Çocuk Kalbi



Yüklə 1,14 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə60/83
tarix25.02.2022
ölçüsü1,14 Mb.
#53085
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   83
Edmondo De Amicis - Çocuk Kalbi

JİMNASTİK DERSİ
5 Çarşamba
Havalar  çok  güzel  gittiğinden  bizi  kapalı  jimnastik  salonundan  aldılar  ve
aletli jimnastik yapılan bahçedeki jimnastik salonuna götürdüler. Garrone dün
müdürün odasına gitmişti, o sırada da Nelli’nin annesi orada bulunuyormuş.
Hani o siyah elbiseli sarışın hanım. Oğlunun bu yeni jimnastik hareketlerine
katılmamasını müdürden rica etmek için gelmiş. Her sözü büyük bir güçlükle
üzülerek söylüyordu, bir elini de oğlunun başına koymuştu. Müdüre:
– “Oğlum o hareketleri yapamaz...” diyordu.
Diğerleri  gibi  aletli  jimnastik  yapamayacağı  için  Nelli  o  kadar  üzülmüştü
ki, onun için bu diğerlerinin gözünde bir alçalmaydı... Annesi şefkat ve acıma
dolu gözlerle ona bakıyordu. Sonra, endişeli bir sesle:
“Arkadaşlarından çekiniyorum...” dedi.
Yani:  “Arkadaşları  ona  karşı  kötü  davranırlar  diye  korkuyorum”  demek
istiyordu.
Ama, Nelli atıldı:
–  “Bunun  hiçbir  önemi  yok...  Hem  Garrone  de  benimle  beraber.  Onun
orada bulunması bana yeter.”
Bundan böyle Nelli de bizimle beraber aletli jimnastik yapacaktı. Boynunda
bir  yara  olan  ve  Garibaldi’yle  beraber  çarpışmış  olan  öğretmen  bizi  dikey
çubukların  yanına  götürdü.  Bu  çubuklar  pek  yüksekti  ve  tam  tepesine  kadar
çıkıp  çubuklara  dayalı  olarak  dimdik  durmak  gerekiyordu.  Derossi’yle
Coretti  maymun  çevikliğiyle  tırmanıverdiler.  Küçük  Precossi  de  dizlerine
kadar inen o kocaman cekete rağmen hemencecik tırmanıverdi. O çubuklara
tırmanırken, onu güldürmek için herkes: “Affedersin, affedersin” diyordu.
Stardi soluk soluğaydı, bir hindi gibi kızarmıştı, dişlerini kuduz köpek gibi
sıkmıştı. Tepeye kadar ulaşabilmek için bayılmayı bile göze alabilirdi; tepeye
kadar  ulaştı  da.  Nobis  çubukların  en  son  basamağına  ulaşınca  etrafına  bir
imparator çalımıyla baktı.
Jimnastik dersi için özel olarak yapılmış ince mavi çizgili elbisesine rağmen
Votini  iki  kez  tökezledi.  Çubuklara  daha  kolayca  tırmanabilmek  için


çocukların hepsi ellerine reçine sürmüşlerdi. Elbette bunu Garoffi keşfetmişti.
Reçineyi  küçük  bir  kutu  içinde  toz  halinde  isteyenlere  satıyordu,  bu  yüzden
de  epey  para  kazandı.  Sonra  sıra  Garrone’ye  geldi,  hiçbir  şey  yokmuş  gibi,
ağzında  kocaman  bir  ekmek  parçası,  tırmanıverdi.  Öyle  sınıyorum  ki,  bu
küçük  boğa  yavrusu  içimizden  birini  sırtına  alıp  rahatça  çubuklara
tırmanabilirdi,  omuzları  çok  güçlüydü.  Garrone’den  sonra  çubuklara  Nelli
tırmanacaktı. İnce, uzun parmaklı elleriyle onun çubuklara doğru ilerlediğini
görünce  çocuklardan  pek  çoğu  gülüşmeye  başladılar.  Ama,  Garrone  ellerini
göğsünün  üstünde  birleştirdi  ve  etrafına  öyle  bir  bakış  baktı  ki,  öğretmenin
yanında  bile  Nelli’ye  dalaşmak  isteyenlere  fena  bir  ders  vereceğini  herkes
anladı ve gülmekten vazgeçti.
Nelli tırmanmaya başladı, zavallıcık çok güçlük çekiyordu, yüzü morarıyor,
zorlukla soluk alıyordu, alnından ter akıyordu.
Öğretmen:
– “Aşağı in!” dedi.
Ama, Nelli buna aldırmadı. Bütün gücünü harcıyor, inat ediyordu. Her an,
Nelli  yarı  ölü  bir  halde  çubukların  dibine  yuvarlanıverecek  diye
korkuyordum.  Zavallı  Nelli’cik!  Eğer  Nelli’nin  yerinde  ben  olsaydım,  bu
halimi  görünce  kim  bilir  zavallı  anneciğim  ne  kadar  üzülürdü!  Böyle
düşünürken  Nelli’yi  daha  da  çok  seviyordum,  onun  tepeye  kadar
ulaşabilmesini  sağlamak  için  neler  yapmazdım  ki,  keşke  kimselere
görünmeden ona yardım edebilseydim. Bu sırada Garrone, Derossi, Coretti:
– “Haydi, haydi, Nelli, gayret, biraz daha cesaret!” diye sesleniyorlardı.
Nelli  bir  gayret  daha  gösterdi,  inildeyerek,  son  basamaklara  yaklaştı.
Herkes:
– “Aferin, Nelli!” diye bağırıyordu. “Cesaret! Bir, iki basamak daha!”
Nelli oldukça yükselmişti. Öğretmen:
– “Aferin!” dedi. “Artık yeter, aşağı in.”
Ama  Nelli  bütün  arkadaşları  gibi  son  çubuğa  ulaşmak  istiyordu.  Son  bir
gayretten sonra, en uçtaki çubuğa önce dirseklerini, sonra dizlerini, sonra da
ayaklarıni koydu; dimdik ayağa kalktı, ter içinde, gülümseyerek bizlere baktı.
Biz çılgınlar gibi alkışlıyorduk, bu sırada Nelli de sokağa bakıyordu. Ben de
o  yana  döndüm,  bahçe  parmaklığının  arkasındaki  ağaçların  arasından,  bu
tarafa bakmaya cesaret edemeden kaldırımda dolaşan annesini gördüm. Nelli
aşağı  indi,  herkes  onun  sevincine  katılıyordu.  Soluk  soluğaydı,  kızarmıştı,
gözleri parıldıyordu, artık o eski Nelli değildi.
Ders  bitip  de  okuldan  çıktığımızda,  annesi  ona  doğru  yaklaştı  ve  oğlunu


öperken, biraz endişeli sordu:
– “Söyle bakayım, çocuğum, nasıl geçti, jimnastik dersi, nasıl geçti?”
Bütün arkadaşları bir ağızdan karşılık verdiler:
– “Çok iyi başardı! Bizim gibi tırmandı! Bilseniz ne kadar güçlü! Öyle de
çevik ki! Bu işi herkes gibi beceriyor!”
Bütün  bunları  işiten  zavallı  annenin  sevincini  bir  görseydiniz!  Bizlere
teşekkür  etmek  istedi  ama,  beceremedi,  üç  dört  çocuğun  yanağını  sıktı,
Garrone’yi  okşadı  ve  çocuğunu  alıp  oradan  uzaklaştı.  Arkalarından  bir  süre
baktık,  hızlı  adımlarla  yürürken  aralarında  bir  takım  işaretler  yaparak
yürüyorlardı.  Şimdiye  kadar  ana  oğlun  bu  kadar  mutlu  olduğunu
görmemiştik.

Yüklə 1,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   83




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin