Cennet : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 3,33 Mb.
səhifə20/36
tarix29.03.2017
ölçüsü3,33 Mb.
#12849
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   36



Türkçe Transcript (*)

‘Alâ-l-erâ-iki yenzurûn(e)

Ali Bulaç Meali

Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmektedirler.

Edip Yüksel Meali

Koltuklar üzerinde çevreyi seyrederler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.

Süleyman Ateş Meali

Divanlar üzerinde oturup bakarlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Koltuklar üzerinde seyre dalarlar.

Yusuf Ali (English)

On Thrones (of Dignity)(6022) will they command a sight (of all things): *

M. Pickthall (English)

On couches, gazing,

Mutaffifîn Suresi
24


تَعْرِفُ

sezersin


فِي وُجُوهِهِمْ

yüzlerinde



نَضْرَةَ

sevinç ve parıltısını



النَّعِيمِ

ni'metin




Türkçe Transcript (*)

Ta’rifu fî vucûhihim nadrate-nna’îm(i)

Ali Bulaç Meali

Nimetin parıltılı-sevincini yüzlerinde tanırsın.

Edip Yüksel Meali

Yüzlerinden nimetlerin sevinç ve parıltısını okursun.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.

Süleyman Ateş Meali

Yüzlerinde ni'metin sevinç ve parıltısını sezersin.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yüzlerinde nimetin sevinç parıltısını izlersin.

Yusuf Ali (English)

Thou wilt recognise in their Faces(6023) the beaming brightness of Bliss. *

M. Pickthall (English)

Thou wilt know in their faces the radiance of delight

Mutaffifîn Suresi
25


يُسْقَوْنَ

onlara içirilir



مِنْ رَحِيقٍ

halis bir şaraptan



مَخْتُومٍ

mühürlü




Türkçe Transcript (*)

Yuskavne min rahîkin maḣtûm(in)

Ali Bulaç Meali

Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir.

Edip Yüksel Meali

Çeşni katılmış bir nektardan içirilecekler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlara damgalı saf bir içki sunulur.

Süleyman Ateş Meali

Onlara, mühürlü, halis bir şaraptan içirilir,

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Katıksız, damgalı bir içecekten içirilirler,

Yusuf Ali (English)

Their thirst will be slaked with Pure Wine sealed:(6024) *

M. Pickthall (English)

They are given to drink of a pure wine, sealed,

Mutaffifîn Suresi
26


خِتَامُهُ

ki onun sonu



مِسْكٌۚ

misktir


وَفِي ذَٰلِكَ

işte bunun için



فَلْيَتَنَافَسِ

yarışsınlar



الْمُتَنَافِسُونَ

yarışanlar





Türkçe Transcript (*)

Ḣitâmuhu misk(un)(c) vefî żâlike felyetenâfesi-lmutenâfisûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ki sonu misktir. Şu halde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar.

Edip Yüksel Meali

Çeşnisi misktir. Yarışanlar işte bunun için yarışsınlar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onun sonu misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler.

Süleyman Ateş Meali

Ki sonu misktir (içildikten sonra misk gibi kokar). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ki sonu bir misktir. İşte, yarışanlar böyle bir şey için yarışsınlar!

Yusuf Ali (English)

The seal thereof will be Musk: And for this let those aspire, who have aspirations:(6025) *

M. Pickthall (English)

Whose seal is musk. For this let (all) those strive who strive for bliss

Mutaffifîn Suresi
27


وَمِزَاجُهُ

karışımı


مِنْ تَسْنِيمٍ

tesnimdendir





Türkçe Transcript (*)

Ve mizâcuhu min tesnîm(in)

Ali Bulaç Meali

Onun karışımı 'tesnim'dendir.

Edip Yüksel Meali

Onun karışımı Tesnimdir

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Karışımı Tesnim'dendir (En üstün cennet şarabındandır).

Süleyman Ateş Meali

Karışımı tesnimdendir. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onun katkısı Tesnîm'den; en yüce, en seçkin olandandır.

Yusuf Ali (English)

With it will be (given) a mixture of Tasnim:(6026) *

M. Pickthall (English)

And mixed with water of Tasnim,

Mutaffifîn Suresi
28


عَيْنًا

bir çeşme ki



يَشْرَبُ

içerler


بِهَا

ondan


الْمُقَرَّبُونَ

yaklaştırılanlar





Türkçe Transcript (*)

‘Aynen yeşrabu bihâ-lmukarrabûn(e)

Ali Bulaç Meali

Bir kaynak ki, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar ondan içer.

Edip Yüksel Meali

Ki o, (Tanrı'ya) yakın olanların içtiği bir pınardır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o.

Süleyman Ateş Meali

Bir çeşme ki (Allah'a) yaklaştırılanlar ondan içerler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir kaynak ki, iyice yaklaştırılmış olanlar içerler ondan.

Yusuf Ali (English)

A spring, from (the waters) whereof drink those Nearest to Allah.

M. Pickthall (English)

A spring whence those brought near to Allah drink

Mutaffifîn Suresi
29


إِنَّ

şüphesiz


الَّذِينَ أَجْرَمُوا

suç işleyenler



كَانُوا

idiler


مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا

inananlara



يَضْحَكُونَ

gülüyor




Türkçe Transcript (*)

İnne-lleżîne ecramû kânû mine-lleżîne âmenû yadhakûn(e)

Ali Bulaç Meali

Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler,' kimi iman edenlere gülüp-geçerlerdi.

Edip Yüksel Meali

Suçlular, inananlara gülerlerdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.

Süleyman Ateş Meali

Suç işleyenler, inananların üstüne gülerlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şu bir gerçek ki, suça batmış olanlar, iman sahiplerine gülerlerdi.

Yusuf Ali (English)

Those in sin used to laugh at those who believed,

M. Pickthall (English)

Lo! the guilty used to laugh at those who believed,

Mutaffifîn Suresi
30


وَإِذَا

zaman


مَرُّوا

yanından geçtikleri



بِهِمْ

onların


يَتَغَامَزُونَ

birbirlerine kaş göz ederlerdi





Türkçe Transcript (*)

Ve-iżâ merrû bihim yeteġâmezûn(e)

Ali Bulaç Meali

Yanlarına vardıkları zaman, birbirlerine kaş-göz ederlerdi.

Edip Yüksel Meali

Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kaş edip küçümserlerdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlara uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı.

Süleyman Ateş Meali

Onların yanından geçtikleri zaman birbirlerine kaş göz eder(ek onları küçümser)lerdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onların yanlarından geçerken birbirlerine kaş-göz işareti yaparlardı.

Yusuf Ali (English)

And whenever they passed by them, used to wink at each other (in mockery);

M. Pickthall (English)

And wink one to another when they passed them;

Mutaffifîn Suresi
31


وَإِذَا

zaman da


انْقَلَبُوا

döndükleri



إِلَىٰ أَهْلِهِمُ

ailelerine



انْقَلَبُوا

başlarlardı



فَكِهِينَ

eğlenmeye





Türkçe Transcript (*)

Ve-iżâ-nkalebû ilâ ehlihimu-nkalebû fekihîn(e)

Ali Bulaç Meali

Yakınlarına döndükleri zaman neşeyle dönerlerdi.

Edip Yüksel Meali

Taraftarlarının yanına döndükleri zaman da alaya alırlardı.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Evlerine döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardı.

Süleyman Ateş Meali

Ailelerine döndükleri zaman da (yaptıklarıyle övünüp) eğlenmeye başlarlardı.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ailelerine döndüklerinde, gülüp eğlenmeye koyulurlardı.

Yusuf Ali (English)

And when they returned to their own people, they would return jesting;

M. Pickthall (English)

And when they returned to their own folk, they returned jetting;

Mutaffifîn Suresi
32


وَإِذَا

zaman


رَأَوْهُمْ

onları gördükleri



قَالُوا

derlerdi


إِنَّ

şüphesiz


هَٰؤُلَاءِ

şunlar


لَضَالُّونَ

sapıklardır























Türkçe Transcript (*)

Ve-iżâ raevhum kâlû inne hâulâ-i ledâllûn(e)

Ali Bulaç Meali

Onları gördükleri zaman ise: 'Bunlar elbette şaşkın-sapıklardır' derlerdi.

Edip Yüksel Meali

Onları gördüklerinde, "Bunlar sapıklardır!" derlerdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Müminleri gördükleri vakit; "işte bunlar sapıklar" diyorlardı.

Süleyman Ateş Meali

İnananları gördüklerinde: "Şunlar sapık insanlar" derlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İnananları gördüklerinde: "Şunlar var ya! Şaşkın, sapık bunlar!" derlerdi.

Yusuf Ali (English)

And whenever they saw them, they would say, "Behold! These are the people truly astray!"(6027) *

M. Pickthall (English)

And when they saw them they said: Lo! these have gone astray.

Mutaffifîn Suresi
33


وَمَا أُرْسِلُوا

kendileri gönderilmemişlerdi



عَلَيْهِمْ

onların üzerine



حَافِظِينَ

bekçi


Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin