Ağrı patofizyolojisi
Yrd. Doç. Dr. Yavuz YÜCEL
Nöroloji Anabilim Dalı
Ağrı ?
Ağrı, olası bir doku hasarına karşı vücudumuzu
uyarmak için sinyaller üreten sinir sisteminin hayati
fonksiyonlarındandır.
Ağrı, gerçek ya da potansiyel doku hasarıyla ilişkili
hoş olamayan duyusal ve duygusal deneyimdir.
“Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu
hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duyusal ve
emosyonel deneyim”
“Ağrı bir korunma mekanizması” olarak
tanımlanmaktadır.
Nosisepsiyon
Bedenin bir bölgesinde bir doku hasarı olduğu
zaman bunun özelleşmiş sinir uçları (nosiseptör) ile
SSS’ne götürülmesi, algılanması ve buna karşı
fizyolojik, biyokimyasal ve psikolojik önlemlerin
harekete geçirilmesine nosisepsiyon denir.
Ağrı, nosisepsiyon içinde bir algılama olup kişiye ve
koşullara göre değişen bir duygulanım şeklidir.
Tüm nosiseptör aracılı uyarılar ağrı oluşturur, ancak
tüm ağrılar nosisepsiyondan kaynaklanmaz.
Ağrı sınıflaması
Ağrı nöroanatomik ve nörofizyolojik
olarak sınıflandırılır
Nosiseptif ağrı
Nöropatik ağrı
Deafferentasyon ağrısı
Reaktif ağrı
Psikosomatik ağrı
Nosiseptif ağrı
Serbest sinir uçlarındaki ağrı reseptörlerinin
uyarılmasıyla ortaya çıkar.
Ağrı ileten lifler ile omuriliğe oradan da talamusa
iletilen ve serebral korteks tarafından ağrı olarak
algılanan uyaranlar, nosiseptörlerce algılanır.
Somatik ve visseral olarak ikiye ayrılır.
Somatik ağrı somatik afferent liflerle visseral ağrı ise
sempatik lifler ile taşınır.
-Somatik ağrı
İç organlar hariç deri, kas ve eklemleri de
içeren bütün vücut bölgelerinde oluşan
ağrıdır.
Deriden kaynaklanan ağrı > yüzeyel somatik
ağrı
İskelet kasları, eklemler, bağ dokusu ve
fasiyalardan kaynaklanan ağrı > derin
somatik ağrı
Somatik sinirlerden kaynaklanan ağrı ani
başlar, keskindir, iyi lokalize edilir.
Sinir köklerinin yayılım bölgesinde veya
periferik sinirler boyunca algılanır.
Vücudun baş bölgesinin altında kalan bölümde somatik
ağrı duyusu hücresi radiks posteriordaki spinal
ganglionda bulunan spinal sinir lifleri ile gelir.
Baş bölgesinin ağrı duyusu ise n. Trigeminusun periferik
dalları ile ganglion trigeminalede bulunan genel
somatik afferent lifler ile taşınır.
Ganglion trigeminale nöronlarının santral uzantıları
beyin sapında traktus spinalis nervi trigeminiyi
oluşturur.
Nucleus spinalis nervi trigemini lifleri karşı tarafa geçip
talamus, daha sonra Brodmann 3,1,2 de sonlanır.
Visseral ağrı
Organlardan kaynaklanan ağrıdır.
Visseral ağrı mekanizmalarının somatik ağrıya
göre farklılıkları vardır.
Her organdan kaynaklanmaz (karaciğer böbrek
gibi solid organlar, akciğer parankimi ağrıya
hassas değildir).
Her zaman doku harabiyeti ile ilişkili değildir
(örn. Barsakların kesilmesi ağrıya yol açmaz).
Başka bölgelere yayılır
Motor ve otonom reflekslerle birlikte görülür
(bulantı kusma gibi).
Bazı organların ağrıya hassas olmaması bu
organların periferik reseptörlerinin özelliğine
bağlıdır.
Visseral ağrının geniş bir bölgeye yayılması ise
visseral afferent nosiseptif yolların MSS’de
dağılımına bağlıdır.
Genellikle sindirim kanalı, safra yolları ve
üreter gibi içi boş organların aşırı gerilmeleri
veya düz kasların aşırı kasılması sonucu ağrı
duyulur.
Karaciğer böbrek ve dalak gibi organları saran
kapsüllerin zorlanması ile ağrı ortaya çıkar.
Organlardan kaynaklana ağrı MSS’ne sempatik
sistem içinde iletilir.
İç organların parankiması ve beyinde ağrı
reseptörleri bulunmaz.
Arter duvarları, periton, plevra, dura mater ve
diğer bağ dokusu bulunan yerlerde ağrı
reseptörleri bulunur.
Organlardan gelen otonom aferentlerin arka
boynuzda somatik ağrı yoluna taşınması ile
buradaki somatik sinirin inerve ettiği cilt
alanında ağrı (yansıyan ağrı) duyulur.
Psikosomatik ağrı
Psişik ve psikososyal sorunların arttığı
durumlarda ağrı olarak tanımlanan
duygulardır.
Somatizasyon; hasta bir anlamda ağrıyı
kullanmakta, çeşitli kişisel, ekonomik ve
toplumsal sorunların ağrı biçiminde ifade
ederek ilgi çekmeye ve toplumun kendisi
üzerinde dikkatini toplamaya
çalışmaktadır.
Ağrı mekanizmaları
Uyarıyı tanıyan reseptörler, üst merkezlere
iletmek için gerekli yollar, bir santral
mekanizma ve bir cevap mekanizması bulunur.
Periferden kortekse kadar uzanan ağrılı
uyaranlar sinapslarla birbirlerine ileten 3 ana
sensoriyel nöron grubunu oluşturur.
1. primer duyusal nöron (1. nöron)
2. spinal nöron (2. nöron)
3. talamokortikal projeksiyon nöron grubu (3.
nöron)
Primer duyusal nöronlar nosiseptif ve
nosiseptif olmayan bilgiyi periferden medulla
spinalise taşırlar.
Primer duyusal aferent liflerin periferik uçları
(nosiseptör) deri, subkutan doku, periost
eklem kapsülü, kas (çizgili kas ve düz kas),
adventisya, plevra ve peritonda lokalizedir ve
de myelinsiz sinir uçlarıdır.
Santral uçları medulla spinalis arka
boynuzunda spinal nöronlarla sinaps yapar.
A-beta lifleri > myelinli kalın hızlı iletimli lifler.
Normal olarak zararlı olmayan uyarıyı iletirler.
A delta lifleri > ince myelinli, orta kalınlıkta ve ileti
hızındadır (20 m/s) hem zararlı hem de zararlı olmayan
uyarıyı iletir. Mekanik uyarının yanında ısıya karşı da
hassastır.
C lifleri > myelinsiz, ince, yavaş iletimli liflerdir. Zararlı
uyarıyı iletirler, mekanik, ısı ve kimyasal uyarıya
hassastır.
Reseptörlerin görevi, mekanik, termal ve kimyasal
enerjiyi transduser olarak elektriksel sinyallere
dönüştürmektir.
Ağrılı uyaranın üst merkeze iletilmesi
Transdüksiyon: Sinirlerin sensoriyal
uçlarında uyarının, elektriksel aktiviteye
dönüştürüldüğü aşamadır.
Transmisyon: Nosiseptörler ile algılanan
uyarıların, duyusal sinirler ile üst merkeze
iletilmesidir.
Modulasyon: Ağrılı uyaran medulla
spinaliste değişime uğramakta ve bu
değişim üst merkezlere iletilmektedir.
Persepsiyon: Çıkan yollar ile üst merkeze
ağrının iletilmesi ve algılanmasıdır.
Periferik sensitizasyon
Ağrılı uyaran sonucu doku hasarı olan bölgede
yapısal ve kimyasal değişiklikler ortaya çıkar.
İmmün sistem hücreleri buraya göç eder.
Nörojenik inflamasyon cevabı ile P maddesi, nörokinin
A, kalsitonin gen related peptid salgılanır.
Duyusal ve sempatik sinir liflerinde uyarılma
eşiklerinde değişiklik ve inflamatuar hücrelerin
kimyasal mediatörler salgılanır.
Yüksek eşik değerdeki nosiseptörler uyarılarak
periferik sensitizasyon (duyarlılaşma) meydana gelir.
Düşük şiddetteki mekanik uyarılar, ağrılı olarak
algılanmaya başlar (hiperaljezi)
Ağrı iletimi ile ilgili nöronlar
A-delta ve C lifleri omuriliğe girince hemen ikiye
ayrılırlar. Birkaç segment yukarı ve aşağıya devam
ederek Lissauer traktusunun bir kesimini
oluştururlar. Bunların akson kollateralleri de dorsal
boynuz içine girer.
Nosiseptif sinir uçlarının bu santral terminalleri
dorsal boynuz gri cevherinin marjinal zonu (lamina-
I) ile subsantia gelatinosa (lamina-II)'da yer alan
nöronlarla sinaps yaparlar.
Bazı A-delta liflerinin uzantıları daha derinde
bulunan lamina-V hücrelerine ulaşır.
Ağrı yolu (lat. spinotalamik yol)
Ağrılı uyaranları taşıyan periferik liflerin hücre cismi,
yani ağrı yolunun birinci nöronu arka kök
ganglionlarında yer alır.
Buradan kalkan lifler spinal korda girer ve substantia
gelatinosa'da arka boynuz hücreleri ile sinaps yapar.
Yani ağrı iletiminde ikinci durak spinal korddur.
Substantia gelatinosa'da enkefalinerjik ara nöronlar
bulunmaktadır.
Ağrı yolunun üçüncü nöronu talamustadır.
Talamusdan çıkan uzantılar da kortekse giderek
postsentral girusda sonlanır.
Lat. Spinotalamik yol
Ağrı kontrol mekanizması
M. Spinalis düzeyinde primer aferentleri
baskılayıp kontrol altında tutan sistem;
inen kontrol sistemleridir.
Periakuaduktal gri cevher nöronları,
formasyo retikülaris ve lokus seruleus
gibi supraspinal inen kontrol
mekanizmaları, endojen peptitler
seratonin, noradrenalin, GABA gibi
birçok nörotransmitter içerir.
Antinosiseptif inici sistemler
Özellikle endojen opioid peptidlerin keşfi ile ağrılı
uyaranlara karşı spinal ve supraspinal düzeyde
enkefalinerjik ve monoaminerjik bir inhibisyon varlığı
gösterilmiştir. Bunlar üç gruba ayrılırlar:
Mezensefalik periaquaduktal gri cevherde yer alan
enkefalinerjik nöronlardır. Bunlar serebral korteks ve
hipotalamus ile bağlantı içindedirler.
Retiküler formasyonun bazı çekirdeklerinden
başlayıp, medulla spinalis arka boynuzunda
sonlanan noradrenerjik nitelikteki lifler.
Antinosiseptif spinal segmental mekanizmada
özellikle spinal enkefalinerjik nöronlar rol oynar
Ağrı impulsları öncelikle substans p ve glutamat
tarafından tetiklendiği düşünülmektedir.
Spinotalamik yol nöronlarındaki aktivite inen yollar
tarafından modüle edilir.
Beynin bazı bölgelerinin uyarılması spinotalamik
hücrelerin zararlı uyaranlara yanıtını inhibe eder.
İnen yolların rafe nükleus, periakuduktal ve beyin sapı
retiküler formasyon, periventriküler gri madde, VPL
talamik nükleus ve parietal korteksten köken aldığı
bilinmektedir.
Patofizyolojik Ağrı Sınıflaması
Nosiseptif Ağrı
Somatik / Visseral
Doku hasarı sonucu
oluşan, sinir
uçlarının sağlam
olduğu durumlar.
Nöropatik Ağrı
Sinir sistemindeki
primer lezyondan
veya fonksiyon
bozukluğundan
kaynaklanan ağrı.
Nöropatik ağrı
Sinir sisteminin herhangi bir bölümünün hasarından
kaynaklanan ağrı
Vücudun herhangi bir yerindeki nöropatik ağrı periferik
sinir sisteminden, santral sinir sisteminden ve otonom
sinir sisteminden kaynaklanabilir.
Periferik ve santral kaynaklı nöropatik ağrı olarak ikiye
ayrılır.
Nöropatik ağrı belirtileri
Sürekli / Aralıklı
Yanma
Zonklama
Karıncalanma
Elektrik şoku benzeri
Nöropatik ağrı sendromlarının tanısında ağrının
nöroanatomik yayılımı,
Periferik sinir, sinir kökü, pleksus veya santral yolu
ilgilendiren duysal disfonksiyonun varlığı,
Mikst sinir travmalarında zayıflık, kas atrofisi ve derin
tendon refleks kaybı gibi semptomların tanınması
önemlidir.
Bunun yanında sinir sisteminin her hangi bir
bölgesinde harabiyet veya disfonksiyon sonucu gelişen
pozitif ve negatif fenomenlerin saptanması birinci ve
en önemli koşuldur.
Pozitif ve negatif fenomenler etkilenen fonksiyonel
sistemle ilişkili olarak ortaya çıkarlar ve motor, duysal
veya otonom sinir sistemini ilgilendiren bulgular olarak
görülürler
.
Duyusal pozitif fenomenler parestezi, disestezi ve
ağrıdır.
Otonom sinir sistemi tutulmasında pozitif fenomenler
vazokonstriksiyon, hiperhidroz ve piloereksiyondur.
Negatif fenomenler ise motor tutulumda parezi,
paralizi, duysal tutulumda hipoestezi, hipoaljezidir.
Otonom sinir sistemi tutulumunda vazodilatasyon,
hipo/anhidroz, piloereksiyon defisiti semptomlarıdır.
Tüm nöropatik ağrı olgularında pozitif ve negatif
fenomenler bir dereceye kadar beraberce bulunurlar
Nöropatik ağrı sendromlarında klinik bulgular
-
Spontan, devamlı veya paroksismal ağrı
- Duyu kaybı ve ağrı
- Allodini ve hiperaljezi
- Refere (yansıyan) ağrı ve anormal ağrı yayılımı
Allodini ağrısız uyaranlara verilen ağrı cevabıdır.
Aynı şekilde hoş olmayan duyu algılanması ise disestezi
olarak tanımlanır.
Allodini mekanik ve termal uyaranlarla ortaya çıkar.
Mekanik uyaranlar sonucu gelişen allodiniden A beta
lifleri veya yüksek eşikli mekanoreseptörler sorumludur.
Allodininin gelişmesinde santral sensitizasyon
gereklidir.
Hiperaljezi ise periferik reseptörlerin sensitizasyonuna
bağlı olup ağrılı uyarana verilen cevabın artışıdır ve
lezyon bölgesinde gelişir.
Hiperaljezinin aynı bölgede daha geniş alanlara
yayılması ile tanımlanan sekonder hiperaljezi santral
sensitizasyon sonucudur.
Diğer semptomlardan hiperpati ; allodini ve
hiperaljezinin bir varyantıdır.
Hiperpati deriden gelen ani ve patlayıcı bir ağrı
cevabıdır.
Hiperpati periferik ve santral deafferentasyon
bulgusudur ve nöropatik ağrıda sinir lifi kaybı varsa
görülür.
Nöropatik ağrı nedenleri
I-Periferik sinir lezyonları
A- Lokal nedenler
-Tuzak nöropatiler,
-Kompleks bölgesel ağrı sendromu,
-Postherpetik nevralji,
-Diabetik mononöropati,
-İskemik nöropati,
-Poliarteritis nodosa,
-Posttravmatik nevralji
B- Diffüz nedenler; -Diabetes mellitus (en sık), amiloid,
plazmositom, duyusal herediter nöropatiler, AİDS
nöropatisi, B vitamini yetmezliği, toksik nöropatiler
II-Santral lezyonlar:
-Dorsal kök gangliyonu (DRG) lezyonları,
-Pleksus yaralanmaları,
-Spinal kord traktus lezyonları (travma, tümör,
siringomiyeli),
-Orta beyin-pons lezyonları,
-Talamik lezyonlar (tümör, inme),
-Kortikal lezyonlar olarak sınıflandırılır
Nöropatik ağrı mekanizmaları
Nöropatide, sinirler sensitize olabilirler ve kendi kendilerine
ateşleme yapabilirler
Sensitize nöronlardaki bu spontan ateşlemeler rostral değişikliklere
(santral sensitizasyon) yol açarak geniş myelinli liflerinin spontan
aktivitesi ile dizestezi ve ağrı oluşumuna neden olur.
Uyarıya bağlı ağrı (allodini), ya sensitize nosiseptörlerin (ateşleme
için düşük eşikli) ya da santral olarak sensitize olmuş spinal kord
içine düşük eşikli A-beta liflerinin ateşlenmesiyle gelişmektedir.
Periferik sinir hasarı sonrası spinal kordda kısa ve uzun süreli
değişiklikler görülmeye başlar.
Bu değişiklikler hipereksitabiliteyi getirir ve sonuçta arka boynuza
yoğun nosiseptif girişi ortaya çıkar.
Ayrıca sinir hasarı sonrası ortaya çıkan demyelinizasyon nedeniyle
sinir lifi boyunca ektopik uyarılar yayılmaya başlar. Bu ektopik
deşarjlar hasar sonrası çok uzun süre (aylar, yıllar) sürebilir.
Periferik mekanizmalar
.
Ektopik spontan deşarj
. Nosiseptör sensitizasyonu
. Sempatik aktivite, sempatik-afferent
coupling, katekolaminlere hipersensitivite
. Lifler arasında anormal iletişim
. Periferik sinir trunkusunda inflamasyon
Santral mekanizmalar
Nosiseptif inputların modülasyonunda
değişiklikler-ağrı kontrol sistemlerinde
bozulma
Anatomik reorganizasyon-
nöroplastisite, santral sinaptik
reorganizasyon
Santral sensitizasyon
Disinhibisyon
Santral sensitizasyon
Tekrarlayıcı nosiseptif afferent uyarıların m.spinalis
arka boynuz nöronlarında yaptığı eksitabilite
değişiklikleri ile oluşur.
Santral sensitizasyonda A-beta liflerinin SSS’inde
değişikliklere bağlı olarak ağrı oluşturmaya başlar.
Düşük frekanslı ve tekrarlayan nosiseptif uyarılar
arka boynuz nöronlarında uzun süreli artan
depolarizasyona neden olacaktır.
Sonuçta birkaç saniyelik C lifleri uyarısında arka
boynuz nöronlarında birkaç dakikalık
depolarizasyona yol açar.
Dostları ilə paylaş: |