Dr. Demet Coşkun
1
HAVAYOLU AÇIKLIĞININ SAĞLANMASI
ANATOMĐ
Solunum yolları, ağız ve burun deliklerinden
başlayıp alveollerin girişinde sonlanır (Resim 1).
Ağız, burun, farinks ve larinks üst solunum
yolunu oluşturur. Havayolu önde ağız ve burun
ile dışarı açılır. Ağız arkada orofarinks, burun ise
nazofarinks ile devam eder ve daha sonra bu ikisi
birleşir. Ağızla burun arasını damak, ağız tabanını
da dil oluşturur. Epiglot larinksi fonksiyonel
olarak ayırır ve larinks; trakea, hipofarinks ise
özofagus ile devam eder. Bu yolun bir kısmı
gastrointestinal sistemle ortak olup, alt solunum
yolları ve akciğerlerin, ağızdan alınan ve regürjite
edilen materyalden korunması için birçok
refleksle donatılmıştır. Trakea ve bronşial ağaç da
alt solunum yollarını oluşturur.
Resim 1. Solunum yollarının anatomisi
Larinks
Dil kökünden trakeaya kadar uzanır. Çocuk
ve erişkinde C
4-6
düzeyindeyken, prematür ve
yeni doğanda C
3
düzeyine kadar yükselir.
Kıkırdak, ligament ve kaslardan oluşan bu yapı,
erkekte 44 mm, kadında 36 mm uzunluğunda
olup, transvers çapı da sırası ile 36 ve 26 mm.
Ligamentlerle birbirine bağlanan tiroid,
krikoid, aritenoid (çift), kornikulat (çift),
kuneiform (çift) kıkırdaklar ve epiglotun
arasında oluşan ve krikoid kıkırdağın alt
kenarına kadar uzanan laringeal açıklık,
anestezi uygulaması açısından çok önemli bir
bölgedir. Epiglot erişkinde ince, gevşek ve düz
iken bebekte sert, V veya omega şeklindedir.
Bir laringoskopla bakıldığında, önde epiglot,
yanlarda
ariepiglottik
mukoza
kıvrımları,
arkada aritenoidlerle çevrili larinks girişi, daha
aşağıda laringeal vestibul, vestibuler kıvrımlar
(yalancı) ve vokal (gerçek) kordlar görülür.
Larinks kaslarından interaritenoid, aritenoid
kıkırdakları
iter;
posterior
ve
lateral
krikoaritenoidler, sırasıyla glottisi açar ve
daraltırlar; krikotiroidler vokal kord basıncını
artırırken; tiroaritenoidler basıncı azaltırlar.
Larinksin
temel
fonksiyonu
akciğerleri
yabancı
cisimlerden
korumak
ve
ses
çıkartılmasına olanak tanımaktır. Erişkinde
larinksin en dar olduğu yer vokal kordların
arası olup, glottis adını alır. Glottisin şekli
fonasyon, solunum, öksürük ve laringeal
koruyucu refleksler gibi istemli ve istemsiz
işlevler sırasında değişir. Çocuklarda ise larinks
huni şeklindedir ve en dar yeri vokal kordların
hemen altında krikoid kıkırdak hizasındadır
(subglottik bölge). Bu nedenle vokal kordlar
arasından geçen tüp, krikoid kıkırdak içinden
geçemeyecek kadar büyük gelebilir.
Đ
nnervasyonu N. Vagus’un 2 dalı ile
gerçekleşir:
N. laringeus superior: Glottisin posterior
kısmını, vallekula, priform fossa ve larinksin
kaudalinden vokal kordlara kadar olan kısmı
innerve eder.
N. laringeus inferior (rekürren laringeal
sinir): Krikotiroid dışında tüm larinks kaslarını
innerve eder. Rekürren laringeal sinirin tek
taraflı paralizisi, aynı taraftaki vokal kordda
paralizi
oluşturarak
sesin
kalitesinin
bozulmasına yol açar. Akut bilateral rekürren
sinir paralizisi ise stridor ve solunum
güçlüğüne neden olabilir.
Trakea
Dr. Demet Coşkun
2
Trakea krikoid kıkırdak altından ve C
6
vertebra hizasından başlar; sternal açı veya T
4
vertebranın
alt
kenarı
hizasında
ve
bifurkasyonla karinada sonlanır. Trakeanın
yaklaşık olarak yarısı boyunda, yarısı da toraks
içinde yer alır. Uzunluğu 10-13 cm, transvers
çapı 2.3 cm ve ön-arka çapı 1.8 cm olup, 18-22
adet U şeklinde kıkırdak halkadan oluşur.
Kapasitesi 30 mL olup, anatomik ölü boşluğun
%20’sini
oluşturur.
Motor
ve
duyusal
sinirlerini N. vagus’tan alır.
Trakea karinada sağ ve sol ana bronş olmak
üzere ikiye ayrılır. Sağ ana bronş orta hatla
daha dar bir açı yapar. Bu nedenle de aspire
edilen yabancı cisimler, endotrakeal tüp veya
aspirasyon kateterleri daha çok sağ ana bronşa
girer. Sağ ana bronş 1-2cm iken, sol ana bronş
4-6 cm uzunluğundadır.
HAVAYOLU AÇIKLIĞININ SAĞLANMASI
Bilinç kaybı genellikle submandibular kas
tonusu kaybı ile birliktedir. Üst solunum
yolunda kas tonusunun (genioglossus kası gibi)
kaybolduğu veya yeterli olmadığı durumlarda,
dil ve epiglot farinksin arka duvarına düşer.
Başa yeniden pozisyon vermek veya çeneyi
kaldırmak
havayolunu
açmada
önerilen
tekniklerdir.
- Head-tilt – Chin-lift manevrası:
Başın arkaya doğru itilip, çenenin öne doğru
kaldırılmasıdır (Resim 2).
Resim 2. Head-tilt – Chin-lift manevrası
- Jaw-thrust manevrası:
Boyun hareket ettirilmeden, iki elle
mandibula köşelerinin kavranıp
kaldırılmasıdır, boyun travması varsa yapılır.
Resim 3. Jaw-thrust manevrası
Bu tekniklere ilaveten, ağız veya burundan
yerleştirilen bir yapay havayolu (oral veya
nazal airway) dil ile farinks arka duvarı
arasından havanın geçebilmesini sağlar. Dilin
neden olduğu tıkanmayı önleyecek, ancak
laringeal yapıları zedelemeyecek uygun boyun
kullanılması önemlidir. Çok kısa bir airway dili
kaldıramayacağı gibi, çok uzunu da epiglotu
hava yoluna doğru iterek kendisi obstrüksiyona
neden olur. Ağız kenarı ile kulak memesi
arasındaki uzaklık, hastada kullanılması uygun
olabilecek oral airway uzunluğu hakkında fikir
verir (Resim 4,5,6).
Resim 4. Farklı boyutlarda oral airwayler
Resim 5. Uygun oral airwayin belirlenmesi
Dr. Demet Coşkun
3
Resim 6. Oral airway yerleştirme tekniği
Nazal airway uzunluğu, burun deliklerinden
kulak girişine kadar olan mesafenin ölçülmesi
ile tahmin edilebilir ve yaklaşık olarak oral
airwaylerden 2-4 cm daha uzun olmalıdır
(Resim 7).
Resim 7. Farklı boyutta nazal airwayler
(yukarda) ve yerleştirilmiş şekli (altta)
Bilinçsiz hastada ağız içinde gözle görülür
kusmuk veya bir yabancı cisim mevcutsa,
bunlar çengel gibi kıvrılmış işaret parmağıyla
dışarı çıkarılmalıdır. Eğer hastanın bilinci
açıksa veya yabancı cisim parmakla alınarak
çıkarılamıyorsa Heimlich manevrası önerilir.
Diyafragmanın altından karnı aniden itme
ş
eklinde yapılan bu manevra, diyafragmayı
yukarı iterek akciğerlerden dışarıya doğru bir
hava akımı oluşturur ve bu da hava yolunu
tıkayan yabancı cismin atılmasını sağlar.
Havayolu uygun şekilde açıldıktan sonra,
hastanın
solunumunun
yetersiz
olduğu
düşünülüyorsa,
her
solukta
hastanın
akciğerlerini şişirmek üzere:
- Ağızdan-ağıza (uygun pozisyon verildikten
sonra, baş ve işaret parmağıyla hastanın burnu
kapatılarak, derin bir nefes alındıktan sonra
ekspirasyon havası hastanın ağzına üflenir)
- Ağızdan-buruna (hastanın ağzı travmatize
olmuşsa veya açılamıyorsa)
- Ağızdan-stomaya (trakeostomili hastalarda
ağızdan-stomaya solunuma başlanır)
Ağızdan maskeye veya bariyer aygıtına
solumak
daha
hijyeniktir.
Ventilasyonun
yeterliliği
göğsün
yeteri
kadar
kalkıp
kalkmadığı gözlenerek ve ekzalasyon sırasında
gazın dışarı çıkışı dinlenerek kararlaştırılır. Đlk
iki solunumun (her biri 2 sn süre ile) başarı ile
verilmesinden sonra hastanın dolaşımı hızla
değerlendirilmeli
ve
eğer
gerekiyorsa
kardiyopuulmoner
resüsitasyona
hemen
başlanılmalıdır.
Yüz maskesi varsa, solunumu yetersiz olan
hastaya
maske
kullanılarak
ambu
ile
ventilasyon yaptırılır. Maskenin konturları
yüzdeki girinti ve çıkıntılar dikkate alınarak
ş
ekillendirilmiştir. Saydam maskeler hastanın
kusmasının daha kolay fark edilmesini ve
nemlenmiş
ekspirasyon
karışımının
izlenebilmesi gibi avantajlar oluşturur. Siyah
kauçuk maskeler ise yüzdeki normale uymayan
girinti ve çıkıntılara uyar. Etkin ventilasyon,
hem maskenin yüze sıkıca oturmasını hem de
havayolunun açık olmasını gerektirir. Maskenin
sol
elle
tutulması,
ambunun
sağ
elle
sıkıştırılarak
pozitif
bsınçlı
ventilasyon
yapılmasını sağlar. Sol elin baş parmak ve
işaret parmağı ile maskeye aşağı doğru basınç
uygulanması maskenin yüze oturmasını sağlar.
Orta parmak ve yüzük parmağı atlantooksipital
eklemin ekstansiyonunu kolaylaştırmak için
mandibulayı kavrar. Parmaklarla mandibulanın
kemik
kısmına
basınç
uygulanmalıdır.
Dr. Demet Coşkun
4
Havayolunu tıkayabileceğinden dil kökünü
destekleyen
yumuşak
dokulara
basınç
uygulanmamalıdır. Küçük parmak çenenin
köşesine konur ve çeneyi öne doğru iter. Bu
manevra, hastanın ventilasyonunu sağlayan en
önemli manevradır. Tek elle zorlanılan bazı
durumlarda, çenenin yeterli derecede itilmesi
ve maskenin tam olarak oturması için iki elin
kullanılması gerekebilir.
Maske ile ventilasyon dışında hava yolu
açıklığını güvenli bir şekilde sağlamak için
endotrakeal entübasyon veya buna alternatif
olarak;
- Laringeal Maske (LMA)
- Özofageal-Trakeal Tüp (Kombi
tüp)
-
Krikotirotomi
-
Cerrahi veya perkutan trakeostomi gibi
yöntemler de kullanılabilir.
