Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahlara denir. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelir. Oysa ateşli silahlar, büyük toplardan tüfeğe, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.
Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahlara denir. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelir. Oysa ateşli silahlar, büyük toplardan tüfeğe, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.
Ateşli silahların tarihi barutun keşfi ile başlar. Ancak barutu kimin ve ne zaman keşfettiği bilinmemektedir.
Prof. J.K.Partington milattan sonra bin yıllarından önce Çinlilerin güherçile esaslı barut kullandıklarını bildirmekte ise de 12. yy’da İspanya’da Müslüman Endülüslerin kolayca tutuşabilen tozlarla uğraştığı göz önüne alındığında bu tozların Çin’e Kuzey Afrika üzerinden müslüman tüccarlar tarafından götürüldükleri görüşü daha ağır basmaktadır. Çin’de barut hakkındaki ilk yazılı belgeye bu tarihten sonra rastlanmıştır. 1776 yılında Doğu Hindistan Şirketi tarafından eski Sanskritçe yazılarının çevrilmesi ile barutun Hindistan’da beş yüz yıldır bilindiği ortaya çıkmıştır. Tüm tartışmalara rağmen barutun önce kimler tarafından bulunduğu ve hangi amaçla kullanıldığı tam olarak açıklanamamıştır
Prof. J.K.Partington milattan sonra bin yıllarından önce Çinlilerin güherçile esaslı barut kullandıklarını bildirmekte ise de 12. yy’da İspanya’da Müslüman Endülüslerin kolayca tutuşabilen tozlarla uğraştığı göz önüne alındığında bu tozların Çin’e Kuzey Afrika üzerinden müslüman tüccarlar tarafından götürüldükleri görüşü daha ağır basmaktadır. Çin’de barut hakkındaki ilk yazılı belgeye bu tarihten sonra rastlanmıştır. 1776 yılında Doğu Hindistan Şirketi tarafından eski Sanskritçe yazılarının çevrilmesi ile barutun Hindistan’da beş yüz yıldır bilindiği ortaya çıkmıştır. Tüm tartışmalara rağmen barutun önce kimler tarafından bulunduğu ve hangi amaçla kullanıldığı tam olarak açıklanamamıştır
Bir barutun bileşiminde;
Bir barutun bileşiminde;
% 70-80 oranında potasyum nitrat (güherçile)
% 3-14 oranında kükürt bulunur.
%12-20 odun kömürü
Bu karışımdaki potasyum nitrat, kömürle kükürtün yanması için gerekli olan oksijeni verir; kükürt de, barutun kolayca tutuşmasını sağlar ve yakılınca çok miktarda gaz çıkartır. Barutu meydana getiren maddelerden kömürün yanmasıyla, karbon dioksit (CO2), kükürtün yanmasıyla da, kükürt dioksit (SO2) gazları oluşur. Geriye, potasyum sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür kalır ki, bunların gazları yüksek bir basınç meydana getirir. Bu basınç da, ateşli silahlarda, merminin ileriye fırlatılmasını sağlar.
Barut çoğu kez, "kara barut" adıyla anılır. Barutun çok eski bir tarihi vardır. M.Ö. 1000 yıllarında, Çinliler, ateşi bir savaş silahı olarak kullanırlardı. Gerek Doğu'da, gerekse Batı'da, alev ve ateşten savaşlarda da yararlanılıyordu.
Barut çoğu kez, "kara barut" adıyla anılır. Barutun çok eski bir tarihi vardır. M.Ö. 1000 yıllarında, Çinliler, ateşi bir savaş silahı olarak kullanırlardı. Gerek Doğu'da, gerekse Batı'da, alev ve ateşten savaşlarda da yararlanılıyordu.
Batılıların, ateşli silahları Doğululardan öğrendikleri sanılıyor. Ancak, tarihçi Homeros'un (M.Ö. IX. yüzyıl) eserlerinde, ateşli silahlar üzerinde herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Peloppones Savaşları'nda (M.O. 428-424) içlerinde kömür, kükürt ve zift gibi yanıcı maddeler bulunan toprak kapların mancınıklarla atıldığı biliniyor. Ne var ki, bu yoldan çıkarılan yangınlar, üzerine toprak atmakla kolaylıkla söndürülebiliyor, büyük bir zarara yol açması önleniyordu.
Bunun sonucu olarak, daha etkili yanıcı maddeler aranmaya başlandı. Yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de, kendi bünyesinden alabilen yanıcı maddeler en iyisiydi. Yani, ateşin üstü örtü ise bile, sondürülememeli, alevler çıkmaya devam etmeliydi. İşte böylece de, ateşli silahlardan patlayıcı silahlara geçilmiş oldu. Bu işte ilk olarak, güherçile kullanıldı. Güherçile, beyaz renkte, ince billurlar halinde bir maddedir. Kimyasal adı "potasyum azotat“ tır.
Doğu'da, Çinliler, güherçileyi biliyorlardı. Abdullah adında Malaga'lı (İspanya'nın güneyi) bir Arap yazarı (1200 yılları), güherçileden söz ederken, "Çin karı" deyimini kullanmıştır. İranlı yazarlar ise, güherçileye "Hint karı" derlerdi. Böylece, güherçile, XIII. yüzyılın ortalarına doğru. Doğu'dan İslam ülkelerine geçti. Anlaşıldığına göre, Çinliler barut yapmayı biliyorlardı. Ancak, barutu, "maytap" ve "kestane fişeği" dediğimiz biçimde kullanmışlardır. Büyük İskender Hindistan'a gittiği sıralarda, barut Hindistan'da da biliniyordu. Marco Polo, Çin'e yaptığı uzun gezisinde, Çinli rahiplerin geceleri havada baruttu fişeklerle şenlikler yaptığını görmüştü.
Doğu'da, Çinliler, güherçileyi biliyorlardı. Abdullah adında Malaga'lı (İspanya'nın güneyi) bir Arap yazarı (1200 yılları), güherçileden söz ederken, "Çin karı" deyimini kullanmıştır. İranlı yazarlar ise, güherçileye "Hint karı" derlerdi. Böylece, güherçile, XIII. yüzyılın ortalarına doğru. Doğu'dan İslam ülkelerine geçti. Anlaşıldığına göre, Çinliler barut yapmayı biliyorlardı. Ancak, barutu, "maytap" ve "kestane fişeği" dediğimiz biçimde kullanmışlardır. Büyük İskender Hindistan'a gittiği sıralarda, barut Hindistan'da da biliniyordu. Marco Polo, Çin'e yaptığı uzun gezisinde, Çinli rahiplerin geceleri havada baruttu fişeklerle şenlikler yaptığını görmüştü.
Avrupa'da, ateşli silahlarla barut, ilk kez XIII. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. XIV. yüzyılda da, barutun topçuluk alanında kullanılması geliştirilmiştir. Barutun, bugünkü anlamıyla, ilk olarak. İngilizlerle Fransızlar arasındaki Cressy Savaşı'nda (1346) kullanıldığı sanılıyor.
Kimya alanındaki ilerlemeler sonucunda, nitrosellüloz ve nitrogliserinin elde edilmesiyle, hafif dumanlı barutlar kullanılmaya başlanmıştır. Eskiden, barut çok miktarda duman yaptığı için, ateş eden topun yeri hemen belli oluyor, üstelik, bu, top namlusunün kalın bir is tabakasıyla örtülmesine de yol açıyordu. Paul Vieille adındaki Fransız mühendisi (1854-1934) dumansız barutu icat ettikten sonra İse, silahlarda yalnız bu çeşit barut kullanılmaya başlandı (1886). Bundan birkaç yıl sonra da, İsveçli kimyager Alfred Nobel (1833-1896) daha yüksek nitelikte patlayıcı bir madde olan nitrogliserinil barutu keşfetti. Zamanla, barut geliştirilerek, değişik silahlarda, istenilen biçimde kullanılabilecek duruma getirildi.
Kimya alanındaki ilerlemeler sonucunda, nitrosellüloz ve nitrogliserinin elde edilmesiyle, hafif dumanlı barutlar kullanılmaya başlanmıştır. Eskiden, barut çok miktarda duman yaptığı için, ateş eden topun yeri hemen belli oluyor, üstelik, bu, top namlusunün kalın bir is tabakasıyla örtülmesine de yol açıyordu. Paul Vieille adındaki Fransız mühendisi (1854-1934) dumansız barutu icat ettikten sonra İse, silahlarda yalnız bu çeşit barut kullanılmaya başlandı (1886). Bundan birkaç yıl sonra da, İsveçli kimyager Alfred Nobel (1833-1896) daha yüksek nitelikte patlayıcı bir madde olan nitrogliserinil barutu keşfetti. Zamanla, barut geliştirilerek, değişik silahlarda, istenilen biçimde kullanılabilecek duruma getirildi.
Mevzuatımızda silah, ‘uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden araç ve aletlerin tümü biçiminde tanımlanmaktadır.
Mevzuatımızda silah, ‘uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden araç ve aletlerin tümü biçiminde tanımlanmaktadır.
Türk Ceza Hukuku silah kavramını üç sınıfta incelemiştir:
- Suçun ağırlaştırıcı nedenini veya unsurunu oluşturan silah,
- Yasak silahlar,
- İzinsiz taşıması yasak olan silahlar.
Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 189. maddesine
Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 189. maddesine
göre cezanın belirlenmesinde yasanın şiddet
nedeni sayarak bildirdiği silah terimi şöyle
tanımlanmaktadır: “Ateşli silahlar, patlayıcı
maddeler, tecavüz ve savunmada kullanılan her
türlü kesici, delici, bereleyici aletler, yakıcı,
aşındırıcı, yaralayıcı, eczalar veya diğer her
türlü zehirler ve boğucu, kör edici gazlardır.”
Kısa Namlulu Silahlar (Tabancalar):
Namlu uzunluğu 5-15 cm olan yivli-setli
silahlardır.
*Toplu tabancalar (revolver): Namlu arkasında mermi sayısı kadar fişek yatağı içeren bir top vardır ve mermi sayısına göre 5’li, 6’lı, 7’li, 8’li diye isimlendirilir. Smith-Wesson, Nagant gibi modelleri vardır.
*Otomatik tabancalar: Yarı otomatik ve tam otomatik tipleri vardır. Yarı otomatikte tetiğe her basışta bir mermi atılırken, tam otomatik tipinde tetik basılı kaldığı sürece şarjördeki mermiler tükeninceye kadar atış yapılır. Browning, Parabellum, Ceska, Walter, Kırıkkale gibi modelleri vardır.
*Makineli tabancalar: Dipçikli, katlanabilir, taşıması kolay, hafif, yarı ve tam otomatiğe ayarlanabilen, dakikada 100-200 mermi atabilen, 800 m’ye kadar erimli (menzil) yakın saldırı ve savunma silahlarıdır. En çok tanınanı Kalashnikof, Sten ve Thompson’dur.
Uzun Namlulu Silahlar: Bu silahlara tüfek ya da omuzdan ateşlenen silahlar denir.
Uzun Namlulu Silahlar: Bu silahlara tüfek ya da omuzdan ateşlenen silahlar denir.
*Savaş silahları: Yivli-setli, güçleri ve erimleri çok fazla (2.000 m) olan silahlardır.Mermisi hava direncini yenmek için konik,sivri uçludur.Bu silahların namlu uzunlukları değişiklik göstermekle birlikte genellikle 75-85 cm arasındadır.
*Av tüfekleri: Avcılıkta kullanılan yivsiz-setsiz silahlardır.Namlularına göre; tek namlulular tekli, çift namlulular çifte adını alır.Mekanizması elle pompalama esasına dayanan tüfeklere pompalı av tüfekleri denir.En çok kullanılan av tüfekleri 12 ve 16 kalibrelidir. Türk Standartları Enstitüsü’ne göre av tüfeklerinin namlu boyları 550-860 mm arasındadır.
Mermi; kovan,kapsül,barut ve mermi çekirdeği olarak dört gruba ayrılır.Kovan,barutu ve mermi çekirdeğinin bir kısmını içine alan,tüp şeklinde,sarı pirinçten yapılmış, bir tarafı kapalı,diğer tarafı darca bir boru şeklinde muhafazadır.Mermi çekirdeği barutun üstüne ve kovanın ağız kısmına yerleştirilmiştir.Hedefe giden ve esas işi gören kısımdır.
Mermi; kovan,kapsül,barut ve mermi çekirdeği olarak dört gruba ayrılır.Kovan,barutu ve mermi çekirdeğinin bir kısmını içine alan,tüp şeklinde,sarı pirinçten yapılmış, bir tarafı kapalı,diğer tarafı darca bir boru şeklinde muhafazadır.Mermi çekirdeği barutun üstüne ve kovanın ağız kısmına yerleştirilmiştir.Hedefe giden ve esas işi gören kısımdır.
Mermi çekirdeğinin vücutta harabiyet oluşturması için sahip olduğu kinetik enerjinin bir kısmının veya tamamının ısı, ses ve mekanik enerji olarak doku tarafından absorbe edilmesi gerekir.
Ateşli silahlar insanoğlunun her dönem ilgisini çekmiştir.Günümüzde avcılığın yanı sıra savunma ve saldırı amacı ile de çok çeşitli türleri kullanılmaktadır.Ateşli silahların elde edilmesi kolaylaştıkça ateşli silahlarla meydana gelen yaralanma ve ölüm olguları daha sık görülmektedir.
Ateşli silah yaralanmaları ister kaza, ister intihar, isterse cinayet orijinli olsun adli olgulardır. Ölümle sonuçlanan ateşli silah yaralanmalarında asla ölü muayenesi ile yetinmemek, mutlaka OTOPSİ yapmak gerekir.
Bir silâhın ateşlenmesi, öncelikle kapsülün yanmasından dolayı havada partikül atış bulutu oluşturur. Söz konusu partiküller değişen oranlarda Kurşun (Pb), Antimon (Sb) ve Baryum (Ba)’dan ve kapsülün diğer bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu inorganik bileşenlere ek olarak, kapsül ve barutta, bir çok organik bileşen bulunmaktadır.
Yanan maddeler, silâhın açıklıklarından buhar şeklinde kaçar ve çeşitli şekil ve büyüklükteki (mikron altı seviyeden 100 mikronun üzerine kadar) partiküllere dönüşür. Atış artığı analizi, bu maddelerin şüphelilerin cilt veya elbisesi veya araç içi ve dışı gibi partiküllerin yerleşebileceği yüzeyler üzerindeki varlığını tespit eder. Bir kartuşun gövdesinin altındaki küçük ve yuvarlak girinti, kapsül diye isimlendirilir. Kapsül, bileşiklerin bir karışımından oluşur.
Yanan maddeler, silâhın açıklıklarından buhar şeklinde kaçar ve çeşitli şekil ve büyüklükteki (mikron altı seviyeden 100 mikronun üzerine kadar) partiküllere dönüşür. Atış artığı analizi, bu maddelerin şüphelilerin cilt veya elbisesi veya araç içi ve dışı gibi partiküllerin yerleşebileceği yüzeyler üzerindeki varlığını tespit eder. Bir kartuşun gövdesinin altındaki küçük ve yuvarlak girinti, kapsül diye isimlendirilir. Kapsül, bileşiklerin bir karışımından oluşur.
Bu karışımın üç büyük bileşeni, atış artığının oluşumu ve tanımlanmasında önemli rol oynar. Bunlar;
Başlatıcı: Kurşun Stifnat, iğnenin kapsüle sert bir şekilde vurmasıyla ateşlenir.
Yükseltgen: Baryum Nitrat, yanmanın gerçekleşmesi için gerekli oksijenin kaynağıdır.
Yakıt: Antimon Sülfür, çok yüksek bir sıcaklıkta yanar. Bu yanmanın amacı çekirdeği harekete geçirecek olan barutu ateşlemektir
Olay Yeri kısaca mağdur, suç sanığı veya sanıklarının birbirleriyle ilişkilerinin saptandığı ve olayın işlendiği dinamik bölgeye denilmektedir. Olay yerinin etrafı ip veya şeritle kordon altına alınmalı ve araştırma planlı bir şekilde yapılmalıdır.
Olay Yeri kısaca mağdur, suç sanığı veya sanıklarının birbirleriyle ilişkilerinin saptandığı ve olayın işlendiği dinamik bölgeye denilmektedir. Olay yerinin etrafı ip veya şeritle kordon altına alınmalı ve araştırma planlı bir şekilde yapılmalıdır.
İntihar kuşkusu olan olgularda, her iki elden atışa ait olan artıkların (barut tanecikleri) saptanması için swap ya da parafin kalıbı alınması gerekir.
İntihar kuşkusu olan olgularda, her iki elden atışa ait olan artıkların (barut tanecikleri) saptanması için swap ya da parafin kalıbı alınması gerekir.
Kişinin elbiseleri analizde önemli olduğundan incelemenin yapılacağı birime uygun koşullarda korunarak gönderilmesi gerekir. Elbiseler kanlı ve nemli ise kurutulmalı,yıkanmadan ve ütülenmeden aralarına kağıt (mümkünse pelür kağıdı) konularak korunma altına alınmalı ve balistik laboratuara gönderilmelidir.
Otopsi için ceset olay yerinden dikkatlice taşınmalı, materyal kaybını önlemek için plastik torbaya konulmalıdır. Ölenin vücudunda ateşli silah mermi çekirdeği veya saçma tanesi kaldığı düşünülen durumlarda, otopsiden önce cesedin skopiye (röntgen) alınarak olası metalik imajların saptanması, iç muayenede çekirdek veya saçmanın bulunmasına yardımcı olur.
Atıştan sonra mümkün olan en kısa sürede atış artıkları toplanır. Şüpheli kişinin ellerini yıkamasına izin verilmez. Svab için eller yıkanır ve plastik eldiven giyilir. % 5 nitrik asitle sulandırılmış ve nemlendirilmiş iki ayrı pamukla şüphelinin önce sağ, sonra sol elinin iç, üst ve arka kısımlarının ayrı ayrı svabı alınır. Bunun için 4×4 cm. ebadında hastane flasteri kullanılır.
Atıştan sonra mümkün olan en kısa sürede atış artıkları toplanır. Şüpheli kişinin ellerini yıkamasına izin verilmez. Svab için eller yıkanır ve plastik eldiven giyilir. % 5 nitrik asitle sulandırılmış ve nemlendirilmiş iki ayrı pamukla şüphelinin önce sağ, sonra sol elinin iç, üst ve arka kısımlarının ayrı ayrı svabı alınır. Bunun için 4×4 cm. ebadında hastane flasteri kullanılır.
Olayda tüfek kullanılmışsa ya da kullanıldığı şüpheleniliyorsa, tüfeği yanağına dayayarak ateş edeceğinden kişinin her iki yanağından da svab alınır. (Svab alınırken kullanılan maddenin gözlere gelmemesine dikkat edilir ve alınan bölge hemen yıkanır.) Svab, sulandırılmış asitle nemlendirilir ve plastik kutuya konulup etiketlendirilir.
Atılmış mermi çekirdeği, saplandığı yerden üzerinde iz bırakmayacak şekilde çıkartılır. Gerek otopsi sırasında, gerekse ölümcül olmayan yaralamalı olguların muayene ve cerrahi işlemleri sırasında elde edilen mermi çekirdekleri, balistik inceleme yapılması için savcılığa teslim edilmelidir.
Ateşli Silahlarda Atış Mesafesi ve Bulguları
Ateşli Silahlarda Atış Mesafesi ve Bulguları
Ateşli silahlarda “atış mesafesi” denince; ateş edildiği esnada namlu ucu ile cilt arasındaki uzaklık anlaşılır. Bir ateşli silahla ateş edildiğinde, namlunun ağzından esas yaralayıcı olan mermi çekirdeği saçma tanesi gibi cisimlerle beraber barut gazları, alev, duman, yanmamış barut taneleri, metal partikülleri, av tüfeklerinde tapa ve kapak gibi ürünler çıkar
Ateşli silah atış mesafeleri bitişik, yakın ve uzak olmak üzere başlıca üç kategoride incelenir. Cilt ile namlu ağzı arasındaki mesafenin 0-3 cm.,cilde tamamen dayalı olduğu atışları bitişik, cilt ile namlu ağzı arasında az da olsa 3 cm.'ye kadar bir mesafenin bulunduğu atışları bitişiğe yakın atış olarak sınıflamak daha doğrudur.
Yakın atış kısa namlulu silahlar için 3-(30-45) cm'den, uzun namlulu silahlar için ise 3-(75-100) cm. mesafeden yapılan atışlardır.
Yakın atışın üst sınırından daha uzak, bir başka ifadeyle ciltte herhangi bir atış artığı bırakmayacak mesafeden yapılan atışlara da uzak atış denir.
Ateşli silah yaralanmalarında tespit edilmesi gereken önemli kriterlerden biri olan atış mesafesi, yara özelliklerine veya yaralanma giysili bölgede ise giysilerdeki değişimlere göre yapılan bir saptamadır.
Ateşli silah yaralanmalarında tespit edilmesi gereken önemli kriterlerden biri olan atış mesafesi, yara özelliklerine veya yaralanma giysili bölgede ise giysilerdeki değişimlere göre yapılan bir saptamadır.
15–30 cm’lik mesafeden yapılan atışlarda giriş deliğinin çevresinde kontüzyon halkası, silinti şeridi, tatuaj görülür.Deride duman isine de rastlanabilir.
15–30 cm’lik mesafeden yapılan atışlarda giriş deliğinin çevresinde kontüzyon halkası, silinti şeridi, tatuaj görülür.Deride duman isine de rastlanabilir.
40–60 cm’nin üzerindeki mesafelerden yapılan uzak atışlarda ise giriş deliği çevresinde kontüzyon halkası ve silinti şeridinden başka duman isi, alev yanığı, kıllarda yanma, tatuaj ve dokularda CO varlığı gibi bulguların hiçbiri yoktur. Uzak atışlar için mesafenin alt sınırından başka herhangi bir mesafe tahmini yapmak mümkün değildir.
Ara sıra silah sesini azaltmak için yastık kullanılır. Eğer silah olarak tabanca kullanılmışsa, kararmış yanık mermi giriş deliğine ilave olarak silah namlusunu saran yastık üzerinde düz çizgi veya L veya V harfi şeklinde kararmış yanık izi gözlenir
Atış artıkları (GSR) analizleri sürekli olarak geliştirilmiştir.
Atış artıkları (GSR) analizleri sürekli olarak geliştirilmiştir.
İlk başta nitrat testleri kullanılarak yapılan analizlerin yerini daha sonra;
ICP-MS (Inductively Coupled Plasma – Mass Spectrometer) katı ve sıvı örneklerde çok sayıda elementin hızlı, ucuz, hassas ve doğru biçimde, niteliksel, niceliksel ya da yarı-niceliksel olarak ölçülmesine olanak sağlayan ileri teknoloji ürünü bir analiz tekniğidir.
Teknik elektromanyetik indüksiyonla 10,000 oK sıcaklığa ulaştırılan argon plazması tarafından örneğin iyonize edilmesi; iyonize elementlerin kütle spektrometresi tarafından ayrıştırılması ve element derişimlerinin elektron çoklayıcı bir dedektör tarafından ölçülmesi aşamalarını içerir.
Örnekteki tüm elementlerin derişimleri 1 ile 2 dakika arasında değişen oldukça kısa bir sürede ölçülür.
Atomik absorpsiyon spektroskopisi, element atomlarının karakteristik dalga boyundaki ışınları absorplaması esasına dayanır.
Atomik absorpsiyon spektroskopisi, element atomlarının karakteristik dalga boyundaki ışınları absorplaması esasına dayanır.
Elementlerin nitel ve özellikle nicel analizlerinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.
Nitrik asit veya hidroklorik asitle ıslatılmış 4 pamuk flaster kullanılarak örnek alınır. 5.flaster ise sadece asitle muamele edilirek örnek alınır.
Svaptaki toplam metal konsantrasyonları tayin edilir. Tayin edilen metallerin nereden kaynaklandığını belirlemek mümkün değildir
Svaptaki toplam metal konsantrasyonları tayin edilir. Tayin edilen metallerin nereden kaynaklandığını belirlemek mümkün değildir
Yüksek oranda negatif sonuç verir.
Günümüzde en çok kullanılan GSR analiz yöntemi Scanning Electron Microscopy (SEM)’dir.
Yapılan bir dizi çalışmada antimon, baryum ve
Yapılan bir dizi çalışmada antimon, baryum ve
kurşun miktarları GFAAS ile tayin edildiğinde
Sb: > 35 ng
Ba: > 150 ng
Pb: > 800 ng
ise anlamlıdır.
Taramalı elektron mikroskopta (SEM) katı numune yüzeyi yüksek enerjili bir elektron demeti ile taranır ve yüzeyden çeşitli tür sinyaller oluşturulur.Bunlar geri saçılmış elektronlar ve ikincil elektronlar ver X ışınları emisyonudur.
Taramalı elektron mikroskopta (SEM) katı numune yüzeyi yüksek enerjili bir elektron demeti ile taranır ve yüzeyden çeşitli tür sinyaller oluşturulur.Bunlar geri saçılmış elektronlar ve ikincil elektronlar ver X ışınları emisyonudur.
Elektron demetlerinin katılarla etkileşimi
Katının bir elektron demeti ile etkileşimi iki kategoriye ayrılır.
Esnek Etkileşim
Esnek Olmayan Etkileşim
SEM katı yüzeyler hakkında morfolojik ve topografik bilgi sağlar. Bu genellikle yüzeylerin davranışlarının anlaşılması için gereklidir.Böylece bir katının yüzey özellikleri ile ilgili çalışmalarda elektron mikroskopik incelemenin ilk adımını oluşturur.
SEM katı yüzeyler hakkında morfolojik ve topografik bilgi sağlar. Bu genellikle yüzeylerin davranışlarının anlaşılması için gereklidir.Böylece bir katının yüzey özellikleri ile ilgili çalışmalarda elektron mikroskopik incelemenin ilk adımını oluşturur.
Partiküllerin ateş artığı olup olmadığı
Partiküllerin ateş artığı olup olmadığı
SEM-EDX ile kesin olarak belirlendiğinden
bu teknik örnek aldıktan sonra geçen
zamana ETAAS ve NAA kadar bağlı
değildir.
Eldeki atış artıkları SEM ile silahın
kullanılmasından 12 saate kadar sonra bile
belirlenebilmiştir.
SEM ile nicel analiz ETAAS ye göre
SEM ile nicel analiz ETAAS ye göre
yetersizdir. Sadece silahla ateş edilip
edilmediği hakkında bilgi verir.
SEM ile analizler ETAAS ile analize göre çok daha pahalıdır.
Spesifik partiküllerin varlığı ve onların ellerdeki dağılım ve sayısına göre pozitif olarak karar verilen vakalardan
Spesifik partiküllerin varlığı ve onların ellerdeki dağılım ve sayısına göre pozitif olarak karar verilen vakalardan
38 lik Magnum’ların sadece %27-33 ü ;
38 lik Special lerin %33-37 i;
22 liklerin % 5 i;
9 mm liklerin %8-25i gerçek ateş eden el ile uyumludur.
Silah etmiş elde kalan eser metalleri tayin eden yöntemdir.
Silah etmiş elde kalan eser metalleri tayin eden yöntemdir.
Ateş eden ele bir sprey sıkılıp oluşan renk ve desenlerden silahların metal içeriği tayin edilir.
Renk ve desen oluşumu şahısın
terlemesiyle ve silahı tutma süre
siyle alakalıdır.
Önceleri TMDT de %0.2 lik 8-hidroksikinolin çözeltisi kullanılmaktaydı ve ultraviyole ışınla bakmak gerekiyordu.
Önceleri TMDT de %0.2 lik 8-hidroksikinolin çözeltisi kullanılmaktaydı ve ultraviyole ışınla bakmak gerekiyordu.
Daha sonraları kullanılan 2-nitroso-1-naftol ultraviole ışın altında inceleme gerektirmediğinden daha kullanışlıdır.
TMDT spesifik bir yöntem değildir çünkü tayin edilen eser metal silahtan değil başka bir eşyadan da gelmiş olabilir . Aynı zamanda renk oluşumu zor belirlenen bir olaydır.
TMDT spesifik bir yöntem değildir çünkü tayin edilen eser metal silahtan değil başka bir eşyadan da gelmiş olabilir . Aynı zamanda renk oluşumu zor belirlenen bir olaydır.
Çoğunlukla yakın menzilli atış nedeniyle is ve
Çoğunlukla yakın menzilli atış nedeniyle is ve
barut tanecikleri kumaş üstünde kolayca gözle
görülebildiği halde bazen çıplak gözle ve hatta
mikroskopla yapılan inceleme yetersiz olabilir.
Bu gibi durumlarda nitritler için Modifiye Griess testi , kurşun için sodyum Rodizonat testi uygulanır.
Ateş eden elde oluşan desenin aynısını oluşturmak adına ortam koşulları olay anındaki gibi sağlanıp atış mesafesi gibi bilgiler elde etmek için kullanılır.
Ateş eden elde oluşan desenin aynısını oluşturmak adına ortam koşulları olay anındaki gibi sağlanıp atış mesafesi gibi bilgiler elde etmek için kullanılır.
Kanıtlar
%5 lik sulfanilik asit
% 0.5 lik alfa-naftol veya naftoresorsinol
%20 lik asetik asit
Çözeltileri ile muamele edilerek analiz yapılır.
Alfa naftol nitritlerin turuncu
Alfa naftol nitritlerin turuncu
Naftoresorsinol ise sarı renkli olarak gözlenmesine neden olur.
Bu test nitritler için seçicidir ve teorik olarak var olan bir analiz metodudur.
Modifiye Griess testinden farklı olarak atış menzili tayini değil ellerdeki ve giriş deliği çevresindeki kurşun ve baryum tayini yapılır.
Modifiye Griess testinden farklı olarak atış menzili tayini değil ellerdeki ve giriş deliği çevresindeki kurşun ve baryum tayini yapılır.
%10 luk asetik asit
sodyum rodizonat
tartarik asit tamponu
kullanılarak analizler yapılır.
Kurşun parlak pembe, baryum ise turuncu renk oluşturur.
Menzil tayini için kullanılan bir diğer yöntemdir.
Menzil tayini için kullanılan bir diğer yöntemdir.
Giriş deliğinin kenarındaki antimon, kurşun, baryum ve bakır miktarları tayin edilir.
Giriş deliğinin değişik uzaklıklarından ölçümler alınır.
Analiz sırasında aynı tür kumaş, giysi, silah ve mühimmat kullanılmalıdır.
EDX kullanımın avantajı analiz sırasında malzemeyi yok etmemesi ve giysinin hazırlanması için hazırlık yapmaya gerek olmadığından çok hızlı olmasıdır. Gerekirse, EDX analizinden sonra giysi Griess ve/veya Sodyum Rodizonat testi ile analiz için gönderilebilir
Hararet ve şok tesiriyle bulundukları hacimden kimyasal değişikliğe uğrayarak çok hacimde gaz, yüksek derecede ısı meydana getirebilen katı, sıvı ve gaz haldeki tüm kimyasal bileşim ve karışımlardır.
Hararet ve şok tesiriyle bulundukları hacimden kimyasal değişikliğe uğrayarak çok hacimde gaz, yüksek derecede ısı meydana getirebilen katı, sıvı ve gaz haldeki tüm kimyasal bileşim ve karışımlardır.
Yanma süresi çok kısa zamanda olduğundan yanma için ihtiyacı olan oksijeni havadan sağlayamaz bunun için patlayıcı maddelerin yapısında oksijen (yakıcı-oksitleyici madde) bulunmaktadır.
En az bir yanıcı madde ile yakıcı (oksitleyici) maddenin belirli oranlarda birbirleriyle harmanlandığı karışımlardır.
Yüksek hızda yanma (Patlama) ise 1/10,000 sn. de oluşur.
Karabarut bir patlayıcı maddedir. Çeşitli kaynaklara göre 6-9yy. Çinliler, Araplar veya İngiliz bilimadamı Frances Bacon tarafından keşif edildi. Üç farklı maddeden oluşur:
Karabarut bir patlayıcı maddedir. Çeşitli kaynaklara göre 6-9yy. Çinliler, Araplar veya İngiliz bilimadamı Frances Bacon tarafından keşif edildi. Üç farklı maddeden oluşur:
%10 kükürt,
%15 odun kömürü (karbon)
%75 Potasyum nitrat,
Barutun yanması için kimyasal bir denklem
10 KNO3 + 3 S + 8 C → 2 K2CO3 + 3 K2SO4 + 6 CO2 + 5 N2
Kara barut fazla duman çıkarması ve artık oluşturması nedeniyle yerini dumansız baruta bırakmıştır.
Kara barut fazla duman çıkarması ve artık oluşturması nedeniyle yerini dumansız baruta bırakmıştır.
Dumansız barutun temel maddesi nitroselülozdur, nitroselülozun üretiminde ilk adım nitrik asit ile elyafın birleştirilmesidir. Bu şekilde meydana gelen selüloz nitrat, karbon monoksit, karbondioksit, nitrojen, hidrojen ve buhar meydana getiren patlayıcı bir maddedir
Birincil patlayıcılar son derece hassas olup patlatılmaları için çok az enerjiye gereksinim vardır. Genellikle, ikincil patlayıcıların ateslenmesini saglayan baslatıcı olarak kullanılırlar.
Birincil patlayıcılar son derece hassas olup patlatılmaları için çok az enerjiye gereksinim vardır. Genellikle, ikincil patlayıcıların ateslenmesini saglayan baslatıcı olarak kullanılırlar.
Kurşun Azid: Pb(N3)2
Kursun stefenat: PbC6H(NO2)3O2
Civa fulminate: Hg(ONC)2
DDNP: C6H2N4O5
Tetrazen: C2H8N10O
Kısmen hassas olup patlatılabilmeleri için önemli miktar baslatma enerjisi veren detonatörler gereklidir.
Kısmen hassas olup patlatılabilmeleri için önemli miktar baslatma enerjisi veren detonatörler gereklidir.
Birincil patlayıcılara göre daha fazla güce sahip olduklarından yıkım, parçalama gibi islemlerde kullanılırlar.
Pentaeritritoltetranitrat, bilinen en kuvvetli patlayıcılardan biridir.
Sürtünme ve şoka karsı TNT veya TETRIL’e göre daha hassas olup tek basına patlayıcı olarak kullanılmaz.
Siklotrimetilentrinitramin, birçok diğer patlayıcı bilesenleri, plastiklik verici maddelerin karısımlarından olusmustur ve askeri amaçlı patlayıcılar için temel olusturur.
Siklotrimetilentrinitramin, birçok diğer patlayıcı bilesenleri, plastiklik verici maddelerin karısımlarından olusmustur ve askeri amaçlı patlayıcılar için temel olusturur.
Bu patlayıcı için kullanılan RDX kısaltması, patlayıcı İngiliz menşeili olduğundan "Royal Demolition Explosive" kelimelerini ifade etmektedir.
Nitrogliserin kendi başına çok kuvvetli bir patlayıcıdır ve saf hali şoka duyarlıdır. Yani ani hareketler patlamasına sebep olabilir. Nitrogliserin, üretimi üzerinden zaman geçtikçe daha da kararsız maddelere dönüşür ve taşınmasındaki tehlike artar. Diatomite adsorbe edildiği zaman nitrogliserinden doğan tehlike azaltılmış olur.
Nitrogliserin kendi başına çok kuvvetli bir patlayıcıdır ve saf hali şoka duyarlıdır. Yani ani hareketler patlamasına sebep olabilir. Nitrogliserin, üretimi üzerinden zaman geçtikçe daha da kararsız maddelere dönüşür ve taşınmasındaki tehlike artar. Diatomite adsorbe edildiği zaman nitrogliserinden doğan tehlike azaltılmış olur.
C7H5N3O6 formülasyonuna sahip olan trinitrotoluen, Amatol, pentolit, tetritol, torpex, tritonal, pikratol, ednatol gibi birçok patlayıcının ana maddesidir.
C7H5N3O6 formülasyonuna sahip olan trinitrotoluen, Amatol, pentolit, tetritol, torpex, tritonal, pikratol, ednatol gibi birçok patlayıcının ana maddesidir.
Tri-aseton-tri-peroksit hassas ve güçlü el yapısı bir patlayıcı maddedir.
Tri-aseton-tri-peroksit hassas ve güçlü el yapısı bir patlayıcı maddedir.
Beyaz kristalize organik bir peroksittir.
Ticari ve askeri kullanımlar için uygun değildir.
Hazırlanması kolay ama risklidir. TATP yasadışı üretim ve kullanıma uygun bir patlayıcıdır.
Örnek analizi için çeşitli analitik teknikler uygulanmaktadır. Bunlar;
Örnek analizi için çeşitli analitik teknikler uygulanmaktadır. Bunlar;
Renk testi
Light and scanning electron microscopy (SEM)
Infrared Spektroskopisi (IR)
Kromatografi türleri
İnce Tabaka Kromatografisi (TLC)
Gaz Kromatografisi (GC), GC-MS
Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC)
İyon Kromatografisi (IC)
Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi
Patlayıcıların analizi için yapılması gereken ilk işlemdir. Patlayıcı çeşidi hakkında ipucu verir.
Patlayıcıların analizi için yapılması gereken ilk işlemdir. Patlayıcı çeşidi hakkında ipucu verir.
En çok kullanılanı difenilamin testi. Organik ve inorganik nitratlarla, kloratlarla koyu mavi renk verir.
Organik ve inorganik patlayıcıları birbirinden ayırt etmek için de kullanılır.
Anatazoline testi - inorganik patlayıcı
Etanol solventi ile KOH - organik patlayıcı
Bazı reaktiflerin patlayıcılarla verdiği yükseltgenme tepkimeleri
Bazı reaktiflerin patlayıcılarla verdiği yükseltgenme tepkimeleri
Difenilamin+TATP= mavi renk
Anilin sülfat+kloratlar= mavi renk
Griess reaksiyonu- nitrit iyonlarının analizi –mor renk
Her patlayıcı karakteristik bir IR spektrumu verir.
Her patlayıcı karakteristik bir IR spektrumu verir.
Olay yerindeki kalıntının spektrumu her bir patlayıcının standart IR spektrumu ile karşılaştırılır.
Patlayıcının varlığını göstermek için kullanılan kimyasal testtir.
Patlayıcının varlığını göstermek için kullanılan kimyasal testtir.
TLC bileşenleri büyüklüklüklerine, şekillerine, çözünürlüklerine ve plaka ile etkileşimlerine dayanarak ayırır.
Birçok örnek ve standart aynı TLC plakasına ekilebilir.
Basit, hızlı ve ucuz olması nedeniyle tercih edilir.