EVDE BAKIM HASTALARINDA BESLENMENİN ÖNEMİ
Beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarlarda alıp vücudunda kullanmasıdır. Beslenme anne karnından itibaren yaşamın sonlanmasına kadar geçen her süreçte yaşamımızın vazgeçilmezi olarak yer alan bir ihtiyaçtır. Sağlıklı beslenme ise; bireyin yaşı, cinsiyeti ve fizyolojik durumu göz önünde bulundurularak ihtiyacı olan tüm besin öğelerinin yeterli miktarda karşılanmasıdır. Vücudun gereksinimi olan besin ögeleri ve diğer sağlıklı ögeleri yeterli miktarlarda almak için her öğünde dört ana besin grubundan (süt ve ürünleri-et, yumurta, kurubaklagil-sebze ve meyveler-tahıllar) önerilen düzeylerde tüketmek, besinleri besin ögesi kayıplarını önleyecek ilkeler doğrultusunda hazırlayıp, pişirip, saklamak gerekir. Bu öğelerin herhangi birinin alınmadığı veya gereğinden az yada çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği ve sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Bu öğelerin herhangi birinin alınmadığı veya gereğinden az yada çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği ve sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.
Genel tanım olarak beslenme bozukluğu besin öğelerinin yetersiz, gereğinden fazla ya da dengesiz şekilde alınması olarak tanımlanabilir. Besin öğelerinin gereğinden az alınması ile ortaya çıkan sıkıntılar arasında en sık görüleni malnutrisyondur. Malnütrisyon, besinlerin yetersiz alımı veya emilimi sonucu ortaya çıkan hastalık tablosu olarak tanımlanabilir. Malnutrisyon; insan vücudunun büyüme, idame ve özel bazı fonksiyonları yerine getirebilmesi için gereksinim duyduğu ile sağlanabilen besin ve enerji arasındaki hücresel dengesizlik olarak tanımlanmaktadır. Dokuların asıl gereksinimi olan makro veya mikro besin öğelerinden yoksun kalması sonucunda yapısal eksikliklerin ve organ fonksiyon bozukluklarının ortaya çıktığı klinik durumdur . Malnutrisyon hastanede yatan hastalarda görüldüğünde mortaliteyi, morbiditeyi ve yatış süresini uzatmaktadır.
Evde Sağlık Birimi‘nden hizmet talep eden hastalar genellikle; 65 yaş üstü, multimorbiditesi olan, fonksiyonel ve entelektüel kapasitesi azalmış, bakımını kendisi sağlayamayan, eve ya da yatağa bağımlı bireylerdir. Bu özelliklerin hepsi geriatrik bir sendrom olarak da tanımlanan malnütrisyon için risk faktörleridir. Bu nedenle malnütrisyon evde bakım hastalarında sık karşılaşılan bir durum olarak ortaya çıkmaktadır ve 65 yaş üzerindeki tüm bireylerin nütrisyonel açıdan rutin olarak taranması önerilmektedir.
Malnütrisyon kendisini vücut ağırlığı ve kas yoğunluğunun kaybı (sarkopeni) ile gösterir, sonuç olarak yaşlılarda düşkünlüğe (kırılganlık) ve denge kaybına yol açar. Denge kaybı, düşme ve kalça kırıklarına, başka bir geriatrik sendrom olan düşkünlük ise hastalık sıklığının artışına, iyileşme sürecinin uzamasına, enfeksiyon ve bası yaralarında artışa ve yara iyileşmesinde gecikmeye sebep olmaktadır. Bu durumun, hasta, hasta yakınları ve sağlık sistemi için sonuçları şöyle sıralanabilir:
Hastanede yatış süresinin uzaması
Tekrarlayan hastane yatışları
Kullanılan ilaç sayısında artış
Bakım gereksiniminde artış
Kapsamlı ve komplike bakım hizmetleri ihtiyacı
Yaşam kalitesinin düşmesi
Sağlık harcamalarında artış
Dostları ilə paylaş: |