Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə66/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   100
Arab Azer1


şecere-hâ

: onun ağacı

şecerete

: agaç

şecerete-hâ

: onun ağacını

şecereten

: bir ağaç

şecereti

: ağaç

şeceretu

: ağaç

şecerun

: ağaç, yeşillik, otlar

sedden

: bir set

sedîdan

: doğru, dürüst, adaletli

sedîden

: yalan olmayan, doğru

şedîden

: şiddetli, kuvvetli, çok güçlü

şedîdi el ikâbi

: cezası şiddetli

şedîdin

: şiddetli

şedîdin

: çok şiddetli, çok kuvvetli

şedîdu

: şiddetli, çok kuvvetli, üstün güç sahibi

şedîdu el ıkâbi

: ikâbın (azabın) şiddeti, ikâbı (azabı) şiddetli

şedîdun

: (çok) şiddetli

seele

: sordu, istedi

seele-hum

: onlara sordu

seele-ke

: sana sordu

seelte-hum

: onlara sordun

seeltum

: siz istediniz

seelû

: istediler

şefâaten haseneten

: güzel şefaat, iyiliğe yardım etme

şefâaten seyyieten

: kötü şefaat, günah işlemeye yardım etme

şefâatu

: şefaat

şefâatu-hum

: onların şefaati

şefâatun

: şefaat, yardım

seferatin

: sefir, elçi (kâtip)

seferin

: yolculuk

şefeteyni

: iki dudak

sefîhan

: sefil, akılsız, akıl edemeyen

sefihe

: sefih oldu, akılsız oldu, cahillik etti

sefîhu-nâ

: bizim sefih, ahmak olanımız

şefîin

: şefaatçi

şegafe-hâ

: onun kalbine işlemiş

şegalet-nâ

: bizi meşgul etti

sehâbun

: bulut, bulutlar

şehâdâti-him

: onların şahitlikleri

şehâdâtin

: şahitlikler

şehâdeten

: şahitlik

şehâdetu

: şahitlik

şehâdetu-hum

: onların şehadetleri, şahitlikleri

sehhare

: musahhar, emre amade kıldı

şehide

: şahit oldu

şehide allâhu

: Allah şahitlik etti, şehâdet etti

şehîden

: bir şahit: şahit olarak

şehîdeyni

: iki şahit

şehidtum

: şahitlik ettiniz

şehidû

: şahit oldular

şehîdun

: şahittir: şahit olarak

şehîkan

: uğultusu, gürlemesi

sehırû

: alay ettiler

şehren

: ay

şehreyni

: iki ay

şehrin

: ay

şehru

: ay

şehrun

: bir ay

şehveten

: şehvetle

seîran

: alevli ateş

sekâ

: suladı, içirdi

sekara

: sekar, alevli ateş (cehennem)

sekare

: sekar, alevli ateş

sekaru

: sekar, alevli ateş (cehennem)

sekayte

: sen suladın

sekenen

: (mesken) huzur, sekînet, dinlenme yeri

sekentum

: siz iskân oldunuz, siz ikâmet ettiniz, mesken edindiniz

şekere

: şükretti

sekeren

: seker, hurma şerbeti, üzüm suyu, şıra

şekertum

: siz şükrettiniz

şekertum

: şükrettiniz

sekete an

: demeyin, söylemeyin

sekete an

: demeyin, söylemeyin

sekıftumû-hum

: onları buldunuz, yakaladınız,

sekıftumû-hum

: onları buldunuz, yakaladınız

sekıftumû-hum

: onları buldunuz, yakaladınız,

sekîlen

: ağır

sekîlen

: ağır, zor, çetin

sekînete-hu

: sekînetini, huzur ve güvenini

sekînetun

: sekînet, huzur, ferahlık

sekînetun

: sekînet, huzur, ferahlık

şekkin

: şüphe

şekkin

: şek, şüphe

şekkun

: bir şüphe

sekretu

: sarhoşluk

sekulet

: ağır geldi

şekûren

: çok şükreden

şekûrin

: çok şükredenler

şekûrun

: şükredilen

şekûrun

: şekurdur, şükredilen, şükrün karşılığını veren

sel

: sor

selâmun

: selâm, selâm olsun

selâse

: üç

selâsete eyyâmin

: üç gün(ler)

selâseten

: üç

selâseti

: üç

selâsetin

: üç (kişi)

selâsetu

: üç

selâsetun

: üç

selâsetun

: üçtür

selâsi

: üç (3)

selâsile

: zincirler

selâsin

: üç

selâsu

: üç

selâsûne

: otuz

selefe

: geçti

selefen

: selef, gelip geçmiş olan

seleke-hu

: onu sokar, içine akıtır

seleke-kum

: sizi sevkeden, sürükleyen

seleknâ-hu

: biz onu soktuk

selekû-kum

: sizi incittiler

selemen

: teslim olan, bağlı olan

selîmin

: selîm, teslim olmuş, arınmış, güzelliklere açık

sellimû

: selâm verin

selsebîlen

: selsebîl, cennette bir pınarın adı

semâin

: sema, gök

sem'an

: işitmeye

sem'an

: işitme hassası

semânîne

: seksen (80)

semâniye

: sekiz (8)

semâniyete

: sekiz

semâniyetun

: sekiz

semâvâti

: semalar, gökler

semâvâtin

: semalar, gökler (gök katları)

semâvâtin

: semalar, gökler, gök katları

semenen

: bir bedel, değer

semenen kalîlen

: az bir pahaya, değere, bedele

semerâtin

: ürünler, meyveler

semerâtu

: ürünler

semerun

: ürün, servet

semia allâhu

: Allah işitti

semia-hu

: onu işitti

semîan

: semî, en iyi işiten

semiat

: işitti (kadın)

sem'i-hi

: onun işitme hassası

sem'ı-him

: onların işitme hassası

sem'ı-him

: onların işitme hassası

semi'nâ

: biz işittik

semînin

: semiz

semi'tum

: siz işittiniz

semi'tumû-hu

: onu işittiniz

semiû

: duydular

semîu ed duâi

: duayı işitensin

semîun

: hakkıyla işiten, en iyi işiten

semiyyen

: bir isimle isimlendirme

semke-hâ

: onun boyu, tavanı, yüksekliği

semme

: oraya

semmeytu-hâ

: onu isimlendirdim, adını koydum

semmeytumû-hâ

: onu isimlendirdiniz

semmû-hum

: onları isimlendirin (onları isimleri ile davet edin)

şemsen

: güneş

semûde

: Semud kavmi

semûden

: Semud kavmine

semûdu

: Semud kavmi

sem'u-hum

: onların işitmeleri, kulakları

sem'u-kum

: kulaklarınız

semûmin

: kavurucu, deriden nüfuz edip, iliklere işleyen bir sıcaklık

senâ

: ışık, parıltı

senâbile

: sünbüller, başaklar

se-ned'u

: biz çağıracağız

se-nesimu-hu

: ona yakında damga basacağız (yakında onu damgalayacağız)

se-nestedricu-hum

: tedricen (derece derece), yavaş yavaş (azaba) yaklaştıracağız

seneten

: yıla

senetin

: sene, yıl

se-nezîdu

: artıracağız

şe'ni-him

: onların işleri, halleri, durumları

se-nukriu-ke

: sana okutacağız

se-nulkî

: yakında ilka edeceğiz, ulaştıracağız

şe'nun

: şe'n, iş, hal

se-nutîu-kum

: biz size itaat edeceğiz

se-nuyessiru-hu

: biz ona kolaylaştıracağız (biz onu başarılı kılacağız)

se-nuyessiru-hu

: biz ona kolaylaştıracağız (biz onu başarılı kılacağız)

serâben

: serap, hayal: içecek

serâbîle
(sirbâl)

: gömlekler, zırhlar (savaşta korunmak için yapılan demir giysiler)
: (gömlek)

serâbîlu-hum

: onların gömlekleri

şerâbu-hu

: onun içimi

serâhan

: bırakarak, bırakış

seraka

: hırsızlık yaptı

şeraû

: şeriat kıldılar

şerea

: şeriat kıldı

sereben

: içine girilip, gidilen yer

şereha

: şerhetti, açtı, yardı

sereka

: çaldı

şeribe

: içti

şeribû

: içtiler

şerîkun

: şerik, ortak

serîu

: seri, çabuk

serîu el hısâbı

: hesabı seri (çabuk) gören

seriyyen

: bir ark, su yolu

sermeden

: sürekli, uzun süre, sonsuz

sermeden

: sürekli, uzun süre, sonsuz

şerra

: şerr, kötülük

şerre meâbin

: kötü bir dönüş yeri

şerren

: bir şerr

serrihû-hunne

: onları serbest bırakın

Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin