İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1 / +
156
NAZIM HİKMET RAN
15 Ocak 1902′de Selanik’te doğdu. 1921 başlarında Kurtuluş Savaşı’na katılmak için
Anadolu’ya geçti, Bolu’da öğretmen olarak görevlendirildi. Daha sonra Batum üzerin-
den Moskova’ya giderek burada siyasal bilimler ve iktisat okudu.
Ülkesine döndükten
sonra gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı.
1938′de orduyu ve donanmayı isyana teşvik ettiği iddiasıyla 28 yıl 4 ay hapis cezası-
na çarptırıldı. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı. 1950′de özgürlüğüne kavuştuysa da
sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı; kitaplarını yayınlatma, oyunlarını
oynatma ola-
nağı bulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca Romanya üzerinden tekrar Moskova’ya
gitti. 3 Haziran 1963′te bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Moskova’da Novodeviçye
Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Öne çıkan eserleri şunlardır: 835 Satır, Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Kuvâyi
Milli-
ye, Yatar Bursa Kalesinde, Memleketimden İnsan Manzaraları…
SALKIMSÖĞÜT
Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire
kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık!
Ne yazık
ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Nal
sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!
Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!
Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah
örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!
Ağlama salkımsöğüt
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!
Dostları ilə paylaş: