1
ERİTEMA NODOZUM
Eritema nodozum (EN) en sık görülen septal pannikülit tipidir.
Çeşitli etyolojik
faktörlere karşı oluşan, gecikmiş tipte bir hipersensitivite reaksiyonu olarak düşünülmektedir.
Herhangi bir yaşta görülse de sıklıkla 2. ve 4. dekatlarda görülür. Kadınlarda erkeklerden
daha fazla görülmektedir (K/E =6/1).
EN etyolojik faktörler ilaçlar, enfeksiyonlar, tümörler ve inflamatuvar hastalıkların yer
aldığı oldukça geniş bir spektrum gösterir, bununla birlikte %32-72 oranında idiyopatiktir
(Tablo 1). Çocuklarda sıklıkla endemik enfeksiyonlar ve streptokokal enfeksiyonlar ön planda
iken yetişkinlerde ilaçlar, sarkoidoz, inflamatuar bağırsak hastalıkları etkendir. Unilateral
yerleşimli, klasik EN’le kıyaslandığında az sayıda, daha az hassas ve daha uzun sürede
iyileşme eğilimi gösteren, daha çok yaşlı kadınlarda görülen, unilateral, asimetri gösteren EN
varyantı “kronik EN” olarak adlandırılmaktadır.
Tablo 1: EN’da etyolojik faktörler
Bakteriyel Enfeksiyonlar
o
Streptokokal enfeksiyonlar
o
Tüberküloz
o
Yersinia
o
Salmonella
o
Campylobacter
o
Brusella
o
Tularemi
o
Atipik mikobakteryel enfeksiyonlar
o
Meningokoksemi
o
Corynebacterium difteria
o
Kedi tırmığı hastalığı
o
P.acnes
o
Shigella
o
Sifiliz
o
Lenfogranuloma venerum
o
Mycoplasma pnömonia
o
Klamidya enfeksiyonu
Viral enfeksiyonlar
o
EMN
o
Hepatit B
İlaçlar
o
Sülfonamidler
o
Oral kontraseptifler
o
Penisilin
o
Salisilatlar
o
Klorotiazidler
o
Fenitoin
o
Hepatit B aşısı
o
İsotretinoin
Malign hastalıklar
o
Hodgkin hastalığı
o
Non-hodgkin lenfoma
o
Lösemi
o
Sarkoma
o
Renal karsinoma
Diğer
o
Sarkoidoz
o
Ülseratif kolit
2
o
Herpes simplex
o
Orf
o
Kızamık
o
CMV
Fungal enfeksiyonlar
o
Dermatofitler
o
Blastomikoz
o
Histoplazmozis
o
Sporotrikozis
o
Aspergillosis
o
Coccidioidomycosis
Protozoal enfeksiyonlar
o
Toksoplazma
o
Askariasis
o
Amebiyazis
ve Giardiyazis
o
Crohn hastalığı
o
Behçet
o
Reiter hastalığı
o
Sweet sendromu
o
Gebelik
o
Takayasu hastalığı
o
IgA nefropati
o
Kronik aktif hepatit
o
Granulomatöz mastit
o
Sjögren sendromu
o
Vogt-koyanagi-harada sendromu
o
Kolon divertikülozis
Klinik olarak genellikle alt ekstremite ön yüzünde yerleşen, ani başlayan, simetrik,
ağrılı, hassas, kırmızı-sıcak, 1-10 cm çapında, eritemli subkutan nodüller görülür. Genellikle
10 tane kadar lezyon bulunur ama ciddi vakalarda daha çok sayıda olabilir. EN’nin kol ve
yüzde yerleşimi nadirdir ve genellikle alt bacak lezyonuyla birliktelik gösterir. Çürük mor
rengindeki lezyonlar başlangıçta kırmızı daha sonra mor ve en son olarak sarı renge
dönüşürler. Son oluşan derin çürük görüntüsü EN için tipiktir. Lezyonlar 3-6 hafta içerisinde
ülserleşme, atrofi veya skar bırakmadan kendiliğinde iyileşir. EN’nin akut döneminde ateş,
titreme, kırgınlık, atralji, başağrısı, abdominal ağrı, kusma, öksürük veya daire görülebilir.
Hiler adenopati eritema nodozumun aşırı duyarlılık reaksiyonunun bir parçası olarak
gelişebilir. Bilateral hiler lenfadenopati sarkoidoz ile ilişkili iken tek taraflı değişiklikler
enfeksiyonlar ve malignite sırasında oluşabilir.
Hastalığın tanısında klinik bulgular genellikle yeterli olur, şüpheli olgularda biyopsi
ile histolojik değerlendirme yapılabilir. Pannikülitler, klinik olarak ağrılı eritematöz nodüller
oluşturdukları için, EN panniküliti diğer pannikülitlerle ayırıcı tanıya girmektedir. Bu nedenle
EN’un kesin tanısında deri ve deri altı dokusunu içine alan eliptoik biyopsi önerilmektedir.
EN histolojik olarak akut vaskülitsiz septal pannikülittir ve septal pannikülitlerin
prototipidir. Biyopsilerde sıklıkla lenfosit infiltrasyonu vardır, daha az sıklıkla dev hücreler,
eozinofiller, histiositler bulunabilir. Miescher granülomları eritema nodozum ayırıcı bir
3
özelliğidir. Merkezi yıldızsı bir kleft çevresinde histiyositlerin küçük, iyi tanımlanmış
agregatları lezyonlar boyunca dağılım gösterir. Patogonomik olup diagnostik değildir.
Ayırıcı tanı: erizipel, nodüler vaskülit(eritem induratum bazin), böcek ısırığı, sifilitik
gomlar, subkutan yağ nekrozu ve akut ürtiker
Laboratuar:
Boğaz kültürü: streptokokal enfeksiyonu dışlamak için yapılabilir.
Sedimentasyon: sıklıkla çok yüksektir.
ASO: bazı hastalarda yüksektir. Normal olması streptokokal enfeksiyonu
ekarte ettirmez.
Gaita tahili: gastrointestinal şikayetleri olan uygun hastalarda yapılmalı,
böylece Yersinia, Salmonella ve Campylobacter gibi organizmaların
enfeksiyonu dışlanabilir.
Kan kültürü: bulgulara ve endikasyona göre yapılır.
Göğüs grafisi: hiler LAP, sarkoidoz ve Tbc açısından yardımcıdır.
Tedavi
EN çoğunlukla 3-4 haftada kendiliğinden iyileşir. Daha şiddetli vakalarda iyileşme
için 6 hafta gerekir. Relapslar en çok idiopatik EN ve akciğer enfeksiyonu ile birliktelik
gösteren EN’da görülmektedir. EN tedavisi altta yatan sebebe göre olmalıdır (Tablo 2).
Tablo 2: Tedavi seçenekleri
Etyoloji
Tedavi
Primer Tbc
Semptomatik, Anti-Tbc tedavisi
Sarkoidoz
Sistemik steroid
Poststreptokoksik
Semptomatik
Behçet hastalığı
Semptomatik, Kolşisin
İdiopatik
Semptomatik, kolşisin, potasyum iyodür,
hidroksiklorokin
Semptomatik tedavi;
İstrahat: ayak elevasyonu
Islak pansuman: serum fizyolojikle günde birkaç kez 15-20 dk
NSAİİ: oksifenbutazon 400mg/gün, indometazin 100-150mg/gün, naproksen
500mg/gün
4
Potasyum iyodür: su veya portakal suyu içerisinde 2-10 damla satüre potasyum iyodür
günde 3 kez verilir veya 400-900mg/gün
Sistemik steroid: prednol 40mg/gün başlanıp hızla azaltılır
İntralezyoner enjeksiyon: triamsinolon asetonidin İM preparatı 4 kat sulandırılarak
10mg/ml konsantrasyonda süspansiyon elde edilir. Her bir nodül merkezine 0.1 ml
enjekte edilir.
Kolşisin: günde 3-4 kez 1.5-2mg/gün. Refrakter vakalarda iyi sonuçlar bildirilmiş.
Hidroksiklorokin: günde 2 defa 400mg/gün
Diğer: bunlar daha çok olgu bildirimleri şeklinde kullanılan ajanlardır: Dapson,
methotrexate, talidomid, anti-TNF monoklonal antikorlar
ERİTEMA MULTİFORME
Eritema Multiforme (EM) çeşitli antijenik uyaranlara karşı hipersensitivite reaksiyonu
olarak ortaya çıkan, başlıca akral ve periorifisyal bölgelerde polimorf deri lezyonlarına yol
açan, akut seyirli, tekrarlayıcı bir dermatozdur. Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik
epidermal nekroliz (TEN) ise birbirleriyle yakın ilişkili, sıklıkla ilaçlara daha nadiren
enfeksiyonlara karşı gelişen, akut mukokutanöz reaksiyonlardır. Her iki tablo da, hızla yayılan
maküler döküntü, düz ve atipik target lezyonlar, yaygın purpuralar, epidermal ayrışma ve
birden fazla mukozal bölge (oral, konjonktival, anogenital) tutulumuyla karakterizedir. Bugün
için SJS ve TEN; klinik, histopatolojik bulgular ve etyolojideki benzerliklerden dolayı aynı
sürecin, sadece tutulan yüzey alan oranları açısından farklılık gösteren iki varyantı olarak
kabul edilmektedir. TEN’li hastaların çoğu SJS’yi izleyerek ortaya çıkar. Günümüzde EM ile
SJS ve TEN arasındaki ilişkiye bakıldığında ise ayrı birer hastalık olarak kabul
edilmektedirler.
Sınıflandırma:
Klasik Eritema multiforme
o
EM minör (Von Hebra): etkilenen total VYA <%10, mukozal tutulum nadir
olup genellikle tek bir mukozal alan (en sık ağız) tutulur.
o
EM majör (büllöz EM): etkilenen total VYA <%10, mukozal tutulumda en az 2
bölge tutulur.
o
Herpes ilişkili Eritema multiforme
5
o
Mukozal Eritema Multiforme (Fuchs sendromu, ektodermosis pluriorifisyalis):
kutanöz lezyonlar olmaksızın sadece mukozal tutulum
Steven Johnson Sendromu: etkilenen total VYA <%10, en az 2 mukozal alan özellikle
ağız ve göz tutulumu görülür
SJS/TEN overlap: etkilenen total VYA %10-30 arasındadır. En az 2 mukozal alan
özellikle ağız ve göz tutulumu görülür
TEN (benekli/beneksiz):
Benekli TEN’de Epidermal ayrışma %30’un üzerindedir.
Yaygın purpurik maküller veya düz tipik olmayan hedef benzeri
maküllere rastlanır.
Beneksiz TEN’de epidermal ayrışma %30’un üzerindedir. Benekli bir görünüme yol
açan maküller veya purpurik lezyonlar
olmaksızın yaygın eritemli alanda epidermisin
geniş tabakalar halinde ayrıldığı saptanır.
TEN’de en az 2 mukozal alan özellikle ağız
ve göz tutulumu görülür.
Epidemiyoloji: EM dermatoloji polikliniğine başvuran hastaların %1'ini oluşturmaktadır.
Her yaşta görülmekle beraber adölesan ve genç yetişkinlerde daha sıktır. SJS/TEN’de
kadınlarda görülme sıklığı 2 kat daha fazladır. SJS sıklıkla çocuklarda ve genç yetişkinlerde,
TEN ise erişkinlerde daha sıktır.
Etyoloji: Herpes simpleks virüs enfeksiyonu EM ile ilişkisi en iyi saptanmış etyolojik
faktördür. Rekürren EM minörle de güçlü bir ilişkisi vardır. EM minör vakalarının hemen
hemen tamamından sorumlu iken EM majör vakalarının %55’inde sorumludur. Hem HSV-1
hem de HSV-2 bu reaksiyona neden olabilmektedir. EM HSV enfeksiyonunun başlangıcından
7-10 gün sonra ortaya çıkar. EM’ye neden olan en sık bakteriyel enfeksiyon ise mikoplazma
pnömonia’dır. Persistan durumlarda altta yatan bir malignite veya EBV enfeksiyonu
araştırılmalıdır. SJS-TEN polietyolojik bir reaksiyon modelidir. Hastaların büyük bir
çoğunluğunda ilaçlar (TEN için %80-95, SJS için > %50), sadece az sayıda kişide infeksiyon
ve aşılar neden olarak saptanmaktadır. EM minörde vakaların büyük kısımında bir sebeb
saptanmazken SJS/TEN’de çok az sayıda hastada hiçbir neden bulunamamaktadır. İdiopatik
EM minör vakalarının çoğu subklinik HSV ile ilişkilidir.
EM, SJS ve TEN’de etyolojik faktörler;
Viral enfeksiyonlar: Herpes simplex I & II, Adenovirus, Coxsackievirus B5,
Echovirüs, Enterovirüs, Molloskum kontagiozum, EBV, CMV, Hepatitis A, B, Orf,
sağmaç nodülü virüsü, Varicella, Influenza, Poliovirus
6
Bakteriyel enfeksiyonlar: Mycoplasma pneumoniae, Stafilokok ve streptokoklar,
Proteus, Salmonella, Mikobakteriler, Vibrio parahaemolyticus, Psittacosis, Brucella,
Tularemi, Yersinia enterocolitica
Fungal enfeksiyonlar: Histoplasmosis, Coccidioides, Dermatofitler, Sporotrikoz
Parazitler: Trichomonas, T.gondii
Aşılama sonrası: Bacille Calmette-Guérin, Oral polio vaccine, Vaccinia,
Tetanus/diphtheria
İlaçlar: Sulfonamidler (en sık), hipoglisemikler, Nonsteroidal anti-inflammatory
ilaçlar
(NSAIDs),
Antikonvülzanlar,
Barbitüratlar,
Antitüberküloz
ilaçlar,
Antibiotikler (beta laktamlar), Phenylbutazone, oxyphenbutazone, Salisilatlar
Maligniteler: NHL, lösemi, multipl myeloma, miyeloid metaplazi, polisitemi
Hormonal: progesteron
Kollagen vasküler hastalıklar
Immunolojik hastalıklar: sarkoidoz, vaskülitler, geçici selektif C4 eksikliği
Fiziksel/mekanik faktörler: kontakt maddeler, dövme, radyoterapi, soğuk, UV
Patogenez:
EM ve SJS/TEN patogenezi yoğun çalışmalar rağmen tam olarak bilinmemektedir. Hem
humoral hem de hücre aracılı immünitede görülen değişmelerle ilişkili olduğunu gösteren
kanıtlar bulunmaktadır. Epidermal hasarın temel nedeni apopitozisin tetiklenmesidir. İmmun
reaksiyonun yanı sıra ilaç metabolizmasındaki defektler, ilacın yavaş asetilasyonu ve hatalı
detoksifikasyon sonucunda, ilaçların keratinositlerde direkt toksik etkiye ya da keratinositlerin
antijenik yapıları düzenlemesinde değişikliğe neden olabileceği de ileri sürülmüştür.
Hastalığın oluşumunda genetik faktörler önemlidir. Hastaların ailesinde benzer şiddetli ilaç
reaksiyonu öyküsü sıktır. İmmünsüprese hastalar, beyin tümörü için antikonvülzan kulanan ve
RT alan hastalar yüksek risk taşır.
Klinik bulgular: EM’de deri lezyonları, olguların çoğunda prodromal belirtiler
olmaksızın, yüz ve ekstremite distalleri ve ekstensor yüzlerinde (en sık el-ayak sırtı) simetrik
olarak başlar. Belirtiler daha sonra ön kol, bacak ve gövdeye yayılım gösterebilir. Farklı
yapıdaki ve çok sayıdaki lezyonun tümü birkaç gün içinde ortaya çıkar. Başlangıç lezyonu,
koyu-kırmızı renkte, yuvarlak bir maküldür. 24-48 saat içinde ödemli bir papül halini alır. Bu
belirtiler kısa sürede 2 cm çapa kadar genişler ve target (hedef) lezyonlar oluşur. Tipik target
lezyonda hedef benzeri, en az 3 tane iç içe geçmiş halka vardır; merkezinde koyu renkli
7
makül ya da vezikül, bül, periferinde açık renkli ödematöz halka ve en dışta eritemli halo.
Merkezdeki vezikül ve büller bazen hemorajik olabilir. Hedef şeklindeki lezyonlar dışında
ürtiker benzeri plaklar, purpurik ve vezikülobüllöz lezyonlar görülebilir. Vezikülobüllöz
lezyonlarda ayrışma subepidermaldir. Mukozal tutulum ağız boşluğu ile sınırlı olup olguların
%25' inde görülür. Belirtiler ortalama 2-3 hafta içinde geriler ve yerlerinde hafif
hiperpigmentasyon bırakarak iyileşirler. EM minör vakalarında Koebner pozitif olabilir,
Nikolsky negatiftir. Hastaların çoğunda total vücut yüzeyinin %10' undan daha az tutulum
vardır. Daha az görülen, yoğun deri tutulumu ve oral mukozanın baskın olarak tutulduğu
olgular da vardır. Eritema multiforme majör olarak da değerlendirilen bu olguların SJS-
TEN'den ayırımı zor olabilir. Akral hedef lezyonlarla karekterize ve gövde tutulumunun
gözlendiği EM tipidir. Bül, nekroz oluşumu hedef lezyonun merkezi ile sınırlıdır. Vücut
yüzeyinin %10 dan az alanda görülür. Büyük lezyonlar merkezde bül, nekroz ve bunu
çevreleyen veziküller bir halka ile karakterizedir (Herpes iris of bateman). Bütün hastalarda
mukoza tutulumu görülür Deri lezyonlarının olmadığı, şiddetli, 2 veya 3 mukozal alanın
tutulduğu nadir bir durum ektodermosis pluriorifisyalistir.
SJS-TEN hastalarının yarısında 1-14 gün süren prodromal belirtiler olur. Bunlar; ateş,
halsizlik, baş ağrısı, miyalji, artralji, bulantı ve diyare gibi yakınmalardır. ÜSYE ile
karışabilen bu belirtileri genellikle mukozal tutulum izler. Yaklaşık 1-3 gün sonra deri
belirtileri gelişir. İlaçla ilk karşılaşma ile reaksiyonun ortaya çıkışı arasındaki süre ise
ortalama 7-21 gündür. Bu sürenin daha önce ilaca duyarlanma varsa kısalabileceği, aromatik
antikonvülzanlarla 2 aya kadar uzayabileceği de bildirilmiştir. Deri bulguları aniden ortaya
çıkar ve hızla ilerler. Özellikle gövdede ya da yaygın olarak tüm vücutta gözlenen düz veya
kabarık atipik target lezyonlarla (halkasal, kenarları belirgin olmayan, ödemli, 2 halkalı, EM
lezyonlarını anımsatan palpabl lezyonlar) karakterizedir. Maküler bazen morbiliform olan bu
döküntü yüz, boyun ve gövdeden başlayıp ekstremite ve tüm vücuda yayılır. Belirtilerde
Nikolsky fenomeni pozitif bulunur. Bazen eritema multiformedeki gibi tipik target lezyonlar
da olabilir. 4-5 gün içinde lezyonların sayısı ve çapları hızla artar ve birleşirler
ve epidermal
ayrışma ile sonlanan gevşek büller oluştururlar. Büller, küçük bir travmayla bile açılırlar ve
eritemli, akıntılı, erode alanlar meydana gelir. Ancak yeni lezyonların gelişimi 2-15 gün kadar
devam edebilir. Konjonktival, oral, genital, gastrointestinal ve trakeobronşial mukozalar
etkilenebilir.
Dudaklar karakteristik olarak aşırı miktarda ve hemorajik özellikte krutlar ile
ragadlar oluşabilir. Şiddetli TEN olgularında el ve ayak tırnaklarında ayrılma, kaş ve
kirpiklerde dökülme olabilir
8
SJS ve TEN çocukluk yaş grubunda sık karşılaşılmayan bir hastalık grubudur. Ancak
ciddi bir klinik tabloya ve mortaliteye sebep olabilmesi açısından önem arz etmektedirler.
Literatürde ölümle sonuçlanan olgu oranı SJS’de yaklaşık olarak %5, TEN’de %30 olarak
bildirilmiştir. En sık karşılaşılan ölümcül olmayan sekeller ise oküler komplikasyonlardır.
Gözde yapışıklıklar, trikiazis, korneal opasiteler ya da skatrisler, entropion, ektropion ve
pannus oluşumu sonrası körlük gelişebilir. Bu nedenle hastalarda erken oftalmik
değerlendirmenin standart olması gerekmektedir. Özellikle mukozal tutulum olan alanlarda
(özefagus, bronş, vajina, üretra ve anüste) iyileşme skatrisle sonlanabilir ve striktürler
gelişebilir. Bazen eklemler üzerinde gelişen skatrisler kontraktürlere yol açabilir. Genital
bölgede ağrılı hemorajik büller ve erode alanlar üriner retansiyona ve fimozise yol açabilir. İç
organ tutulumu sıklıkla TEN’de gözlenir ve en sık solunum sistem ve gastrointestinal sistem
mukozası tutulur. Solunum güçlüğü, solunum mukozasındaki ayrışma sonucu inatçı öksürük,
respiratuar distres sendromu, trakeit, bronkopnömoni, diyare, özefagus ve gastrointestinal
sistemden kanama gelişebilir. Tüm vücut yüzeyinin %10-90’ı oranında epidermis kaybı
olduğu için de ciddi derecede sıvı- elektrolit ve protein kaybı, dehidratasyon
görülebilmektedir. Vücut ısısının düzenlenmesi bozulur. Bu da hemodinamik şoka, konfüzyon
ve komaya yol açabilmektedir. Septisemi, gastrointestinal kanama, pnömoni ve sıvı elektrolit
düzensizliği sonucu gelişen böbrek yetmezliği temel ölüm nedenleridir. Bası alanları ve
büklüm yerlerinde iyileşme daha geç olur. Genellikle hipo-hiperpigmentasyon bırakarak
sikatrissiz iyileşme görülür. Skar dokusu daha çok mukozal tutulum sonrasında olur. Mukozal
lezyonlar daha geç iyileşir.
Ayırıcı Tanı:
Klinik tablo tam yerleştiğinde tanı koymak genellikle kolaydır (akut
başlangçc, tipik klinik belirtiler, hızlı seyir, deri hassasiyeti, pozitif Nikolsky belirtisi, gevşek
ve büyük büllerin geniş, erode alanlar bırakarak ayrılması, vb.). Lezyonel deriden alınacak
biyopsi ile tanı desteklenir veya kesinleştirilir. EM’de histopatolojik değişiklikler epidermal
ve dermaldir. Epidermiste keratinosit yıkımı ana değişikliktir. Bazal tabakada vakuoler
dejenerasyon, spongioz, mononükleer hücre ekzositozu görülen diğer değişikliklerdir. Bazen
bu mononükleer hücreler nekrotik bir keratinositi kuşatmış olarak görülebilir (satellit hücre
nekrozu). Epidermal nekroz merkezde ve eski lezyonlarda daha yoğundur. Dermiste vasküler
dilatasyon, papillalarda ödem, perivasküler ve dermoepidermal bileşkede mononükleer hücre
infiltrasyonu görülür. SJS/TEN’de temel patolojik değişikliklerin epidermiste olduğu
unutulmamalıdır. Tüm epidermis nekrotik görünümdedir. Hasar özellikle bazal ve spinoz
tabakadadır. Nekroz başlangıçta satellit hücre nekrozu (nekrotik keratinosite tutunmuş T
hücreleri) şeklindedir. İlerlemiş olgularda bazal ve suprabazal tabakalarda homojen
9
eozinofilik bir nekroz gözlenir. Subepidermal ayrışma saptanabilir. Genellikle papiller
dermiste hafif düzeyde bir mononukleer hücre infiltrasyonu gözlenir. Dermisin görece daha
az etkilenmesi “Dermal sessizlik” olarak da adlandırılır.
Tipik olgularda eritema multiformenin karakteristik lezyonları başka bir hastalıkla
karışmaz. Makülopapüler lezyonlar ürtiker, purpurik lezyonlar HSP başta olmak üzere
vaskülitlerle karışabilir. Vezikülobüllöz lezyonlar, SJS/TEN, ilaç erüpsiyonu ile karışabilir.
Mukozal lezyonlar ise pemfıgus ve primer herpetik jinjivostomatit ile karışabilir.
SJS/TEN
veziküler ve büllöz erüpsiyon gelişmeden önce diğer morbiliform ilaç erüpsiyonları ile
kanşabilir. Erken maküler lezyonlarda Nikolsky pozitifliği ve deri hassasiyeti önemli
ipuçlarıdır. Klinik tablo yerleştiğinde ilaç hipersensitivite sendromu, paraneoplastik pemfigus,
Kawasaki hastalığı, AGEP, GVHD, SSSS, jeneralize fiks ilaç erüpsiyonu ve yanıklar ile
ayırıcı tanı yapılmalıdır.
Tedavi:
EM ve SJS/TEN tedavisi etyolojik, semptomatik ve destekleyici(komplikasyonlara
yönelik) önlemleri kapsar. Döküntü öncesi son 2 ay içinde kullanılmaya başlanmış ve son
birkaç hafta içinde alınan ilaçlar kesilmelidir. EM’de sistemik antihistaminikler ve steroidli
kremler yeterli olmaktadır. Ağız içi lezyonlar için lokal anestezikli ve antiseptikli gargaralar
verilmelidir. Çok sık tekrarlayan ve HSV ile ilişkisi klinik olarak belirlenmiş olgularda
sistemik antiviral ilaçlarla (Valtrex) supresyon tedavileri gerekli
olmaktadır.
SJS ve TEN için destek tedavisi dışında belirlenmiş spesifik bir tedavi yöntemi yoktur.
Mortalite riski olduğundan hastane koşullarında tedavi yapılmalıdır. Öncelikle etyolojik ajan
saptanmalıdır. Sorumlu olabilecek ilaçlar kesilmeli, etyolojide enfeksiyon söz konusu ise
uygun bir şekilde tedavi edilmelidir.
Tedavi genel olarak 3 ana başlıkta ele alınabilir:
1. Destekleyici Tedavi; ideal bir destekleyici bakım halen en önemli ve etkili tedavi
yaklaşımıdır.
Sıvı elektrolit dengesinin sağlanması ve beslenme desteği:
hastalara genellikle yüksek
kalori ve protein içeren diyetler önerilmelidir. Gerekirse hastanın beslenmesi, oral
alımı kötü ise nazogastrik sonda ile sağlanmalıdır.
Dış ortam ısısının ayarlanması: 30-32°C olmalıdır.
Enfeksiyondan korunma ve gelişimiyle mücadele etme
Göz bakımı
Solunum desteği
10
Ağrı ve anksiyetenin kontrolü
Diğerleri; tromboemboli riski değerlendirilmeli ve gerekli durumlarda hasta heparinize
edilmelidir. Stres ülseri gelişiminin önlenmesi önemlidir. Böylece olası bir GİS
kanaması engellenebilir. Kontraktür gelişimini önlemek icin fiziksel tedaviler
planlanmalıdır.
2. Yerel Tedavi; Büyük sağlam büller dikkatle direne edilmeli, küçük büller olduğu gibi
bırakılmalıdır. Kıvrım bölgelerindeki nekrotik epidermis enfeksiyon riskini azaltmak icin
nazikçe çıkarılabilir. Oral ve nazal debris uygun şekilde ve nazikçe temizlenebilir. Antiseptik
gargaralar kullanılabilir. Anogenital bölgedeki erozyonlar için antiseptik özellikte ilaçlar
kullanılabilir. Bu amaçla povidon iyodin, klorheksidin veya gümüş nitrat seçilebilir. Gümüş
sülfadiyazin kullanılmamalıdır. Epidermis ayrıldıktan sonra erode alanlar yapay membranlarla
veya biyolojik örtülerle kapatılabilir.
3-Sistemik Tedavi;
Genellikle destek tedavi dışında hastalığın ilerlemesini önlemek için
sistemik kortikosteroid ya da immünsüpresan tedavilere başvurulmaktadır. SJS ve TEN’de
steroid kullanımı ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. TEN ve SJS için steroidlerin faydalı
olduğunu gösteren yayınlar olduğu gibi, özellikle şiddetli eksfoliasyonlu vakalarda,
enfeksiyöz komplikasyonları artırdığı ve epitelizasyonu geciktirdiği yönünde yayınlar da
bulunmaktadır. Ancak bu vakaların genellikle tedavi başlamakta gecikilen ve uzun süre
steroid kullanılan vakalar olduğu da bildirilmiştir. Sonuç olarak erken dönem ve kısa süreli
kortikosteroid tedavisinin hastalığın patogenezinde rol alan immünolojik olayları modifiye
ettiği ve hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olduğu düşünülmektedir.
Son yıllarda
oldukça iyi sonuçlar bildirilen bir diğer uygulama ise intravenoz immünglobulin-G
(IVIG)’nin, 0,2-0,75 g/kg dozunda ardışık olarak 4 gün kullanımıdır
. Bu tedavilerin dışında
dapson, antimalaryal ilaçlar, azathiopürin, plazmaferez, siklofosfamid, siklosporin
denebilecek diğer tedavi seçenekleridir. Rekürren EM’de (yılda 5’ten fazla atak) oral asiklovir
400-800mg/gün veya valasiklovir 500mg/gün 6-12 ay veya daha uzun süre kullanılabilir.
Prognoz: EM akut ve kendini sınırlayan bir hastalıktır. Şiddetine göre 1-6 haftada
iyleşir. SJS/TEN olgularında ise mortalite riski mevcuttur.
Sepsis ve çoklu organ yetmezliği
en önemli ölüm nedenidir. Son yıllarda Bastuji-Garin ve ark. tarafından TEN için geliştirilen
SCORTEN ölçeği hastalığın şiddetini ve buna bağlı olarak da mortalite oranını tahmin etmede
yaygın olarak kullanılmaktadır. 5 ve daha yüksek puanlar için ölüm oranı %90’dır.
Mortaliteyi arttıran diğer faktörler; trombositopeni, lökopeni, hastaneye geç başvuru, başvuru
öncesi antibiyotik veya kortikosteroid kullanımı, sorumlu ilacın yarılanma ömrünün uzun
olması ve şiddetli tutulumlularda yanık ünitesine geç transferdir.
Dostları ilə paylaş: |