İlmi kendisine fayda vermeyen âlim 357. Ebû Hüreyre (r.a. rivayet ediyor:
Kıyamet günü insanlardan azabı en şiddetli olan ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir.
Hacet duası 358. Osman bin Hüneyf (r.a.) rivayet ediyor:
Bir adam vardı. Bir ihtiyaç sebebiyle Osman bin Affan'a (r.a.) gidip gelirdi. Ancak Osman (r.a.) o adama iltifat etmez ve ihtiyacına bakmazdı. O kimse Osman bin Hüneyf e [hadisin râvisine] rastladı ve ona bu durumdan yakındı. Osman bin Hüneyf ona şöyle dedi:
"İbriği getir, bir abdest al, sonra da mescide git, orada iki rekat namaz kıl. Sonra da şöyle dua et: 'Allah'ım, rahmet peygamberi, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v.) vesile ederek Senden istiyor ve Sana yöneliyorum. Ey Mu-hammed, seni vesile ederek Rabbine [Rabbime] Celle ve Azze'ye yöneliyorum ki, ihtiyacımı yerine getirsin.'
"Bu duanın ardından ihtiyacın ne ise onu söyle. Sonra da bana gel, birlikte Osman bin Affaan'a (r.a.) gidelim."
Sonra birbirinden ayrıldılar. O zât Osman bin Hüneyf in (r.a.) dediğini yaptı ve Osman bin Affan'm (r.a.) kapısına gitti. Kendisini kapıcı karşıladı, elinden tuttu, Osman bin Affan'ın (r.a.) yanına götürdü. Osman (r.a.) onunla beraber bir minderin üzerine oturdu ve "İhtiyacın nedir?" diye sordu. Adam ihtiyacım söyledi, o da ihtiyacını karşıladı. Sonra da, "Senin bana gelip giderken bir ihtiyacını söylediğini ancak şimdi hatırlayabildim. Her ne ihtiyacın olursa bize gel" dedi.
O zat oradan ayrıldı, Osman bin Hüneyf ile karşılaştı. Ona, "Allah seni mükâfatlandırsın. Sen ona benim hakkımda konuşuncaya kadar bana iltifat etmedi ve ihtiyacıma bakmadı" dedi.
Osman bin Hüneyf (r.a.), "Vallahi ben ona senin hakkında hiçbir şey söylemedim. Ancak ben Resûlullahm huzurunda iken şöyle bir olaya şahit olmuştum:
Resûlullaha (s.a.v.) âmâ bir adam geldi ve halinden yakındı.
Peygamber (s.a.v.) ona, "Sabretmez misin?" buyurdu. .
Adam, "Ya Resûlallah, bana yardımcı olacak kimse yoktur. Gözümün görmemesi bana zor geliyor" dedi.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Git abdest al. Sonra iki rekât namaz kıl, ardından şu duaları [yukarıdaki duayı] oku."
Adam bizden ayrıldı. Sohbet uzadığından biz henüz dağılmamıştık. O kimse gözünde hiçbir âmâlık yokmuş gibi bizim yanımıza geldi.
îbni Mâce, İkâme: 189.