Sosyo-küLTÜrel değİŞme açisindan güney marmara genç ÇİFTÇİleri Üzerine bir araştirma


 Sosyo-Kültürel Değişme, Gıda Güvencesi ve Güvenilir Gıda



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/55
tarix20.02.2022
ölçüsü1,11 Mb.
#52884
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   55
yokAcikBilim 10321088

2.1.3.1. Sosyo-Kültürel Değişme, Gıda Güvencesi ve Güvenilir Gıda 

 

Gıda  güvencesi  kavramı  ilk  olarak  1996  yılında  Dünya  Gıda  Zirvesinde  gündeme 



gelmiştir.  En  temelde  gıdanın  piyasalarda  bulunuyor  olması  ve  tüketicinin  de  ya  kendisinin 

üretimi yoluyla ya da piyasalar aracılığıyla ulaştığı gıdayı tüketmesini içermektedir. Kavramın 

karmaşıklığı  ise  sürdürülebilir  bir  zeminde  tartışılmadığı  için  gıda  güvencesinin  risk 

içermesinden  kaynaklanmaktadır.  Neticede  gıda  güvencesi  artık  doğal  koşulların  izin 

vermemesi ile tehlikeye giren bir süreç olmaktan çıkmış ekonomik, sosyal ve siyasi süreçlerin 

uygulama  alanı  olmuştur.    Kavram,  gıdaya  erişim  güvencesini  tanımlarken  temel  ilkelerden 

yola çıkmaktadır. “Sağlanılabilirlik” ilkesi herkese yetecek gıdanın üretilmesi ve bozulmadan 

tüketiciye  ulaşmasını  içerirken  fazlalığın  da  etkin  bir  şekilde  korunması  konularını 

içermektedir.  “Erişilebilirlik”  ilkesi  ise  tüketicilerin  yeterli  gelire  sahip  olmalarını  ve 

ulaşabilmelerini işaret ederken yeterli gelire sahip olmayanların da devletin desteği ile gıdaya 

erişebilmesini ifade etmektedir (Karakuş, 2019). 

Gıda güvencesi kavramına Türkiye özelinde sosyolojik açıdan yaklaşıldığında, iç göç 

sonucu  ortaya  çıkan  kentleşme  ve  üretim  sürecinden  uzaklaşan  küçük  üretici  ve  tüketime 

odaklanan işçi kavramları dikkati çekmektedir. İç göç ve kentleşme, üretimden uzaklaşan eski 

üreticinin  yeni  yaşam  alanı  arayışına  çare  olarak  gördüğüdür.  Üretici  konumundan  tüketici 

konumuna  geçmesi  ise  içinde  bulunduğumuz  ekonomik  ve  sosyal  koşulların  bir  sonucudur. 

Tüketim  kültürünün  hâkim  olduğu  kapitalist  bir  düzen,  çiftçisinden  kentlisine  etkilidir. 

Dolayısıyla yaşanan göç de tüketim kültürüne uyumlanma zorunluluğunun bir sonucu olarak 

düşünülür.  Eski  üreticinin  tarımdan  kopması  ve  kente  uyum  süreci,  tüketimde  bulunup 



25 

 

bulunamaması  ile  ilgilidir.  Dolayısıyla  tarımdan  kopmasının  sebebi  de  tarımdan  elde  ettiği 



ürünü  tüketmesi  değil  tüketim  kültürünün  ürünlerini  tüketip  tüketememesinden  ileri 

gelmektedir.  O  halde  eski  üreticinin  gıda  güvencesini  sağlayabilmesi  için  sadece  sebzesini 

değil aynı zamanda ihtiyacı olan tüm bileşenleri üretmesi ya da doğal zamanında ürünlerine 

erişebilmesi  gerekmektedir.  Bireyin  tek  tip  beslenmesine  neden  olacak  olan  üretim  süreci, 

onun gıda güvencesini sağlayamaması anlamına gelmektedir. Gıda güvencesinin sağlanması 

gerekir  düşüncesiyle  yola  çıkıldığında  üreticinin  satın  alma  davranışı  ile  temel  ihtiyaçlarını 

gidermesi gerekmektedir (Karakuş, 2019). 

Türkiye’de  tarım  sektöründeki  değişimler  ile  gıda  sektöründeki  üretim  ve  dağıtım 

süreçleri  arasında,  birbirleri  etkilemeleri  ve  etkilenmeleri  dolayısıyla,  yakın  bir  ilişki  söz 

konusudur.  1950’lere  kadar  nüfusunun  yaklaşık  yüzde  sekseni  kırsalda  yaşarken, 

1950’lilerden sonra başlayan kırdan kente göç hareketleriyle bu yapı değişmeye başlamıştır. 

Bu  demografik  değişimde  hiç  şüphesiz  birçok  faktör  etkili  olmuştur.  Bu  faktörlerden  en 

önemlisi tarımda teknoloji kullanımının artmasıdır. Tarımda hızla artan makineleşme, tarımsal 

ilaç  ve  kimyasal  gübre  kullanımı,  sulama  tekniklerindeki  gelişmeler  ile  tohum  tercihlerinin 

değişmesi  verimlilik  artışları  sağlamıştır.  Bu  durum  bir  taraftan  tarımsal  iş  gücü  fazlalığı 

ortaya çıkarırken, diğer taraftan tarım ürünlerde ticarileşmeyi de artırmıştır (Keyder ve Yenal, 

2013: 106).  

Küçük üreticinin üretimden çekilmesi ve küresel on büyük şirketin tüm tohum piyasası 

üzerinde söz sahibi olması birbiri ile bağlantılı iki durumdur. Bu durumun sosyolojik sonucu 

ise  yoksulluk  oranının  yükselmesi,  işsizliğin  artması,  kırdan  kente  göçlerin  yaşanması 

şeklinde sıralanabilir. Öyle ki üreticiler kendi ürettikleri ürüne yabancılaşmakta ve Hindistan 

örneğinde olduğu gibi çiftçilerin tüm hayatları boyunca çalışsa bile ödemeyecekleri bir borç 

yükünün altında kalmalarına neden olmaktadır (Karakuş, 2019). Atalık tohumların korunması 

biyolojik çeşitlilik ve gıda güvencesi  açısından  önemlidir. Dünyada tohum  sektörünü elinde 

tutan global şirketler dünyadaki işlenen tarım sektörüne yön vermekte ve kendi gerçekliklerini 

yaratmaktadırlar.  Bu  tohumlar  patentlenerek  ve  sertifikalandırılarak  kendi  özel  tohumunu 

yetiştiremeyen  çiftçi  bu  şirketle  bağımlı  bir  üretim  modeli  uygulamak  zorunda  kalmaktadır. 

Risk taşıdığını bildiği halde küçük çiftçilerin bu üretim modeline yönelmeleri gıda güvenliği 

açısından  sorunlu  bir  durum  olmakla  birlikte  tehlike  arz  etmektedir  (Erbaş,  2017).  Sonuç 

olarak  Türkiye’de  gıda  güvencesi,  tarım  özelinde  düşünüldüğünde  tüketim  kültürü, 

mülksüzleşme, bireyselleşme, küreselleşme, iç göç ve kentleşme olgularıyla yorumlanmalıdır. 

Bu  durum  da  gıda  güvencesi  kavramının  sadece  sağlığı  ilgilendiren  bir  kavram  olmadığını 




26 

 

gerisinde  karmaşık  sosyolojik  ilişkilerin  bulunduğu  bir  durumu  işaret  etmektedir  (Erbaş, 



2017).  

Gıda  güvencesi  anlaşıldığı  üzere  evrensel  bir  sorundur.  Tüketim  için  gerekli  gıdanın 

üretimi  miktar  olarak  ele  alınmakta  kaliteden  ziyade  miktar  olarak  yeterliliği  üzerinden 

politikalar  üretilmektedir.  Türkiye  bulunduğu  konum  itibariyle  hem  gıda  güvencesi  alanında 

çözümler  üretirken  hem  de  organik  gıda  üretimi  gibi  kaliteye  odaklı  üretim  sahalarına 

yönelebilir.  Bu  sayede  açlık  ve  yoksullukla  mücadele  edilirken  aynı  zamanda  çok  boyutlu 

yıkımlara sebep olabilecek güvensiz gıdanın da azaltılması sağlanabilir. 


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin