Ulcer/ ülser: Deri veya mukoza üzerinde gelişerek altındaki dokuları da etkileyen açık yara. Amoeboid : Bkz. Geographical ulcer. Catarrhal : Bkz. Marginal keratitis. Dendritic / dendritik ülser: Herpes simpleks keratitinde görülen, dallanmalarla karakterize kornea iltihabı. Geographical / coğrafik ülser: Herpes simpleks keratitinde dendritik ülserlerin büyümesi ile meydana gelen ülser. Internal of von Hippel/ von Hippel’in iç ülseri: Peters anomalisine benzeyen ancak daha çok rahim içi bir iltihapla ilişkili görülen bozukluk. Marginal (corneal) / marjinal (kornea) ülser(i): Bkz. Marginal keratitis. Mooren / Mooren ülseri: Kornea çevresinde ülseratif keratit şeklinde yayılım gösteren bir bozukluk. Rodent : Bkz. Nodulo-ulcerative basal cell carcinoma. Shield / kalkan ülseri: Vernal keratokonjunktivitte korneada meydana gelen ülser.
Ultrasonogram/ ültrasonogram: Ültrasonografi ile elde edilen görüntü.
Ultrasonography/ ültrasonografi: Ültrasonik dalgalar aracılığıyla görüntü elde edilmesi; farklı yoğunlukta dokulardan geçen yüksek frekanslı ses dalgalarının yansımalarının çizelge halinde kaydedilmesi. A scan / A skan ültrasonografi, A mod ültrasonografi: Göz içindeki belli bölümlerin ölçümü için kullanılan ültrason yöntemi. B scan / B skan ültrasonografi, B mod ültrasonografi: Gözdeki anormalliklerin veya yabancı cisimlerin tespiti için kullanılan ültrason yöntemi. M mode / M-mod ültrasonografi: Göz içi ve göz dışı tümörler ile koroid içindeki damar nabızlarının incelenmesinde kullanılan ültrasonografi tipi.
Ultraviolet/ ültraviyole, mor ötesi.
Umbo/ umbo: Foveolanın tam merkezine rastlayan yerdeki küçük çöküntü.
Underaction/ zayıf çalışma, hipofonksiyon: Zayıf hareket veya faaliyet gösterme.
Undercorrection/ eksik düzeltme: Refraktif cerrahide istenen düzeltmenin sağlanamaması nedeniyle kusurun azalmış olarak devam etmesi.
Upgaze/ yukarı bakış: Bkz. Supraversion.
USG (ultrasonography)/ USG (ültrasonografi).
UV/ UV (ültraviyole): Bkz. Ultraviolet.
Uvea/ üvea: İris, silier cisim ve koroidin oluşturduğu tabaka.
Uveal/ üveal: Üvea ile ilgili.
Uveitic/ üveitik: Üvea iltihabı ile ilgili; üvea iltihabı gösteren; üveada iltihaplanma ile karakterize.
Uveitis/ üveit: Üvea iltihabı. Acute / akut üveit: Genellikle ani ve semptomatik başlayıp sekiz hafta ya da daha az süren üveit. Anterior / anterior üveit, ön üveit: Esas olarak irisi tutan, ama hem iris hem de silier cismin ön kısmını (pars plikata) eşit olarak tutan iridosiklit tablosunu da içeren üveit. Chronic / kronik üveit: Üç aydan daha fazla devam eden üveit. Endogenous / endojen üveit: Hastanın bünyesinde mevcut olan mikroorganizmalar veya diğer ajanlar tarafından oluşturulan üveit. Exogenous / eksojen üveit: Üveanın dışarıdan hasara maruz kalması veya başka sebeplerle hariçten gelen mikroorganizmalar veya diğer ajanların istilasıyla ortaya çıkan üveit. Idiopathic non-specific / idyopatik spesifik olmayan üveit: Hiçbir kategoriye sokulamayan üveitlerden her biri. Idiopathic specific / idyopatik spesifik üveit: Kendilerine has özellikleri nedeniyle ayrı isimler altında incelenen üveitlerden her biri. Intermediate / orta üveit: Önde retina ve koroidin en uç perifer noktaları ile silier cismin arka kısmını (pars plana) tutan üveit. Peripheral / periferik üveit: Bkz. Intermediate uveitis. Phacoanaphylactic / fakoanafilaktik üveit: Bkz. Phacoantigenic uveitis. Phacoantigenic / fakoantijenik üveit: Lens kapsülünün yırtılması sonucu lens proteinlerine karşı gelişen granülomatöz otoimmün reaksiyon. Posterior / posterior üveit, arka üveit: Vitreus tabanının arka sınırının gerisinde yerleşmiş üveit. White / beyaz üveit: Çocuklarda görülen bant keratopati, arka subkapsüler katarakt ve şiddetli arka sineşi ile karakterize bir üveit.
Uveoscleral/ üveoskleral: Üvea ve sklerayı birlikte ilgilendiren.
Uveoscleritis/ üveosklerit: Üvea ve skleranın birlikte iltihabı.
V
Vaccinia, ocular/ oküler vaksinya: Yakın zamanda yapılmış bir aşıya temas ile göze ekilme sonucu göz kapaklarında pürülan salgı, keratit ve konjunktivit ile karakterize durum.
Valve/ valf. Aynı zamanda Bkz. Implant. Ahmet / Ahmet valfı: Glokom şant ameliyatında kullanılan, armut şeklinde oval polipropilen sert bir plak ve buna bağlı silikon tüpten oluşan bir valf. Hasner / Hasner valfı: Nazolakrimal kanalın burna açıldığı bölgede bulunan mukoza katlantısı. Joseph / Joseph valfı: Schocket implantına benzer bir silikon şerit ve buna bağlı silikon tüpten oluşan, silikon tüpün üst yüzeyindeki ince uzun yarığın valf görevi gördüğü bir implant. Krause / Krause valfı: Lakrimal kese ile nazolakrimal kanal arasında bulunan valf. Krupin / Krupin valfı: Bkz. Krupin-Denver implant. Rosenmuller / Rosenmuller valfı: Ortak kanalikülün lakrimal keseye açılma bölgesinde bulunan küçük mukoza flebi.
Varice, orbital/ orbital varis: Önceden mevcut orbita venöz kanallarından birinin veya birkaçının genişlemesiyle meydana gelen durum.
Vasculitis, optic disc/ optik disk vasküliti: Bkz. Papillophlebitis. Retinal / retinal vaskülit: Retina damar hastalığı ve vitreusta iltihap bulguları gösteren bir grup retina hastalığı.
Vectis, irrigating/ vektis: Katarakt cerrahisinde göz içine girilen ve sıvı verilerek nükleusun doğmasını sağlayan bir kanül.
Vectogram/ vektogram: Binoküler görüşü güçlendirmek için özel gözlükle bakılan üç boyutlu bir resim.
Vein/ ven: Atardamarlar aracılığıyla vücuda dağılmış olan kanı tekrar kalbe taşıyan damarlardan her biri. Angular / anguler ven: Supratroklear ve supraorbital venlerin birleşmesiyle oluşan ve aşağı doğru fasiel ven olarak ilerleyen, gözle burun kökü arasındaki kısa ven. Anterior ciliary s/ anterior silier venler: Schlemm kanalı, episkleral venler ve konjunktivadan dallar alarak anterior silier arterleri takip eden silier venler. Anterior ethmoidal / anterior etmoid ven: Bkz. Ethmoidal veins. Aqueous s/ aköz venleri: Derin skleral venöz pleksusa uğramadan direkt olarak aközü konjunktiva venlerine taşıyan damarlar. Central retinal / santral retinal ven: Retinadaki kanı toplayan venlerin birleşmesiyle oluşan ve optik sinirin ortasından gözü terk ederek superior oftalmik vene boşalan ven. Ciliary s/ silier venler: Silier kastaki dallardan oluşan ve superior oftalmik vene boşalan venler. Episcleral s/ episkleral venler: Korneayı halka şeklinde saran ve vorteks ve silier venlere boşalan venler. Ethmoidal s/ etmoid venler: Anterior ve posterior etmoid arterleri takip ederek etmoid foramenden çıkan ve superior oftalmik vene boşalan venler. Frontal s/ frontal venler: Bkz. Supratrochlear veins. Inferior ophthalmic / inferior oftalmik ven: Musküler ve silier dalların birleşmesiyle oluşan ve arkaya doğru giderek superior oftalmik vene veya direkt olarak kavernöz sinüse katılan ven. Inferior palpebral s/ inferior palpebral venler: Alt göz kapağından fasiel vene kanı taşıyan venler. Lacrimal / lakrimal ven: Lakrimal bez kanını superior oftalmik vene aktaran ven. Muscular s/ musküler venler: Üst kapak levator kası, superior rektus, superior oblik ve medial rektus kaslarının kanını superior oftalmik vene aktaran ven. Nasofrontal / nazofrontal ven: Supraorbital venden başlayıp orbitaya giren ve superior oftalmik vene katılan ven. Palpebral s/ palpebral venler: Göz kapaklarından gelip superior oftalmik vene açılan küçük dallar. Posterior ciliary s/ posterior silier venler: Bkz. Vorticose veins. Posterior ethmoidal / posterior etmoid ven: Bkz. Ethmoidal veins. Superior ophthalmic / superior oftalmik ven: Göz kapaklarının iç açısında başlayıp burada frontal, supraorbital ve anguler venlerle ilişki içinde olan, oftalmik arter dağılımını izleyerek arkaya yönelen ve kavernöz sinüse açılan ven. Superior palpebral s/ superior palpebral venler: Üst göz kapağından anguler vene kanı taşıyan venler. Supraorbital / supraorbital ven: Supratroklear venin lateral kısmında alından aşağı doğru inerek supratroklear ven ile birlikte anguler veni oluşturan ven. Supratrochlear s/ supratroklear venler: Alnın üst kısmında başlayan ve burun köküne inerek supraorbital ven ile anguler veni oluşturan iki ven. Vorticose s/ vorteks venleri: Skleradan geçerek koroiddeki kanı superior oftalmik vene taşıyan dört ven.
Venule/ venül: Kapillerlerden kanı toplayarak venleri oluşturan küçük damarlardan her biri. Inferior macular / inferior maküler venül: Maküla kanını taşıyan inferior venül. Inferior nasal of retina/ inferior nazal retinal venül: Retinanın inferonazal bölümünden santral retinal vene kanı taşıyan küçük damar. Inferior temporal of retina/ inferior temporal retinal venül: Retinanın inferotemporal bölümünden santral retinal vene kanı taşıyan küçük damar. Medial of retina/ medial retinal venül: Retinanın merkezî kısmının kanını santral retinal vene taşıyan küçük dal. Superior macular / superior maküler venül: Maküla kanını taşıyan superior venül. Superior nasal of retina/ superior nazal retinal venül: Retinanın superonazal bölümünden santral retinal vene kanı taşıyan küçük damar. Superior temporal of retina/ superior temporal retinal venül: Retinanın superotemporal bölümünden santral retinal vene kanı taşıyan küçük damar.
VER (visual-evoked response)/ VER (görsel uyaranlı cevap): Bkz. Visual-evoked potential.
Vergence/ verjans: Her iki gözün senkron ve simetrik olarak birbirlerinin aksi yönüne hareketleri. Negative vertical / negatif vertikal verjans: Sağ hiperforyayı kontrol eden verjans. Sol gözün yukarı, sağ gözün aşağı hareketi. Positive vertical / pozitif vertikal verjans: Sol hiperforyayı kontrol eden verjans. Sağ gözün yukarı, sol gözün aşağı hareketi. Vertical s/ vertikal verjanslar: Bir gözde yukarı, diğer gözde aşağı hareket yaptıran kasların kasılmasıyla ortaya çıkan hareket.
Version/ versiyon: Bakış yönünün değişmesiyle her iki gözde senkron ve simetrik aynı yöne birlikte oluşan hareket. Conjugate / konjuge versiyon: Her iki gözün aynı yöne doğru yön değiştirmesi. Disjugate / disjuge versiyon. İki gözün ayrı yöne doğru yer değiştirmesi. Vertical s/ vertikal versiyonlar: Her iki gözün birlikte yukarı veya aşağı baktığı göz hareketleri.
Vertex depth/ verteks derinliği: Belli bir çaptaki lensin yüzey eğriliğinin derinliği.
Vesicle/ vezikül: İçinde seröz sıvı bulunan küçük deri kabarcığı; kesecik. Lens / lens vezikülü: Lens plakodu ile optik veziküldeki komşu hücrelerin içe doğru genişlemesi ile oluşan yapı. Optic / optik vezikül: Optik pitin yüzey ektodermine balonlaşma yapması ile oluşan yapı.
Vessel, annular/ halkasal damar: Embriyonik gelişim esnasında optik çanağın kenarında dorsal ve ventral arterlerden beslenen pleksuslardan meydana gelen damar. Optociliary shunt s/ optosilier şant damarları: Normal drenaj kanallarında tıkanma olduğunda, kanın santral retinal venöz dolaşımdan peripapiller koroidal dolaşıma nakledilmesini sağlayan peripapiller kapillerler. Sentinel s/ nöbetçi damarlar: Silier cisim melanomunda tümörün bulunduğu bölgedeki episkleral damarların genişlemiş görünümü.
VHL/ von Hippel-Lindau: Bkz. Von Hippel-Lindau syndrome.
Videokeratoscope/ videokeratoskop: Kornea yüzeyinin renge göre kodlandırılmış topoğrafik haritasını veren cihaz.
View, basal/ bazal görüntü: Bkz. Submento-vertex view. Caldwell / Caldwell görüntüsü: Hastanın burnu ve alnı filme değerek çekilen ve orbital kenarlar, büyük ve küçük sfenoid kanatları, medial orbita duvarı, lakrimal fossa, superior ve inferior orbital fisürler ile frontal ve etmoid sinüslerin incelenmesi için kullanılan düz grafi. Lateral / yan görüntü: Hasta yan yatarken film kasedi lateral kantusu ortalayacak şekilde çekilen ve sfenoid, frontal, etmoid ve maksiller sinüsler ile sella tursika ve klinoid uzantıların görüntülenmesi için tercih edilen düz grafi. Rhese / Rhese görüntüsü: Hastanın incelenecek orbita tarafı ile çene, burun ve zigoması kasede temas edecek şekilde çekilen ve etmoid sinüsle optik foramenin görüntülenmesi için kullanılan düz grafi. Submento-vertex / submento-verteks görüntüsü: Hasta sırt üstü yatarken baş ileri derecede geriye doğru eğik, kafası dik olarak film kasedine temasta ve ışının çene tarafından dik olarak verilmesiyle çekilen ve orbita yan duvarları ile maksiller sinüsün iyi görüntülendiği bir düz grafi. Waters’ / Waters görüntüsü: Hastanın çenesi biraz kaldırılarak çekilen ve maksiller sinüs, orbita kenarları, orbita tabanı, infraorbital foramen, zigomatik kemik ve sfenoidin küçük kanadının incelenmesi için tercih edilen düz grafi.
Viewing, eccentric/ eksantrik görme: Kişinin, foveal görmesi supresyon veya organik hastalık nedeniyle bozulduğunda fiksasyon için ekstrafoveal retina elemanlarını kullanması.
Viscocanalostomy/ viskokanalostomi: Aközün anterior trabeküler ağ ve Descemet membranının oluşturduğu trabekülodesmetik membrandan dışarı süzülmesinin sağlandığı penetran olmayan bir glokom cerrahisi.
Vision/ görme: Bilginin gözlerle alınıp beyinde işlenerek anlamlı hâle getirilmesi. Binocular / binoküler görme: İki gözle alınan iki ayrı görüntünün tek ve derinliği olan bir görüntü şekline dönüştürülmesi. Blurred / bulanık görme: Görme berraklığı veya keskinliğinde azalma. Central / merkezî görme: Gözün fovea ve maküla ile sağlanan, en iyi görme keskinliğine sahip merkezi görüşü. Color / renk görme: Ton, saturasyon ve parlaklık gibi renk özelliklerindeki farklılıkları algılayabilme yeteneği. Double / çift görme: Bkz. Diplopia. Low / az görme: Gözlük camları ve kontak lenslerle düzeltilemeyen ve günlük aktiviteleri etkileyen görme azlığı. Monocular / monoküler görme: Sadece bir gözün işe yarar görmeye sahip olması. Normal / normal görme: Işık, direkt olarak retinaya odaklandığı zaman meydana gelen görme. Peripheral / periferik görme: Merkezî görme ekseni dışında kalan cisim ve hareketlerin görülmesi. Side / periferik görme: Bkz. Peripheral vision. Single / tek görüş: Sadece bir odak noktasına sahip lens. Tunnel / tünel görüşü: Görme alanında ileri derecede daralma ile karakterize durum.
Visual/ görsel, görme _: Görme ile ilgili.
Visual-evoked potential/ görsel uyaranlı potansiyel: Retina uyarısıyla görme korteksinde oluşturulan elektriksel aktivitenin değerlendirilmesi. Flash / flaş görsel uyaranlı potansiyel: Şiddetli flaş kullanılarak görme korteksinin herhangi bir retinal mesajı alıp almadığının anlaşılması için yapılan inceleme. Pattern / patern görsel uyaranlı potansiyel: Birçok çizgi ve köşe içeren dama tahtası ya da pencere kafesi gibi şekilli uyaranların kullanıldığı görsel uyaranlı potansiyel incelemesi.
Visualization/ görünür hâle getirme: Geçmiş görsel deneyimlere dayanarak bir nesne veya durumun hafızada resimlerinin oluşturulması.
Visu(o)scope/ vizüoskop: Fiksasyon noktasını bulmak için retinaya hedef yansıtan bir âlet.
Vitelliform/ vitelliform: Best hastalığının bir evresinde makülada görülen yumurta sarısına benzer lezyon.
Vitiligo/ vitiligo: Vogt-Koyanagi-Harada sendromu ve sempatik oftalmi gibi durumlarda göz kapaklarında görülen cilt depigmentasyonu veya beyazlaşması.
Vitrectomy/ vitrektomi: Hastalıklı vitreusun veya hastalıklı retinaya ulaşmak için vitreusun çıkarılmasına yönelik girişim. Anterior / anterior vitrektomi: Vitreusun lense yakın kısımlarının temizlendiği vitrektomi. Automated / otomatik vitrektomi: Bir cihaz yardımıyla yapılan vitrektomi. Sponge / sponç vitrektomi: Cerrahi esnasında gelen vitreusun temizlenmesi amacıyla küçük üçgen sponç ve makas kullanılarak yapılan vitrektomi.
Vitrector/ vitrektör: Vitrektomi yapmada kullanılan cihaz. Kaufman / Kaufman vitrektör: Vitrektomi için kullanılan basit el cihazı.
Vitreoretinopathy, familial exudative/ ailevî eksüdatif vitreoretinopati: Vitreoretinal yapışıklıklar, vitreus tabanında yoğunlaşmalar ve ince fibriler iplikleşmeler ve fibrovasküler proliferasyonla karakterize otozomal dominant bozukluk. Proliferative / proliferatif vitreoretinopati: Dekole retinanın iç ve dış yüzeyleri ve dekole hyaloidin arka yüzeyinde membranlar gelişimi ile karakterize durum.
Vitreous/ vitreus, camsı cisim: Göz küresinin içini dolduran saydam jel kıvamında sıvı. Cortical / kortikal vitreus: Çevresel kısımda bulunan vitreus. Persistent hyperplastic primary / persistan hiperplastik primer vitreus: Hyaloid sistemin embriyonik gelişim esnasında gerilememesi sonucu optik sinir ile lens arka yüzü arasında glial dokunun sebat etmesi ile karakterize bir bozukluk. Posterior persistent hyperplastic primary / posterior persistan hiperplastik primer vitreus: Lens arkasında kitle olmaksızın glial dokunun retinayı çekmesi ile karakterize bozukluk. Primary / primer vitreus: Çoğunluğu mezodermal, bir kısmı ise nöral krest kökenli mezenkimal hücrelerin hyaloid damar sistemine eşlik ederek lens vezikülü ve optik çanak arasında oluşturdukları yapı. Synchitic / sinkitik vitreus: Bkz. Synchysis. Secondary / sekonder vitreus: Embriyonik gelişim sürecinde iki ve üçüncü aylarda eklenen ve az sayıda hücre ile yoğun bir fibril ağından oluşan vitreus. Tertiary / tersiyer vitreus: Silier cismin pigmentsiz epitelinde üretilen kollajen liflerinin optik çanağın kenarındaki bölgede birikmesiyle oluşan ve daha sonra zonüllere dönüşen vitreus.
VMI/ görsel motor entegrasyon: Bkz. Visual motor integration.
Vogt white limbal girdle/ Vogt beyaz limbus kemeri: Nazal ve temporal limbusların kapak aralığına rastlayan kısımlarında yer alan, tebeşir izini andırır lezyonlardan meydana gelmiş, bilateral, dar bir hilâl şeklinde çizgilerle karakterize zararsız ve yaşla ilgili bir kornea bulgusu.
VOR / VOR (vestibulo-oküler refleks): Bkz. Vestibulo-ocular reflex.
V-plasty/ V-plasti: Ağır punktum ektropionlarının tedavisinde punktumların hemen medial kısmından başlayan kesilerin iç açıda birleştirilmesi tekniği.