54
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
“Hayat Ağacı”, “Ölümsüz Ağaç”, “Mukaddes Ağaç”, “Ağaçların Taçsız Kralı”, “Zengin-
lik Ağacı” olarak da bilinir. Anavatanı Mezopotamya olup Akdeniz’in ağacı, sembo-
lü ve kültür mirasıdır. Tarihin her safhasında Akdeniz’de kurulan bütün uygarlıkların
vazgeçilmez bir parçası olmuş olan zeytin ağacının tarihi, insanlık tarihi kadar eski-
dir. Zeytin ağacı ve zeytinyağı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zafe-
rin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en
önemli erdem ve değerlerin sembolüdür. Zeytin ağacının yaprağından meyvesinden
ve yağından çeşitli amaçlar için faydalanılır. Zeytinyağı Akdeniz ülkelerinin mutfa-
ğında ve Türk yemeklerinde yaygın kullanılmaktadır.
•
Tarihi bilgi
Dr. Feyzullah İzmidi, 1910’da Adapazarı’nda sıtma salgınıyla mücadele ederken tıb-
bi tedavide görülen başarısızlıkla nasıl mücadele ettiğini şöyle anlatır;
“Halk sıtma
için kinin türevi olan sülfata denilen ilacı kullanıyordu. Yeterli oranlarda almış olmaları-
na karşın hastalık iyileşemiyordu. Bu tozdan bir miktar alıp tahlil ettirdim. İçinde çok az
kinin bulunduğunu gördüm. Bu duruma acil çözüm bulmak gerekiyordu. İlk aklıma ge-
len çare, zeytin yaprağı oldu. İzmit’e yazdım. Çuvalla zeytin yaprağı getirdim. Zeytin yap-
rağından yaptığımız hulasayı hastalara verdik. Hastalar zeytin yaprağı tedavisiyle iyileş-
meye başladılar.”
•
Kimyasal
özellikler
Yapraklar tanen, uçucu yağ organik asitler ve rezin taşır. 1960’da Panizzi ve arkadaşla-
rı acı bir glikozid oleuropein’i zeytin yapraklarından izole ettiler. Daha sonra bu mad-
denin bir fenolik bileşik olduğu iridoid gruba ait olduğu gösterildi. Bu ayrıca zey-
tinde de mevcuttur. Oleuropein zeytin ağacında, yaprakta, tomurcukta, meyvede,
odunda ve ağaç kabuğunda da bulunmaktadır. Zeytin yaprakları ortalama her gram-
da 60-90 mg (kuru ağırlık) oleuropein içermektedir.
İlaveten önemli seviyede elenolic asidin glikozidik esteri ve hydroxytyrosol (3,4–
dihydrophenylethanol) fakat oleuropein ve onun hidrolize ürünleri olan oleuropein
aglycone, elenoic asid, beta -3,4 dihydroxyphenethyl alkol ve methyl-o-methyl ele-
nolate, biyolojik olarak ilgili çeken moleküllerdir.
•
Tıbbi özellikler
Antimikrobik etki
Zeytin yapraklarının ateş düşürücü etkisi 19. yüzyılda tespit edilmiş ve zeytin yap-
rakları ekstratının ateş düşürmede kininden daha etkili olduğu görülmüştür. Anti-
55
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
mikrobial etki bakterilere, mantarlara ve virüslere karşıdır. Oleuropein güçlü anti-
mikrobial özellikler gösterir. Elenoic asid güçlü bir antimikrobik, antiparaziter ve an-
tivirütiktir.
Zeytin yaprağında fenolik bileşikler
Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae
ve
Staph-
ylococcus aureus
’un gelişmesini inhibe ederler.
Oleuropein; Bacillus cereus
’un spor
yapmasını inhibe eder
Oleuropein
’in bir metaboliti olan
Hydroxytrosol; Haemophilus
influenzae
,
Moraxella catarrhalis
,
Salmonella typhi
,
Vibrio parahaemolticus
ve
S. areus
üzerine etkilidir. Özellikle antibiyotiklere dirençli olan
Klebsiella
ve
Pseudones
bak-
teri türlerine karşı etkilidir.
Viral hemorajik septisemiye sebep olan
Rhabdovirus
(VHSU) üzerine Oleuropein’in
antiviral aktivite gösterdiği tespit edilmiştir. Elenolic asid geniş bir virüs spekturu-
muna güçlü inhibitör etki gösterir. Elenoic asidin kalsiyum tuzu güçlü bir virusittir.
Herpes
,
Pseudorabies
,
Influenza A
, Newcastle hastalığı,
Parainfluenza 3
,
Coxsackie A
,
Encephelomyocarditis
,
Poliovirüs
1,2 ve 3,
Reovirus
3, kalsiyumu elenolate güçlü bir şe-
kilde inhibe etmiştir.
Zeytin yaprağı ekstresi kullanıldığında HIV’li hastalarda immun sistemin güçlendi-
ği görülmüştür. Ağızdan alındığında anti HIV ilaç tedavisinin etkisini arttırdığı gö-
rülmüştür. Ayrıca HIV’in sebep olduğu Kaposi sarkomu tedavisinde kullanılmıştır.
Antibiyotiklere artan rezistans, immunsupresif ilaçların daha yaygın kullanılması ile
fungal enfeksiyonların artması yeni antimikrobiyal ajanların aranmasını gerekli kıl-
mıştır. Zeytin yaprakları insanlar için patojen olan bakteri ve mantarlara etkilidir.
Özellikle insanlarda barsak ve solunum yolları enfeksiyonları için uygun bir antimik-
robiyal ajandır
Antioksidan olarak
ve kalp üzerine etkisi
Serbest radikaller hayat süresince oksijen kullanım sonucu vücutta ortaya çıkan, za-
rarlı atık maddelerdir. Bedensel veya mental stres altında kalındığında çok miktarda
serbest radikal meydana gelmektedir. Zeytin yaprağı, bünyesindeki fenolik bileşikler
sebebiyle zengin ve çok etkili bir antioksidan kaynağıdır. Zeytin yaprağı, meyve ve
yağındaki fenolik bileşiklerin antioksidantif özellikler gösterdiği bilinmektedir. Çe-
şitli araştırmalar zeytin yaprağının antioksidan etkisini göstermektedir. Oleuropein,
hydroxytyrosol, zeytin yaprağı ekstresi (%19 oleuropein, %1.8 flavonoid glikozid-
ler ve 3-4 dihydroxy-phenethyl esterler) vitamin E’den daha güçlü antioksidanlardır.
Düşük dansiteli lipoproteinlerin (LDL) oksidasyonu arterioskleroz oluşumuna kat-
56
Bitkilerle Tedavi Sempozyumu
kıda bulunur. Zeytin yaprağı LDL kolesterol oksidasyonu önleyerek antiarterioskle-
rotik etki gösterir. Üç ay süreyle zeytin yaprağı alınmasıyla total kolesterol ve LDL
kolesterol %40, kolesterol düşürücü bir ilaçla tedavide ise %32 oranında düşme ol-
muştur.
Hayvan çalışmalarında Oleuropein’in koroner damar akımını arttırdığı
gibi kalp
atımlarını düzenlediği, aritmileri önlediği görülmüştür.
Zeytin yaprağında oleuropeoside vazodilatador etki gösterir. Oleanolic ve ursolik
asit (oleuafricein) güçlü antihipertansif, diüretik, natriüretik, antihiperlipidemik, hi-
poglisemik ve antioksidan etki gösterir.
Afrika yabani zeytinlerinde oleanolic asid %0.27 iken, burada kültürü yapılan Yu-
nan zeytinlerinde %2.47 oranında daha yüksektir. Oleanolic asit kalp yetmezliğiyle,
komplike hipertansiyonda (tuz hassasiyetli, insulin dirençli hipertansiyonda) etkili,
ucuz ve zararsız bir tedavidir. Oleanolic asit kardiyotonik etki, oleuropeoside de ne-
gatif inotoropiye karşı etki gösterir.
•
Yeni kullanımı
Asırlardan beri Anadolu’da ve dünyanın pek çok yöresinde enfeksiyonlara karşı, tan-
siyon ve şekere karşı kullanılan zeytin yaprağı günümüzde standardize edilmiş bir
dozda drog olarak kullanılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: