damaged.
• They damaged the roof.
• Çatıya zarar verdiler.
• You are going to damage the car!
• Arabaya zarar vereceksin!
3. hal - Damaged
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
51
İşaretlemek – To Mark
To mark
İngilizce’de “işaretlemek” anlamında kullanılıyor ve düzenli bir
fiil. İkinci hali
marked.
• He marked the wood.
• Tahtayı işaretledi.
3. hal - Marked
Yanmak / Yakmak – To Burn
To burn
İngilizce’de “yakmak veya yanmak” anlamına geliyor ve düzenli
bir fiil. İkinci hali
burned.
• The house is burning.
• Ev yanıyor.
• Burn all the money.
• Bütün parayı yak.
3. hal - Burned
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
52
Aramak / Çağırmak – To call
To call
İngilizce’de “aramak ve çağırmak” anlamında kullanılıyor ve
düzensiz bir fiil. İkinci hali
called
.
Call
aynı zamanda “hitap etmek” anlamında da kullanılıyor.
• He is calling his friend.
• Arkadaşını arıyor.
• Can you call Mert here?
• Mert’i buraya çağırır mısın?
• He is called x.
• Ona x derler.
3. hal - Call
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
53
Yapmak / Üretmek – To Make
To make
İngilizce’de en çok “yapmak ve üretmek” anlamlarında
kullanılıyor. Düzensiz bir fiil ve ikinci hali
Made
.
Make
kelimesinin değişik anlamları var ve hepsini öğrenmek zaman
alacaktır. Birkaç örneğe bakalım.
• The car made a u-turn.
• Araba u-dönüşü yaptı.
• She is making adjustments to the camera.
• Kameraya ayarlamalar yaptı.
• He is making a vase.
• Vazo yapıyor.
• They are making a mess.
• Ortalığı dağıtıyorlar.
• I made a mistake.
• Hata yaptım.
3. hal – Made
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
54
İstemek – To Want
To want
İngilizce’de “istemek” anlamına geliyor ve düzenli bir fiil.
İkinci hali
wanted.
• They want a toy.
• Oyuncak istiyorlar.
3. hal - Wanted
Uzanmak / Ulaşmak – To Reach
To reach
İngilizce’de “uzanmak veya ulaşmak” anlamına geliyor ve
düzenli bir fiil. İkinci hali
reached.
• He reached the top of the mountain.
• Dağın tepesine ulaştı.
• The dog is trying to reach the food.
• Köpek yemeğe uzanmaya çalışıyor.
3. hal - Reached
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
55
Hatırlamak – To Remember
To remember İngilizce’de “hatırlamak” anlamına geliyor. Düzenli bir
fiil ve ikinci hali
Remembered.
• He remembered the sunset.
• Günbatımını hatırladı.
• I remember you from somewhere!
• Seni bir yerden hatırlıyorum!
3. hal - Remembered
Dinlenmek – To Rest
To rest
İngilizce’de “dinlenmek” anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve
İkinci hali
Rested.
• The dog is resting.
• Köpek dinleniyor.
• I need to rest.
• Dinlenmem lazım.
3. hal - Rested
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
56
Paylaşmak – To Share
To share
İngilizce’de “paylaşmak” anlamına geliyor ve düzenli bir fiil.
İkinci hali
Shared.
• The dog and the cat shared the food.
• Kedi ve köpek yemeği paylaştı.
• Can you share that information with us?
• Bu bilgiyi bizimle paylaşır mısın?
3. hal - Shared
Beklemek – To Wait
To wait
İngilizce’de “beklemek” anlamına geliyor ve düzenli bir fiil.
İkinci hali
Waited.
• They are waiting in line.
• Sırada bekliyorlar.
• Can you wait for me in the house?
• Evde beni bekler misin?
3. hal - Waited
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
57
Endişe etmek / Dert etmek – To Worry
To worry
İngilizce’de “endişe etmek veya dert etmek” anlamına geliyor ve
düzenli bir fiil. İkinci hali
Worried.
• He is very worried.
• Çok endişeli.
• Don’t worry. Everything is going to be fine.
• Endişe etme. Her şey iyi olacak.
3. hal - Worried
Karşılaştırmak – To Compare
To compare
İngilizce’de “karşılaştırmak” anlamına geliyor. Düzenli bir
fiil ve ikinci hali
Compared.
• Don’t compare apples to oranges.
• Elmalarla portakalları karşılaştırma.
• He keeps comparing me with Mert.
• Beni sürekli Mert ile karşılaştırıyor.
3. hal - Compared
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
58
Kaydetmek / Para biriktirmek /
Kurtarmak – To Save
To save
İngilizce’de “kaydetmek, para biriktirmek ve kurtarmak” gibi
anlamlara gelebiliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali
Saved.
• The cat saved the boy.
• Kedi çocuğu kurtardı.
• He is saving money.
• Para biriktiriyor.
• Can you save the file please?
• Lütfen dosyayı kaydeder misin?
3. hal - Saved
Uzanmak / Uzatmak – To Extend
To extend
İngilizce’de “uzanmak veya uzatmak” anlamına geliyor ve
düzenli bir fiil. İkinci hali
Extended.
• The pier extends to the sea.
• İskele denize uzanıyor.
3. hal - Extended
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
59
Rol yapmak / Performans sergilemek –
To Perform
To perform
İngilizce’de “rol yapmak ve performans sergilemek” anlamında
kullanılıyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali
Performed.
Genelde konserler ve tiyartro oyunları gibi şeyler için sık kullanılır.
• Metallica is going to perform in Istanbul tonight.
• Metallica bu akşam İstanbul’da sahne alacak/Performansını
sergileyecek.
3. hal - Performed
Tartışmak – To Argue
To argue
İngilizce’de “tartışmak” anlamında kullanılıyor. Düzenli bir fiil
ve ikinci hali
Argued.
• He argued with his friend.
• Arkadaşıyla tartıştı.
• They are arguing.
• Tartışıyorlar.
3. hal - Argued
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
60
Görünmek / Ortaya Çıkmak – To Appear
To appear
İngilizce’de “görünmek ve ortaya çıkmak” anlamına geliyor ve
düzenli bir fiil. İkinci hali
Appeared.
• The sun is appearing.
• Güneş ortaya çıkıyor.
3. hal - Appeared
Yok Olmak / Ortadan Kaybolmak – To
Disappear
To disappear
İngilizce’de “yok olmak/ortadan kaybolmak” anlamına
geliyor ve düzenli bir fiil. İkinci hali
Disappeared
.
Disappear
, appear fiilinin zıttı.
• The plane disappeared behind the clouds.
• Uçak bulutların arkasında yok oldu.
• He disappeared.
• Ortadan kayboldu.
3. hal - Disappeared
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
61
Basmak / Bastırmak – To Press
To press
İngilizce’de “bastırmak” anlamına geliyor. Düzenli bir fiil ve
ikinci hali
Pressed.
• Adam düğmeye bastı.
• The man pressed the button.
• Press your hands together.
• Ellerini birbirine bastır.
3. hal - Pressed
Kapatmak – To Shut
To shut
İngilizce’de “kapatmak” anlamına geliyor. Düzensiz bir fiil ve
İkinci hali
Shut
.
• Adam kapıyı kapattı.
• The man shut the door.
• Kadın camı kapatıyor.
• The woman shutting the window.
3. hal - Shut
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
62
Değiştirmek – To Replace
To replace
İngilizce’de “değiştirmek” anlamına geliyor ve düzenli bir
fiil. İkinci hali
Replaced.
• Adam musluğu değiştirdi.
• The man replaced the faucet.
• Ampulü değiştirmen lazım.
• You need to replace the lightbulb.
3. hal - Replaced
Takip etmek – To Follow
To follow
İngilizce’de “takip etmek” anlamına geliyor ve düzenli bir fiil.
İkinci hali
Followed.
• Bizi twitter da takip et.
• Follow us on Twitter.
• Kayakçıyı takip ediyorum.
• I am following the skier.
3. hal - Followed
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
63
Kurmak / İnşa etmek – To Build
To build
İngilizce’de “kurmak veya inşa etmek” anlamına geliyor ve
düzensiz bir fiil. İkinci hali
Built.
• Çatıyı inşa ediyorlar.
• They are building the roof.
• I am building a house.
• Ev inşa ediyorum.
3. hal - Built
Bağlamak / Bağlanmak – To Connect
To connect
İngilizce’de “bağlamak veya birleştirmek” anlamına geliyor.
Düzenli bir fiil ve ikinci hali
Connected.
• Noktaları birleştirdi.
• He connected the dots.
• Kabloyu arabaya bağlıyor.
• He is connecting the wire to the car.
3. hal - Connected
etkilipratikİngilizce
GÜNLÜK KONUŞMADA EN SIK KULLANILAN FİİLLER SERİSİ
64
Kontrol etmek – To Check
To check
İngilizce’de “kontrol etmek” anlamına geliyor ve düzenli bir
fiil. İkinci hali
Checked.
• Pilot uçağı denetliyor/kontrol ediyor.
• The pilot is checking the plane.
• Adam arabadaki yağı kontrol etti.
• The man checked the oil in the car.
3. hal - Checked
Saldırmak – To Attack
To attack
İngilizce’de “saldırmak” anlamına geliyor ve düzenli bir fiil.
İkinci hali
Attacked
.
• Askerler saldırıyor.
• The soldiers are attacking.
• Ayı kameramana saldırdı.
• The bear attacked the cameraman.
3. hal - Attacked
|