Siyasi. İDeolojiler


Antonio Gramsci (1891-1937)



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

Antonio Gramsci (1891-1937)
İtalyan Marksist ve soyal teorisyen. Bir memurun oğlu olan Gramsci, 1913'te Sosyalist Parti'ye 
katılmış ve 1921'de yeni kurulmuş İtalyan Komünist Partisi'nin genel sekreteri olmuştur. 1924 
yılında İtalyan Parlâmentosu'na seçilmiş ama 1926'da Mussolini tarafından hapse atılmış ve 
ölene kadar hapiste kalmıştır.
Gramsci, 1929 ile 1935 yılları arasında yazdığı 
Quaderni del Carcere (Hapishane Defterleri,
1971) adlı eserinde, ortodoks Marksizmde yoğun olarak yer alan İktisadî ya da maddî etken­
lere yönelik vurguyu düzeltmeye çalışmıştır. Hegemonya teorisi aracılığıyla, siyasî ve entelektüel mücadelenin 
önemini vurgulayarak, her türden "bilimsel" determinizmi reddetmiştir. Gramsci tüm hayatı boyunca bir Leninist 
ve devrimci olarak kalmıştır. Devrimci sadakât ve "iradenin iyimserliği" vurgusu onu Yeni Sol'a sevdirmiştir.
amaca hizmet etmektedir. Çünkü, liberalizm özgür tartışma ve iddiada bulunma izlenimi vermek­
te, böylece de aşılama ve ideolojik denetimin vardığı düzeyi gizlemektedir.
Marksizm dışında bir ideoloji kavramı inşa etmeye yönelik ilk teşebbüslerden biri, Alman sos­
yolog Karl Mannheim’a (1 8 9 3 -1 9 4 7 ) aittir. M arx gibi Mannheim da, fikirlerin sosyal koşullarca şe­
killendiğini kabul etm iştir ama M arx’in aksine, ideolojiyi olumsuz imalarından kurtarmaya gayret 
göstermiştir. îdeology an d Utopia (İdeoloji ve Ütopya, [1929] I9 6 0 ) adlı eserinde M annheim, ideo­
lojileri, belli bir sosyal düzeni savunmaya hizmet eden düşünce sistemleri ve bu düzendeki baskın 
ya da yönetici grubun çıkarlarının kabaca ifadesi olarak tanımlamıştır. Öte yandan ütopyalar ise 
geleceğin idealleştirilmiş temsilleridir; yani, her zaman baskı altındaki grupların çıkarına hizmet 
eden radikal bir sosyal değişme ihtiyacını ima ederler. Mannheim ayrıca, “özel” ve “bütüncül” ( to­
tal
) ideoloji kavramlaştırmaları ayrımını da yapmıştır. “Özel” ideolojiler, belli başlı birey, grup veya 
partilerin fikir ve inançlarıdır. “Bütüncül” ideolojiler ise bir sosyal sınıfın ya da toplumun, hatta 
bir tarihsel dönemin bütün Weltanschauung unu (dünya görüşünü) kapsar. Bu anlamda, Mark­
sizm, liberal kapitalizm ve İslâmcı köktencilik “bütüncül” ideolojiler olarak görülebilir. M annhe­
im, ütopyalar da dâhil olmak üzere tüm ideolojik sistemlerin çarpıtıldığını savunmaktadır. Çünkü, 
her ideolojik sistem sosyal gerçekliğe ilişkin kısmî, zorunlu olarak da bencil çıkara dayalı bir bakış 
açısını yansıtır. Ancak Mannheim, nesnel hakikati ortaya çıkarma teşebbüsünden de vazgeçilme­
mesi gerektiğini belirtir. Ona göre, nesnellik tamamen “sosyal açıdan müstakil entelijensiya’ nın 
koruluğudur. Bu entelijensiya, kendilerine ait İktisadî çıkar kaygısı taşımadığından, soğukkanlı ve 
disiplinli bir şekilde araştırma faaliyeti ile meşgul olabilecek aydınlardan oluşan yegâne sınıftır.
İdeoloji kavramının bundan sonraki macerası, büyük ölçüde savaşlar (Birinci ve İkinci Dünya 
Savaşı) arası dönemdeki totaliter diktatörlüklerin ortaya çıkışı ve 1950-1960’lardaki Soğuk Savaş’ın 
artan ideolojik gerilimleriyle yönlendirilmiştir. Özellikle liberal teorisyenler, Faşist İtalya, Nazi Al- 
manyası ve Stalinist Rusya’da ortaya çıkan rejimleri, tarihsel olarak yeni ve özgün baskıcı yönetim 
sistemleri olarak betimlemekle beraber, tartışma ve eleştiriyi bastırıp, kesin itaatin beslenmesinde



Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin