Çocuklarda gastroözofageal reflü Özofagusun Embriyolojisi, Anatomisi, Histolojisi ve Fonksiyonu



Yüklə 378,8 Kb.
səhifə3/7
tarix25.02.2017
ölçüsü378,8 Kb.
#9550
1   2   3   4   5   6   7

Tablo 5. Sekonder reflü sebepleri

Enfektif: Gastroenterit, üriner sistem enfeksiyonu

İntestinal obstrüksiyonlar: Volvulus, intestinal atrezi, pilor stenozu

İntrakranial patolojiler: Hidrosefali, neoplazm, subdural hematom

Besin allerjisi, Çöliak hastalığı: İnek sütü alerjisi, soya veya yumurta alerjisi

Metabolik nedenler: Diabetik ketoasidoz, üremi, doğumsal metabolik hastalıklar

Psikolojik: Anksiyete, siklik kusma

İlaç-Toksinler: Sitotoksik ajanlar, teofilin, demir, digoksin

Klinik olarak sekonder ve primer reflü ayrımı zordur. Sekonder reflü, afferent ve efferent impulslarının tümü dorsolateral retiküler merkezdeki kusmanın uyarılması sonucu oluşur (visual stimule, olfaktör epitelyum, labirint, farinks, gastrointestinal, üriner yol ve tat). Primer reflü tedavisi, motilite ve asit supresyonuna bağlı iken sekonder reflü tedavisi etiyoloji baz alınarak yapılır.

Gastroözofageal Reflü Tanı Yöntemleri

GÖRH’nin gösterilmesi için başlangıçta öykü ve fizik muayene bulguları genellikle yeterli olmaktadır. Başlangıç değerlendirmesi, GÖRH’yi destekleyen pozitif bulguları ve komplikasyonlarını, diğer tanılardan ayıran negatif bulguları fark etmede yardımcıdır. GÖRH için günümüzde altın standart bir tanı yöntemi yoktur.



1- Öykü ve Fizik Muayene:

Kusması olan bebeklerin çoğunda ve regürjitasyon ve göğüs arkasında yanma hissi olan daha büyük çocukların çoğunda öykü ve fizik muayene bulguları güvenilirdir. GÖR tanısı koymada, komplikasyonları tanımlamada ve başlangıç tedavisinde yeterli olabilir.



2- 24 saatlik pH Monitorizasyonu:





Resim 3

24 saatlik pH monitorizasyonunda nazal yoldan geçirilen kateter özofagusa yerleştirilmektedir. Kateterlerin 1,2 veya 4 elektrodu olmaktadır. Standart olarak 2 elektrodlu kateter kullanılmakta ve 1 elektrod mideye bir elektrod ise distal özofagusa (AÖS’nin yaklaşık 2-3 cm proksimaline) yerleştirilmektedir. Bu elektrodlar ortamın pH’ını ölçer ve bağlı olduğu alete 4-8 sn’de bir ölçülen pH değerini kaydeder. 24 saat sonunda bu ölçümler, bilgisayarda detaylı olarak analiz edilir ( Resim 3). Ölçülen pH değerinin 4’ün altına düşmesi reflü olarak yorumlanmaktadır. En değerli parametreler pH’ın 4’ün altında kaldığı sürenin yüzde olarak oranı, 5 dk’dan uzun süren reflü epizot sayısı, 24 saatte gerçekleşen toplam epizot sayısı ve en uzun reflü epizot süresidir. Boix-Ochoa’ya göre asemptomatik süt çocuğu ve çocuklardaki 24 saatlik özofagus pH monitorizasyonun normal değerleri Tablo 6’da sunulmuştur. Reflü ölçümünde en önemli kriter reflü indeksidir. Reflü indeksi pH’ın 4’ün altında olduğu zamanın yüzdesidir. Reflü indeksinin > % 5 olması patolojik asit reflüdür; Reflü indeksi % 5-10 hafif, % 10-20 orta, > % 20 ağır olarak derecendirilir. Kuzey Amerika Pediatrik Gastroenteroloji ve Nutrisyon Derneği’nin Gastroözofageal Reflü Rehber Komitesi kanıta dayalı bir değerlendirme yapmış ve hayatın ilk yıllarında reflü indeksinin üst limitini % 12, daha sonraki yıllarda (11 aydan sonra)


% 6 olarak belirlemişlerdir. pH monitorizasyonu uygulanan 38 asemptomatik çocukta yapılan bir çalışmada GÖR tanısında en anlamlı kriterin reflü indeksi olduğu saptanmıştır. Özofageal semptomlar ve mukozal hasar, pH 4’ün altında olduğu reflü epizotları ile ilişkilidir. Eğer pH 2’nin altında ise veya reflü içeriğinde aktif pepsin varsa mukozal hasarın derecesi artabilmektedir.

Tablo 6. pH monitorizasyonunun normal değerleri

Ortalama ± Standart Sapma

pH < 4 zaman yüzdesi

1.86 ± 1.6

Reflü epizot sayısı

10.6 ± 8.2

5 dk’dan uzun reflü epizot sayısı

1.73 ± 2.05

En uzun reflü epizot süresi (dk)

8.07 ± 7.19

pH probu, pH sensörü ile asiditeği ölçer. pH ölçümü, reflü volümü ile ilgili bilgi vermez. pH’ı 2 olan çok fazla miktarda mide içeriği ile aynı pH’da az miktarda mide içeriği aynıdır. pH monitorizasyonu özellikle postprandial meydana gelen nonasit reflüyü de belirleyemez.

Distal özofagusun asit maruziyetinin normal değeri (pH < 4) genellikle total zamanın % 5-8’inden az olduğu zamandır. Özofagus pH monitorizasyonun en önemli endikasyonları, asit supresyon tedavisinin etkisini değerlendirmek, pnömogram ile apne epizotlarını değerlendirmek ve kronik öksürük, stridor ve astım gibi atipik GÖRH bulgularını değerlendirmektir. İki elektrodlu kateterde distal proba ek olarak proksimal özofagusa da prob yerleştirilir, bu da ekströzofageal GÖRH tanısında, üst özofagus asit maruziyet zamanının tespitinde (total zamanın % 1’i eşik değer olarak alınır) kullanılır. pH monitorizasyonu bilhassa üst ve alt solunum yolu bulgularını içeren atipik durumlarla ilişkilidir. pH monitorizasyonun dezavantajı, sadece asit reflüyü gösterirken, nötral veya alkali reflüyü göstermez.

Özofageal pH monitorizasyonu, asit reflü ölçümünde güvenilir ve geçerli bir yöntemdir. GÖRH olan hastaların bazılarında özellikle solunumsal komplikasyonları olanlarda pH monitorizasyonu normal olabilir.

pH monitorizasyonu, PPİ ile tedavi olan çocuklarda asit supresyon dozunun yeterliliğini değerlendirmede ve GÖR’ün solunum yolu komplikasyonlarını değerlendirmede faydalıdır. Astımı olan çocukların % 60’ı geleneksel tedaviye zayıf yanıt verir ve bu çocuklar anormal pH monitorizasyonuna sahiptir. Kronik respiratuar hastalıklı çocuklarda 24 saat pH metre ile nazofaringeal pH ölçümü değerli bir parametredir. Wenzl ve arkadaşları asit veya nonasit ve solunum anormallikleri arasındaki ilişkinin güçlü olduğunu desteklemektedir.

pH monitorizasyonu sınırlayan faktörler 1- pH zaman eğrisinin kullanımındaki zorluk, hesaplama için bir sistem gerektirmesi; 2- Beslenme, pozisyon ve diğer faktörlerle değişebilmesidir. Örneğin süt formulası alındığında pH 4’ün üzerinde olacak ve yemekten sonra 2 saat kadar reflü epizotunu önleyecektir. pH monitorizasyonunda prokinetikler en az 48 saat önce, Histamin 2 reseptör antagonistler (H2RA) en az 3-4 gün önce ve antiasitler en az 24 saat önceden kesilmelidir.

Bebeklerin, daha büyük çocuklara göre pH monitorizasyonunu daha iyi tolere ettiği ve endoskopiye göre daha az invaziv olduğu gösterilmiştir. Bir çalışmada pH monitorizasyonunun sensitivitesi % 88, spesifitesi % 94 iken özofagoskopinin sensitivitesi % 54, spesifitesi % 100, baryumlu özofagogramın sensitivitesi % 86, spesifitesi % 69 bulunmuş. Başka bir çalışmada özofagus pH monitorizasyonun GÖR’ü tanıma ve miktar tayininde sensitivite ve spesifitesi % 87-93 ve % 93-97 bulunmuştur. Bir başka çalışmada da reflü indeksi ve yaş kullanılarak reflü tanısı koyma % 93.44 doğrulukta saptanmıştır.

FLR tanısında altın standart çift problu 24 saat pH monitorizasyonudur. FLR tanısı için hipofarinkste baz alınan pH değeri hala bilinmemektedir. Ekstraözofageal GÖR tanısı koymak zordur. KBB ile ilişkili GÖR tanısında en sensitif tanı yöntemi, çift pH probu (bir elektrot özofagusa diğeri hipofarinkse yerleştirilir) ile uzun süreli pH monitorizasyonudur.

Kapsül pH monitorizasyonu, radyo dalgaları kullanılarak geliştirilen ve pH kateteri gerektirmeyen modern bir ph ölçüm sistemidir. Burundan kateter geçirilmesi yerine endoskopik olarak özofagusa bir kapsül yerleştirilmektedir. Fizyolojiyi bozmayan ve hasta konforunu etkilemeyen bir sistemdir. İşlem süresi 48-72 saattir. Hasta üstünde veya yakınında kapsülün verilerini radyotelemetrik olarak alan ve kayıt eden bir alaıcı taşır. İşlem süresi sonunda veriler klasik pH metre benzeri bir grafikle değerlendirilir. Kapsül 3-7 gün içinde dışkı ile atılır. Uzun süre monitorizasyon en önemli avantajıdır ve %96’ya varan bir oranda doğru tanı olasılığına sahiptir.

1992’de Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Avrupa Komitesi, 24 saatlik pH monitorizasyonu, altın tanı yöntemi olarak kabul etmekte iken, bugün 24 saatlik pH monitorizasyonu, GÖRH tanısında gümüş standarttır.

3- Özofagus Endoskopisi ve Biyopsisi:



Resim 4

GÖRH tanısı için değerli bir diğer yöntem özofagus endoskopisi ve biyopsisidir. Endoskopi, eroziv özofajit, striktür ve Barret özofagus gibi komplikasyonların tanısında kullanılır (Resim 4). Özofagus biyopsisi, erozyon yokken reflü özofajitin histolojik tanısında, alerjik ve enfeksiyon sebepli özofajit ayrımında kullanılabilir. Endoskopi ayrıca reflüye bağlı gelişmiş striktürün dilatasyonunda terapötik amaçlı kullanılabilir.

Endoskopi ve biyopsi, özofajitin şiddetini ve varlığını değerlendirmede, striktür, Barret özofagusu değerlendirmede ve Crohn hastalığı, eozinofilik özofajit, enfeksiyon özofajitin dışlanmasında kullanılabilir. Endoskopide özofagusun normal görülmesi, histopatolojik özofajiti dışlamaz. Eritem, pallor gibi minimal mukozal değişiklikler, özofajit olmadan da ortaya çıkabilir. Yapılan bir çalışmada 62 özofajitli hastanın %87’sinde endoskopik olarak normal veya hafif mukozal değişiklikler saptanmıştır. Normal çocuklarda özofagus epitelinde eozinofil ve nötrofil yoktur. İntraepitelyal eozinofil, uzun süreli reflü ile ilişkili olduğunu göstermekte olup reflü özofajit tanı kriterlerinden biridir. Bazal zon hiperplazisi (total epitel kalınlığında > % 20-25) ve artmış papiller uzunluk (epitel kalınlığı > % 50-75), artmış asit maruziyeti ile korelasyon gösterir.

Belçikada yapılan bir çalışmada GÖRH olan çocuklara yapılan endoskopide atipik semptomları olan hastalarda (% 68) tipik semptomları olan hastalara (% 81.1) göre anlamlı oranda daha az özofajit saptanmıştır.

Endoskopik ve histopatolojik özofajit varlığı ile anormal pH monitorizasyonu arasında güçlü bir ilişki vardır. Endoskopik özofajit (ülserasyon, erozyon) veya biyopside özofajiti olan çocuk hastaların % 95’inde anormal reflü indeksi olmakta, pH monitorizasyonu pozitif olan hastaların % 50’sinde özofajit olduğu rapor edilmiştir. Şiddetli özofajit ile reflü indeksi arasında korelasyon yoktur. Başka bir çalışmada pH monitorizasyonu normal ve semptomatik GÖRH olan hastaların
% 53’ünde anormal özofagus biyopsisi bulunmuştur.

Endoskopi, özofagus erozyon bulgularının değerlendirilmesinde kullanılabilir. Erozyon bulguları çocuklarda yaygın değildir ve GÖRH olan bebeklerde nadirdir. Erozyondan daha az görülen mukozal değişikliklerin endoskopik bulgularına güvenilmez bundan dolayı daha fazla güvenilir patolojik kriterlere ihtiyaç vardır.



4- Radyonüklid Sintigrafi:



Resim 5

Ülkemizde GÖRH tanısında en sık kullanılan tanı yöntemidir. Kolay ulaşılabilir ve noninvaziv olması popülerliğini arttırmaktadır.Ayrıca GÖRH tanısında kullanılan en ucuz tanı yöntemi olması da kullanım kolaylığı sağlamaktadır. Ağızdan ‘’technetium 99’’ ile işaretli mama (bebeklere) veya katı gıda (büyük çocuklara) verilir ve ardından bir saat süreyle tarama yapılır (Resim 5).

Sensitivitesi ve spesifitesi 24 saatlik pH monitorizasyonu kadar yüksek olmamakla birlikte sintigrafi ile mide boşalma zamanı, aspirasyon ve asit olmayan reflüyü tespit etmek mümkün olabilmektedir. Komplike olmayan GÖRH tanısında sintigrafik inceleme ile mide boşalımının gösterilmesi genellikle kullanılmaktadır. Normal bebek ve çocuklarda besinlerin yaklaşık % 70’i 1 saat içinde mideden temizlenir. Mide boşalmasında geçikme tanımı besinlerin % 50’sinden fazlası 90 dakikadan sonra hala midede bulunmasıdır.

Sintigrafinin GÖRH tanı ve yönetimindeki rolü açık değildir. Kuzey Amerika Pediatrik Gastroenteroloji ve Nutrisyon Derneği’nin Gastroözofageal Reflü Rehber Komitesi sintigrafinin sensitivite ve spesifitesini sırası ile % 15 ve % 83 olarak bildirmiştir. Başka bir çalışmada GÖR için sintigrafi sensitivitesi % 56 ila % 100 arasındadır. Sensitivite, izotopun konsantrasyonuna, volümüne, gamma kameranın sensitivitesine bağlıdır. En iyi sensitiviteyi elde etmek için sintigrafinin 24 saatlik pH monitorizasyonu ve manometri ile kombine yapılması gerekir. Bir diğer çalışmada GÖR tanısında sintigrafinin duyarlılığı % 75-79, özgünlüğü % 93 saptanmıştır. Argon ve ark yaptığı çalışmada GÖRH’den klinik olarak şüphelenilenlerin % 37’sinde sintigrafik olarak GÖR bulguları saptanmıştır.



5- Baryumlu Kontrast Tetkikler:



Resim 6

Baryumlu (Ba) üst gastrointestinal kontrast radyografisi, yutma fonksiyonunun, özofagus peristaltizminin, gastroözofageal bileşkenin ve his açısının değerlendirilmesi, özofagus striktürü, malrotasyon, pilor stenozu, hiatal herni gibi anatomik anormalliklerin saptanması açısından önemlidir (Resim 6). Kuzey Amerika Pediatrik Gastroenteroloji ve Beslenme Akademisi disfaji veya odinofajisi olan çocuklara Ba’lu özofagogram önermektedir. GÖR varlığı ve yokluğun kararındaki güvenilirliği yararlı bir test değildir. Kuzey Amerika Pediatrik Gastroenteroloji ve Nutrisyon Derneği’nin Gastroözofageal Reflü Rehber Komitesi GÖR tanısında sırası ile sensitivitesini % 31, spesifitesini % 21 olarak bildirmiştir.

Ba’lu inceleme %60’dan fazla hastada reflüyü gösterememekte ve bu hastalarda anormal pH monitorizasyonuna sahiptir. Tüm yaş gruplarında pH monitorizasyonunun GÖR tanı koyma oranı yüksek (% 83), yanlış negatif sonuç oranı düşük (% 7) iken Ba’lu incelemede tanı koyma oranı düşük (% 43) ve yanlış negatif sonuç oranı daha yüksek (% 48) bulunmuştur.

Son yapılan bir çalışmada GÖRH tanısı koymada ilk aşamada pH monitorizasyonunun, Ba’lu incelenmeden üstün olduğu belirtilmektedir.



6- Video Floroskopik Yutma Çalışması (VFSS):

Modifiye baryumlu yutma olarakta bilinir. Çiğneme ve yutma mekanizmalarını değerlendirmede en yararlı testtir. Faringeal-hipofaringeal koordinasyon hastalıklarını (nazal kavite, vallekula, larinks ve treakeal aspirasyon gibi) ayırt eder.



7- Özofageal Manometri:

Tek başına tanı değeri yoktur. Sadece alt özofagus basıncının 6 mmHg’nin altına inmesi GÖRH düşündürebilir. Özofageal monometri, peristalzim azaldığı, spesifik olmayan motor hastalıklar, diffüz özofagus spazmı ve akalazya gibi özofagus motilite hastalıklarının tanısında kullanılabilir.



8- İntraluminal İmpedans:



Resim 7

İki elektrod arasından geçen gaz veya sıvı materyalin hareketi ile oluşan elektrik akımının rezistansındaki değişiklikleri baz alarak GÖR’ü tanır ( Resim 7). İmpedans, pH’dan bağımsız tüm reflü epizotların tanınmasında en az % 90 sensitiviteye sahiptir; ancak intraluminal içeriğin asiditesini ölçmez . pH monitorizasyonu ve impedansın birlikte kullanılması, reflü epizotların en iyi tanınmasına izin verir. Nonasit reflüyü gösterebilmektedir. Bu metod, mide içeriğinin pH’ını önemsemeden özofagus içinde gaz, sıvı ve besinlerin ilerlemesi ile meydana gelen intraluminal elektrik rezistansındaki değişiklikleri değerlendirilir. FLR ve apne arasındaki ilişkiyi değerlendirmede pH monitorizasyonundan daha uygun bir tekniktir.

Özofageal impedans, özofagus segmentleri arasında pasajın impedans değişikliklerini baz alan bir tekniktir. Özofageal impedans ile pH monitorizasyonunun kombine kullanılması, asit ve nonasit gastroözofageal reflü ölçümünde tercih edilmektedir. İmpedans pH’a bağımlı olmaması, reflü epizotlarını daha iyi göstermesi (özellikle reflünün kaybolduğu yemek sonrası periyotlarda) ve nonasit veya asit reflü epizotlarını kayıt etmesi ile pH monitorizasyonuna göre daha avantajlıdır. Ancak impedans analizini yorumlamak için pH monitorizasyonuna göre daha fazla zamana ve bilgiye gerek vardır ve yorumlayıcılar arasındaki farklılık daha fazladır. Yüksek materyal fiyatı ve yorumlamak için zaman gerektirmesi bir handikap teşkil etmektedir. Bilimsel kanıtların ihtiyacına rağmen ileride impedans pH monitorizasyonun yerini alabilir.

Özofageal impedansın tüm reflü epizotlarından nonasit reflü epizotunu gösterme oranı % 40-89’dur; birçok yayında % 50 insidans rapor edilmiştir.

Özofageal impedans ve sintigrafi, bebeklerde reflü volüm ölçümünde kullanılabilir ancak kullanılabilirliği ve yapma zorluğu bu iki testi kısıtlamaktadır. İmpedans, reflü tanısında büyük öneme sahiptir. İnvaziv bir yöntem olması ve sağlıklı bebek ve çocuklara yapılmasının etik olmaması nedeniyle normal bir datası yoktur; buda bu testi önemli ölçüde kısıtlamaktadır.

İmpedans ve pH monitorizasyonu birlikteliği ile sadece pH monitorizasyonunu karşılaştıran bir çalışmada, pH monitorizasyonun tek başına asit reflüyü saptamakta sensitivitesi yüksek iken impedans ve pH monitorizasyon birlikteliğine göre spesifitesi düşük bulunmuştur.

Özofagus intraluminal impedans, yeni ve ümit verici bir tekniktir. Transnazal bir prob yerleştirilir, bilgiler kayıt sistemine toplanır, pH monitorizasyonu ile birleştirilerek kullanılır. İmpedans, doku içine iyon akışını ve miktarını belirler ve reflü epizot sıklığı, süresi ve reflünün uzunluğunu belirler; çünkü monitorizasyon özofagusun farklı seviyelerinde vardır. Çok sensitif bir testtir, asit reflüyü, alkali reflüyü, zayıf reflüyü belirler. Özofageal impedans pahalı ve zaman alıcıdır. Bu yöntemde deneyimlerin gelişmesi gerekmektedir. Bugün için klinik inceleme ve araştırma aracı olarak kullanılmaktadır. Sonuç olarak bugün için GÖR hastalarını değerlendirmede daha iyi yöntemlere ihtiyaç vardır. İmpedans-monitorizasyon yöntemi ümit vericidir.

9- Laringotrakeobronkoskopi :

Posterior laringeal inflamasyon, vokal nodül gibi ekstraözofageal reflü ile ilişkili havayolu bulgularını değerlendirir. Bronkoalveolar lavaj (BAL), lipid yüklü makrofajlar ile sessiz aspirasyon tanısında kullanılabilir. Bazı çalışmalarda lipid yüklü makrofajın sensitivite ve spesifitesi oldukça düşük bulunmuştur. Son bazı datalar, bronşial aspiratta pepsinin gösterilmesinin daha sensitif ve spesifik olduğunu bildirmektedir.

Laringoskopi ve bronkoskopi bulgularının özellikle aritenoid ödemi, postglottik ödem, tonsila lingulada hipertrofinin asit maruziyeti ile korele olduğu belirtilmiştir. Larinks muayenesinde 1- Aritenoidler üzerindeki ve interaritenoid mukozanın kızarık görüldüğü ‘posterior larenjit’, 2- Diffüz ödem, reinke ödemi ve belirgin hiperemi olmaksızın mukozal kalınlaşma, 3- Granüler yapıda yaygın eritem ve parçalanabilir özellikte mukoza, 4- Laringeal ödem ve eritem olmaksızın vokal proçes veya diğer yapılarda granülomlar görülebilir.

10- Ampirik Medikal Tedavi:

Belli bir süre verilen medikal tedavi, GÖR spesifik semptomları olanlar için faydalı olabilir. Ampirik H2 reseptör antagonisti veya PPI tedavisi çocuk ve erişkinlerde yaygın kullanılan tanı testlerinden biridir. En az 15 gün veya 1 aylık bir sürede asit baskılayıcı tedavilere dramatik yanıt GÖRH tanısını doğrulamaktadır. Özellikle tipik Gastrointestinal Sistemi yakınmaları ile gelen çocuklarda dramatik yanıt süresi 48-72 saate kadar inebilmektedir.



11- Bilitec:



Resim 8

Özofagusda 24 saat süreyle bilirubin monitorizasyonu sağlayan bir sistemdir ( Resim 8). Genellikle pH ve bilirubin monitorizasyonu birlikte yapılır.

Bilitec (özofagus bilirubin monitorizasyonu), reflü içeriğinde duodenopankreatik materyali saptayabilmektedir. Özofagus içerisindeki reflünün kimyasal doğası hakkında bilgi verir. Bilitec monitorizasyonu ile duodenogastroözofageal reflü tanısı konur. Bazı literatürler özofagustaki devamlı safra ölçümünün (bilitec) faydalı olabileceğini desteklemektedirler.

12- Semptom Skorlaması:

GÖRH tanısında klasik veya modern pek çok yöntem kullanılmaktadır. Kullanılan her bir tanı yöntemi GÖRH’ün farklı yönlerini ortaya koymaktadır. GÖRH düşünülen bir olguda pH monitorizasyonu veya histopatolojinin normal olması tanıyı dışlamaz. GÖRH tanısında klasik yöntemler içinde en etkin olanı pH monitorizasyonudur. Özofajit varlığında endoskopi öne geçmekte, tedaviden tanıya gidiş yöntemi de pH monitorizasyonuna yakın etkinlik göstermektedir. Sintigrafinin tanıdaki yeri kullanım yaygınlığının aksine çok gerilerdedir. Ba’lu özofagus grafisi, GÖRH tanısında en düşük etkinliğe sahiptir ve anatomik bozuklukların saptanmasında önemlidir. Endoskopik KBB bakısı FLR’li olgularda ve büyük çocuklarda yol göstericidir. Son yıllarda üzerinde çok çalışılan semptom skorlaması yaygın kullanıma aday ve pratik olabilecek bir tanı yöntemidir.

GÖRH semptomları spesifik değildir ve tanıda altın standart yoktur. Fizik muayene bulguları ve öykü kusması olan bebeklerin çoğunda ve regürjitasyon ve göğüs yanması olan daha büyük çocukların çoğunda güvenilir olup GÖR tanısı koymada, komplikasyonları tanımlamada ve başlangıç tedavisi için yeterli olur. Öykü, anketler ile kolaylaştırılıp standartize edilebilir. Çocuklarda ve bebeklerde GÖRH’nin tanısı ve tedavi kararında pediatristlere yardımcı olması için anketler geliştirilmiştir. Alınan anamnezlerin, geniş ve zaman alıcı olmasından dolayı yetersiz oldukları görülmüş ve 1992’de Orenstein ve arkadaşları tarafından reflüden şüphelendiren semptomlarla ilgili anket (I-GERQ) geliştirilmiştir.

Orginal I-GERQ formu, Nelson ve arkadaşları tarafından tekrar düzenlenmiştir. Ancak semptomların sıklığı, şiddeti ve özelliğinin değerlendirilip tedaviye yanıtın izlemesindeki zorluklar nedeniyle sınırlandırılmıştır. 2005’de Linda ve arkadaşları, GÖRH semptomlarınının sıklığı ve şiddetinin yaşa göre değişmesinden dolayı iki farklı yaş grubuna (1-11 ay ve 1-4 yaş) göre anket soruları geliştirmişlerdir. Geliştiren anketler, GÖRH semptomlarının tedaviye yanıtının değerlendirilmesinde geçerli kabul edilip 1-11 ay grubu için GSQ-I ve 1-4 yaş grubu için GSQ-YC anketleri oluşturulmuştur. Bebekler için reflü soruları kendini geriye atma, boğulma hissi, hıçkırık epizotları, irritabilite, beslenmeyi reddetme ve kusma/regürjitasyon semptomlarından, çocuklar için reflü soruları karın ağrısı, geğirme, yemek sırasında boğulma hissi, yutma güçlüğü, beslenmeyi reddetme, kusma/regürjitasyon semptomlarından oluşturulmuştur. Her semptomun sıklığı sorulup, şiddeti içinde 1 (şiddetli değil)’den 7 (çok şiddetli)’ye kadar numara vermesi istenerek kişisel skor ve toplam semptom skoru hesaplanmıştır.

Aydoğdu ve ark. yaptığı çalışmada Türk çocuklarına ve yaşa uygun reflü semptomları içeren 0-2 yaş ve 3-6 yaş olmak üzere 2 reflü soru formu geliştirilmiştir. 0-2 yaş grubu reflü soruları kusma, kusmanın tipi, beslenme ilişkili ağlama, beslenmeyi reddetme, beslenme ile ilişkili morarma, beslenme ile ilişkili anormal postür alma, beslenme dışında rahatsızlık belirtileri, beslenme dışında çiğneme-yutkunma hareketi, uykuda salya akıtma, hıçkırık, beslenme ile ilişkili öksürük, alt solunum yolu enfeksiyonu geçirme sıklığı, hırıltılı solunum, üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) geçirme sıklığı, ses kısıklığı, kilo alma problemi semptomlarından 3-6 yaş grubu reflü soruları kusma, kusmanın tipi, regürjitasyon, beslenmeyi reddetme, hıçkırık, göğüs ağrısı, öksürük, ÜSYE sıklığı, hırıltılı solunum, kronik öksürük, ses kısıklığı, otitis media, sinüzit, alt solunum yolu enfeksiyonu geçirme sıklığı, diş gıcırdatma, uykuda salya akıtma, horlama, bulantı, kilo alma problemi, karın ağrısı semptomlarından oluşmaktaydı. Reflü soru formundaki semptom sıklığına 0’dan 3’e kadar verilen puanlama istatistiksel olarak hesaplanıp reflü skoru geliştirilmiştirdir. 0-2 yaş için reflü skoru ≥ 5 (reflü skor ≥ 5 için pozitif prediktif değer % 78.8, negatif prediktif değer % 95.7); 3-6 yaş için reflü skoru ≥ 6 (reflü skoru ≥ 6 için pozitif prediktif değer % 75.6, negatif prediktif değer % 95.6) kabul edilmiştir. Geliştirdiğimiz reflü soru formu ve reflü skorlaması, reflüden şüphelenilen 0-6 yaş grubu çocuklara kolaylıkla uygulanabilen invaziv olmayan basit bir tanı yöntemidir. GÖR tanısı koymada, komplikasyonları tanımlamada, başlangıç tedavisinde, tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde kullanılabilir.


Yüklə 378,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin