Şimdiye kadar hastalık, umutsuzluk, sefalet ve başarı
sızlık için zihinsel eşitlikler kurmuşsak, gelin bunlan tersine
çevirelim. Başarılı bir yaşam sağlayacak olumlu zihinsel eşit
likler kullanma fikri üzerinde çalışalım. Kendi hayatımızı
kendimiz kurarız, ama bazen yarattığımız zihinsel imajlar,
yaşamak istediğimiz şeylerden çok uzak olur.
YANLIŞ İMAJLARI İYİLERİYLE DEĞİŞTİRMEK
Kendimiz için oluşturduğumuz yanlış imajları nasıl de
ğiştirebiliriz? Gerçekten çok basittir bu. Eski imajı silip yeni
sini oluşturmak konsunda biraz ısrarlı davranmamızı gerek
tirir o kadar. Projektörün diyasını değiştirirsek başarabiliriz
bunu. Bundaki başarımızı, eski imajı yenisiyle değiştirmek
için gereken güce sahip olup olmamamız belirler. Örneğin,
korku ve endişe imajına sahipsek, bunlari yeni ve olumlu bir
yaklaşım geliştirerek nötralize edebiliriz. Korkunun kayr
cehalettir ve cehalet ışığa teslim olur. Karanlık ışığa dönüse-
mez. Işık karanlıkla mücadele etmek zorunda değildir. Işık
yakıldığında karanlık kaybolur. Karanlık gibi cehalet de güç
süzdür. Kendimizle ilgili olumlu imajı oluşturduğumuz an,
hayat onları bizim için üretmek üzere harekete geçer. Demek
ki, sahip olduğumuz imajdan hoşlanmıyorsak onu hemen de
ğiştirmeye başlayabiliriz.
DÜŞÜNCE
MADDEYE HAKİMDİR
Kendini-yönetmeyi bir yaşam tarzı olarak anlamanız
çok önemlidir. Yeni kavramı gözümüzde canlandırıp kabulle
nir ve inanırsak hayatımız değişir ve uzun zamandır kurtul
mak istediğimiz başarisızlıkları ardımızda bırakabileceğimi
zi görürüz.
Bütün teori, görünen ve görünmeyenin tek ve aynı oldu
ğunu varsaymaya dayanıyor. Einstein bilimsel bir dille, küt
leyle enerjinin eşit ve birbirine dönüşebilir olduğunu söyledi.
Burada düşünce enerjidir ve düşüncenin etkisi hayatımızda
kütle ya da dışsal şekillenmeyi yaratır. Düşünce ve madde
nin farklı şeyler olmadığını söyleyen Spinoza da aynı şeyi
söylüyordu. Phineas Parkhurst Quimby de, "Düşünce çözül
müş madde, madde ise şekillenmiş düşüncedir" derken aynı
teoriyi vurguluyordu.
Başka bir deyişle, yaşamın birliğinden söz ediyoruz.
Düşünce ve madde birdir; her şey bir olduğu için aslında
madde yoktur; görünen ve görünmeyen enerjiden oluşmakta
dır her şey. îçsel ve dışsal görüntü bir ve aynıdır. Dışarıdaki
içeridekini yansıtır. Buna, dışarıdaki içeridekinin görünen
bölümüdür de diyebiliriz, "içerdeki neyse dışarıdaki de odur"
diyor Hermes. Bazıları da "Beden ruhun görünen bölümü
dür" derler, içerideki resmi değiştirdik mi dışarıdaki de de
ğişmek zorunda; çünkü devam etmesi için bir neden kalmaz.
Gücünü elinden almış oluruz. Dışarıdaki direnemez, çünkü o
sadece içeridekinin yansımasıdır. Projektördeki diyanın per
dedeki resmi belirlemesi gibi, düşünce de yaşadığımız sonuç
lan üretir. Dışarıdaki, belirleyici sebebin gölgesidir; yani
onu üreten düşüncenin. Bunun ne demek olduğunu anlıyor
musunuz? Düşünceyi ve böylece yaşadıklarımızı değiştirecek
güce sahibiz. Düşüncelerimizi değiştirerek hayat için yeni
bir kalıp hazırlamış oluruz. Ardından deneyimler yaşanır ve
bu da yeniden düşünce üretir.
Dostları ilə paylaş: