Barnabas İncili
35
23. Sünnetin menşei, Allah'ın İbrahim'le ahidleşmesi ve
sünnetsizlerin lanetlenmesi.
Ve bunu
dedikten sonra, İsa seyretmekte oldukları dağın yanına
oturdu. Ve havarileri sözlerini dinlemek için yanına geldi. Sonra
İsa dedi,
“İlk insan Âdem, şeytanın kandırması ile Allah'ın yasakladığı
yemeği Cennet'te yiyince, derisi ruhuna isyan etti; bunun üzerine
yemin edip dedi, “Vallahi seni keseceğim!” Ve bir kaya parçası
bulup, taşın keskin kenarıyla kesmek için derisini ele aldı; bunun
üzerine Cebrail tarafından azarlandı. Ve cevap verdi, “Onu
keseceğim diye Allah'a yemin ettim. Asla bir yalancı
olmayacağım!” Ardından, Melek ona derisinin fazla kısmını
gösterdi ve o da bunu kesti. İşte, bundan böyle nasıl
herkes
derisini Âdem’in derisinden aldı ise, öyle de Âdem’in bir
yeminle söz verdiği şeyi yerine getirmekle yükümlüdür. Âdem
bunu oğullarına uyguladı ve bu sünnet zorunluluğu nesilden
nesile süregeldi. Fakat İbrahim'in zamanında yeryüzünde
yalnızca birkaç kişi vardı sünnetli. Çünkü şu puta tapıcılık
yeryüzünde pek yaygındı.
Bunun üzerine, Allah İbrahim'e
sünnetle ilgili gerçeği söyledi ve bu ahdi yaptı. “Derisini sünnet
ettirmeyecek kişiyi, ebediyen kullarım arasından atacağım.”
Havariler İsa'nın bu sözleri üzerine konuşmasının ciddiyet ve
ateşinden dolayı korkuyla titrediler. Sonra İsa dedi, “Korkuyu,
ön derisini sünnet ettirmeyene bırakın, çünkü o, Cennet'ten
mahrumdur.” Ve İsa bunu deyip ardından da şöyle konuştu, “Pek
çoklarının ruhu Allah'ın hizmetine hazırdır, fakat beden zayıftır.
Bu bakımdan Allah'tan korkan
insan bedenin ne olduğuna,
nereden geldiğine ve neyde yok olacağına bakmalıdır.
Yeryüzünün çamurundan Allah bedeni yarattı. Ve ona bir iç
üflemeyle hayat nefesini üfledi. Ve bu nedenle, beden Allah'ın
hizmetinden geri kaldığı zaman,
bu dünyada ruhundan nefret
ettiği kadar, sonsuz hayatta onunla birlikte olacağı düşünülerek
çamur gibi atmalı ve çiğnenmelidir.