Ayfer Kara hayatin iÇİnden yabancılar İçin Türkçe Metinler (A2-B1) Minsk «Kolorgrad»


Resmî: Samimî olmayan, teklifli, ciddî. Örnek: Aralarında resmî bir ilişki var, sâdece iş yerinde selamlaşıyorlar. Dedikodu



Yüklə 7,49 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə99/211
tarix20.10.2023
ölçüsü7,49 Mb.
#157927
1   ...   95   96   97   98   99   100   101   102   ...   211
ayfer kara hayatin icinden turkce metinler a2 b1

Resmî:
Samimî olmayan, teklifli, ciddî.
Örnek: Aralarında resmî bir ilişki var, sâdece iş yerinde selamlaşıyorlar.
Dedikodu:
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet.
Örnek: Arkadaşları Nastya’nın güzelliğini kıskandıkları için onun hakkında dâimâ bir 
dedikodu malzemesi buluyorlar.
Vıcık vıcık: 
Sulu sulu, yumuşak
fazla samimi

Azimli:
Kararında, tutumunda direnen, kararlı.
Fırlatmak: 
Bir şeyi hızla atmak, bulunduğu yerden dışarı atmak.
Örnek: Çocuğun saçma sapan konuşmalarını bitirmesi için sert bir bakış fırlattım/ attım.
Ezmek:
Birini, bir şeyi yenmek, sindirmek.
Örnek: Evin hanımı hizmetçisine üst üste emirler verdiği yetmiyormuş gibi onu 
konuşmalarıyla da eziyordu.
Ezilmek:
Ezme işine konu olmak.
Örnek: İyi İngilizce konuşamadığım için arkadaşlarımın karşısında ezildim.
Takdir etmek:
Beğendiğini belirtme, değer verme, beğenme.
Örnek: Bu çocuğu çok takdir ediyorum, dört yabancı dili akıcı bir şekilde konuşuyor.
 
Sözünden çıkmamak: 
Birinin isteklerine, öğütlerine, sözlerine uyarak davranmak.
Örnek: Kadın otoriter bir kadın, tüm âilesi onun sözünden çıkmıyor.
Köşeye sıkıştırmak: 
Birini zorlamak.
Örnek: Serhat, bilmediği bir konuda konuşan profesöre öyle sorular sordu ki adamı 
köşeye sıkıştırdı.
6. Metin (Ayla):
 
Mesâfeli:
İlişkilerde içtenliğe yer vermeyen bir biçimde uzak olmak.
Örnek: Yeni komşumuz kibâr ama mesâfeli bir kadındır.
Menfaat: 
Çıkar, yarar.
Örnek: Menfaati söz konusu olunca Fehmi Bey herkesle samimî olur.
Minnet:
Gönül
borcu, yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma.
Örnek: Belediye başkanı hem alçak gönüllü hem de iyiliksever bir adamdı, çok yardımını 
gördüm, onu minnetle anıyorum.


121 
İntikâm gütmek:
Kin gütmek, kin tutmak, birine karşı daimî
kesintisiz dinmeyen öfke 
hissine sahip olmak.
Örnek: Ömer, onun evlenme teklifini Nâlân kabȗl etmedi diye yıllarca Nâlân’a intikâm 
gütmüş, bu yenilgiyi hiç unutmamış.

Yüklə 7,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   95   96   97   98   99   100   101   102   ...   211




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin