDNF mRNA seviyelerinde bir değişiklik oluşturup oluşturmadığını saptamaktır.
GEREÇ ve YÖNTEM: Erişkin erkek ve dişi Sprague Dawley sıçanlara adölesandan başlayarak erişkinliğe 23
hafta boyunca oral yoldan kendi kendine nikotin tercihi uygulanmıştır (2 şişeli 10-20 mg/L nikotin ya da su; her
ikisinde de 20 mg/L sakarin). Sıçanlar nikotin tercihlerine göre gruplandırılarak (n=7-10/grup) 6 grup
oluşturulmuştur: dişi ve erkek, maksimum ve minimum, nikotin tercihi ve kontrol ( 2 şişede de sakkarinli su).
Frontal korteks, striatum ve hipokampus beyin bölgeleri ayrılarak, yarı-kuantitatif tersinir transkripsiyon
polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ile BDNF m RNA ekspresyonu saptanmıştır.
BULGULAR: Tüm BDNF mRNA verileri incelendiğinde cinsiyet farkı anlamlı olarak ortaya çıkmış ve dişilerde
BDNF belirgin bir değişiklik göstermezken erkeklerde anlamlı azalmalara yol açtığı görülmüştür. Post Hoc
testlerde maksimum nikotin tercih eden erkek grubunun BDNF mRNA seviyelerinde hem frontal korteks (P=
0,026) hem de hipokampus (P= 0,028) ta istatiksel anlamlı bir azalma gösterdiği saptanmıştır.
SONUÇ: Sonuçlarımız, adölesan dönemde oral nikotin maruziyeti maksimum nikotin tercih eden erişkin
erkeklerin frontal korteks ve hipokampus BDNF mRNA seviyelerini azaltırken, dişi sıçanlarda aynı etkiyi
gerçekleştirmediğini göstermiştir. Bu durumda, nikotin bağımlılığının nöroplastsitesinde yer alan BDNF cinsiyete
göre farklı düzenlenir ve oluşan bu etki maksimum nikotin tercih eden erkeklerde daha belirgindir.
Anahtar Kelimeler: Nikotin, Frontal korteks, Hipokampus, BDNF mRNA, Cinsiyet farkı
Adolescent onset oral nicotine exposure decreases BDNF mRNA expression in
adult male rat brain
OBJECTIVES: Brain–derived neurotrophic factor (BDNF) plays a critical role in learning and continuation of
dependence in nicotine addiction. Studies related to nicotine induced BDNF regulation in smoking dependence
results are contradictory to each other. The purpose of this study is to determine whether there’s a change in
brain BDNF mRNA levels according to the amount of voluntary nicotine consumption and sex.
MATERIALS & METHODS: Adult male and female Sprague Dawley rats were exposed to oral nicotine self
administration (2 bottles,10-20mg/L nicotine or water, both containing 20 mg/L saccharine) from adolescent to
adult period for 23 weeks. Rats were grouped according to their nicotine preferences (n=7-10/group) resulting
in 6 groups: Female or male maximum-minimum preferring and control(both containing saccharine). Frontal
cortex, striatum and hippocampus were dissected and total RNA was extracted from tissues. Semi-quantitative
reverse transcription polymerase chain reaction (RT-PCR) was performed for BDNF mRNA expression in the
selected brain regions.
RESULTS: Our results showed a significant sex difference, and decreased levels of BDNF mRNA expression in
males were significant but not in females. Post Hoc tests indicated that BDNF mRNA levels of maximum nicotine
preferring male rats were decreased significantly both in frontal cortex (P= 0,026) and hippocampus (P=
0,028).
CONCLUSION: Results suggest that adolescent onset oral nicotine exposure reduces BDNF mRNA levels in
frontal cortex, hippocampus of maximum nicotine preferred adult males, but not in female rats. Thus; oral
chronic nicotine exposure effects BDNF regulation differently in neuroplasticty of nicotine addiction and this
effect could be pronounced only maximum preferred males.
Keywords: Nicotine, Frontal cortex, Hippocampus, BDNF mRNA, Sex difference
Poster Bildiriler / Poster Presentations
130
P37
BMSC ve AdMSC’lerin polikaprolakton, polikaprolakton-kollajen nanofibröz yüzeylerde
sinir hücrelerine farklılaştırılması
Merve Çapkın
1
, Soner Çakmak
2
, Feyzan Özdal-Kurt
3
, Menemşe Gümüşderelioğlu
4
, İsmet Deliloğlu-
Gürhan
5
1
Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyomühendislik Anabilim Dalı, Ankara
2
Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı, Ankara
3
Celal Bayar Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Manisa
4
Hacettepe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Ankara
5
Ege Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü, İzmir
1
Hacettepe University, Institute of Science, Department of Bioengineering, Ankara, Turkey
2
Hacettepe University, Institute of Science, Department of Nanotechnology and Nanomedicine, Ankara, Turkey
3
Celal Bayar University, Faculty of Science, Department of Biology, Manisa, Turkey
4
Hacettepe University, Faculty of Engineering, Department of Chemical Engineering, Ankara, Turkey
5
Ege University, Faculty of Engineering, Department of Bioengineering, İzmir, Turkey
AMAÇ: Elektro-eğirmeyle üretilmiş, düzgün veya gelişigüzel dizili polikaprolakton (PCL) ve PCL-kolajen
nanofibröz yüzeyler kullanılarak, sıçan yağ dokusundan ve kemik iliğinden izole edilen mezenkimal kök
hücrelerin (AdMSC ve BMSC) nöronal farklılaşma ve kontrol ortamlarında sinir hücrelerine farklılaşmalarında
yüzey topografisinin etkisi incelenmiştir.
GEREÇ ve YÖNTEM: Düzgün veya gelişigüzel dizili PCL ve PCL-kolajen nanofiberler PCL membranlar üzerine
toplanıp taramalı elektron mikroskobuyla (SEM) karakterizasyonu yapılmıştır. AdMSC ve BMSC’ler sıçan yağ
dokusundan ve kemik iliğinden izole edilmiştir. Hücreler, akış sitometrisiyle, immünohistokimyasal boyamalarla
karakterize edilmiştir. Hücre tutunması SEM ile incelenmiştir. Hücreler nanofibröz matrislerin üzerinde, nöronal
farklılaşma ajanlarının olduğu ve olmadığı; %15 serum, %1 L-glutamin, %0.1 antibiyotik içeren α-MEM
(minimum essential medium) besi ortamında %5 CO
2
’li atmosferde ve 37
o
C’de 14 gün inkübe edilmiştir. Hücre
canlılığı ve üremesi mitokondriyal aktiviteyle belirlenmiştir. Sinir hücrelerine farklılaşma, immunofloresan
işaretleme yöntemiyle nöronlara (ΒIII-Tubulin), astrositlere (glial fibrilliary acidic protein), nöral öncül hücrelere
(nestin) ve oligodendrositlere (oligodendrocytes marker) spesifik birincil antikorlar ve bu antikorlara spesifik
floresan işaretli ikincil antikorlar kullanılarak incelenmiştir.
BULGULAR: Gelişigüzel nanofiberli yüzeylerin düzgün dizili nanofiber içeren yüzeye göre hücre üremesini daha
çok desteklediği ve hücrelerin nanofiber yönlenmesini takip ettiği belirlenmiştir. En iyi nöronal farklılaşmanın
BMSC’lerde oligodendrosit hücreleri yönünde olduğu ve bu farklılaşmanın en çok düzgün dizili PCL yüzeyde
(immünoreaktivite şiddeti 2.91 ± 0.29, 3 üzerinden; p<0.001) gerçekleştiği gösterilmiştir.
SONUÇ: Düzgün dizili PCL-kollajen nanofiberlerin yalnızca PCL içeren nanofiberlere göre üremeyi daha çok
desteklemesinden dolayı farklılaşmanın daha az indüklendiği yorumlanmıştır. Hücrelerin oligodentrositlere
farklılaşmalarının indükleyici ortam bileşenlerinin konsantrasyonlarına bağlı olabileceği düşünülmüştür. Düzgün
dizili nanofiberlerin oligodentrositlerle ilgili çalışmalar için uygun bir nanotopografik yüzey olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Mezenkimal kök hücre, Elektro-eğirme, Polikaprolakton, Kollajen, Sinir hürcelerine farklılaşma
Ege Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu tarafından onaylanmıştır (2009-169). Ege Üniversitesi Bilimsel
Araştırma Projeleri Şube Müdürlüğü tarafından desteklenmiştir (Proje numarası: 10 Müh 005). M. Çapkın TÜBİTAK
2210-Yurt İçi Yüksek Lisans Burs Programı tarafından desteklenmiştir.
Differentiation of BMSCs and AdMSCs to neural cells on electrospun polycaprolactone and
polycaprolactone-collagen surfaces
OBJECTIVES: The effect of topographical differences of electrospun polycaprolactone (PCL) and PCL-collagen
(PCL-COL) nanofibrous materials on rat bone marrow and adipose tissue derived mesenchymal stem cells’
(BMSCs and AdMSCs, respectively) differentiation to the neuronal cells were investigated.
MATERIALS & METHODS: Aligned and random PCL and PCL-COL nanofibers were collected on PCL
membranes. AdMSCs and BMSCs were isolated from adult rats. Cell characterization was realized by
immunostainings and flow cytometric analysis. The cells were cultivated on nanofibrous surfaces in the
presence of α-MEM (15% serum, 1% L-glutamin, 0.1% antibiotics) with and without neuronal differentiation
factors for 14 days (5% CO
2
atmosphere at 37
o
C). The cell attachment and nanofibers’ structure were
investigated by scanning electron microscopy. Growth parameters of the cells were determined by MTT method.
The differentiation was shown by immunofluorescence techniques. Immunofluorescence study was performed
with four different neuronal markers. ΒIII-Tubulin for neurons, GFAP (glial fibrilliary acidic protein) for
astrocytes, nestin for neural progenitor cells, O4 for oligodendrocytes.
RESULTS: Random nanofibrous surfaces supported cell proliferation better than aligned nanofibrous surfaces
and the cells were followed nanofiber direction. The intensity of the immunoreactivity of differentiated
oligodendrocytes from BMSCs on aligned PCL was highest when compared with other groups (p<0.001).
CONCLUSION: Aligned PCL-COL nanofibrous surfaces supported cell proliferation more than PCL nanofibers so
that they induced neuronal proliferation less. It was thought that concentrations of neuronal induction agents
induced oligodendroglial differentiation. Aligned nanofibrous surfaces may be applicable surface for
oligodendrocytes diffrentiation and cultivation studies.
Keywords: Mesenchymal stem cell, Electrospinning, Polycaprolactone, Collagen, Neural cell differentiation
Poster Bildiriler / Poster Presentations
131
P38
Kitosan ve türevi yüzeylerin PC12 ve karışık glia hücrelerinin in vitro sağ kalımı
ve proliferasyonuna etkisi
Tanseli Nesil
1,2
, Ersin O. Koylu
1,3
, Aylin Şendemir-Ürkmez
1,4
1
Ege Üniversitesi, Beyin Araştırmaları Merkezi, İzmir
2
Ege Üniversitesi, Biyoteknoloji Anabilim Dalı, İzmir
3
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, İzmir
4
Ege Üniversitesi, Biyomühendislik Anabilim Dalı, İzmir
1
Ege University, Center for Brain Research, Izmir, Turkey
2
Ege University, Department of Biotechnology, Izmir, Turkey
3
Ege University, Faculty of Medicine, Department of Physiology, Izmir, Turkey
4
Ege University, Department of Bioengineering, Izmir, Turkey
AMAÇ: Kitosan doğal bir biyopolisakkarit olarak sinir doku mühendisliğinde yaygın olarak araştırılmaktadır.
Periferal doku mühendisliği uygulamaları için kitosan potansiyel bir aday olmasına rağmen merkezi sinir
sistemindeki hücrelerle etkileşimiyle ilişkili az sayıda veri bulunmaktadır. Çalışmanın amacı; 3 farklı kitosan
türevi kullanılarak merkezi sinir sisteminin model hücre hattı olan PC12 ve primer karışık glia hücrelerinin
proliferasyon ve sağ kalımını kolaylaştıracak optimum yüzeyleri belirlemektir.
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmada kitosan, kitosan/jelatin ve kitosan/polilizin karışımlarının üçer farklı
konsantrasyonu seçilmiştir. Doku kültür kuyucukları test edilecek malzemelerle kaplanmış ve hücreler 24, 48,
72 saatlik değerlendirmeler için bu yüzeylere ekilmiştir. Planlanan her bir zaman bitiminde farklı yüzeyler
üzerindeki hücre sağ kalımı ve proliferasyonu MTT, giemsa boyama ve faz kontrast mikroskobisi ile
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: PC12 hücreleri %2 kitosan/polilizin yüzeyler üzerinde, % 0,5 and % 1 kitosan/polilizin yüzeylere
göre için daha iyi proliferasyon göstermiştir (p<0.05). Beklenenin aksine, kitosan/jelatin yüzeyler PC12 hücre
proliferasyonu için negatif etki oluştururken özellikle %10 kitosan/jelatin yüzeyler karışık glia hücre
proliferasyonu için pozitif etki oluşturmuştur (p<0.05).
SONUÇ: Merkezi sinir sistemi model nöronları kitosan/polilizin yüzeylerde daha iyi prolifere olurken
kitosan/jelatin yüzeyler karışık glia hücrelerinin proliferasyonu için daha iyi bir niş oluşturmuştur. Kitosanın iki
kimyasal türevi birlikte kullanılarak üretilecek doku iskeleleri fonksiyonel hücre replasman terapileri için her iki
hücre popülasyounun beraber kültive edilebilecekleri doku mühendisliği yapılarının tasarımı için ümit vaat
etmektedir.
Anahtar Kelimeler: PC12, Karışık glia, Kitosan, Proliferasyon
Effects of chitosan and its derivative surfaces on proliferation and survival of
PC12 and mixed glia cells in vitro
OBJECTIVES: Chitosan, a natural biocompatible polysaccharide, has been widely investigated in neural tissue
engineering. It is a potential candidate material for peripheral nerve tissue engineering applications, however,
little data has been available describing the interactions of chitosan in the central nervous system. The purpose
of this study is to determine the optimum surfaces to facilitate the proliferation and survival of PC12 cells, one
of the CNS model cell lines, and mixed glia by using 3 different chitosan derivatives.
MATERIALS & METHODS: Selected materials were chitosan, chitosan/gelatin and chitosan/polylysine mixtures
with 3 different concentrations of the latter two. The tested materials were coated onto tissue culture wells and
cells were seeded on these surfaces for 24, 48 and 72 hours. At the end of the scheduled period, cell viability
and proliferation on different materials were observed by MTT, giemsa staining and phase contrast microscopy.
RESULTS: %2 chitosan/polylysine concentration showed better proliferation characteristics (p<0.05) compared
to % 0,5 and % 1 chitosan/polylysine concentrations for PC12 cells. Contrary to expected, chitosan/gelatin
surfaces induced a negative effect on proliferation of PC12 cells while particularly %10 chitosan/gelatin surfaces
showed a positive effect on mixed glia cell proliferation (p<0.05)..
CONCLUSION: Model CNS neurons show better proliferation on chitosan/polylysine surfaces while
chitosan/gelatin surfaces provide a better niche for mixed glia cell proliferation. A combination of the two
chemical derivatives of chitosan can be a good candidate for designing tissue engineering constructs for culture
of two populations of cells together for functional cell replacement therapies.
Keywords: PC12, Mixed glia, Chitosan, Proliferation
Poster Bildiriler / Poster Presentations
132
P39
Prenatal dönem ve yetişkin insan neokorteksinde serebral kavernoz
malformasyon-2 (CCM2) proteininin ekspresyonu
Gamze Tanrıöver
1
, Berna Sözen
1
, Murat Günel
2
, Necdet Demir
1
1
Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, Antalya
2
Yale Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöro
ş
irurji Anabilim Dalı, New Haven, Amerika
1
Akdeniz University, Faculty of Medicine, Department of Histology and Embryology, Antalya, Turkey
2
Yale University, Faculty of Medicine, Department of Neurosurgery, New Haven, CT, USA
AMAÇ: Serebral kavernoz malformasyon (SKM), yaklaşık 1/200 insidansla görülen, merkezi sinir sistemindeki
vasküler malformasyonlar arasında en yaygın rastlanan malformasyon tipidir. Genetik linkaj analizleri
sonucunda CCM1, CCM2 ve CCM3 adı verilen üç SKM gen lokusu belirlenmiştir. Her üç gen de SKM hastalığının
patofizyolojisinin çözülebilmesi için yeni yaklaşımların ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Çalışmamızda, CCM2
proteininin insan prenatal gelişimi sırasında ve yetişkin neokorteksinde kan damarlarının oluşumuna
katılabileceği hipotezinden yola çıkarak CCM2 proteininin ekspresyon alanlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Dostları ilə paylaş: |