Aklını En
Doğru
Şekilde Kullan
bir yayını vardı. Genelde cevap evetti. Bu hikayeleri yutardım, ev
liliklerin yanlış yerlere gidebilmesinden etkilenirdim, bu evliliklerin
nasıl düzeltileceğinden ise daha çok etkilenirdim.
Aaron Beck tarafından anlatılan, Ted ve Karen'ın hikayesi dü
şünce tarzına sahip iki insanın birbirlerinin gözünde tamamen nasıl
kötü hale geldiklerinin hikayesidir.
Ted ve Karen tanıştıkları zaman zıt karakterli insanlardı.
Karen
doğallık ve neşe saçıyordu. Ted dünyanın yükü omuzlarında ciddi
bir adamdı. Onun hiçbir şeyi umursamayan varlığının yaşamını dö
nüştürdüğünü hissetti. "Söylediği her söz, yaptığı her şey büyüleyi
ci" diye içini döktü. Buna karşı Ted, Karen'ın daha önce
hiç sahip
olmadığı kaya gibi sert "baba figürünü" temsil etti. Ted, Karen'a gü
vende olduğunu hissettiren tutarlı, güvenilir biriydi.
Ama birkaç yıl sonra Ted, Karen' ı sorumsuz, aklı
havada biri
olarak görmeye başladı. "Hiçbir şeyi ciddiye almıyor. Ona güvene
miyorum." Karen da Ted'i her hareketini inceleyen, yargılayan bir
despot olarak görmeye başlamıştı.
Sonunda evlilik kurtuldu, çünkü çift birbirine öfkeli tabirler ol
madan, faydalı tavırlar ile cevap vermeyi öğrenmişti.
Bir gün Karen
işlerle boğuşurken Ted eve geldi. Evin dağınık olduğunu gördü. Si
nirlendi ve onu azarlamak istedi ama Beck'ten öğrendiği şeyi kulla
narak bunun yerine kendisine "Gösterilmesi gereken olgun davranış
nedir?" diye sordu. Sorusuna etrafı toplayarak cevap verdi. Karen' ı
yargılamak yerine ona yardım ediyordu.
Bu Evlilik Kurtarılabilir mi?
Aaron Beck danışmanlık alan çiftlerin bu sabitlenmiş düşünce
ye hiç kapılmadıklarını anlatır:
Eşim değişme ehliyetine sahip değil.
İlişkimizi hiçbir şey iyileştiremez.
Bu fikirlerin neredeyse her zaman
yanlış olduğunu söyler.
Bazı zamanlarda bu
düşünceleri düşünmek çok wrdur, Bili ve
Hillary Clinton' ın durumlarında olduğu gibi.
Clinton başkanken
2 1 5
Dostları ilə paylaş: