Toplumun yaşlanmasının demografik belirleyicileri 1. Fertilitede azalma Toplumun yaşlanmasında önemli ve temel bir
belirleyicidir. Son 50 yılda fertilite hızı 5.0‘dan 2.7‘ye
düşmüştür. Önümüzdeki 50 yıl içinde ise nüfus
yenilenme düzeyi olan 2.1’e kadar inmesi
beklenmektedir. Günümüzde tüm endüstrileşmiş
ülkelerde fertilite hızı nüfusun yenilenme düzeyinin
altındadır. Avusturya, Almanya, Çek Cumhuriyeti gibi
pek çok Avrupa ülkesinde ise 1.5’in altına düşmüştür.
Gelişmiş ülkelerde uzun süreçte gerçekleşmiş olan
fertilitedeki düşüşün, gelişmekte olan ülkelerde çok
keskin, hızlı bir şekilde yaşanacağı belirtilmektedir.
2000-2005 yılları arasında gelişmekte olan ülkelerde 5.2
olan fertilite hızı, 2045-2050’de 2.5’e düşecektir (2,4).
2. Mortalitede azalma Mortalitedeki cinsiyet farklılıkları hormonal etkiler ve
biyolojik faktörler kadar kültürel farklılıklar ve yaşam
biçimindeki faklılıklardan da etkilenmektedir. Sigara ve
alkol gibi sağlıksız davranışlar, mesleki risklere
maruziyet, risk alma alışkanlıkları ve kazalar erkeklerde
daha yaygındır. Kadınlar pek çok ülkede daha düşük
sosyal statüdedir ve daha az gelire sahiptir. Aslında bu
durum da sağlık açısından bir risktir (9).
Özellikle yaşlı nüfustaki mortalite hızının azalmasının
nüfusun yaşlanmasında önemli katkısı vardır.
Mortalitenin azalması ile doğuşta beklenen yaşam
süresindeki artış, son yarım yüzyılda 20 yıla yaklaşmıştır
(2).
Doğumda beklenen yaşam süresi,1950-1955’te 46.5 yıl
iken 2000-2005’te 66’ya ulaşmıştır ve 2045-2050’de 76
yaşa çıkacaktır. 1950-2050 arası yaşam beklentisinde
toplamda 30 yıllık bir artış gerçekleşmiş olacaktır (2,4,6).
Önümüzdeki 50 yılda, yaşam beklentisindeki ülkeler
arası büyük farklılarda azalma yaşanacaktır. Geri kalmış
ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki yaşam beklentisi
farkı günümüzde 12 yıl civarında iken, 2050’de 7 yıla
kadar düşecektir. Sonuç olarak günümüzde her 4
yenidoğandan 3’ü 60 yaşına kadar ve 3 yenidoğandan
1’i 80 yaşına kadar yaşayabiliyorken, 2050 yılına
gelindiğinde 8 yenidoğandan 7’si 60 yaşına kadar ve tüm
yenidoğanların yarısının da 80 yaşına kadar
yaşayabileceği tahmin edilmektedir (2). Özellikle ileri
yaşlı grubunda yaşam beklentisinde önemli artışlar
olacaktır.
Anne ölümlerinin çok yüksek olduğu çok az sayıdaki
ülkede, kadınlarda yaşam beklentisi erkeklerden daha
azdır. Bu ülkelerin haricinde, kadınlarda yaşam
beklentisi erkeklerden 7.4 yıl daha fazladır. Aradaki bu
fark gelecek yarım yüzyıl içinde düşerek 6.1 yıla
inecektir.
Günümüzde 30 ülkede kadınlarda yaşam beklentisi 80
yaşı aşmıştır. Beklenen yaşam süresi Japonya’da 82.1,
Singapur’da 81.9, Fransa’da 80.9, Avustralya’da 80.7 ve
Kanada’da 80.5 yıldır; bu ülkeler dünya genelinde ilk
sıralarda yer almaktadır. Elli yıl sonra beklenen yaşam
süresi Japonya’da 92 yıla ve 26 ülkede de 85 yaşa
çıkacaktır (2,4,6).