Dental anthropology



Yüklə 311,21 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix07.01.2017
ölçüsü311,21 Kb.
#5015

DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

15 



 

 

 

 



DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

DENTAL ANTHROPOLOGY 

 

Z. Füsun YAŞAR

1

 

Ayla Sevim Erol

2

 

 

ÖZET 

Vücudun en sert ve diş etkenlere en dayanıklı yapıları olan dişler, kişiler 

ve onların ait oldukları toplumlar hakkında bizlere önemli bilgiler 

vermektedir. Diş antropolojisi; dişlerin morfolojik yapısını, diş biçimi ve 

boyutunda oluşan değişmeleri, dişlerdeki kalıtsal varyasyonları, biyokültürel 

akrabalık ilişkilerini, ağız sağlığını, ağız sağlığı ile yaşam biçimi ve 

beslenme alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi ve ağız sağlığında zaman 

içerisinde meydana gelen değişimleri belirleyen bir bilim dalıdır. Dişlerin 

incelenip değerlendirilmesiyle bireyin yaşının yanı sıra dişlerdeki patolojiler 

yardımıyla bireylerin ait olduğu toplumun sağlık durumuyla ilgili verilere 

ulaşmak olasıdır. Bu amaçla iskelet materyalindeki diş incelemelerinde diş 

ölçüm tekniklerinden de yararlanılır. 

Bu makalenin amacı diş antropolojisinin antropoloji bilimi içindeki 

konumunu belirleyerek, yapılacak çalışmalara temel oluşturmaktır.  



Anahtar kelimeler: Diş antropolojisi, diş patolojileri, diş 

varyasyonları, dişlerin metrik ölçümleri 

                                                           

1

 Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı 



2

 Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Antropoloji Anabilim Dalı 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

16



 

ABSTRACT 

The teeth are structur of body which the most hurd and the resistans to 

outside factor. Teeth give us important date about person and their 

population. Dental anthropology is a science which can show teeth 

morphology, the changing of teeth shape and dimension, the heretitary 

variotions of teeth, bioculturel relationships, dental healty, relations between  

habit and nutrition and the historical change about dental healty. When we 

examine the teeth we can estimate dental age and the pathology  so we can 

arrive the important date about person and their population. In this aim  we 

use the  teeth measurement technique.  

This article aim to determine the role of dental anthropology in 

anthropology science and make up base for  dental anthropological examine. 



 

Key words: Dental anthropoplgy, dental pathology, tooth variations, 

dental measurement. 



 

DİŞ ANTROPOLOJİSİNİN TANIMI VE TARİHSEL GELİŞİMİ 

Diş antropolojisi; dişlerin morfolojik yapısını, diş biçimi ve boyutunda 

oluşan değişmeleri, dişlerdeki kalıtsal varyasyonları, biyokültürel akrabalık 

ilişkilerini, ağız sağlığını, ağız sağlığı ile yaşam biçimi ve beslenme 

alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi ve ağız sağlığında zaman içerisinde 

meydana gelen değişimleri belirleyen bir bilim dalıdır (Alt ve ark.,1998). 

İskeletin dış etkilere dayanıklı yapıları olan dişler, kimlik belirleme, 

demografi ve eski toplumların sağlık ve biyolojik ilişkilerini belirlenmede 

kullanılan materyallerdir. Dişler yardımıyla yaş ve cinsiyet tespitinin 

yanında toplumlara özgü morfolojik varyasyonların, toplumların beslenme 



DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

17 



 

alışkanlıklarının ve diş hastalıklarının tanımlanabilmesi dental antropolojinin 

önemini vurgulayan özelliklerdir.  

Dental antropologun görevleri; 

1.  Diş kronlarının odontometrik ölçüleri ve morfolojilerindeki 

değişiklikleri, bu değişikliklerin akrabalık ilişkilerindeki rolünü ve tarih 

boyunca dişlerin odontometrik ölçü, şekil ve sayılarında oluşan değişiklikleri 

belirlemek, 

2.  Diş kronlarındaki aşınmalar ve diş patolojileri yardımıyla 

toplumların beslenme alışkanlıkları ve kültürleri hakkında bilgi edinmek, 

3.  Dişlerde mevcut defektlerin mikroskobik ve makroskobik analizleri 

yardımıyla hastalıklar ve beslenme şekli konusunda bilgi edinmek, 

4.  Dişlerin incelenmesiyle kültürel modifikasyonları saptamak, 

5.  Isırık izleri, diş  aşınmaları, çürük, eksik ve dolgulu dişlerin 

incelenmesiyle adli diş hekimliği çalışmalarının antropolojik alt yapısını 

oluşturmak, 

6.  Diş kronlarının odontometrik ölçümleri yardımıyla cinsiyetler 

arasındaki farkları saptamak şekilde sıralanabilir (Krogman, 1927).  

Dişlerle çalışarak biyolojik antropolojiye farklı bir bakış açısı getiren 

dental antropoloji terimi ilk kez 1900 yılında George Buschan tarafından 

kullanılmıştır (Scott ve Turner II, 1988). Dişler ve diş varyasyonlarıyla ilgili 

çalışmaların kökeni Aristotle’ye kadar dayanmaktadır. Modern dental 

antropoloji çalışmaları ise 1953 yılında Klatsky ve Fisher tarafından 

başlatılmıştır (Alt,1998). İnsan dişlenmesiyle ilgili modern çalışmalar 

Dahlberg ile başlamıştır (Dahlberg 1991). Dental antropoloji çalışmalarının 

toplumsal özellikleri saptamada temel olacağı görüşü 20. yüzyılda önem 

kazanmaya başlamıştır (Dahlberg 1991, Hillson 1996). Brothwell yaşayan 

bireyler ve arleolojik iskeletlerde diş morfolojisi, diş büyüme ve gelişimi, diş 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

18



patolojileri konularında araştırmalar yapmış ve sonuçlarını Dental 

Antropoloji kitabında bir bölüm olarak yayınlamıştır (Brothwell, 1963). 

Günümüzde dental antropoloji çalışmaları fizik antropolojinin bir bölümü 

olarak devam etmektedir. Dişlerdeki kültütel modifikasyonlar (Milner ve 

Larsen 1991), çürük ve periodontal hastalıklar gibi patolojiler (Brothwell 

1963, Koritzel 1973), dişlerde diet ve alışkanlıklara bağlı oluşan 

değişiklikler Hillson (1996) tarafından araştırılmıştır. Dişler üzerinde yapılan 

bu çalışmalar yanı  sıra diş  şekil ve boyutuyla ilgili çalışmalarda 

yapılmaktadır (Kieser 1991, Scott ve Turner 1997, Hillson 1996, Mayhall 

2000). Diş kron ve köklerinde saptananan ölçülemeyen özelliklerde 

toplumlar arasında gözlenen farklılıklar da diş antropoloji konusunda 

çalışma yapan araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Bu özellikler konusunda 

Hillson (1996), Scott ve Turner (1997) önemli isimlerdir.  Toplumların diş 

karakterleri konusunda bu yüzyılın ilk yarısında çalışmalar yapılmaya 

başlanmıştır. Çalışmalar, başlangıçta sadece kron morfolojisi araştırmaları 

şeklindeyken, zamanla daha ayrıntılı incelemeler yapılmaya başlanmıştır. Bu 

çalışmalar diş büyüklüğü, kron endisi, tahmini kron alanı hesapları ve diş 

patolojileri olarak sıralanabilir. Yapılan incelemeler sonucu elde edilen 

verilerden yararlanılarak bireye, cinsiyete ve toplumlara özgü özellikler 

belirlenmeye çalışılmıştır (Hillson, 1998). 1986 yılında Dental Anthropology 

Asscociation’un oluşumuyla diş antropolojisi konusunda yapılan 

araştırmalar artmıştır (Scott ve Turner II, 1988). Ülkemizde diş antropolojisi 

Şevket Aziz Kansu’nun 1936‘da çene ölçüsü ve morfolojisi konusunda 

yaptığı makale ile başlayıp, Muzaffer S. Şenyürek’in çalışmalarıyla 

hızlanmıştır (Şenyürek,1946). Günümüzde ise bu konuda antropologların 

yanı  sıra dişhekimleri tarafından da araştırmalar gerçekleştirilmektedir 

(Erdentuğ , 1985). Yakın dönem dental antropoloji çalışmalarıyla ilgili 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

