Söylenti: Lovecraft'ın (ya da karısı Sonia'nın) Aleister
Crowley ile arkadaşlığı vardı.
Bizim bu yanılgı için, yine, Necronomicon'un "Simon"
edisyonuna teşekkür etmemiz gerekiyor. Bu kitap HPL ve
Crowley arasındaki bazı belirsiz bağlantıları ima etmektedir.
Ama takipçileri ve hayranları tarafından, "dahi" olarak
isimlendirilen bu iki adam, gerçekte, asla birbirleriyle
karşılaşıp tanışmamışlardı. Ortada hiçbir şey belirtmeyen ama
sadece okurların kafalarında bazı tuhaf şüpheler yaratan
belirsiz göndermelerin dışında bir şey yoktur.
Buna ek olarak, Colin Low, "Necronomicon Anti-FAQ
htpp://www.dijital-brilliance.com/necron/necron.htm"
adresinde Lovecraft ile Crowley arasında bir bağlantıya
dikkat çeker. Ama bu kez konu Lovecraft'ın karısı Sonia
Greene hakkındadır.
Crowley, 1918 yılında New York'taydı. Her zaman olduğu
gibi, edebi ününü sağlamlaştırmaya uğraşıyor ve Vanity Fair'e
katkılarda bulunuyordu. Edebi tutkuları olan, dinamik ve
hırslı bir Yahudi göçmeni Sonia Greene, "Walker's Sunrise
Club" denilen bir mekânda, akşam yemeği ve konferansa
katıldı; orada modern şiir üzerine bir konuşma yapmak için
davet edilen Crowley ile ilk kez karşılaştı... Crowley'in
kendisiyle ilgilenen kadınlara harcayacak zamanı yoktu; daha
sonraki aylar içinde düzensiz olarak birkaç kez daha
karşılaştılar.
Low'ın iddiasına göre, Lovecraft, Necronomicon'u ilk kez
Green'den, kadın da Crowley'den duymuştur. Bu durum
sadece bir rastlantıdır. Lovecraft, Necronomicon'dan ilk kez,
Greene ile tanışmasından sadece üç ay sonra 1921 Ekim ayı
ortalarında yazdığı "The Hound" adlı öyküsünde bahsetmişti.
Ama bununla birlikte, Lovecraft, Necronomicon'un yazan
olan Abdul Alhazred'den ilk kez, Greene ile tanışmasından
altı ay önce, 1921 Ocağı'nda yazdığı "Adsız Kent" adlı
öyküsünde bahsetmektedir.
Söylenti: Necronomicon, gerçektir.
Lovecraft hakkındaki en yaygın yanılgı budur, bu konu
belki de onun çevreleyen tüm belgeleri ustaca yaratması
yüzünden kaynaklanmıştır.
Söylenti: Lovecraft, yaratıklarının ilhamını Eski Sümer
Mitolojisi'nden almıştır.
Bu genel yanlış anlaşılma, "Simon" edisyonu
Necronomicon'un oyunbazlığından kaynaklanır. Kitabın
büyük bölümünün güya Sümer ve Babil mitolojilerine
dayandığı söylenir ve Lovecraft'ın kurgu mitolojisini
yaratırken benzer kaynaklara yöneldiği iddia edilir.
Lovecraft'ın yaratıkları ve Sümer mitolojisindeki varlıklar
arasında bir karşılaştırma yapılır:
Lovecraft: Cthulhu
Sümer: Ctha-lu, Kutulu
Lovecraft: Azathoth
Sümer: Azag-thoth
Lovecraft: Shub-Niggurath
Sümer: Shub Ishniggarab
Bu karşılaştırmaların pek bir anlamı yoktur, çünkü bu
şeylerin hiçbiri Sümer ya da Babil mitolojilerinde yer
almamaktadır!
Söylenti: Lovecraft'ın babası bir Masondu.
Bu yanlış anlaşılma için, George Hay edisyonu
Necronomicon'daki Colin Wilson'ın giriş yazısına teşekkür
etmemiz gerekiyor:
Dr. Stanislaus Hinterstoisser... Cari [Tausk] yoluyla, bana
yazdığında, Lovecraft'ın babası üzerine bildiklerinin kaynağı
hakkında derin ayrıntılar veremeyeceğini ama Winfield
Lovecraft'ın sadece Mısırlı bir Mason olmadığını, onun aynca
en azından Godhizer's Book of the Essence of the Soul gibi
iki tane önemli büyü kitabının sahibi olduğunu söylemiştir.
Wilson, HPL'nin "The Dunwich Horror"da tarif ettiği
Necronomicon'un, en azından 751 sayfa uzunluğundaki Book
of the Essence of the Soul'un sadece bir bölümü olduğunu
iddia etmişti! Yani, Necronomicon'un asıl sahibinin Winfild
Lovecraft olduğunu savunuyordu. Bütün bu saçmalıkların
ardından Wilson, Crypt of Cthulhu'nun 1984 yılındaki bir
sayısında bu iddianın saçmalığını kabul edecekti.
Her ne kadar Lovecraft'ın babasının bir mason olduğuna
dair hiçbir kanıt bulunamasa da büyükbabası, Whipple Van
Buren Phillips, masonluk ortamında oldukça aktif biriydi.
Whipple Phillips, Rhode Island'daki Greene kasabasının
içinde ve çevresinde çok büyük topraklara sahipti.
Söylenti: Lovecraft'ın "Eskilerin Mührü" tanımlaması
Lovecraft, öykülerinin hiçbirinde Eskilerin Mührü hakkında
hiçbir fiziksel tanımlama yapmamıştır. Bu nesneden sadece
dört kez ve çok kısa olarak bahsetmiştir.
HPL, 7 Kasım 1930 tarihinde Clark Ashton Smith'e yazdığı
mektubunu şu yorumuyla sonlandırır:
"Geçmişte gönderdiğin Tsathoggua'nın ismine yaptığın
katkılar yüzünden sana yeniden teşekkür ediyorum ve çok
yakında kaleminden çıkmış daha fazla bölümler görmeyi
umuyorum. Yhu'nun Karanlık Döngüsü'nde geçen Eskilerin
Mührü ve N'gah'ın Mührü'nü ekliyorum."
HPL, "Ec'h-Pi-El" şeklinde attığı imzasının ardından iki
tuhaf figür çizmişti. İkincisi, N'gah'ın Mührü, boynuzlu lükan
böceğine benzeyen, altı ayaklı, üç boynuzlu bir şeydi.
Birincisi, yani Eskilerin Mührü bir çam ya da köknar ağacı
dalına benziyordu.
Bu konudaki yanlış anlaşılma, büyük olasılıkla, August
Derleth'in "The Lurker at the Threshold" adlı öyküsünde
mührü, merkezinde alevli bir göz bulunan bir pentagram
şeklinde tanımlaması yüzünden oluşmuştur.
[Türkçesi: Esra Avşar]
Bu kitaptaki "Mağara'daki Hayvan" adlı öykü Esra Avşar,
"Randolph Carter'ın İfadesi" adlı öykü Serap Gecü, "Hafıza"
adlı öykü Murat Lu, "Önceki Unutuş" ve "Simyacı" adlı
öykülerse Banu Irmak tarafından dilimize çevrilmiştir. Geri
kalan öykülerde bu çetrefil işlemin yapılmasını Kozan
Demircan üstlenmiştir.
Evet, fazla uzatmadan başlayalım. Yayın akışımız ve
Lovecraft "puzzle"ı tamamlandığında yirminci yüzyılın en iyi
kısa korku öykülerinin yazarı sayılan "büyük usta"nın bu
unvanı boşuna almadığını göreceksiniz.
|