Barnabas İncili
61
Elçisi'nin ayakkabılarının iplerini veya çoraplarının
bağlarını çözecek değerde değilim.
Levililer şaşkınlık içinde ayrılıp gittiler ve ileri gelen kâhinlere
her şeyi anlattılar da, bunlar dediler, “Onun sırtında her şeyi
kendine anlatan cini var” Sonra İsa havarilere dedi, “Bakın, size
diyorum, reisler ve halkımızın büyükleri bana karşı fırsat
kolluyorlar.” Sonra Petrus dedi, “Öyleyse, bir daha Kudüs'e
gitmeyin.” Bunun üzerine İsa ona dedi, “Sen budalasın ve ne
söylediğini bilmiyorsun. Pek çok eziyetler çekmem gerek,
çünkü bütün peygamberler ve Allah'ın kutsal kulları
çekmişlerdir. Ama korkmayın, bizimle birlikte olanlar da vardır,
bize karşı olanlar da.”
Ve İsa böyle deyip ayrılarak Tabur dağına gitti ve oraya yanında
Petrus, Yakup ve kardeşi Yuhanna'yla bunu yazan da çıktı.
Bunun üzerine üstünde büyük bir nur parladı, elbiseleri beyaz
kar gibi oldu ve yüce güneş gibi ışıldadı ve bir de ne görelim!
Oraya cinsimiz ve kutsal şehir üzerine gelmesi gereken tüm
şeylerle ilgili olarak İsa ile konuşan Musa ve İlya gelmesinler
mi?
Petrus şöyle konuştu, “Rab, burada bulunmakla iyi ettik. Bu
bakımdan, eğer dilerseniz burada, biri sizin için biri Musa ve
diğeri de İlya için üç çardak kuralım.” Ve o konuşurken, beyaz
bir bulut üzerlerini örttü ve “Kendinden çok hoşnut olduğum
kuluma bakın; onu dinleyin” diyen bir ses duydular. Havariler
korkuya kapılarak, ölü gibi yüz üstü yere düştüler. İsa geldi ve
havarilerini kaldırıp dedi, “Korkmayın, çünkü Allah sizi seviyor
ve benim sözlerime inanmanız için böyle yapmıştır.”
Barnabas İncili
62
31. “Allah Her şeyden Önce Hz. Muhammedin Ruhunu
Yarattı”
İsa, aşağıda kendisini bekleyen sekiz havarisinin yanlarına vardı
ve dört tanesi bu sekiz taneye bütün gördüklerini anlattılar; o gün
hepsinin kalbinden İsa ile ilgili tüm kuşkular silindi, yalnız hiç
bir şeye inanmayan Yahuda îskariyot hariç. İsa, dağın eteğinde
bir yere oturdu ve ekmekleri olmadığından, hepsi dağ meyveleri
yediler. Sonra Andreas dedi, “Bize Mesih hakkında çok şeyler
söylediniz, bu nedenle, lütfen bize her şeyi açıkça anlatın.” Ve
aynı şekilde diğer havariler de kendisine rica ettiler. Bunun
üzerine İsa dedi,
“Çalışan herkes, tatmin olacağı bir gaye için çakışır. Bu
bakımdan size söylüyorum ki, Allah kendinde hiç bir noksanlık
olmadığı için tatmin olma ihtiyacı duymaz. Zaten O'nun
kendinde kemal vardır. Ve işte, çalışmak dileğiyle O, her şeyden
önce, yaratıklar Allah'ta rıza ve doygunluk bulsunlar diye
kendisi için tüm kâinatı yaratmaya karar verdiği Elçisi'nin
ruhunu yarattı ki, kulları olarak tayin ettiği tüm yaratıklarından
elçisi haz ve sevinç duysun. Ve bu nedenle işte her şey bilip
gördüğünüz gibi oldu. Ama O neden böyle olmasını diledi?
Bakın, size diyorum ki; her peygamber geldiği zaman yalnızca
bir kavme Allah'ın rahmetinin işaretini götürmüştür. Ve sözleri
de gönderildikleri insanların ötesine uzanmamıştır. Fakat
Allah'ın Elçisi geleceği zaman, Allah O'na kudret ve rahmetinin
sonuymuş gibi verecek, o kadar ki akidesini alacak olan tüm
dünya kavimlerine rahmet ve selâmet götürecektir. Dinsizler
üzerine güçle gidecek ve puta tapıcılığı ezecek, o kadar ki
Şeytan’ı kahredecektir çünkü Allah İbrahim'e böyle vaat
etmiştir,
“Dikkat et, senin soyunla yeryüzünün tüm kabilelerini
kutsayacağım. Ve sen Ey İbrahim, nasıl putları parça parça
etmişsen, senin soyun da böyle yapacaktır.”
|