3.6.1.2 Kurumlar Vergisi
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesine göre sermaye
şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi
işletmeler ve iş ortaklıkları Kurumlar Vergisi mükellefidir. Buna bağlı olarak sigorta
şirketlerinin, Anonim Şirket veya kooperatif statüsünde kurulması sonucunda
Kurumlar Vergisi mükellefleri olup bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kazançları
Kurumlar Vergisine tabidir. Hukuki statüleri gereği Kurumlar Vergisine tabi olan
sigorta şirketleri, bu özellikleri itibariyle Kurumlar Vergisi Kanunu ve ilgili tüm
yasal düzenlemelere uymak zorundadırlar.
Sigorta şirketlerinin kurumlar vergisi ile alakalı olarak, diğer şirketlerden en
önemli farkı, faaliyetleri sonucu kar ya da zararın tespitine yönelik indirilebilecek
giderlerinden kaynaklanmaktadır. İndirilebilecek sigorta teknik karşılıkları Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun İndirilecek giderler başlıklı 8. maddesinde gösterilmiştir. Bunlar
muallak hasar ve tazminat karşılığı, kazanılmamış prim karşılıkları, deprem hasar
karşılığı ve hayat matematik karşılıklarından ibarettir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun sekizinci maddesinde kurum matrahından
indirilebilecek muallâk hasar ve tazminat karşılıklarının tanımı “Muallak hasar ve
tazminat karşılıkları; tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş hasar ve tazminat
bedelleri veya bu hesap yapılmamışsa hasar ve tazminatın ve bunlarla ilgili tüm
masrafların tahmini değerleri ile gerçekleşmiş, ancak rapor edilmemiş hasar ve
tazminat bedelleri ve bunlara ilişkin masraflardan, reasürör payı düşüldükten sonra
kalan tutar ile saklama payına isabet eden muallak hasar karşılığı yeterlilik
farklarından oluşur” şeklinde yapılmıştır. Buna göre, herhangi bir ihbar süresi
sınırlaması olmaksızın, gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat
bedellerinin tamamı kurumlar vergisi matrahından indirilecektir.
Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı’nın geçmiş 5 yılda ayrılan muallâk hasarların
gerçekleşen tutarlarına oranının %90’ın altında kalması halinde, ilave olarak
90
ayrılmasını istediği “muallâk hasar karşılığı yeterlilik farkı da kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır.
Aynı maddede, “Deprem hasar karşılıkları; yangın ve mühendislik sigorta
branşlarında verilen deprem teminatı karşılığında alınan ve şirketlerin kendi saklama
paylarında kalan primlerin 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe
Kanununun 25 inci maddesi uyarınca hesaplanan kısmı ile önceki hesap
dönemlerinde ayrılan karşılıkların yatırıldığı fonların gelirleri toplamından oluşur.
Deprem hasar karşılığı hesabına intikal ettirilen primler, bu Kanunun uygulamasında
kazanılmamış prim karşılığı hesaplamasına konu edilmez” hükmü de yer almakta
olup, deprem hasar karşılıkları da kurumlar vergisi matrahından indirilecektir.
Deprem hasar karşılıklarının gider kaydına ilişkin bu düzenleme ile birlikte sigorta
mevzuatına paralel olarak deprem hasar karşılığı hesabına intikal ettirilen primler
üzerinden kazanılmamış prim karşılığı hesaplamasına izin verilmemiştir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, söz konusu maddenin son
bendinde bulunan genel ifadenin deprem hasar karşılıkları için de geçerli olduğudur.
Bu bentte “Bir bilânço döneminde ayrılan sigorta teknik karşılıkları, ertesi bilânço
döneminde aynen kâra eklenir” hükmü yer almaktadır. Bilindiği üzere deprem hasar
karşılıkları 15 yıllığına ayrılmakta ve bu süre boyunca da aktifte tutulmaktadır.
Ancak yapılan düzenleme ile 15 yıllık bir vergi ertelemesi söz konusu
değildir. Sigorta şirketlerinin kurumlar vergisi matrahının tespiti için yapılan
hesaplamalarda bir yıl gider yazılan karşılıkların ertesi yıl gelire intikal ettirilmesi
gerekmektedir. 8. maddede, kazanılmamış prim karşılıkları; yürürlükte bulunan
sigorta sözleşmeleri için tahakkuk etmiş primlerden, komisyonlar düşüldükten sonra
kalan tutarın gün esasına göre bilânço gününden sonraya sarkan kısmından, aynı
esasa göre hesaplanan reasürör payının düşülmesinden sonra kalan tutar olarak
tanımlanmaktadır. Ancak bu tutar, nakliyat emtia sigortalarında, yıllık primin
komisyon düşüldükten sonraki tutarından şirketlerin kendi saklama paylarında
kalanının % 25'ini geçemez. Kazanılmamış prim karşılığının gün esasına göre
91
hesaplanması mümkün olmayan reasürans ve retrosesyon işlemlerinde 1/8 yöntemi
uygulanabilir.
Sigorta teknik karşılıkları kurum kazancının belirlenmesinde vergi
matrahından indirilecek giderler olarak yer almaktadır. “Sigorta teknik karşılıkları”
kavramı kullanılmaksızın “karşılıklar” başlığı altında Vergi Usul Kanunu’nun
değerleme ile ilgili hükümleri de konu ile yakından ilgilidir
176
.
Vergi hukukunda sigorta teknik ihtiyatları ile ilgili önemli düzenleme
Kurumlar Vergisi Kanunu 14. maddesinin 4. bendidir. Kurumlar Vergisi Kanunu
madde 14/4 “Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları,
imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız
muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez.”
Sigorta
şirketlerinin ayırmış oldukları teknik ihtiyatlarında kurum kazancının
belirlenmesi sırasında indirilmesi kabul edilmiştir. Sigorta teknik ihtiyatları, yalnızca
sigorta şirketlerince ayrılabilen bir karşılıktır. Birer aracı olan sigorta acente ve
prodüktörleri, sigorta teknik ihtiyatları ayıramazlar. KVK 14/4’de sigorta teknik
karşılıkları olarak, “ muallâk hasar karşılıkları, kazanılmamış prim karşılıkları ve
hayat matematik karşılıkları” düzenlenmiştir
177
.
5520
sayılı Kanun'un “Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu” başlıklı 34.
maddesinde yapılan düzenleme ile sigorta şirketlerince matematik karşılıkların
yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen kazançlar üzerinden yapılan tevkifatların
kurumlar vergisinden indirimine imkân sağlayan parantez içi hükmü getirilerek bu
konuda uygulamada yaşanılan karışıklıklara açıklık getirilmiştir.
Kurumlar vergisi beyannamesi her yıl Nisan ayının 15. günü akşamına kadar
verilmektedir. Ödeme ise beyannamenin verileceği ayın sonuna kadar yapılır.
Kurumlar Vergisi oranı kurum kazancının % 20'sidir.
176
M. Y.AKIN, s. 508.
177
M.Y.AKIN, ss. 508-509.
|