devmiş. Yaşlı kadın kızları
deve vermek istememiş. Deve “Dün burada on tane insan yedin.
Herhalde onların
kokuları yine burnuna geldi. Burada benden
başka kimse yok.” demiş. Adam kadına “Peki, o zaman beni
ku
-
yuya götür. Çok susadım.” demiş. Kadın ile dev dışarı çıkmış.
Hüner, Güner’e “Ablacığım, haydi kalk, onları takip edelim. Sonra
buradan kaçarız.” demiş.
İki kardeş devi ve ihtiyar kadını takip etmişler. Dev ile ihtiyar
kadın kuyuya gelmiş. Dev ihtiyar kadını orada yemiş sonra su iç-
mek için kuyuya doğru
eğilmiş. O sırada Güner ve Hüner hemen
devin yanına gelmiş ve devi itmişler. Dev kuyuya düşmüş, orada
ölmüş.
44
TÜRKÇE MASALLAR
O günden sonra Güner ile Hüner bu kulübede yaşamış. Hü-
ner koyunları
otlatmış, Güner de ev işlerini yapmış. Hüner her
zaman ablasına “Ablacığım ben her gün koyunları otlatmak için
dışarı çıkıyorum. Sen evde yalnız kalıyorsun. Çok dikkatli ol. Sen
çok güzelsin. Seni kaçırmasınlar.” diyormuş.
45
TÜRKÇE MASALLAR
Bir gün padişahın oğlu ormanda ava çıkmış. Şehzade orman-
da çok susamış ve ormanda kızların kulübesini görmüş ve oraya
gitmiş. Kapıyı çalmış. Güner kapıyı açmış. Şehzade ve kız birbirle-
rini görmüş ve âşık olmuşlar. Şehzade kızı yanına almış ve birlikte
yola çıkmışlar. O anda Güner Hüner’i hatırlamış. Boynundaki
inci
kolyeyi çıkarmış ve onları teker teker yola atmış.
Hüner eve dönmüş, evde ablasını bulamamış. “Ablamı kaçır-
dılar.” diye düşünmüş. Ağlamış, sokağa çıkmış. Yolda ablasının
incilerini görmüş, incileri takip etmiş. Saraya kadar gelmiş. Sarayın
kapısındaki askerlere “Ben evsizim, lütfen beni yanınıza alın.” diye
yalvarmış. Kapıcı kabul etmiş ve Hüner’i içeri almış. Hüner saray-
da ablasını aramış ama bulamamış. Sarayda çalışmaya başlamış.
Bu arada şehzade Güner’i padişaha götürmüş. Padişah, Gü-
ner’i görmüş ve çok beğenmiş. Şehzade ile Güner evlenmişler.
Kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Güner, şehzadeye kardeşini
anlatmış. “Onu bana getir.” demiş. Şehzade kulübeye askerlerini
göndermiş ama askerler Hüner’i bulamamış. Güner çok üzülmüş.
Güner ile Hüner birbirlerinden habersiz sarayda yıllarca yaşamış-
lar.
Bir gün padişah küçük oğluna “Haydi oğlum, sen de git, bir kız
bul, senin de düğününü yapmak istiyorum.” demiş. Şehzade bir
kız bulmak için yola çıkmış. Sarayın yakınlarında küçük bir göl
varmış. Hüner her zaman o göle gidiyor ve orada yıkanıyormuş.
Hüner yine bir akşam göle gitmiş ve yıkanmış. Şehzade de o sırada
kızı görmüş. Onu beğenmiş, almış ve babasına götürmüş. Sarayda
Hüner ablasını görmüş. O anda birbirlerine sarılmışlar. Çok mutlu
olmuşlar. Kardeşler bir araya gelmişler. Padişah Hüner’i de küçük
oğlu ile evlendirmiş. Kırk gün, kırk gece düğün yapmışlar. İki kar-
deş kocalarıyla mutlu bir hayat geçirmişler.
|