— ihtiyar, dedi. Benim yanımdan ayrılma,
— 100 —
Mekanik köpek yerinde yoktu. Kulübesi bog duruyordu. Ortalık sessizdi, Montag, sarı boruya tutunup
yukan çıktı. Gözünü boş kulübeden ayıramıyordu. Kalbi heyecanla çarpıyor, nefes alışları sıklaşıyordu.
Beatty, deliğin ağzında bekliyordu, ama sanki kimsenin gelmesini beklemiyormuş gibi sırtını deliğe
dönmüştü.
Kâğıt oynayan adamlarına:
— fete, dedi. Bütün dillerde aptal olarak geçen çok garip bir yaratık geldi.
Beatty elini açıp bekledi. Montag, kitabı Beatty'nin eline tutuşturdu. Yüzbaşı kitabın ismine bakmadaa
çöp kutusuna attı. Sonra bir sigara yaktı.
— Biraz aklı olan,
en aptal olan, dedi. Hoş geldin\ Montag. Umarım ki artık ateşin geçmiş, hastalığın
iyileşmiştir ve bizimle kalırsın. Poker oynamaz mısın?
Oturdular.
Kartlar dağıtıldı.
Montag, Beatty'nin kargısında kendisini suçlu hissediyordu. Elleri sanki emirlerine uymuyordu.
Oyun
süresince Montag, iki kere kalkıp ellerini yıkamak üzere tuvalete gitmek zorunda kaldı. Geri
döndüğünde ellerini masanın altına saklıyordu.
Beatty bir kahkaha attı.
— Ellerini görelim, Montag. Sana itimat etmediğimizden değil, anlıyorum, ama...
Masanın çevresindekiler hep bir ağızdan güldüler. Beatty r
— Artık kuzu otlağa döndü, dedi. Bizler bazen sürüden ayrılan koyunlara benzeriz. Gerçek gerçektir.
Gerçekten kaçınılması mümkün oTamaz. Kelimeler bir yaprağa benzerler.
Bu sözü Alexander Pope
söylemiş. Ne dersin, Montag?
— Bilmiyorum.
— 101 —
Faber:
— Dikkat, diye fısıldadı.
Sesi sanki başka dünyalardan geliyordu. Beatty:
— Ya da bu?, dedi. Az öğrenim tehlikelidir. Çok iç, ya da. tat, ama Pierian kaynağından değil. Onun
derin suları beyni zehirleyebilir. Sonra kana kana içmek bizi tekrar ayıltabüir. Bunları da Pope
Dostları ilə paylaş: