Turizm Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri
37
çıkan teşvik kanunu ile beraber başladı.
O dönem ciddi
anlamda devlet teşvikleri verildi hatta bir miktarda
kontrolsüz
yüksek emsaller verildi
.
Turizm merkezleri oluşturuldu,
turizm alanları oluşturuldu. Yetkilerle alakalı bir takım
düzenlemeler yapıldı, planların bazı bölgelerde yapılanma
yetkisi turizm bakanlıklarına verildi, bazı bölgelerde de
belediyelere. Tahsisler başladı, orman arazilerinden tahsisler.
Birtakım ekonomik anlamda teşvikler yapıldı ve hızlı bir
yapılaşma sürecine girildi. Düzensiz yapılaşma 90 yılına
kadar sürdükten sonra baktılar ki, kıyılar elden gidiyor.
Kıyılarla ilgili düzenleme yapılması lazım, kıyı kanunu
çıkaralım
dediler. Kıyı Kanunu 1992 yılında çıkarıldı. Orada
işte “
kıyının ilk 50 metrelik bandı kamuya açık yeşil alan
olarak düzenlenecek. İkinci elli metrelik bandı günübirlik
kullanımlara ayrılacak. Bundan sonra 100 metreden sonra
turizm tesisleri yapılabilecek
” düzenlemesi getirildi. Bu
da yine kamusal alanda bir takım sorunlara yol açtı
çünkü
o döneme kadar yapılanlar vardı, başta yapmayanlar zarar
gördü. Sonra “
kısmi yapılaşma
” diye bir tanım getirdiler,
%50’si yapılaştıysa kalan kısmı da yapılabilir
denildi.
Zorlayıp çıkardıkları kanun ile nasıl bir yapılaşma olduğunu
şu an görüyoruz işte. Turizm Antalya’da gelişmeye başladı
bu süreçte. Turizmin mekana bir takım etkileri olduğu gibi
mekanın da turizme bir takım
etkileri olduğunu bu arada
gözlemledik.
Turizm planlaması adıyla bir sektör gelişmeye çalıştı
fakat devlet burada da çok tutarlı davranamadı. Bu davranış
80’li yıllardan bu tarafa bütün hükümetlerde var.
Dostları ilə paylaş: