bu böyle gelişti: Tarım Devrimi’nin gelişiyle
çiftçiler ormanları kesmeye başladılar, kanallar ve evler yaptılar, düzenli sıralar
halinde meyve ağaçları diktiler. Sonunda ortaya öyle bir habitat çıktı ki,
Harari’nin de ifade ettiği gibi, “sadece insanlar ve ‘onların’ birkileriyle
hayvanları için uygundu.” Bizler sahip olduğumuz güçlerle doğaya karşı
koymaya ve ekosistemi kendi istek ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda
şekillendirmeye devam ettik. Doğanın isteklerine karşı duyarsızlaştık. Harari
kitabında şöyle
söylüyor: “Dünya bizlerin isteklerine uygun hale geldikçe
habitatlar ve türler yok oldu. Bir zamanlar yeşil ve mavi olan gezegenimiz,
plastik ve betondan bir AVM’ye dönüştü.”
İnsan ve doğa arasındaki ilişkinin
tarihi, tarihin kendisi kadar köklü-eski bir
ilişkidir. İnsan mecburi bir biçimde bir
doğa’nın içine doğar. Bu ilişkinin nasıl olacağı sorusu, bugün, her zamankinden
daha önemli bir soru gibi görünmektedir hepimiz için. Zira hepimizin bir parçası
olduğumuz gezegenin durumu, bu soruyu çok önemli bir d
üzeye getirmektedir.
İklim, ormanlar, doğal yaşam, kentsel kirlilik… hepsi çok acil bir şekilde alarm
vermektedir. Bu yazıda insan ve doğa arasındaki ilişkinin yapısına odaklanmaya
çalışalım.
Doğa insan için her zaman büyük bir gizem ve merak kaynağı olmuş
tur. Antik
Yunan’da Felsefenin başlangıcındaki isimlerin de aslında bugün bilinen anlamda
“doğa filozofları” olarak adlandırılması buna bir kanıttır. Doğa, felsefi merakı
sürekli kamçılamaktadır. Erken dönemlerinde felsefe ve doğa üzerine düşünmek
neredeys
e bir ve aynı şeydir. Doğa’nın ne’liği, nasıl işlediği gibi sorular,
felsefenin gelişimiyle eş zamanlı olarak gelişen sorulardır denilebilir. Doğa
üzerine isabetli sorular sormak filozofça bir tavrı da ortaya çıkarmaktadır.
Onunla ilişkilenme biçimlerimiz de insanın insanlığına dair pek çok şeyi
doğrudan ortaya sermektedir.
27.Kizin yada
oğlunda görmek istediğin özellikler
.
Oncelikle oglumu sevgiyle yetistirmeye calisiyorum. korkudan once sevmeyi
ogrenmeli cocuk. Allah korkusu diyen arkadaslara katilmiyorum. korktugunuz
birini nasil sevebilirsiniz. cocuk Allah'tan yahut anne babadan korkarsa onlari
sevmez, korktugu icin bazi davranislarini dizginler belki ama icinde her zaman
yapamadiklarina dair bir ukde kalir. yahut bazen tam tersine savunma
mekanizmalari gelistirmesine sebep olur, yalan soylemek, gizlenmek gibi...
benim istegim oncelikle sevgiyle dolu bir yuregi olmasi. yasadigi dunyayi,
insanlari, dogayi sevmesi, oldugu gibi kabul etmesi. guleryuzlu, neseli olmasi ki
bu zaten hamurunda sevgi oldugunda dogal olarak fitratina yansiyacaktir.
diger bir kisilik ozelligi ozguvenli olmasi ki bunun icin de anne babaya dusen
gorevler oldugunu dusunuyorum. cocuga hata yapmasi icin firsat tanimak ve
yanlis da yapsa yaninda oldugunu hissettirmek. kimse mukemmel degildir,
olamaz da. eger ki cocuk mukemmel olmasi gerekmedigini biliyorsa daha
huzurlu ve kendine guvenli olur. son olarak durust olmasini isterim. Kendine
guvenen, sevgiyle yogrulmus bir birey elbette yalana basvurmayacaktir.
bilecektir ki yaptigi hatalarin uzerini ortmesi gerekmiyor, telafi edebilmek icin
Dostları ilə paylaş: |