Belirtilmemiş
10 364
570
9 794
52 776
6 476
3 682
1 055
5 536
- 2 769
9 098
2 748
3 721
3 291
1 168
5 278
4 850
1 053
14
2 471
5 155
46 653
0.6
1 252
8 220
3 141
1 427
13 497
4 504
_
7 269
586
7
6 676
6 578
2
10 044
8.6
0.5
8.2
44.0
5.4
3.0
0.9
4.6
- 2.3
7.6
2.3
3.1
2.7
1.0
4.4
4.0
0.9
0.0
2.1
4.3
38.9
0.0
1.0
6.9
2.6
1.2
11.3
3.8
_
6.1
0.5
_
5.6
5.5
_
8.4
16 057
2 168
13 889
151 470
9 915
4 123
8 438
956
7 319
33 770
1 996
4 148
9 799
2 554
12 586
9 322
2 860
5 267
5 404
33 014
172 032
17 662
6 092
29 682
3 875
17 417
46 163
14 809
- 741
19 797
1 127
104
18 566
13 867
3 408
20 848
4.5
0.6
3.9
42.0
2.8
1.1
2.3
0.3
2.0
9.4
0.6
1.2
2.7
0.7
3.5
2.6
0.8
1.5
1.5
9.2
47.7
4.9
1.7
8.2
1.1
4.8
12.8
4.1
-0.2
5.5
0.3
_
5.2
3.8
0.9
5.48
Kaynak: UNCTAD, World Investment Report, 1999, s 418-421
49
Tablo 1.8 Dünya Genelinde 1999,2000 Ve 2001 Yıllarında Sektörlere yönelik DYY
girişleri
Sektör/Endüstri
1999-2000
2001
Miktar(Milyar $) % Oran
Miktar (Milyar $) % Oran
Birincil Sektör
Tarım, avcılık,ormancılık,balıkcılık
Madencilik, taş ocakları, petrol
Diğer
İmalat
Gıda, meşrubat ve tütün
Tekstil, giyim ve deri
Ağaç ve ağaç ürünleri
Basın, yayın ve medya
Kömür, petrol ürünleri, nüler yakıt
Kimya ve Kimyevi ürünler
Kauçuk ve plastik ürünler
Metal dışı mineral ürünleri
Temel metaller
İşlenmiş metal ürünler
Makine ve Ekipmanlar
Elektrik ve elektronik ekipmanlar
Motorlu araçlar&diğer taşıma araçları
Diğer imalat ürünleri
Belirsiz imalatlar
Hizmetler
Elektrik, gaz ve su
İnşaat
Ticaret
Otel Ve restoranlar
Taşıma, depolama ve Haberleşme
Finans
Emlak
Sağlık ve sosyal hizmetler
Toplum, Sosyal&personel hizmetleri
Diğer hizmetler
Belirsiz hizmetler
40.9
1.4
38.3
1.2
280.5
12.4
7.0
6.4
5.1
36.4
39.7
2.5
5.4
15.0
41.6
48.7
1.3
19.9
7.9
31.2
849.7
26.5
4.4
71.5
5.1
143.0
309.3
247.1
0.3
6.1
31.2
5.2
3.3
1.1
3.1
0.1
22.6
1.0
0.6
0.5
0.4
2.9
3.2
0.2
0.4
1.2
3.4
3.9
0.1
1.6
0.6
2.5
68.5
2.1
0.4
5.8
0.4
11.5
24.9
19.9
…
0.5
2.5
0.4
69.4
1.7
67.6
…
148.8
8.0
…
6.7
3.9
1.5
15.9
-0.2
2.5
8.5
14.6
17.3
-0.2
9.5
15.2
48.8
459.4
12.4
4.4
40.9
4.9
74.2
140.3
130.7
0.5
7.0
37.3
6.8
9.6
0.2
9.3
…
20.5
1.1
…
0.9
0.5
-0.2
2.2
…
0.3
1.2
2.0
2.4
…
1.3
2.1
6.7
63.3
1.7
0.6
5.6
0.7
10.2
19.3
18.0
0.1
1.0
5.1
0.9
Toplam
1.239.9
100.0
752.2
100.0
Kaynak: UNCTAD, World Investment Report, 2003, 192
50
İKİNCİ BÖLÜM
DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK
BÜYÜME VE DIŞ TİCARET ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ
2.1. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyüme Üzerine Olan
Etkileri
Küreselleşen dünya ekonomisinde gerek sanayileşmiş ve gelişmesini
tamamlamış ülkeler gerekse, gelişme yolunda olan ülkeler yabancı sermaye olarak ifade
edilen yabancı özel doğrudan sabit sermaye yatırımlarını kendilerine çekebilmek için
büyük çaba harcamaktadır.
İlk dönemlerde GOÜ’ler gerekli finansal kaynaklarını dış borçlar şeklinde
gelişmiş ülkelerden sağlarken, bu ülkelerin ekonomik açıdan sıkıntıya girmesi (özellikle
ABD’nin) GOÜ’leri, başka finansman kaynakları aramaya yöneltmiştir (Kazgan, 2000,
281). DYY’ler, gelişme yolundaki ülkeler için hem kalkınmalarının önünde engel teşkil
eden iç tasarruf yetersizliğinin giderilmesinde hem de belirli bir gelişme hızını
yakalayabilmek amacıyla üretime yönelik gerekli yatırım mallarının (makine, techizat)
ithalini zorlaştıran döviz açığının ortadan kaldırılmasında uygulanan dış finansman
tekniklerinin özel bir şekli olarak görülmeye başlandı.
GOÜ’lerin gelişmiş ülkeleri yakalayabilmeleri için, içinde bulundukları şu üç
açığı kapatabilmeleri gerekmektedir (Demir, 2002):
- Dünyaya yayılan bilgileri elde etme, işleme ve yerel bilgiye adapte ederek
yeni arayışlara yönelme açığı,
- Genel temel eğitim, kadınların eğitimi, yaşam boyu öğrenme, üçüncü
kademe eğitimin, özellikle mühendislik eğitiminin teşviki gibi yollarla
insanların kafasını bilgiyle meşgul etme açığı,
- Yeni bilgi ve iletişim teknolojilerinin avantajlarından yararlanma, özel kesim
hizmet üreticileri arasında rekabet doğurarak bu hizmetleri yoksulların bile
yararlanacağı hale getirme açığı,
Yukarıda bahsedilen açıkların giderilebilmesinde dört kaynak belirtilmektedir.
Bunlar, yatırım ya da sermaye birikimi, beşeri sermaye ya da işgücünün yüksek niteliği,
kaynakların tarım gibi düşük verimli alanlardan sanayi gibi yüksek verimli alanlara
aktarılması, teknolojik gelişme ya da yeniliklerdir (Bulutay, 2005).
51
DYY’lere yoğunlaşan ilginin esas sebebi yukarıda ifade edilen açıklardan ve bu
açıkların giderilebilmesinde etkili olan faktörlerden kaynaklanmaktadır. DYY’lerin ev
sahibi ülke ekonomisinde sermaye oluşturma, istihdam, üretim, gelir, fiyat ve ödemeler
dengesi üzerine olan doğrudan ekonomik etkileri yanısıra, yukarıda ifade edilen üç
açığın
giderilmesine
yönelik
teknoloji
transferi
yoluyla
dolaylı
olarak
gerçekleştirilebilecek modern teknik ve bilgileri de (know-how) beraberinde
getirmesinden kaynaklanmaktadır ( Gastanaga, Nugent ve Pashamova, 1998; Asideu,
2004; Shiong, 1997; Alfaro, Chanda, Kalemli-Ozcan, Sayek, 2003; Balasubramanyan,
Salisu, Sapsford, 1996) .
Ancak DYY’lerin yukarıda ifade edilen gerek doğrudan gerek dolaylı ekonomik
etkileri yoluyla ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde sürekli olumlu etki yaratıp
yaratmadıkları tartışılabilecek bir konudur. Çünkü, modern teknik ve bilgilerin bir
ülkeden diğer ülkeye taşınması önemli değildir. Önemli olan, bu teknik ve bilgilerin,
bunları bilmeyen kitleler tarafından benimsenmesi ve kendi şartlarına ve ihtiyaçlarına
uyarlayabilmesidir. Ancak bu şekilde, modern teknik ve bilgilerin bir yerden başka bir
yere taşınmasının faydası olabilecektir. Bu konuda AGÜ’lerin şikayeti dikkat
çekmektedir. Ev sahibi ülke hükümetleri zorlamadıkça, yabancı şirketler kendi modern
idarecilik anlayışlarını ve ileri tekniklerini yerli halka öğretmemektedir. Bu davranışları
haklı gösterecek bazı sebepler de yok değildir. Bir defa, yabancı yatırımcılar açısından,
yerli işçilere tekniğin öğretilmesi ve kalifiye işçi yetiştirilmesi genel olarak karşılığını
ödemeyen nankör bir iştir. Ayrıca işçilerin işi bırakıp başka sahalara akmaları veya
yeni işler bulmaları da ikinci bir engel teşkil etmektedir. Bununla birlikte, DYY’lerin
yerli işgücüne teknik bilgi öğretilmesinden kaçınabileceği gibi ev sahibi ülkenin kendi
yetiştirdiği kalifiye işçiler de zaman zaman yabancı firmalar tarafından transfer
edilebilmektedir. DYY’lerin ev sahibi ülke ekonomisine olan diğer sakıncalarını da şu
şekilde sıralayabiliriz (Weeks, 2003; Kayra, 1970, s 95-96; Mazlum, 1986, s 178;
Economic Brifing Series No: 1; Ram, Honglin Zhang, 2002; Nurkse, 1964, Baran,
Sweezy,Magdoff, 1975, 309; Calvo, Leiderman ve Reinhart, 1996; Harmancı, 2004, s
79-93):
- DYY’lerin ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde yarattığı hem döviz girişleri
hem de döviz çıkşları sözkonusu ekonomi üzerinde zararlı etki
yaratabilmektedir. DYY’ler yoluyla transfer edilen teknoloji eğer ev sahibi
ülkenin faktör donanımlarıyla uygunluk taşımaz ise, ithal girdi
kullanımındaki artışa bağlı olarak döviz çıkışına neden olabilecektir. Diğer
52
taraftan sermaye girişinin ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde hızlı parasal
genişleme yaratarak enflasyonist baskı yaratması ve reel döviz kuru üzerinde
aşırı değerlenmeye neden olması diğer bir sakıncadır.
6
- Yabancı yatırımlar, riskin az ve kârın yüksek olduğu tüketim malları
sanayine dönük olduğundan, tüketim artışına sebep oldukları gibi, kâr,
lisans,
royalti
transferleriyle
getirdiklerinden
daha
fazlasını
götürebilmektedir.
- Yabancı yatırımcıların kendi çıkarları için ev sahibi ülkenin politikalarında
çarpıklık yaratmaları ve yersiz olarak getirilen sosyal ve kültürel normlar
ülkenin ekonomik ve sosyal yapısında bozulmaya neden olabilmektedir.
- DYY’lerin öncelikli amaçları, girdikleri ülkenin iç piyasasını, daha sonra ise,
ihracatta bulundukları piyasaları ele geçirerek, yerli firmaların rekabet
gücünü zayıflatıp, monopolist ve oligopolist güç elde ederek maksimum kâr
sağlamak ve elde edilen kârların ana ülkeye transfer edilmesi düşüncesi ev
sahibi ülke açısından bir diğer sakıncadır.
- Son dönemde üzerinde önemle durulan konulardan bir diğeri de DYY’lerin
ev sahibi ülkenin doğal kaynaklarına ve çevre yapısına olan etkisidir.
DYY’lerin büyük ölçüde ev sahibi ülke ekonomisi için faydalı olan doğal
kaynaklara yöneldikleri ve doğal kaynakların çok kullanılması gibi netice
getirdikleri, diğer taraftan yabancı yatırımcıların çevreye zarar verebilecek
nitelikteki üretimleri kendi ülkelerinde gerçekleştirmek için gerekli izini
alamamaları durumunda yabancı ülkelere yöneldikleri ve bu ülkelere
çevresel anlamda geri dönüşü olmayan zarar verebildikleri belirtilmektedir.
Meksika’nın Tijuona serbest bölgesindeki depolanmış kimyasalların
kaplarından sızarak çevreye yayılması ve kontrolü yapılmayan öteki atıklar
çevre sağlığının ekonomik gelişmeye feda edilişinin tipik bir örneğidir.
Ekonomik gelişme karşısında insan sağlığı ve mutluluğunun gerilemesi,
sağlıksız gelişme demektir.
6
DYY’ler yoluyla ülkeye gelen sermayenin de zaman zaman para arzı yoluyla ülkenin döviz kuru
üzerinde baskı yarattığı gözlenmektedir. Bu durumda uygulanabilecek politika sterilizasyondur yani
Merkez bankasının sermaye akımı yoluyla ülkeye giren ve çıkan dövizin, döviz kuru üzerinde yarattığı
etkiyi açık piyasa işlemleriyle dengelemeye çalışmasıdır. Latin Amerika ve Asya ülkelerinin bu tür bir
durumda en çok uyguladığı politika sterilizasyondur, Calvo, Leiderman ve Reinhart, 1996.
53
DYY’lerin bu olumlu ve olumsuz etkilerinin ev sahibi ülkenin ekonomik
performansını ne yönde etkileyeceği, diğer bir ifadeyle DYY’lerin ev sahibi ülkeye
olan net etkisinin ne olacağı, yatırım yapılan ülkenin ve sektörün karakteristiğine bağlı
olarak, yabancı firmaların sergilediği tutum belirleyici etken olacaktır. Eğer yabancı
yatırımcılar yurtiçi sermayenin verimli gelişime sağlayamadığı alanlarda faaliyette
bulunursa ya da yurtiçi sermayeyle tamamlayıcı bağlantılar kurarak toplam yatırımları
arttırabilir ise, ekonomik büyümeyi teşvik edebilecektir. Hatta DYY’lerin teknolojik
avantajları, yeni ihracat pazarlarına ulaşma imkânları ve teknik bilgi üstünlüklerine
bağlı olarak yurtiçi yatırımları azaltmadıkları takdirde de büyümeyi uyarıcı etki
yaratabilecekleri belirtilmektedir. Bu konuda AGÜ’ler için en iyi siyaset DYY’lere
imkân vermemek değil, fakat bunu benimsemek ve yavaş yavaş şirketin tekelci
durumuna (teknolojisini ve iş yönetim bilgisini öğrenerek, vergileme ve devlet
ihtiyatları ile sermaye biriktirerek yabancı sermayeye dayanmaya son vererek ve
dolaysız pazarlamayı geliştirerek ) son vermektir (Kindleberger, 1970, 174).
Dostları ilə paylaş: |