Genelde her toplumda,duygusal dengesizlik gösteren bir çok


- Cezaların miktar ve nitelikleri



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə10/28
tarix21.04.2017
ölçüsü4,8 Kb.
#15082
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   28

2- Cezaların miktar ve nitelikleri 
 
Gerek  kullanma  ve  gerekse  trafik  suçları  alanında  Avrupa 
Kanunlarında 
öngörülen 
müeyyideler 
son 
derece 
aykırılık 
göstermektedir. 
 
a- Kullanmanın cezai müeyyideleri 
 
Kimi 
ülkeler 
uyuĢturucu 
alıĢkanlığı 
problematiğini 
(sorunsallık)  çözmek  için  salt  cezalandırıcı  yaptırımın  yeterli 
olamıyacağının  ve  bunun  birde  tedavi  yaptırımını  içermesi 
gerektiğinin bilincindedirler. 
 
aa- Cezalandırıcı yaptırım 
 
Toksikomanların  hapsedilmesi  ilkesi  özellikle  doktorlar 
tarafından çok eleĢtirilmesine rağmen Avrupa mevzuatlarının büyük 
bir  kısmı  uyuĢturucu  madde  kullanmaya  bağlı  suçları,  ekseriya 
para cezası ile birlikte hapisle cezalandırmaktadır (245). 
 
Bu  cezanın  eĢeli  (echelle)  cok  geniĢtir.  Çünkü  süre 
Ġrlanda'da  7  ve  Ġngiltere'de  14  yıla  ulaĢabilmektedir.  Oysa 
Ġsviçre  sadece  azami  3  ay  hafif  hapis  (kabahat),  Lüksemburg  3, 
Türkiye  son  değiĢiklikten  sonra  2,  Finlandiya  2,  Fransa  ve 
Hollanda 1'er yıl hapis cezası öngörmektedir (246). 
_______________ 
(245)  Cenevre'de  Adli  Tıp  Enstitüsünde  yardımcı  doktor  olan  doktor  G.  Eichenberg  Cenevre'deki  St.  Antoine 
hapishanesindeki  uyuĢturucu  kullanan  hastalar  konusunda  1972'den  1975'e  kadar  yaptığı  gözlemlerin  sonucunda 
Ģunları  kaydediyor:  "Ġki  yıl  boyunca  sürdürülen  deneyin  sonunda,  hapishanenin  uyuĢturucu  kullanana  hiçbir  somut 
tedavi  etkisi  olmadığı  ve  bu  kategori  hastalar  için  hapis  ortamı  ile  tedavi  ortamı  arasında  bir  çeliĢkinin  olduğu 
sonucuna vardık.  Zappelli,  s.276 
(246) Hollanda'da  mevzuat  (afyon hakkında  1976 kanunu) uyuĢturucu madde  tüketimin yasaklamakta  ancak toksik 
niteliğine  göre  bir ayrım yapmaktadır. 30 gramdan az esrar kullanma veya bulundurma azami 500 florin hafif para 
cezası  veya  azami  1  ay  hapisle  cezalandırmaktadır.  Diğer  kullanan  ya  da  bulundurma  varsayımları  için  ceza  500 
florin para cezası ve/veya 1 yıl hapistir. Bkz. BISIOU,  s.289
 

 
Yalnız Ġsveç (1988'den beri) ve Malta kullanmayı ve kullanma 
amacıyla bulundurmayı hafif para cezasına çarptırmaktadır. Cezayı 
hafifletici  ve  ortadan  kaldırıcı  nedenler  mümkündür.  Mesela,  ilk 
defa  suç  iĢleme,  miktarın  azlığı  ve  tüketilen  maddenin  niteliği 
(esrar  gibi).  Yunanistan  bağımlığını,  sorumluluğunu  ortadan 
kaldıran bir faktör olarak değerlendirerek toksikoman kullanıcıyı 
cezadan  muaf  tutan  tek  ülkedir.  Oldukça  genelleĢmiĢ  olan  bu 
yumuĢak    tedbirler,  kullanmanın  cezalandırmasının  cezalandırmaya 
yönelik  olmaktan  çok  önlemeye  yönelik  bir  politika  olduğunu  ve 
toksikoman 
suçluyu 
kurtarmaya 
yarayan 
bir 
rejimden 
yararlandırmanın  gerektiğini  göstermektedir.  Kanunlarda  yeralan 
tıbbi tedavi tedbirlerini yürürlüğe koyan devletlerin izledikleri 
amaç da budur. 
 
bb- Tedavisel karĢılık 
 
Ġkame  veya  cezai  müeyyidelerle  birlikte  ortaklaĢa  olarak 
tedavi 
tedbirleri 
sorunu 
hakkında, 
Avrupa 
ülkeleri 
çok 
bölünmüĢtür. 
 
Bu  türden  hiç  bir  hüküm  öngörmeyen  ülkeler  mevcuttur: 
Belçika,  Hollanda,  Almanya,  Ġngiltere,  Norveç,  Danimarka, 
Finlandiya ve Ġsveç sözkonusudur.  
 
Fransa  (Kamu  Sağlığı  kanununun  628/1.m.  al.3),  Portekiz 
(1983  kanununun  37.m.),  Ġtalya  (1985  kanununun  95.m.),  Ġsviçre 
(Kanunun  19/a-3  m.)  ve  Lüksemburg  gibi  bazı  ülkeler  iradi 
(gönüllü)  tedavi  imkanları  öngörmüĢlerdir.  Kullanana  tedaviden 
önce  iĢlenmiĢ  kullanma  suçlarının  daha  sonra  koğuĢturulmasından 
kurtulma  imkanı  veren  parasız,  anonim  ve  gönüllü  tedavi 
tedbirleri sözkonusudur.  
 
Kimi  ülkeler  adli  zorlanmaya  dayalı  (mecburi)  tedavi 
sistemleri düzenlemiĢlerdir: Portekiz (kanunun 37 m.), Lüksemburg 
(kanunun  24.m.)  Yunanistan  (kanunun  14/2.m.)  Ġtalya  (Kanunun 
96.m), 
Ġrlanda 
(16 
Mayıs 
1977 
kanununun 
28.m.), 
Ġsveç 
(Toksikomanların ve alkoliklerin tedavisi hakkında 17 Aralık 1981 
kanunu),  Türkiye  (TCK  404/4),  Malta 
(kanunun  22/2-b)  sadece  içme 

suçları için ve hatta suçun iĢlenmesinden önce hakim tarafından verilen 
bazı emniyet tedbirleri -bakım tedavisi, tıbbi bir merkeze yerleĢtirme- 
öngören Ġspanya (28 Aralık 1978'de değiĢikliğe uğramıĢ, 4 Ağustos 1970 
tarihli  tehlikelilik  ve  sosyal  rehabilitasyon  hakkında  kanun  2/7  m.). 
Nihayet  idari  karar  üzerine  mecburi  bir  tedavi  Avusturya  mevzuatınca 
öngörülmüĢtür. (kanunun 8.m.). 
 
Tedavi  sadece  suçlunun  cezai  koğuĢturmadan  kurtulmasına  imkan 
vermek amacıyla teĢvik unsuru olabilir. Bu imkan Fransız (Kamu Sağlığı 
kanununun  628/1  m.  al.2)  ve  Alman  (1981  kanununun  37.m.)  kanunlarınca 
öngörülmüĢtür. 
 
Mecburi veya gönüllü, sonuna kadar gözlenen bu tedavi tedbirleri, 
bazı  Ģartlar  altında  cezaların  olası  ortadan  kaldırılmalarına,  hükmün 
tefhiminin yada icrasının ertelenmesine olanak verir (247). 
 
Tedavi  görme  ve  bir  hapis  cezasının  kaldırılması  yada  cezanın 
hafifletilmesi  seçeneğine  sahip  uyuĢturucu  bağımlısının  tedaviyi 
iyileĢmeye kadar sürdürmeye teĢvik edilmiĢ olacağı umulmaktadır. 
 
Yasanın  uyuĢturucu  bağımlılarına  (toksikomanlara)  kontrollü  bir 
metadon  dağıtımına  izin  verdiği  Hollanda'nın  tercihinide  belirtmek 
gerekir.  Bu  ilgililerin  arzulamadığı  bir  "desintoxication"    -zehirden 
arıtma-  dan  ibaret  olsada,  az  çok  sağlık  durumunu  gözlemeye  ve 
uyuĢturucu  madde  aramaya  bağlı  suçlardan  kaçınmaya  imkan  vermektedir. 
Kullanma  suçlarının  koğuĢturulmasında  kurumsallaĢtırılmıĢ  aĢırı  bir 
hoĢgörüye eklenen bu metod, kuĢkusuz, dıĢarıda oldukça eleĢtirilmiĢtir. 
 
 
 
2- Trafiğin cezai müeyyideleri 
 
a- Cezaların niteliği 
 
Birkaç  ülke  asıl  trafiği  sadece  para  cezasıyla  cezalandırıyor 
(Almanya,  Danimarka,  Finlandiya).  Ancak  tüm  kanunlar  tarafından 
öngörülen baĢlıca cezanın hapis olduğu açıktır. 
_________
______ 
(247)  Almanya  koğuĢturmayı  askıya  alma  ve  toksikomanı  uzmanlaĢmıĢ  bir  kurumda  desintoxication  tedavisi 
sürdürmeye zorlayabilmesini öngörmektedir. Bkz. BISIOU,  s.290 

 
 AğırlaĢtırıcı  nedenlerin  varlığı  hallerinde  ağır  hapis 
cezası  verilebilir  (Belçika,  Türkiye,  Finlandiya).  Belçika  ve 
Lüksemburg  bazı  suçları  kürek  cezasına  çarptırıyor.  Nihayet 
ağırlaĢmıĢ bir trafik suçunu ölüm cezasıyla cezalandıran tek ülke 
olan Türkiye 21.11.1990 tarihli ve 3679 sayılı kanun değiĢikliği 
ile bunu müebbet ağır hapis cezasına çevirmiĢtir. 
 
Bu temel cezalar, ister tali (zorunlu olarak tefhim edilmiĢ) 
ister  ek  -tamamlayıcı-  (ihtiyari),  miktarı  suçun  failine  ve 
iĢlenmesi  Ģartlarına  göre,  son  sınıra  varan  veya  hakimlerin 
ihtiyarına  bırakılan  bir  para  cezasını  içerir  (Almanya,  Ġrlanda, 
Ġsveç, Norveç). 
 
Ek  cezalar  olarak,  kullanılan  araçların  ve  elde  edilen 
kazançların 
müsaderesi 
çok 
sayıda 
kanunda 
yürürlüktedir 
(Avusturya,  Danimarka,  Ġrlanda,  Lüksemburg,  Norveç,  Hollanda 
hariç). Aynı zamanda, duruma göre müesseselerin geçici yada daimi 
olarak kapatılması ve mesleki yasaklamalar mevcuttur (Yunanistan, 
Ġtalya, Portekiz, Malta, Fransa, Belçika, Ġspanya). 
 
Nihayet 
hakimler 
Yunanistan, 
Portekiz 
ve 
Ġtalya'da 
ikametgahta  göz  altına  alma  ve  Almanya'da  polis  gözetimi  altına 
alma tedbirlerini kullanmaktadır. 
 
Fransa  yabancıların  geçici  veya  daimi  olarak  sınır  dıĢı 
edilmelerine olanak vermektedir. 
 
UyuĢturucu  madde  trafiği  suçu  mahkumunun  tüm  mallarını  bu 
yasa dıĢı faaliyetten elde edilmiĢ olarak kabul etmek ve zapt ve 
müsaderelerine  izin  vermek  Ģeklindeki  yasa  koyucunun  yeni  bir 
eğilimine  iĢaret  etmek  gerekir:  Ġngiltere'de  (uyuĢturucu  madde 
trafiği  suçları  hakkında  1986  kanunu),  Malta'da  (1986  tarihli  8 
sayılı  kanunla  değiĢik  kanun  22/A  m.),  Fransa  (Kamu  Sağlığı 
kanununun  626.m.,  17  Ocak  1986  kanunu  al.3).  Bazı  eleĢtirilere 
göre 

bu  durum  masumluk  karinesinin  ve  cezaların  Ģahsiliğinin  (aileye  zarar 
verdiğinden) ihlalidir.  
 
bb- Cezaların miktarı 
 
Mevzuatlar  bu  meselede  çok  bölünmüĢtür.  Hapis  cezaları  için  echelle 
asgari  3  ay  (Belçika)dan  4  yıla  (Ġtalya)  varabilir.  Bazı  ülkeler  (Ġrlanda, 
Norveç) asgari had öngörmemektedir. 
 
Azami  had  Danimarka  ve  Finlandiya'da  2  yıl,  ancak  Ġrlanda  ve 
Ġngiltere'de müebbettir. 
 
AğırlaĢtırıcı  nedenlerin  varlığı  halinde,  hapis  süresi  Fransa'da  azami 
40 yıla (tekerrür), Yunanistan'da müebbede (teĢekkül) varabilir. Ġtalya sadece 
asgari (20 yıl)yi belirleyip azami had göstermemeye kadar gitmektedir. Ġspanya 
1988  yılında  trafik  örgütünün  liderlerine  verilecek  cezayı  23  yıla  çıkardı. 
Türkiye'de eskiden idama kadar varan azami had artık müebbet ağır hapistir. 
 
Bazı  ülkeler,  bilakis,  çok  tehlikeli  hallerde  bile,  mevzuatlarından 
sadece  indirim  imkanlarına  yer  vermektedirler:  Ġsveç, Finlandiya ve Danimarka 
için azami 10 yıl, Hollanda için 12 yıl (248). 
 
Hızlı  ve  genel  bir  inceleme  fazla  cezalandırıcı  Ġngiltere  ve  Ġrlanda 
dıĢındaki Kuzey Avrupa ülkelerinin güneydekilerden çok daha hoĢgörülü olduğunu 
gözlemeye yetmektedir. 
 
Bu  mukayese  herĢeye  karĢın,  Avrupalı  yasa  koyucuların  genel  olarak 
suçların  konulması  hususunda  özellikle  trafik  suçlarında  aynı  gerekçelerden 
esinlendiğini gözlemeye olanak vermektedir. 
 
19  ülke  arasında  yalnızca  Fransa,  Ġngiltere, Norveç, Danimarka, Ġtalya, 
Ġsviçre  ve  Almanya'nın  yasadıĢı  trafikten  elde edilen kazançların aklanmasını 
özel bir suç olarak düzenlediklerini belirtmek gerekir. 
 
UyuĢturucu  kaçakçılarına  imkanlar  sunan  uluslararası  finans  sisteminin 
boĢluklarının  fazlalığı  karĢısında  acil  bir  uyumlaĢtırma  üzerinde  görüĢ 
birliğinin  olduğu  bir  zamanda,  bu  örneğin  yakın  gelecekte  diğer  Avrupa 
mevzuatları tarafından da izleneceği aĢikardır.  
(248) Fransa'da 31 Aralık 1987 kanunu ile bundan böyle, uyuĢturucu kaçakçısı sanıkların mallarının- mahkumiyetten 
önce  bunları  elden  çıkarmalarını  engellemek  için-  hükümden  önce  ihtiyati  olarak  müsadere  edilmesi  mümkündür. 
Bkz. TRAUTMANN,  s.84 
 

 
Tablo 19 
 
 
AVRUPA TOPLULUĞU ÜLKELERĠNDE UYUġTURUCU TRAFĠĞĠ  
 
SUÇLARI ĠÇĠN ÖNGÖRÜLEN AZAMĠ CEZALAR 
 
 
 
 
SERT-YUMUġAK UYUġT.  
CEZALARIN  
ÜLKE          AYRIMI VAR(X)YOK(-)      AZAMĠ HADDĠ 
ALMANYA      
 
(-)   
 
  4 Yıla kadar hapis 
BELÇĠKA 
 
 
(-)   
 
  5 yıla kadar hapis 
DANĠMARKA  
 
(-)   
 
  2 yıla kadar hapis 
FRANSA 
 
 
(-)   
 
 20 yıla kadar hapis 
ĠSPANYA 
 
 
(X)   
 
  6 yıla kadar hapis 
ĠTALYA 
 
 
(X)   
 
 15 yıla kadar hapis 
LÜKSEMBURG 
 
(-)   
 
  5 yıla kadar hapis 
HOLLANDA   
 
(X)   
 
 12 yıla kadar hapis 
PORTEKĠZ   
 
(X)   
 
 12 yıla kadar hapis 
YUNANĠSTAN 
 
(-)   
 
 20 yıla kadar hapis 
ĠNGĠLTERE  
 
(X)   
 
 Müebbede  
ĠRLANDA 
 
 
(X)   
 
 Müebbede 
________________________________________________________ 
 
 
Kaynak: Catherine TRAUTMANN, a.g.e. S.73'deki  
 
 
 
   bilgilerden hazırlanmıĢtır. 
 
 

 
Tablo 20 
 
 
AVRUPA TOPLULUĞU ÜLKELERĠNĠN UYUġTURUCU MADDE 
 
KULLANIMINA ĠLĠġKĠN MEVZUATLARININ MUKAYESESĠ 
 
ÜLKE  
 









________________________________________________________ 
ALMANYA 
 
 
 

 

 
 
 

BELÇĠKA 
 
 

 

 
 
 

DANĠMARKA  
 
 


 
 
 

FRANSA 
 

 
 

 
 
 

ĠNGLĠTERE  
 

 
 

 
 
 

ĠRLANDA 
 

 
 

 
 
 
 

ĠSPANYA 
 
 
 

 
 


ĠTALYA 
 
 
 

 

 
 

HOLLANDA   
 
 

 

 
 

LÜKSEMBURG 

 
 

 
 
 

PORTEKĠZ   

 
 
 

 
 

YUNANĠSTAN 
 

 
 

 
 

__________________________________________________________ 
 
 
1- UyuĢturucu madde kullanmayı yasaklayan bir mevzuatın varlığı 
 
2- UyuĢturucu madde kullanmayı sadece bazı hallerde yasaklayan mevzuatın 
varlığı 
 
3- UyuĢturucu madde kullanmayı yasaklayan mevzuatı olmayan ülke 
 
4- UyuĢturucu madde bulundurmayı ticaretten ayırt etmeye mevzuatlar 
 
5- Kullanmak amacıyla bulundurmayı özel bir suç sayan 
 
6-  KiĢisel  kullanma  amacıyla  bulundurmayı  özel  bir  suç  saymayan 
mevzuatlar 
 
7- Kullananlar için tedavi mecburiyeti öngörmeyen mevzuatlar 
 
8- Kullananlar için tedavi mecburiyeti öngören mevzuatlar 
 
9- Kullananları mecburi tutmadan tedavi olmaya teĢvik eden mevzuatlar 
 
Kaynak: Catherıne TRAUTMANN, a.g.e. s.210 

 
 
II. ÜLKEMĠZDEKĠ YASAL MEVZUATA BAKIġ 
 
 
A- Genel olarak 
 
Ülkemizdeki  uyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  mevzuatı  idari  ve 
cezai nitelikte olmak üzere iki bölüme ayırabilirsekte aslında bu 
konuda iki mevzuat içiçedir.   
Ülkemizde 
idari 
mevzuatı 
teĢkil eden baĢlıca kanunlar ve  Türk Ceza Kanunundaki uyuĢturucu 
madde  suçlarını  ayrı  ayrı  ve  etraflıca  ele  almadan  önce, 
ülkemizde  uyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  mevzuatı  oluĢturan  kanun, 
tüzük  ve  yönetmelikleri  tek  tek  saymayı  uygun  görüyoruz.  Buna 
göre  ülkemizde  uyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  mevzuat  Ģunlardan 
oluĢmaktadır: 
 
1. TCK.nun ilgili hükümleri (m.403-409)  
 
2.  19.6.1986  tarih  ve  3298  sayılı  uyuĢturucu  maddelerle 
ilgili kanun 
 
3.  24.6.1993  tarih  ve  2313  sayılı  uyuĢturucu  maddelerin 
murakabesi hakkında kanun 
 
4. 1938 tarih ve 3491 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Kanunu 
 
5.  2313  sayılı  kanunun  uygulanmasına  iliĢkin  21.11.1982 
tarihli yönetmelik 
 
6.  3298  sayılı  kanunun  uygulanmasına  iliĢkin  4.5.1988 
tarihli yönetmelik 
 
7. 2559 sayılı polis vazife ve selahiyet kanunu 
 
8.  2845  sayılı  Devlet  Güvenlik  Mahkemelerinin  KuruluĢ  ve 
Yargılama Usülleri Hakkında Kanun 
 
9. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu (15/d m.) 
 
10. Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu 
 
11.  Sahil  Güvenlik  Komutanlığının  Ġdari  ve  Adli  Görevlerine 
ĠliĢkin Tüzük (7.8.1985 tarihli) 
 
12.  2918  sayılı  Karayolları  Trafik  Kanunu  (41.  ve 
48.maddeler) 
 
13. 5584 sayılı Posta Kanunu (41/B ve 45. maddeler) 

 
14. 1918 sayılı Kaçakçılığın men ve Takibine Dair Kanun (2, 3 ve 
58. maddeler) 
 
15. 2803 sayılı Jandarma TeĢkilat-Görev ve Yetkileri Kanunu (7-a, 
b ve 10.maddeler) 
 
UyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  özel  kanunlar  ile  ceza  kanunları 
arasında  çatıĢma  ortaya  çıkabilir.  Uyduğu  takdirde  eylem  için  özel 
kanun hükmü öncelikle ve aksi halde ceza kanunu uygulanacaktır (249).  
 
 
B. UyuĢturucu Maddelerin Ġdari Yönden Kontrolüne ĠliĢkin  
 
 
   Mevzuat 
 
UyuĢturucu 
maddelerin 
insanlık 
için 
felaket 
doğuran 
niteliklerinin  yanısıra,  acıyı  durdurucu  ve  Ģifa  verici  özelliklerede 
sahip  oldukları  bilinmektedir.  Bu  maddelerin  sadece  tıbbi  amaçlarla 
kullanılmasını  sağlamak  amacıyla  uyuĢturucu  maddelerin  üretim,  imal ve 
dağıtımı kontrol altına alınmıĢtır (250). Sözkonusu kontrolün kendinden 
beklenen  yararı  sağlıyabilmesi  için  hem  ulusal  hemde  uluslararası 
düzeyde yapılması gerekir (251). 
 
Ülkemizde  bu  kontrol  üç  kanun  aracılığıyla  yapılmaktadır:  1933 
tarih ve 2313 sayılı "UyuĢturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun", 
1938  tarih  ve  3491  sayılı  "Toprak  Mahsulleri  Ofisi  Kanunu"  ve  3398 
sayılı  19.6.1986  tarihli  uyuĢturucu  maddelerle  ilgili  kanun.  Bu 
kanunlardaki  hükümler,  uyuĢturucu  madde  imaline  yarayan  bitkilerin 
ekimine,  mahsullerinin  satıĢına,  ihracına,  bunlardan  uyuĢturucu  madde 
yapılmasına,  bu  gibi  maddelerin  ithaline,  satıĢına  türlü  sınırlamalar 
getirmekte  ve  bu  sınırlamalara  uymayanlara  cezalar  tayin  etmekte  ve 
tümden uyuĢturucu maddeleri devletin tekeline vermektedir (252). 
 
1- UyuĢturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun 
 
Bu kanun, uyuĢturucu maddeleri saymıĢ ve bunların
  
_______________ 
(249) GÖZÜBÜYÜK, s.67 
(250) YENĠSEY,  s.181 
(251) GÜRELLĠ,  s.7 
(252) GÜRELLĠ,  s.1 

ithal,  ihraç  ve  ülke  içinde  satıĢının  "Sağlık  ve  Sosyal  Yardım 
Bakanlığı'nın"  kontrolüne  tabi  olduğunu  belirlemiĢtir  (m.1). 
Kanunda  sayılan  maddeler  dıĢında  kalan  uyuĢturucu  maddelerinde 
"ilmi tetkikat neticesi toksikomani tevlid ettikleri" anlaĢılması 
halinde,  bakanlar  kurulu  kararı  ile,  yasaklanan  maddeler  arasına 
dahil edilebileceği açıklanmıĢtır. 
 
Aynı  kanun  kenevir  ekimini  yasaklamıĢ,  esrar  hazırlanması, 
ithal  ve  ihracı  ile  satıĢı  yasaklanmıĢ  (m.37),  kenevir  ekenlere 
verilen  cezalar  1979  yılında  artırılmıĢ,  1982  yılında  yapılan 
değiĢiklik  ilede,  izinsiz  ithal  edilen  uyuĢturucu  maddelerin 
müsadere ve bunların imha edileceği hükme bağlanmıĢtır.  
 
UyuĢturucu  maddelerin  satıĢı  sadece  eczaneler  tarafından  ve 
reçete  mukabilinde  yapılabilir  (m.15).  Aksine  hareket  eden 
ilgililer TCK 403 ve 406 uyarınca cezalandırılır (253). 
 
Yakalanan veya bulundurulan uyuĢturucu maddelerin soruĢturma 
sırasında 
muhafazası 
ve 
soruĢturma 
sırasında 
müsaderesi 
usullerinide  düzenleyen  (m.21.22)  bu  kanunda  ayrıca,  cezai 
hükümlerede  yer  verilmiĢtir.  Bu  kanunun  uygulanmasına  iliĢkin 
yönetmelik 21.12.1982 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir (254). 
 
2- Toprak Mahsulleri Ofisi Kanunu 
 
Bu  kanunun    3.  maddesi  2313  sayılı  kanunun  1.  maddesine 
paralel  bir  hüküm  sevketmiĢ  ve  devletin  inhisarı  altındaki 
maddeleri  saymıĢ  bakanlar  kurulunun  bunlara  ilave  yapabileceğini 
açıklamıĢtır. 
 
Toprak  Mahsulleri  Ofisi  Kanununun  18.  maddesi,  haĢhaĢ 
ekilecek  yerler  ile  ham  afyon  üretilecek  yerlerin  belirlenmesi 
yetkisini,  her  yıl  yeniden  verilmesi  gereken  bir  karar  ile, 
bakanlar  kuruluna  bırakmıĢ  bulunmaktadır.  Hükümet  bu  yetkiyi 
kullanarak bilindiği  gibi, önce  1972 yılından i- 
(253) YENĠSEY,  s.182,  Kanun metni için bkz. ĠÇEL/YENĠSEY, Hususi Ceza Kanunları,  l.b., Ġstanbul 
           1992,  Beta yy.  s.508 vd. 
(254) KURT,  s.15 
tibaren afyon ekimini Türkiye'nin her yerinde yasaklamıĢ, 1974 yılında 
ise, yedi ilde haĢhaĢ ve afyon ekimine izin vermiĢtir. Afyon ekimi 1975 

yılında  tekrar  yasaklanmıĢ,  haĢhaĢ  ekimi  ise,  1979  yılı  için  400.000 
dekar olarak sınırlandırılmıĢtır (255).  
 
3- UyuĢturucu maddelerle ilgili kanun 
 
Kanunun  1.  maddesine  göre:  ÇizilmiĢ  veya  haĢhaĢ  kapsülleri  ile 
ham  afyon,  tıbbi  afyon  ve  morfin  evsafını  haiz  afyon  alkoloidleri, 
tuzları,  esterleri  ve  eterleri  ile  Sağlık  ve  Sosyal  Yardım 
Bakanlığı'nca tayin olunacak diğer uyuĢturucu maddelerin alımı, satımı, 
imali,  ithali  ve  ihracı  ile  ilgili  hususlar  Bakanlar  Kurulunun  tesbit 
edeceği esaslara göre yönetilir. 
 
Kullanılması  zararlı  olduğu  ve  "Toksikomanie"  yaptığı  Sağlık  ve 
Sosyal  Bakanlığı'nca  tesbit  edilen  diğer  tabii  ve  sentetik  maddelerde 
yine bu bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile bu kanun 
kapsamına alınabilir (m.1/3). 
 
Kanunun  2.  maddesinde  ham  afyon  elde  edilen  haĢhaĢ  bitkisinin 
ekim  yerlerinin  tesbiti  ekimi,  toplanması  ve  kontrolüne  iliĢkin 
hükümler yer almıĢtır. 
 
Kanunun  üçüncü  maddesinde  haĢhaĢ  ekimi  kontrolü,  toplanması, 
değerlendirilmesi,  satınalınması  veya  satılması  ve  bu  kanunun 
uygulanması  ile  ilgili  diğer  hususların  bir  yönetmelikle düzenleneceği 
belirtilmiĢ olup bu yönetmelik  
9 Mayıs 1988 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir (256). 
 
4.  maddede  ham  afyon,  hazırlanmıĢ  afyon,  tıbbi  afyon  ve  bunların 
müstahzarları TCK uygulamasında uyuĢturucu maddelerden sayılır denilmiĢ 
ve  izinsiz  ham  afyon  üretenler  hakkında  TCK.nun  403  ve  sonraki 
maddelerinin uygulanacağı hükme bağlanmıĢtır (257).
 
_______________ 
(255) YENĠSEY,  s.183 
(256) KURT,  s.15 
(257) Kanunun tam metni için bkz. ĠÇEL/YENĠSEY, Hususi Ceza Kanunları,   s.506-507 

 
 
 
C. TCK Hükümleri ve Tarihi Süreç Ġçindeki GeliĢimi 
 
765  sayılı  ceza  kanunumuzun  ve  yedinci  babının  "umumun 
sıhhatine,  yenilecek  ve  içilecek  şeylere  müteallik  cürümler
baĢlıklı  üçüncü  faslında  403.  maddeden  409.  maddeye  kadar  olan 
kısmı  uyuĢturucu  maddelerle  ilgili  yasakları  içermektedir. 
Sağlıklı  bir  toplum  yaratılması  için  kiĢiyi  zararlı  maddelere 
karĢı  korumak  amacıyla  konulmuĢ  olan  bu  hükümlerde,  uyuĢturucu 
madde kullanımı, ruhsatsız imal, ithal ve ihraç, ticareti, nakli, 
sahte  reçete  ile  uyuĢturucu  madde  temini  suç  sayılmıĢ  ve  ağır 
cezai müeyyidelere bağlanmıĢtır (258). 
 
1926  tarih  ve  765  sayılı  TCK.nun  ilk  metninde  403.  ve  408. 
maddelerde,  uyuĢturucu  madde  temini  ve  kullanılmasına  iliĢkin 
sorunları  çağdaĢ  bir  biçimde  düzenleme  yolunda,  önemli  bir  adım 
atılmıĢtır.  UyuĢturucu  madde  kavramı  konusunda  "sayma  sistemi" 
benimsenmiĢ  ve  uyuĢturucu  maddelerden  nelerin  kastedildiği 
belirtilmiĢtir.  Bunları  kullanmak  uyuĢturucu  madde  kullanmak 
olarak kabul edilmiĢtir. Aynı yol uyuĢturucu madde temin edenler 
bakımındanda  izlenmiĢtir.  KiĢinin  tek  baĢına  uyuĢturucu  madde 
kullanması 
yerine 
toplu 
olarak 
kullanma 
ve 
kullanılmayı 
kolaylaĢtırma suç olarak öngörülmüĢtür. Cezası ise 2 aydan 6 aya 
kadar  hapis  ve  ağır  para  cezasına  mahkumiyetti.  Kullanan 
hakkında,  cezayı  hafifletecek  sebepler  bulunduğunda,  yalnız  para 
cezasıylada  yetinmek  mümkündü.  Kullanan  kiĢilerin  alıĢkanlıkları 
"iptila"  derecesine  varmıĢsa  bunlar  hakkında  6  aydan  eksik 
olmamak  üzere  hastanede  iyileĢinceye  kadar  tedavi  olanağı 
getirilmiĢti. UyuĢturucu madde temin edenler için öngörülen ceza, 
altı  aydan  eksik  olmamak  üzere  hapis  ve  ağır  para  cezası 
Ģeklindeydi.  Belirtilen  para  cezası  nisbi  para  cezası  yerine, 
sabit  para  cezası  Ģeklinde  olup;  100  ila  1000  lira  arısanda 
değiĢmekteydi. UyuĢturucu maddelerin kullanıl- 
(258) KURT,  s.14 
masını  kolaylaĢtırmak  için  açılan  yerler  bakımından  "müsadere"  mevcut 
bütün  eĢyalar  bakımından  konmuĢ  bulunmaktaydı.  Ancak  müsadere  olunan 

eĢya  tutarının  yarısı,  suçu  meydana  çıkarmak  için  hizmeti  görülenlere 
verilmekteydi (259). 
 
20.6.1933  tarihinde  2275  sayılı  kanunla  yapılan  değiĢiklikle 
uyuĢturucu  maddeyi  toplu  olarak  kullanma  ve  kullanmayı  kolaylaĢtırma 
suç  olarak  kalmıĢ,  ancak  kullananlar  hakkındaki  yalnız  para  cezası 
hükmedebilme 
olanağı 
kaldırılmıĢtır. 
UyuĢturucu 
madde 
kapsamı 
geniĢletilmiĢ,  temin  edenler  bakımından  ise  cezanın  asgari  haddi 
(tabanı) altı aydan bir seneye çıkarılmıĢ, azami haddi (tavanı) ise beĢ 
sene  ile  sınırlandırılmıĢ;  ayrıca,  uyuĢturucu  maddenin  her  gram  ve 
küsuru için bir lira esasına göre nisbi para cezası öngörülmüĢtür. 
 
23.6.1936  yılında  2038  sayılı  kanunla  yapılan  değiĢiklikle  toplu 
olarak kullanma ve bireysel kullanma ayrımı kaldırılmıĢ ve "uyuşturucu 
madde kullanma" suç olarak kabul edilmiĢtir(260). 
 
2.6.1941  yılında  4055  sayılı  kanunlada  önemli  bir  değiĢiklik 
getirilmiĢ  ve  sayma  sistemi  terkedilerek  "uyuşturucu  madde"  deyimi 
kullanılmıĢtır.  Ayrıca  hükmolunacak  para  cezasında  uyuĢturucu  maddenin 
her gramı için 1 liradan hesaplanmak suretiyle belirlenmesi Ģekli aynen 
korunmuĢtur.  Bundan  baĢka  iki  senedin  eksik  olmamak  üzere  "sürgün" 
cezası  öngörülmüĢtür.  Kullananlar  bakımından  artık  403.  maddeye  atıf 
yapma 
terkedilmiĢ 
ve 
"uyuĢturucu 
maddeyi 
kullananlar" 
deyimi 
getirilmiĢtir. Eskiden mükerrirler hakkında hüküm yokken bu defa cezaya 
ilaveten  altı  aydan  eksik  olmamak  kaydıyla  "sürgün"  cezası  konmuĢtur. 
Kullananlardan alıĢkanlıkları iptila derecesine varmıĢ olanlarla ilgili 
olarak,  tedavi  edildikten  sonra  hastaneden  çıkıncı  altı  ay  sürgün 
cezasına mahkum olabilme esası öngörülmüĢtür (261).
 
_______________ 
(259) GÜNAL,  s.19 
(260) GÜNAL,  s.49 
(261) GÜNAL,  s.50 

 
5435 
sayılı 
kanunlada 
hükmolunacak 
para 
cezaları 
arttırılmıĢtır.  1953  yılında  6123  sayılı  kanunla  yapılan 
değiĢikliklerle  uyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  cezalar  olağanüstü 
biçimde  arttırılmıĢtır  (262).  Bundan  sonra,  dünyada  hemen  hemen 
en ağır cezaların ülkemizde verildiği ifade edilmekteydi (263). 
 
6123 
sayılı 
kanunun 
gerekçesinde 
Ģu 
görüĢlere 
yer 
verilmiĢtir:  "TCK.nun  403.  maddesinde  uyuĢturucu  maddelerin 
ruhsata aykırı olarak imal edilmesi suç sayılmıĢ olduğu gibi, bu 
gibi  maddelerin  imal,  ithal  ve  ihracı  daha  ağır  ve  vahim 
neticeler  husule  getirdiği  halde  bu  fiiller  mezkur  maddeleri 
satan, satın alan veya bulunduranlarla aynı derecede cezaya tabi 
tutulmuĢ  ve  bundan  baĢka  bu  cürümlerin  iĢlenmesi  için  teĢekkül 
vücuda  getirilmesi  veya  bu  fiillerin  meslek,  sanat  veya  maiĢet 
vasıtası  haline  sokulması  veya  onsekiz  yaĢını  bitirmeyen 
küçüklerle,  ceza  ehliyetini  haiz  bulunmayan  kimselerin  bu 
suçların  iĢlenmesinde  kullanılması  da  nazarı  itibara  alınmıĢtır. 
Bu  itibarla..........ve  arkadaĢlarının  bu  maddelere  ait  tadil 
teklifleri ile beynelmilel anlaĢmalara uygun olarak hazırlanmakta 
olan  uyuĢturucu  maddelere  ait  mahsus  layihanın  tekemmül  etmiĢ 
kısımlarından  istifade  edilerek  cemiyet  ve  beĢeriyet  için  büyük 
bir  tehlike  teĢkil  eden  ve  temin  etmiĢ  olduğu  maddi  menfaat  ile 
verilen ceza arasında bir nisbet olmayan bugünkü halin bu salgını 
ortadan  kaldırmak  için  kafi  bir  çare  olmadığı  mülahaza  edilerek 
bu  maddeler  yeni  baĢtan  beĢeriyet  ve  cemiyetimizi  bu  afetten  ve 
salgından kurtarma imkanları derpiĢ edilmiĢtir" (264). 
 
10.01.1981 
tarihli 
2370 
sayılı 
kanunla, 
yargıtay 
içtihatlarıda  göz  önünde  tutularak  ve  hatalı  uygulamaların 
önlenmesi  gerekçesiyle "baz morfin" de TCK.nun 403/6 madde- 
_______________ 
(262) DÖNMEZER,  "Hukuk ve UyuĢturucu", s.411 
(263) Hüseyin TURGUT,  "Türk hukukunda uyuĢturucu maddeler", AD., Gençlik özel  sayısı,  y.1985,  s.238 
(264) Muhtar ÇAĞLAYAN,  "Gerekçeli, Notlu, Açıklamalı Türk Ceza Kanunu",   y.1986,  c.3,  s.302
 
 

sinde  sayılan  ve  cezanın  arttırılmasını  öngören  uyuĢturucu  maddelere 
dahil  edilmiĢtir.  14  Kasım  1981  gün  ve  101-518/06793  sayılı 
gerekçesinde  Ģöyle  denilmektedir:  "TCK.nun  403.  maddesinin  2.  ve  4. 
bendlerinde  eroin,  kokain,  morfin  ve  esrardan  bahsedilmiĢ;  ancak,  her 
iki  bentte  baz  morfine  yer  verilmemiĢtir.  Kanunsuz  suç  olmaz  prensibi 
karĢısında, bu eksikliğin giderilmesi ve hatalı uygulamaların önlenmesi 
amacıyla,  yargıtay  içtihatlarıda  gözönünde  tutularak  maddeye  morfin 
kadar ve hatta ondanda ağır olan "baz morfin" ilave edilmiĢtir" (265). 
 
403. maddede yer alan sürgün cezası 13.7.1965 tarih ve 647 sayılı 
cezaların 
infazına 
dair 
kanunun 
geçici 
ikinci 
maddesi 
ile 
kaldırılmıĢtır.  15.4.1987  tarihli  3354  sayılı  kanunlada  önemli 
sayılacak  değiĢikliklere  gidilmiĢtir.  Gerçekten,  anılan  kanunla,  bir 
yandan  gerçeklik  yada  korunma  prensibi  olarak  isimlendirilen  prensib 
çerçevesinde  uyuĢturucu  tedarik  ve  kullanma  suçları  için,  sanığın 
uyruğuna ve suçu iĢlediği ülkeye ve hatta yargılanmamıĢ olup olmamasına 
bakılmaksızın  Türkiye'de  yargılama  yapılması  kabul  edilmiĢ,  öte yandan 
da  TCK.nun  403/3  üncü  maddesinde  yer  alan  yurt  içinde  satma,  satın 
alma,  bulundurma,  nakil  ve  vasıta  olmaya  iliĢkin  düzenlemeden    "yurt 
içi" sözcüğü çıkarılmıĢtır. (265a)  
 
Faile  ölüm  cezası  veya  bunun  yerine  baĢka  bir  ceza  verilmesi 
halinde  bütün  taĢınabilir  ve  taĢınmaz  malların  müsaderesine hükmolunur 
Ģeklindeki  403.  maddenin  7.bendinin  son  fıkrası,  anayasanın  28. 
maddesinin  7.  fıkrasının  aykırılığı  sebebiyle  Anayasa  mahkemesinin 
3.6.1988 tarihli kararı ile iptal edilmiĢtir (266). 
 
407.  maddenin  ikinci  bendindeki    "ölüm  cezası"  21.11.1990  tarih 
ve 
3670 
sayılı 
kanunla 
"müebbet 
ağır 
hapis 
cezası" 
olarak 
değiĢtirilmiĢtir (267). 
_______________ 
(265) ÇAĞLAYAN,  s.303 
(265a) TEZCAN, TĠD, s.60 
(266) A. Pulat GÖZÜBÜYÜK,  Türk Ceza Kanunu Gözübüyük Şerhi,  c.3,  s.6  Ġstanbul 1988,  s.625 
(267) Notlu, Gerekçeli, Türk Ceza Kanunu,  6.b. Yetkin y.,  Ankara 1992, s.217 

 
6.6.1991 
tarihinde 
3756 
sayılı 
kanunla 
yapılan 
değiĢikliklerle  TCK.nun  uyuĢturucu  maddelere  iliĢkin  hükümleri, 
bundan  sonraki  bölümde  ayrıntılı  olarak  inceleyeceğimiz  bugün 
yürürlükteki 
Ģeklini 
almıĢtır. 
Kanunun 
genel 
değiĢiklik 
gerekçesinde  Ģu  ifadeler  yer  almaktadır:  "UyuĢturucu  maddeler 
konusunda  milletlerarası  uygulamada  cezai  müeyyideler  bakımından 
esas  olan,  maddeyi  imal,  ithal  edenleri,  bir  yerden  diğer  yere 
nakledenleri, satanları, satmak için bulunduranları, yani bu iĢin 
"trafiğini  idare  edenleri"  Ģiddetle  cezalandırmak,  buna  karĢılık 
maddeyi  kullananı  genel  olarak  bir  hasta,  iradesi  bakımından 
zayıf  bir  kiĢi  telakki  ederek  ıslah  ve  tedavisini  asıl  hedef 
saymaktır.  UyuĢturucu  maddelerden  kolayca  iptila  meydana  getiren 
sert nitelikte olanları daha fazla, ancak alıĢkanlık tevlit eden 
daha  yumuĢak  nitelikte  olanları  daha  az  cezalandırmak  gerekir. 
UyuĢturucu  maddelerin  ihracını  yapan  bir  kısım  vatandaĢlarımız, 
yürürlükteki  hükümlere  göre,  yabancı  memlekete  soktukları  madde 
dolayısıyla  yabancı  memlekette  cezalandırıldıkları  takdirde, 
ülkemize  döndüklerinde  ayrıca  ihracattan  dolayı  müebbet  ağır 
hapis  cezasına  mahkum  edilmekte,  mahkemenin  takdiri  hafifletici 
sebepten  indirim  yapması  halinde  cezalar  otuz  yıl  ağır  hapis 
olmaktadır.  Yabancı  ülkede  çekmiĢ  oldukları  ceza,  ihraç  fiili 
Türkiye'de  iĢlenmiĢ  ayrı  bir  suç  olduğundan,  Türkiye'de  aynı 
madde 
dolayısıyla 
verilmiĢ 
olan 
bir 
cezadan 
mahsup 
edilmemektedir. Meri hükümlerimize göre uyuĢturucu madde kullanan 
kiĢi  alıĢkanlığından  veya  iptila  durumundan  kurtulmak  için 
gönüllü  olarak  tedavisini  istediğinde  tedavi  kurumları  kanununun 
235  ve  530  uncu  madde  hükümleri  karĢısında  bu  isteği  kabul 
etmemekte  veya  insancıl  mülahazalarla  kabul  etmeleri  halinde 
suçlu  duruma  düĢmekte  ve  uyuĢturucu  madde  kullananıda  404. 
maddenin 
ceza 
hükmü 
beklemektedir. 
Bu 
durum, 
uyuĢturucu 
politikası 
dolayısıyla 
esasında 
hasta 
olan 
kiĢilerin 
tedavilerinde  gecikme  olması  veya  hiç  tedavi  edilememeleri 
sonucunu  doğurmaktadır.  Kanunumuzun  katı  katı  yaklaĢımının  daha 
makul  ölçülere  ve  uluslararası  uygulamaya  paralellik  sağlayacak 

Ģekle  getirilmesi  gerekmektedir.  Kanunun  uyuĢturucu  madde  suçu 
iĢleyen bir kısım meslek mensupları için öngörüldüğü müebbet ağır 
hapis  veya  idam  cezası  yerine,  tayin  olunacak  cezada  belirli 
oranda indirim yapılmasının ceza adaleti bakımından uygun olacağı 
muhakaktır" (268). 
________________ 
(268) T.B.M.M. Tutanak Dergisi,  S:513,  s.2-3 
 

 
Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin