yol açabilir. 5. Uzun süre bilgisayar başında oturanlarda omurgalarında eğrilik, bileğinde karpal tünel sendromu gibi hastalıklar oluşmasına sebebiyet verir. 6. Bireylerin asosyol olmasını sağlar. 7. Vakit kaybına yol açar. 8. Kullananlar dijital dolandırıcılık ve sahtecilikle karşı karşıya kalabilir. 9. Aile iç inde anlaşmazlık gibi sorunlara yol açabilir. 10. İnsanlar arasındaki sosyal bağların kopmasını sağlar. 11. Akrabalık ilişkilerinin azalmasına sebebiyet verir. 12. Göz hastalıklarına davetiye çıkarır. Bilgisayarların zararlarının önlenmesi 20.Yalakalık ve yağcılık Yalakalık ve yağcılık, kendisine saygısını kaybetmiş insanların kendi çıkarları uğruna başkalarına gereksiz ya da hak etmediği iltifatlarda bulunmasıdır. Kısaca dalkavukluktur... Yalakalık deyip geçmeyin. Bu bir sanattır. Herkesin yapabileceği, öğrenebileceği bir şey de değildir. Bu sanat sahibinin sırtı yere gelmez. Kişiyi basamakların en yükseğinde tutar. İnsanlığın var oluşundan beri müşterisi vardır. Petrol gibidir. Janjanlı ambalajlı hediye paketi gibidir, alıcısını sevindirir. Ama yine de A llah kimseyi bu sanat erbabının yanına düşürmesin. Kimileri bu durumu “nokta kadar menfaatler için virgül gibi eğilenlerin durumu” diye de tabir eder. Bazıları için yalakalık bir yaşam biçimi olmuştur. Onlar yalakalık yaptıklarının farkında bile değildir. Onların kanına işlemiştir yalakalık yapmak. Büyük ihtimalle bu, onların genlerinden geliyor olsa gerek. Yalakalıktan hoşlananlara ne demeli? Onlarda makamı mevkii ne olursa olsun, bence aslında çok uyanık kimselerdir ki O yalakalardan sonuna kadar yararlanıp kullanırlar. Ve onlara ufak tefek menfaatler sağlarlar. Kısaca her iki taraf içinde utanç verici bir durumdur bu. Türkçe deki yalakalığın tanımında kullanılan kelimelerin çokluğuna bakıldığında toplumumuzun konuya ne denli ilgi ve alaka duyduğunu görmek mümkün olur. Yağcı, yağdanlık, dalkavuk, şakşakçı, şaklabanlık, kemik yalayıcılık, yalpaklık, huluskarlık, omurgasızlık, yanar dönerlik, v.s. Uzayıp giden bir çeşitlilik vardır,Türkçedeki yalakalık literatüründe. Yalakalığın ırkı, dini, dili ya da mezhebi yoktur. İngilizcede “brown nosing” burun b..ku anlamına gelir ki bizdeki yalakalık deyimiyle aynıdır. Eskiden
yaşayan kralın biri patlıcanı çok severmiş. Patlıcandan her bahsettiğinde, Soytarısı iç geçirir Kralı tasdik edermiş. Kral; ‘Patlıcan dolma gerçe kten mükemmel bir yemek’ diye konuşsa, Soytarı atılır ‘evet patlıcan dolmanın üzerine yemek tanımam’ dermiş. Kral patlıcan musakkadan bahsetse ‘ah var mı patlıcan musakka gibi bir yemek’’ diye söze başlarmış. Kral ‘ üç öğün patlıcan kızartma olsa yerim’ dediğinde, ‘bir ömür patlıcan kızartma yiyebilirim’’ dermiş. Zaman geçtikçe Kral patlıcandan bıkmış nefret eder olmuş. ‘Bu patlıcan yemeğini nasıl yerler bilmem. Böyle tiksindirici bir yemek daha olamaz’ demiş. Soytarı ‘Haklısınız Kralım millette ne mide var. Aslında tüm patlıcan yemeklerini yasaklamak lazım’ demiş. Soytarının daha önceki söylediklerini bilen bir kişi ‘Yahu! Daha düne kadar sen değimliydin patlıcan yemeğini öve öve göklere çıkaran?’ diye sorduğunda Soytarı atılmış. ‘Ben Kralın Soytarısıyım patlıcanın değil.’ Yalakalık üzerine bir derleme yapmak istedim bugün. Bilin bakalım kimi