9
Ülkemizin önemli ithalat kalemlerinden birini oluşturan tıbbi cihazlar ve sarf malzemelerinde
dışa bağımlılığı azaltıcı politikalar geliştirilmesi hedeflenmelidir. Bunun başarılabilmesi için
üretken, ülkenin ve sektörün ihtiyaçlarını gözeten bir sanayi politikası oluşturulmalıdır. Karar
alıcılardan sektör, tıp ve mühendislik meslek disiplinlerine uzanan geniş bir yelpazeyi kapsayan
etkin bir planlama yapılmalıdır.
Türkiye’nin, katma değeri en yüksek sektörlerden biri haline gelen tıbbi cihaz imalatı
sektöründe söz sahibi olabilmesi için ilgili tüm taraflarla birlikte mevzuat, Ar-Ge ve nitelikli
teknik personel yetiştirilmesiyle ilgili düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
02 Aralık 2008 Başbakanlık genelgesi “ …yerli malı olarak belirlenen malları teklif eden yerli
istekliler lehine %15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması hususlarında idarelerce ihale
dökümanına hükümler konulabilir” yerli sanayicilerimizin lehine bir momentum oluşturmuş
bulunmaktadır. Ülkemizde tıbbi cihaz alımlarında yerli ürüne öncelik verilmesi, % 15 yerli ürün
desteğinin tüm alımlarda uygulanması sağlanmalıdır.
Kalitesiz tıbbi cihaz ve malzeme ithalatını engellemek için tedbirler alınmalı, satıcılara satmış
oldukları ürünlerle ilgili satış sonrası hizmet sorumlulukları getirilmelidir.
Ülkemizde yerli imalatçıların sektör, ürün çeşidi, kapasite detayları belirlenemediğinden
ülkemiz
açısından
muhtemel
fırsatlar
ya
da
oluşturulacak
teşvikler
gündeme
getirilememektedir. Ülkemizde ihtiyaç duyulan, ancak yerli üreticilerimiz tarafından
üretilmeyen tıbbi cihaz ve malzemelerin envanterlerinin çıkarılarak oluşturulacak strateji ve
politikalar doğrultusunda yerli üreticilerin desteklenmesi sağlanmalı, tıbbi cihaz ve
malzemelerde dışa bağımlılık azaltılmalıdır.
Yan sanayinin olmayışı üreticiyi her bileşeni kendisinin yapmasına zorlamakta bu da büyümeyi
engellemektedir. Ülkemizde tıbbi cihaz ve malzemelerinin üretiminde kümelenmenin
bulunduğu yörelerimizde üreticilerin ihtisas organize sanayi bölgeleri çatısı altında sinerjik
kümelenmeleri sağlanmalı, bölgesel ve sektörel teşvik uygulamasında sektöre uygulanmakta
olan çok yüksek miktardaki asgari yatırım tutarı sektör gerçeği dikkate alınarak makul
seviyelere çekilmelidir.
Sanayi ve hizmet birimlerinin kümelendiği sağlık teknoloji platformları oluşturulmalı ve
Bölgesel/sektörel teşvik sağlanarak, ihtisas Organize Sanayi Bölgeleri ve Teknokentlerde
sektörün yapılanması, dışa bağımlılığın azaltılması ve sektörün dünya ile rekabet edebilir bir
konuma ulaşması sağlanmalı,
Serbest ithalat rejimi dolayısıyla ikinci ve hatta üçüncü el tıbbi cihazlar kolaylıkla ithal
edilmektedir.
2. ve 3.’üncü elden tıbbi cihaz ithalatına sınırlama getirilmeli ve kontrol altına
alınmalı.
10
Tanı ve tedavide yaygın olarak kullanılan tıbbi sarf malzemelerinin yerli üretimi mutlaka
öncelik taşımalıdır. Kolay üretilebilecek bu grup malzemelerin tüketimleri çok yüksek
miktarlardadır.
Sektör ürünlerinin başlıca alıcısı konumunda bulunan kamuya ait teşhis ve tedavi merkezlerinin
ihtiyaç ve satın alma bölümlerinde, konularında uzman makine, elektrik ve biyomedikal
mühendislerinin istihdamına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
Sektörde bilinç oluşturulmasına yönelik eğitim çalışması yapılmalıdır.
Sektörle ilgili piyasa gözetimi ve denetimi konusunda yapılmakta olan denetimlerin ulusal
ölçeğe yayılarak, teknik mevzuata aykırı ürünlerin satışa arzının engellenmesine çalışılmalıdır.
Dünyada teknik bilgilerin yüzde 80'i patent dokümanlarında yer almaktadır. Bu konuda
ülkemizde son zamanlarda gelişme olmasına karşın mevcut bilgiler dünyadaki oranlara göre
çok düşük düzeydedir. Patent ve sınai mülkiyet konusunda KOBİ'lerin ve bu alanda çalışan
personelin eğitimi geliştirilerek sürdürülmelidir.
Sektöre yönelik yapılmakta olan bilimsel çalışmaların hayata geçirilebilmesi konusunda, bilim
insanları ile üreticilerin bir araya gelebilmesi için yetkili kuruluşlar çalışma yapmalıdır.
Güçlü kamu destek ve teşviklerinin verilmesi; Ar-Ge yoluyla gelişmekte olan sektör alt yapısının
oluşturulması; odalar-meslek kuruluşları-üniversite-sanayi işbirliğinin kurularak geliştirilmesi;
gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve ulusal tıp teknolojisi sanayisinin oluşum ve
gelişmesine çalışılmalıdır.
Sektörde ihtiyaç duyulan her düzeyde yetişmiş nitelikli eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik
çalışmalar başlatılmalıdır.
Son yıllarda hızla kalkınan Uzak Doğu'da Çin, Hindistan, Avrupa'da ise Almanya, Fransa, İtalya,
İngiltere sektörde doğru politikalar izleyerek ulusal ekonomilerine önemli katkılar
sağlamışlardır. Bu politikaların temelinde Ar-Ge konusuna verilen önem ve desteğin özel bir yer
tuttuğu görülmektedir. Biyoteknoloji konusunda (moleküler biyoloji ve genetik alanları) Ar-Ge
ve uygulama merkezlerinin var olması, bu alanlara ilişkin yeni cihaz ve malzemelerin
tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesi gerekmektedir.
Tıbbi cihaz sanayisi Eğitim Araştırma ve Tıp Fakültesi Hastanelerinin bulunduğu yerlere
alınarak özellikli teşvik kapsamına alınmalı.
Sağlık Bakanlığımızın Sağlık Kentleri, Ar-Ge Merkezleri, NanoTeknoloji, biyo teknoloji gibi tıbbi
teknolojilere yönelik “yap,kirala,devret” projelerini 16 ilde desteklemektedir. Yeni teknolojileri
destekleyen AB Komisyonu; nanoteknoloji ile moleküler düzeyde teşhis ve görüntüleme
sistemlerinin geliştirilmesine yönelik büyük ölçekli fonları hareketlendirmiş bulunmaktadır.
Yerli sanayimizin bu fonlardan yararlanması veya yararlandırılmasına katkı sağlanmasında
11
sayısız yararlar vardır. Bu kapsamda üreticilerimizin; mühendislerine nanoteknoloji
eğitimlerini aldırmaları ve nanoteknoloji, biyoteknoloji ve mikroelektronik laboratuvarlarını
kurmaları gerekmektedir.