ENDOTRAKEAL ENTÜBASYON
Endotrakeal
entübasyon
trakea
içine,
solunum yolunu güvenlik altına almak veya
solunumu kontrol etmek amacı ile bir tüp
yerleştirilmesidir.
Entübasyon
işlemi,
havayolunun açık tutulması, havayolu ve
solunumun kontrol edilebilmesi, solunum
eforunun azaltılması, aspirasyonun önlenmesi,
anestezistin ve diğer aygıtların sahadan
uzaklaşması ile cerrahi rahatlık sağlanması,
herhangi bir sorun olduğunda resüsitasyon
kolaylığı ve ölü boşluk azalması gibi faydalar
sağlar. Bunun yanında; işlemin zaman alması,
daha derin anestezi gerektirmesi, özellikle
güçlük çıktığında özel beceri istemesi ve bazı
komplikasyonlara
neden
olabilmesi
gibi
sakıncalar da taşır.
ENTÜBASYON ENDĐKASYONLARI
Anestezi uygulaması sırasında
1. Baş - boyun ameliyatları
2. Kas gevşetici verilmesi ve yapay solunum
uygulanması gereken durumlar
3. Havayolunun kontrolünü güçleştiren
pozisyonlarda yapılacak girişimler
4. Torasik ve abdominal girişimler
5. Refleks laringospazm gelişebilecek
girişimler
6. Özellikle yenidoğan grubu olmak üzere
pediatrik hastalar
7. Aspirasyon riski olan hastalar
8. Hipotermik ve hipotansif yöntemlerin
uygulandığı girişimler
9. Genel durumu düşkün hastalar
10. Maske ile ventilasyonda güçlük
olabilecek hastalar
11. Havayoluna dışarıdan baskı yapan
oluşumlarda ve vokal kord paralizisi
Anestezi uygulaması dışında
1. Đlaç zehirlenmeleri, sinir – kas
hastalıkları, kardiyak arrest veya kafa
travmalı, bilinci kapalı hastalarda
2. Havayolu obstrüksiyonuna neden olan
durumlar (yabancı cisim, tümör,
enfeksiyon, laringospazm, iki taraflı
vokal kord paralizisi)
3. Trakeobronşial temizliğin gerektiği
durumlar (sinir – kas hastalıkları,
yelken göğüs, larinks travması,
pnömoni, solunum yetmezliği)
4.Yapay solunum gereken nedenlerden
kaynaklanan solunum yetmezlikleri
ENTÜBASYONDA
KULLANILAN
ARAÇ
VE
GEREÇLER
Entübasyon
işlemine
başlamadan
önce
gerekli malzemenin hazır ve çalışır durumda
olduğunun
kontrolü
ş
arttır.
Bu
amaçla
bulundurulması gereken malzeme; endotrakeal
tüpler, tüp balonu şişirilmesi için enjektör, tüp
stilesi, laringoskop, aspiratör, maske ve
ventilasyon olanağı (ambu kesesi, anestezi
makinası gibi), oksijen kaynağı ile anestezik
ve acil ilaçlardır. Ayrıca özel durumlarda özel
laringoskop, tüp ve bronkoskop gerekebilir.
Laringoskoplar
Direkt laringoskopi amacı ile kullanılan
laringoskoplar bir sap (handle) ve bleydden
oluşur ve uçlarında bir pil, elektrik veya
fiberoptik ışık kaynağı ile aydınlanan bir ampul
Dr. Demet Coşkun
5
bulunur. Laringoskoplar, bleydin şekline göre
düz ve eğri bleydli olarak tiplere ayrılırlar. Düz
bleydli olanlar genellikle Magill, eğri bleydli
olanlar Macintosh tipi olarak bilinir (Resim 8
ve 9). Laringoskopi işleminde, bleydin ucunun
yerleştirilmesinde epiglot yönünden farklılık
gösterirler. Erişkinlerde, aksine bir endikasyon
yoksa, genellikle eğri bleydli, küçük çocuk ve
bebeklerde ise düz bleydli laringoskop tercih
edilmektedir.
Resim 8. Magill tipi bleydler
Resim 9. Macintosh tipi bleydler
Endotrakeal tüpler
Tüplerin tipleri: Sentetik (kauçuk, polietilen
veya polivinil klorid gibi) materyalden yapılır.
Balonlu, balonsuz; nazal, oral; saydam veya
opakt; uç açıklığının eğimi, yönü, buraya yakın
delik mevcudiyetine göre farklı modellerde
olabilirler (Resim10). Endobronşial entübasyon
için tek veya çift lümenli tüpler de vardır.
Tüplerin boyları ve kalınlıkları: Bunları
ifade etmek için çeşitli sistemler kullanılmıştır.
Yaygın olarak kullanılanlardan biri tüpün iç
çapının (Internal diameter: ID) “mm” olarak
ifade edildiği sistem, diğeri ise ikişer olarak
atlayan çift sayılarla ifade edilen Fransız
skalası (mm olarak dış çap x 3) sistemidir.
Tüpün çapı büyüdükçe uzunluğu da artar.
Endotrakeal tüp balonu (kaf): Trakea
duvarı ile tüp arasından sıvı ve gaz kaçağını
önleyerek, hem mekanik solunumun etkili
olmasını sağlar hem de mide içeriğinin, kan,
mukus ve sekresyonların aspirasyonuna engel
olur. Genellikle 2-3 cm uzunluğunda olup, tüp
ucundan 1 cm yukarıda sonlanacak şekilde
yerleştirilmiştir. Tüpteki balonla birlikte şişen
pilot baloncuk bir enjektör yardımı ile şişirilir.
Balonun şişirilme derecesi önemlidir. Tüpün
balonu, solunum balonu sıkıldığında, trakeadan
kaçak sesi kesilecek kadar şişirilmelidir. Daha
fazla
ş
işirildiğinde,
temas
ettiği
trakea
mukozasında kan akımının kesilmesine ve
hasara yol açabilir.
Resim 10. Endotrakeal tüpler
ENTÜBASYON ĐŞLEMĐ
Entübasyon işlemi yapılmadan önce hasta ve
klinik durum entübasyon yolu ve güçlük
olasılığı yönünden değerlendirilir. Daha önceki
anestezi uygulamasında karşılaşılan güçlükler;
burun
kırıkları
veya
deviasyon,
burun
kanaması, polip; kırık, sallanan veya eksik
dişler, protez, köprü varlığı ile entübasyon
güçlüğü yapan nedenler araştırılmalıdır.
Entübasyon işlemi; oral ve nazal entübasyon
ş
eklinde sınıflandırılır:
ORAL ENTÜBASYON
Entübasyon işleminin rutin şekli; eğer
kontrendikasyon yoksa, genel anestezi altında
ve tercihen kas gevşemesi sağlandıktan sonra
oral yolla ve laringoskopi ile glottisin
görülerek, tüpün trakea içine yerleştirilmesidir.
Entübasyon sırasında, refleksleri baskılayacak
derinlikte anestezi ve kas gevşemesi tam
olmalıdır. Bu amaçla genellikle erişkinde bir
intravenöz indüksiyon ajanı ve bir kas
Dr. Demet Coşkun
6
gevşetici; küçük çocuk ve bebeklerde tek
başına bir inhalasyon anesteziği ve kas
gevşetici ile birlikte inhalasyon anesteziği
kullanılabilir Dikkat edilmesi gereken önemli
bir konu; kas gevşetici ilacın verilmesinden
önce, akciğerlerin maske ile yeterli derecede
ventile edilebildiğinin görülmesidir.
Gerek indüksiyondan önce, gerekse kas
gevşeticinin etkilemesine ve laringoskopi
yapılıncaya kadar geçen süre içinde hastaya %
100 oksijen verilerek, entübasyon sırasında
PaO
2
’nin
tehlikeli
düzeye
düşmesi
önlenmelidir. Bu işleme preoksijenasyon denir.
Preoksijenasyon, çeşitli şekillerde yapılabilir.
Maske ile 2-10 dk süre ile normal tidal
volümle, 3-4 vital kapasite soluğu ile veya
bunların kombinasyonu şeklinde indüksiyon
öncesi yapılabildiği gibi, indüksiyondan sonra
gelişen hipoventilasyon veya apne sırasında da
yapılabilir. Bu yöntemler içinde en sık, hatta
rutin olarak kullanılanı, indüksiyonu takiben,
kas gevşetici etkisinin tam yerleşmesi ve yeterli
entübasyon koşullarının oluşması beklenilirken
yapılan
oksijenasyondur.
Ancak
bu,
entübasyonun kolay ve hızlı olduğu durumlarda
yeterli olurken, işlemde biraz uzama olursa
yetersiz kalabilir. Hipoksi gelişimini önlemek
için en güvenilir yol; indüksiyondan önce
yapılan
preoksijenasyonun,
indüksiyon
sırasında yapılan oksijenasyonla kombine
edilmesidir.
Laringoskopi ve tüpün trakeaya
yerleştirilmesi
Yeterli anestezi ve gevşeme sağlandığında,
hastanın boynu hafif fleksiyona, başı da
ekstansiyona getirilerek, ağız-farinks-larinks
hattının düzleşmesi sağlanır. Bunun için başın
altına küçük bir rulo (8-10 cm yüksekliğinde)
konabilir. Laringoskop sol elle tutularak,
hastanın geniş olarak açılmış ağzının sağ
tarafından dili sola itecek şekilde, ağız içine
sokulur ve vallekulaya kadar itildikten sonra,
yukarı ve öne doğru kaldırılır. Bu şekilde,
epiglot ve ağız tabanındaki yapılar görüş
alanından uzaklaştırılmış ve vokal kordlar açığa
çıkarılmış olur. Bu işlemin nazik bir şekilde
yapılması, özellikle dişlere yüklenilmemesi, üst
dişlerin kaldıraç hareketi sağlamak üzere
kullanılmaması, dudağın dişlerle bleyd arasında
sıkışmamasına özen gösterilmesi gerekir. Bu
sırada bir yardımcının tiroid kıkırdak üzerine
hafifçe
basması
glottisin
görülmesini
kolaylaştırabilir. Sağ elle tutulmuş olan uygun
boydaki tüp glottisten geçirilerek, tüpün kafı
vokal kordların altında trakea içine yerleştirilir.
Düz bleydli bir laringoskop kullanılıyorsa,
epiglot görüldükten sonra, bleyd epiglotu da
altına alacak şekilde ilerletilir. Đşlem bittikten
sonra
laringoskop,
yine
dişlerin
zarar
görmemesine dikkat edilerek çekilir.
Ne zaman ve ne kadar oral beslendiği tam
olarak bilinmeyen acil hastalar, mide boşalma
zamanı uzamış gebe, diyabetik veya morbid
obezlerde; peritonit, intestinal obstrüksiyon
veya üst sindirim sistemi kanamalarında mide
içeriği aspirasyon riski yüksektir. Bu hastalarda
uyanık entübasyon yapılabilirse de işlemin
rahatsız edici olması nedeniyle, krikoid bası /
hızlı indüksiyon yöntemi (Sellick manevrası)
tercih edilir. Đndüksiyon için intravenöz
anestezik ilaç verilmeye başlandığı sırada, bir
yardımcı tarafından, baş ve işaret parmakları ile
krikoid kıkırdak üzerine basılır; özofagusun bu
kıkırdak ile vertebral kolon arasına sıkışarak
kapanması
sağlanır.
Bası
süksinilkolin
verilmesi, tüpün yerleştirilmesi ve balonun
ş
işirilmesine kadar sürdürülür (Resim11).
Resim 11. Orotrakeal entübasyon ve
entübasyon için kullanılan malzemeler
NAZAL ENTÜBASYON
Ağız içine yapılacak ameliyatlarda; dişlerin
kolay travmatize olabileceği durumlarda; nazal
tüpün daha iyi tolere edilmesi nedeniyle yoğun
bakım hastalarında ve laringoskopinin güç
olduğu durumlarada tercih edilir.
Nazal entübasyon, laringoskopiden önce tüpün
burundan orofarinkse ilerletilmesi dışında oral
entübasyona benzer. Öncelikle hastanın en
rahat nefes aldığı burun deliği seçilir ve
hazırlanır. Fenilefrinli burun damlası (% 0.25
Dr. Demet Coşkun
7
veya 0.5) vazokonstriksiyon ve mukozalarda
dekonjesyona neden olur. Hasta uyanıksa, lokal
anestezik damlalar veya sinir blokları da
uygulanabilir.
Suda
çözünür
bir
jelle
kayganlaştırılan uygun boyuttaki endotrakeal
tüp, uç açıklığı nazal septuma bakacak şekilde
burun deliğinden itilir; inferior konkanın
altından burun tabanı boyunca yüze dik açı
yapacak şekilde farinkse doğru kademeli olarak
ilerletilir. Orofarinksde görülen tüpün ucu,
laringoskopi yardımıyla açığa çıkan vokal
kordların
içinden
geçirilerek
trakeaya
yerleştirilir. Bu işlemde zorlukla karşılaşılırsa,
tüpün kafına zarar verilmemesi için dikkatli
davranılarak, Magill forsepsi ile tüpün ucunun
vokal kordlardan geçişi kolaylaştırılır (Resim
12 ve 13). Ciddi midfasiyal travması olan
hastalarda endotrakeal tüp, airway veya
nazogastrik
kateterlerin
nazal
yoldan
geçirilmesi
intrakraniyal
olarak
yerleşme
riskleri nedeni ile tehlikelidir.
Resim 12. Magill forsepsi yardımı ile
yerleştirilen nazal tüp
Resim 13. Nazal entübasyon
Kör nazal entübasyon
Nasal entübasyon işleminin laringoskopi
yardımı olmaksızın yapılmasıdır. Bu işlem
sırasında kas gevşeticiden ve çok derin
anesteziden kaçınmak gerekir. Endotrakeal tüp
aynı şekilde farinkse doğru itilir. Larinkse
yaklaşılırken,
tüpün
proksimal
ucundan
solunum sesleri dinlenerek, trakea içine girilir
(Resim 14). Solunum sesinin azalması veya
kesilmesi tüpün özofagusa girdiğini gösterir.
Bu durumda tüpün geri çekilerek işlemin
tekrarlanması gerekir.
Resim 14. Kör nazal entübasyon tekniği
Oral ve nazal entübasyonun
karşılaştırılması
Oral entübasyon: Đşlemin daha kolay ve
hızlı olması, daha geniş tüp kullanılması, tüp içi
aspirasyonun
kolay
olması
üstünlüklerini
sağlarken; oral temizliği güçleştirmesi, tükrük
sekresyonunu arttırması, nazogastrik beslenme
zorunluluğu yaratması, dudak hareketleri ile
iletişime olanak vermemesi, tüpün ısırılmaması
için bir airway gerektirmesi gibi sakıncalar
taşır. Nazal yola göre daha kolay ve hızlı
yapılabilmesi,
özellikle
acil
durumlarda
üstünlük sağlar.
Nasal entübasyon: Tespit kolaylığı, hastanın
yutkunması ve beslenmesine olanak sağlaması,
dudak hareketleri ile iletişimin mümkün olması
gibi üstünlükleri vardır. Öğürme ve kusma
refleksini daha az uyardığından uyanık hastada
tercih edilen yoldur. Daha iyi tolere edilmesi,
daha iyi tespit edilebilmesi ve laringeal
ülserasyon riskinin daha az olması da uzun
süreli entübasyonda tercih nedenleridir. Ancak
daha küçük boyda tüp kullanılması, kendine
özgü komplikasyonları (nazal kanama riski,
basınç
nekrozu,
östaki
tüpü
tıkanıklığı,
adenoidlerin
travmatize
olması,
yerinden
ayrılma,
arka
farinks
duvarına
travma,
paranazal sinüs blokajı) olması, daha kıvrık
olması nedeniyle kırılma olasılığının daha çok
olması ve tüp içi aspirasyonun güçlüğü gibi
sakıncalar taşır.
Dr. Demet Coşkun
8
ENDOTRAKEAL TÜPÜN YERĐNĐN
DOĞRULANMASI
1. En önemlisi entübasyon sırasında tüpün
trakea içine girdiğinin ve yeteri kadar
ilerlediğinin görülmesi
2. Gerek göğsün, gerekse epigastriumun
gözlenerek, her iki akciğerin
havalandığının ve epigastriumda distansiyon
olmadığının görülmesi
3. Dinlemekle, midklavikular ve orta aksiler
hat üzerinde her iki akciğerin eşit
havalandığının belirlenmesi
4. Manuel ventilasyon sırasında; akciğerlerin
bir dirençle karşılaşılmadan
havalandırılması, gastrik fokurdamanın
olmaması, tüpte inspiryumda kaybolan ve
ekspiryumda belirginleşen gaz buharının
görülmesi
5. Kuşkulu durumlarda, özellikle şişman
hastalarda, epigastriumun dinlenmesi
6. Laringoskopinin tekrarlanması ve tüpün
trakea içinde olduğunun görülmesi
7. Bir kapnografla, ekspiryum sonu
kabondioksit miktarının izlenmesi mevcut
en güvenilir ve en erken uyarı veren
yöntemdir (EtCO
2
)
8. Puls oksimetri (SpO
2
) ve kardiyovasküler
sistemdeki değişiklikler
9. Akciğer filmi çekilerek de kontrol
yapılabilir (daha çok yoğun bakım
hastalarında)
ENDOTRAKEAL ENTÜBASYONUN
KOMPLĐKASYONLARI
Entübasyon yapılırken
- Dişler, dudaklar, farinks, larinks ve buruna
direkt travma
- Servikal vertebra kırık-çıkığı
- Gözde travma
- Mediasten amfizemi
- Retrofaringeal abse ve travma
- Gastrik içerik/yabancı cisim
aspirasyonu
-Yanlışlıkla tüpün özofagusa yerleştirilmesi
- Tüpün yanlış yerleştirilmesi
- Çenede subluksasyon
Entübasyon süresince
- Tüpün daralması veya tıkanması
- Tüpün hastayı rahatsız etmesi
- Trakea veya bronş rüptürü
- Mide içeriğinin aspirasyonu
- Tüpün yer değiştirmesi
- Yumuşak dokuda ülserasyon, kanama,
ödem, enfeksiyon
- Beslenme güçlüğü
- Tüpün yanması (lazer cerrahisinde)
Ekstübasyon sırasında
- Ekstübasyon güçlüğü
- Glottik hasar
- Trakeal kollaps
- Havayolu obtrüksiyonu (larinks spazmı
ve ödemi)
- Bronkospazm
- Mide içeriği ve yabancı cisim aspirasyonu
- Kardiyak arrest
Postoperatif dönemde
- Erken (0-72 saat)
Boğaz ağrısı
Glottik ödem
Enfeksiyon
Vokal kord paralizisi
Lingual sinir hasarı
- Geç
Laringeal ülser ve granülom
Laringotrakeal membran
Laringeal fibrozis
Trakeal fibrozis ve stenoz
Trakeal dilatasyon
Burun deliğinde daralma
Disfaji
Dr. Demet Coşkun
9
ENTÜBASYON GÜÇLÜĞÜ
Endotrakeal
entübasyonun,
deneyimli
kişilerce klasik laringoskopi ile üç veya daha
fazla
denemeye
rağmen
başarılıyla
yapılamaması ve bu deneme süresinin 10
dakikadan uzun sürmesi entübasyon güçlüğü
olarak
tanımlanır.
Havayolunun
açık
tutulmasında güçlüğün derecesi ile beyin hasarı
ve ölüm riski paralel seyretmekte, doğrudan
anesteziye bağlı ölümlerin %30’unda temel
neden bu olmaktadır. Đnsidans %1-13 arasında
değişmekte olup, genellikle olguların %2-
3’ünde
ciddi
entübasyon
zorluğu
ile
karşılaşılmaktadır.
Entübasyon güçlüğü nedenleri
Fizyolojik nedenler: Kısa ve adaleli boyun,
küçük ve geride mandibula (mandibula ucu-
tiroid kıkırdak arası < 6 cm veya 3 parmak),
fırlak üst dişler, yüksek damak ve küçük ağız,
hareketi kısıtlı mandibula, hareketi kısıtlı
atlantooksipital eklem, büyük dil, özellikle dil
kökünün geniş olmasıve aşırı şişmanlık.
Konjenital anomaliler: Koanal atrezi,
ansefalosel, makroglossi ile Treacher-Collins,
Klippel-Feil ve Pierre Robin Sendromları,
akondroplazi, subglottik kistler ve darlık,
kistik higroma, trakeaya bası yapan vasküler
lezyonlar
Enflamatuar, dejeneratif ve fibrotik
olaylar:
Abse, epiglottit, enfeksiyöz mononükleoz,
krup,
romatoid
veya
osteoartrit,
temporomandibular veya laringeal eklem ve
bağlardaki değişiklikler, ankilozan spondilit, ,
halo
traksiyonu,
stilohyoid
ligament
kalsifikasyonu, yüz ve boyunda fibrozis (yanık,
radyoterapi), sistemik hastalıklar (sistemik
lupus
eritematozis),
cerrahiye
bağlı
deformiteler
Tümörler:
Benign
ve
malign
kitleler,
hemanjiom ve hematomlar
Endokrin nedenler: Akromegali, büyük guatr
Travmalar: Fasial, laringeal, trakeal veya
servikal travmalar
Yabancı cisim
Maske ile ventilasyonda güçlük nedenleri:
Uzun sakal, iri alt çene, eksik dişler.
Cilt ile ilgili sorunlar: Cildin duyarlı olması
(yanık, greft, epidermolizis bullosa), sargı ve
pansuman bulunması.
Özelliği olan gruplar: Gebeler ve bebekler
(özellikle yenidoğan).
Ön değerlendirme ve hazırlık
Yukarıdaki nedenlerin çoğu, anestezi öncesi
dikkatli bir değerlendirme ile belirlenerek,
entübasyon güçlüğü için hazırlık yapılabilir.
Pratik uygulamada, temel tıbbi değerlendirme
kurallarına (hikaye ve fizik muayene) ek olarak
bazı objektif yöntemler de rutin olarak
kullanılabilir.
Orofaringeal
görünüm
(Mallampati
testi)
ve
laringoskopik
değerlendirme bu yöntemler arasındadır.
Orofaringeal görünüm (Mallampati testi):
Bu test, dilin büyüklüğü ve kapladığı yeri temel
alır. Dik oturan ve karşıya bakan bir hastada
ağız açtırılarak yapılır (Resim 15).
Sınıf I- Uvula, yumuşak damak, tonsil yatağı,
ön ve arka plikalar rahatlıkla görülüyor
Sınıf II- Uvula ve yumuşak damak görülüyor
Sınıf III- Yumuşak damak ve uvula tabanı
görülüyor
Sınıf IV- Uvula dil kökü tarafından tamamen
kapatılmış, farinks duvarı görülmüyor
Resim 15. Mallampati testi
Laringoskopik değerlendirme (Cormack
ve Lehane’e göre): Direkt laringoskopik
görünümdür (Resim16).
I.derece- Glottisin tamamı görünüyor
II.derece- Glottis kısmen görünüyor
III.derece- Sadece epiglot görünüyor
IV.derece- Epiglot da görünüyor
Dr. Demet Coşkun
10
Resim 16. Cormack ve Lehane
derecelendirmesi
Güç entübasyonda izlenecek yollar
Entübasyon güçlüğü ile karşılaşıldığında
izlenecek yol, mevcut teknik ve personel
olanakları, cerrahinin tipi ve aciliyetine göre
değişecektir. Mutlaka genel anestezi ve
endotrakeal entübasyon gerekiyorsa, basitten,
bazı özel tekniklere kadar değişik yöntemler
uygulanabilir.
Havayolu
güçlüğü
ile
karşılaşıldığında
ne
yapılması
gerektiği
konusunda
ASA
(American
Society
of
Anesthesiologists) çalışma grubunun önerdiği
algoritmden yararlanılabilir. Burada, güçlük
beklenen olgularda uyanık entübasyon, ciddi
güçlükle
karşılaşıldığında
hastanın
uyandırılması, mutlaka alternatif bir planın
hazır bulundurulması, hekimin eğitim, bilgi ve
deneyimine
göre
farklı
teknikler
kullanabileceği
konuları
vurgulamaktadır.
Hangi yöntem uygulanacaksa uygulansın,
yeterli oksijenasyonun sağlanması ve mide
içeriği aspirasyonunun önlenmesi, üzerinde
durulması gereken en önemli konulardır.
Fleksibl Fiberoptik Bronkoskop
Servikal
omuru
stabil
olmayan,
temporamandibular
ekleminde
hareket
kısıtlılığı olan veya edinilmiş ya da doğuştan
üst havayolu anomalisi olan bazı hastalarda rijit
bir
laringoskop
ile
direkt
laringoskopi
istenmeyen veya yapılması imkansız bir
durumdur. Fleksibl fiberoptik bronkoskop bu
gibi entübasyon zorluğu olabilecek ve uyanık
entübasyon
planlanan
olgularda
larinksin
indirekt olarak görüntülenmesini sağlar. Bu
alet, internal yansımayla görüntüleri ve ışığı
geçiren cam elyaftan yapılmıştır.
HAVAYOLU AÇIKLIĞI SAĞLAYAN
ALTERNATĐF YÖNTEMLER
- LARĐNGEAL MASKE (LMA)
Endotrakeal tüpe benzeyen kısa bir slikon
kauçuk tüp ve bunun ucuna bağlı, çevresinde
ş
işirilebilir elips şeklinde bir balonu bulunan
yassı bir maskeden oluşan bu aygıt, ilke olareak
yüz maskesi ile endotrakeal tüp arasında bir
çözümü
hedeflemektedir
(Resim
17).
Genellikle spontan solunum korunarak larinks
hizasına
yerleştirilip,
balonu
ş
işirilerek
havayolu
kontrolünde
kullanılmaktadır.
Laringeal açıklığında, yerleştirme sırasında
epiglotun tüp içine girmesini ve havayolunu
tıkamasını önlemek için iki adet vertikal
kauçuk bulunur. Yerleştirilmeden önce balonu
sönük olmalı ve arka yüzeyine bir lubrikan
sürülmelidir. Standart teknik; işaret parmağının
bir rehber olarak kullanılıp, maskenin açıklığı
dile dönük şekilde sert damağı ve posterior
orofarinksi
yalayarak
hipofarinkse
yerleştirilmesidir. Burada en önemli güçlük dil
kökünün
yarattığı
kavsin
dönülmesinde
görülmektedir. Larinks ağzına oturduğunda
maskenin balonu uygun volümle şişirilir. Bu
sırada maske biraz yukarı doğru hareket
edebilir.
Resim 17. Laringeal Maske (LMA)
Endotrakeal entübasyon ve ekstübasyon
sırasındaki
kadar
kardiyovasküler
yanıt
oluşturmaması
ve
laringeal
refleksleri
uyarmaması;
işlemin,
travmatik,
tüpün
lokalizasyonu ve uzunluğunun yarattığı bazı
komplikasyonların az olması, havayolunda
tolere
edilmesi
için
anestezik
madde
gereksiniminin daha az olması, intraoküler
basıncı minimal arttırması, uyanma sırasında
öksürmenin az olması, erişkinde daha az boğaz
ağrısı gibi üstünlükleri vardır. Trakeal tüpün
neden olduğu geçici bronkokonstriksiyon ve
pulmoner havayolu basıncında artma LMA ile
Dr. Demet Coşkun
11
görülmez, mukosilyer aktivite daha az etkilenir.
Ancak kontrollü solunum için uygun olmaması,
buradan kaçan gazın mide distansiyonu ve
regürjitasyona neden olabilmesi gibi sakıncaları
vardır. Laringeal maske, anestezi uygulaması
sırasında endotrakeal tüp veya yüz maskesi
yerine;
zor
havayolu
olan
hastalarda
ventilasyonu ve endotrakeal tüp geçişini
kolaylaştırmak için ve fiberoptik bronkoskopi
ile
bronkoskopun
yerleştirlmesi
sırasında
ventilasyonu sağlamak için giderek daha fazla
kullanılmaktadır.
- ÖZOFAGEAL-TRAKEAL TÜP
(KOMBĐ TÜP, ETC)
Kombi tüp, proksimal uçlarında 15 mm’lik
konektörleri olan yapışık iki tüpten oluşur
(Resim 18). Daha uzun olan mavi tüpün distal
ucu tıkalıdır ve bu ucun kapalı olması, gazı
tüpün yan tarafında bulunan deliklerden dışarı
çıkmaya zorlar. Daha kısa olan şeffaf tüpün uç
kısmı açıktır ve yanlarında delikleri yoktur.
Kombi tüp genellikle ağza körlemesine
yerleştirilir ve gövdesindeki iki siyah halka üst
ve alt dişlerin arasına gelinceye kadar ilerletilir.
Kombi tüpün 100 cc’lik proksimal ve 15 cc’lik
distal olmak üzere iki adet balonu vardır.
Bunların ikisi de yerleştirildikten sonra tam
volümle şişirilmelidir. Kombi tüpün distal
lümeni genelde yaklaşık % 95 oranda
özofagusa yerleşir. Bu durumda uzun mavi
tüpten ventilasyon yapılması, gazı yandaki
deliklerden çıkmaya ve larinkse girmeye zorlar.
Daha kısa, şeffaf tüp gastrik dekompresyon için
kullanılır. Alternatif olarak, kombi tüp trakeaya
girerse, şeffaf tüpten ventilasyon yapılması gazı
trakeaya yönlendirir.
Resim 18. Kombi Tüp (ETC)
-
KRĐKOTĐROTOMĐ
Krikotirotomi (krikotiroidotomi, koniotomi),
krikotiroid membrandan yapılan, aslında teknik
olarak bir laringotomidir (Resim 19). Daha
güvenli, hızlı ve basit bir işlem olduğu için acil
durumlarda oksijenasyon ve aynı zamanda
ventilasyon
sağlamakta
kullanılabilir.
Bu
amaçla bir tüp yerleştirilebileceği gibi geniş bir
iğne veya kanül de kullanılabilir. Bunun için
boyun ekstansiyona getirilip, 14-16 no’lu
kanül-kateter sistemiyle orta hattan krikotiroid
membran geçilir. Hava aspire edildikten sonra
kanülün ucu karinaya doğru yönlendirilip,
içinden kateter geçirilir. Daha sonra kanül
çıkarılarak kateter tespit edilir. Yöntemin en
önemli sakıncası subglottik bölgede stenoz
olasılığıdır.
Bu
bölgenin
stenoz
ve
granülomları,
lokalizasyonları
nedeniyle
tedavide güçlük gösterir.
- CERRAHĐ TRAKEOSTOMĐ
Trakeotomi terimi trakenın açılması işlemini,
trakeostomi de bu açıklığın bir stoma veya tüp
ile
sürdürülmesi
işlemini
ifade
etmede
kullanılır
(Resim
19).
Bazen
anestezi
uygulamasından önce, sıklıkla da uzun süreli
yapay solunum planlanan yoğun bakım
hastalarında gerekebilir. Trakeostomi, üst
solunum yolu tıkanmalarında hava yolunu
açmak,
trakeobronşial
tuvalet
yapmak,
endotrakeal tüpün yeterli olmadığı veya
sakıncalı
olabileceği
durumlarda
yapay
solunum yapmak için gerekebilir. Entübasyon
ve diğer oksijenasyon teknik ve olanaklarının
gelişmesi ile trakeostomi artık, eskiden olduğu
kadar hayat kurtarıcı ve çok acil bir işlem
olarak görülmemeli, mümkün olduğunca elektif
koşullarda
ve
entübasyondan
sonra
yapılmalıdır.
Dr. Demet Coşkun
12
Resim 19. Krikotirotomi ve trakeostomi yapma
noktalrı
- PERKÜTAN TRAKEOSTOMĐ
Cerrahi trakeostomiye göre daha hızlı ve
komplikasyonlarının daha az olması nedeniyle
perkütan
trakeostomi
giderek
yaygınlaşmaktadır (Resim 19). Trakeostomi
kanülünü perkütan olarak yerleştirmek üzere
ticari çeşitli kitler yapılmıştır. Bunlar içinde
Seldinger tekniği ile giderek kalınlaşan
dilatatörler kullanılan dilatasyonal perkutan
trakeostomi
tekniği
en
güvenilir
gibi
görünmektedir. Đşlemin hızlı olması yanında,
enfeksiyon riskinin azlığı, kozmetik deformite
olmaması ve ucuzluğu gibi üstünlükleri vardır.
Kanama,
pnömotoraks,
ciltaltı
amfizemi,
kanülün paratrakeal olarak yerleştirilmesi, hasta
entübe
ise
tüpün
balonunun
delinmesi,
mümkün olduğunca proksimalde tutulması
nedeniyle ekstübasyon olasılığı gibi sakıncaları
vardır.
KAYNAKLAR
1- Morgan GE, Michail MS, Muray MJ, Larson CP:
Clinical Anesthesiology, 3rd ed, Lange Medical Book-
The McGraw-Hill Companies, 2002, pp 59-85.
2- Kayhan Z: Klinik Anestezi, 3rd ed, Logos yayıncılık,
2004, pp 243-273.
3- Hagberg CA: Handbook of Difficult Airway
Management, Churchill Livingston
(Çeviri: Özyurt G: Zor Havayolu Yönetimi El Kitabı,
Nobel Tıp Kitabevi, 2004, pp1-82).
Dostları ilə paylaş: |