19 



 

literatürlerde yer alan bilim adamları; Güleç, Sevim, Duyar, Özbek, Erdal, 

Gözlük’dür (Özbek, 1985; Güleç,1986; Özbek, 1988; Güleç, 1989; Sevim, 

1996a; Sevim, 1996; Güleç ve ark.1996; Erdal, 1996; Erdal, 1999; Korkmaz, 

1999; Koca 2000; Yılmaz ve ark.2000; Özbek, 1994; Eroğlu;1999; Gözlük 

ve ark., 2003; Gözlük ve ark., 2004; Gözlük, 2004; Sevim ve ark, 2006; 

Yaşar, ve ark., 2007). 

 

DİŞ ANTROPOLOJİSİ ÇALIŞMALARI 

Diş antropolojisi çalışmalarıyla bireylerin yaş tahmini yanı  sıra diş 

patolojileri, diş varyasyonları ve dişlerin metrik ölçümleri yapılarak 

toplumsal özellikler saptanabilir. 



 

Yaş Tayini:

  

Adli bilimlerde yaş tayini, hem canlılarda ceza ve hukuk açısından hem 

de cesedin kimliklendirilmesi açısından önemlidir. Kronolojik yaş takvimle 

ölçülen yaş, iskeletsel yaş gelişim tabloları referans alınarak tespit edilen 

yaş, dental yaş ise süt ve daimi dişlerin gelişim aşamalarına göre hazırlanmış 

skalalar yardımıyla belirlenen yaştır. Adli antropoloji çalışmalarında 

iskeletsel ve dental yaş tahminleri bireyin kronolojik yaşının belirlenmesini 

sağlar. 


Dişlerden yaş tayini bebeklik ve erişkinlik dönemlerde farklı 

yöntemlerle yapılır. Erişkinliğe ulaşmamış bireylerin iskeletlerinden yaş 

tayini yapabilmek için en güvenilir yöntem süt dişlerinin 

tomurcuklanmasından başlayarak süt dişlerinin ve daimi dişlerin çıkış 

zamanı ve sırasını tespit eden dental yaşlandırmadır.    Dental  gelişim, diş 

kron ve köklerinin formasyonu ile dişlerin sürme zamanları olmak üzere iki 

temel açıdan değerlendirilir. Diş formasyonu, dişlerin mineralizasyon ve 


Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

20



kalsifikasyonunu içerir ki dişlerdeki bu özellikler radyografilerle kolaylıkla 

belirlenebilir. Fetusta dişler çene içerisinde henüz tomurcuklanma 

evresindedir. Doğum sonrasının 6. ayında insanın yaşamındaki ilk dişleri 

olan süt incisiveleri çıkar. 6. yaş ile birlikte ilk daimi diş olan I. daimi 

molarlar çenede görülmeye başlar. Bu dönemden sonra süt dişleri yerlerini 

yavaş yavaş daimi dişlere bırakırlar ve ağızda çıkan en son diş olan III. 

daimi molarların tamamlandığı yaş olan 21 yaşına kadar dental yaşlandırma 

güvenilir olarak uygulanabilir.  Ancak, III. molarlar bazı durumlarda daha 

geç yaşlarda görülürken bazı durumlarda da hiç çıkmayabilir (Ubelaker, 

1978).    

Diş formasyonuyla ilgili ilk skala Legros ve Magitot (1880,1881) 

tarafından hazırlanmıştır. Legros ve Magitot tarafından yapılan çalışma ile 

prenatal dönemde süt ve postnatal dönemde daimi diş gelişimleri konusunda 

veriler elde edilmiştir. Yirminci yüzyılda; Symington and Ranlin, 1908; Hess 

at all, 1932; Boller,1964; Van der Linder and Duterloo, 1976 tarafından diş 

formasyonu konusunda radyografik çalışmalar yapılmıştır. Schour ve 

Massler (1941) yaptıkları araştırma sonucunda günümüzde de kullanılan diş 

gelişimleriyle ilgili resimsel çizelgeyi hazırlamıştır. Ubelaker (1989) 

Amerikan yerlileri üzerinde yaptığı bir çalışma sonucunda diş gelişimleriyle 

ilgili grafikleri oluşturmuştur. Dental gelişim konusunda bir başka araştırma 

ise  İşcan (1988) tarafından yapılmış ve bu çalışmada diş gelişiminde 

cinsiyetler ve toplumlar arasında görülen farklılıklar belirlenmeye 

çalışılmıştır. Günümüzde değişik metodlar kullanılarak diş gelişimiyle ilgili 

tabloları Demirjian and Levesque (1980) ve Demirjian (1986)  tarafından 

hazırlamıştır. 

Erişkinlerde diş yaşı tayininde diş  aşınmaları temel alınır

.

 Daimi 


moların çiğneme yüzeylerinde yaş ilerledikçe aşınmalar gözlenmektedir.  Bu 

DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

21 



 

aşınmaların derecelerine bakılarak bireyin yaşı belli bir yaş aralığında 

saptanabilmektedir (Brothwell, 1978).  Bu metot uygulanırken toplumun 

veya bireyin beslenme rejiminin de dikkate alınması gereklidir. Çünkü sert 

taneli beslenmeye dayanan bireylerde çok genç yaşlarda bile aşırı derecede 

diş  aşınması ile karşılaşılabilir.  Gustavson dişteki yapısal değişikliklerin 

yaşın belirlenmesinde kullanılabileceğini göstermiştir. Bu değişikliklerin tek 

tek çok anlamlı olmamasına rağmen hep birlikte kullanılmaları halinde yaşın 

belirlenmesinde yardımcı olduğunu yaptığı çalışmalarla göstermiştir. 

Gustavson, bu amaçla dişte 6 sekonder değişimi dikkate almıştır. Bu 

değişimler; atrisyon,periodontitis, sekonder dentin, sement apozisyonu, kök 

rezorpsiyonu  ve kök transparanlığıdır. 

1. Atrisyon; Çiğneme nedeniyle dişlerin oklüzal ve kesici yüzeylerinde 

olan alt değişikliklerdir. Dişlerin sürtünmesel olarak aşınması olup dişlerin 

temas yüzeyleriyle sınırlı, aşınmadır. Bu değişiklikler, hem mikroskobik 

hem de makroskopik olarak görülür. Abrazyon (mekanik aşınma); dişlerin 

fizyolojik olmayan mekanik, sürtünmesel aşınmasıdır. Erozyon ise; 

genellikle dişlerin oklüzal yüzeyleri dışında kimyasal bir işlem sonucunda 

oluşan kama şekilli, parlak yüzeyli aşınmadır (Yavuzyılmaz ve ark., 2003). 

2. Periodontitis; Diş kaybı veya erüpsiyonun devamı, diş 

ataşmanlarındaki değişiklikler ile karakterizedir. Hem mikroskobik hem de 

makroskopik olarak görülür. 

3. Sekonder dentin; Pulpa kavitesi içinde gelişir. Kısmen yaşın direkt 

bir işareti, kısmen de çürük, paradontosis gibi patolojik durumlara karşı bir 

reaksiyon olarak gelişir. Bu değişiklik, sadece mikroskobik kesitlerde 

görülebilir. 

4. Sement apozisyonu; Özellikle paradontosis ile bağlantılı olarak, 

kökte veya etrafında olabilir. Mikroskobik kesitte görünür. 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

22



5. Kök rezorbsiyonu; Sement ve dentinin her ikisini de içerir ve 

mikroskobik kesitte görünür. 

6. Kök transparanlığı; Dişin apikal bölümünün transparanlığıdır. Bu 

transparanlık, dişin kronunda çürük, atrisyon veya benzer değişiklikler 

nedeniyle oluşan transparanlıktan ayırt edilmelidir. Kök transparanlığının 

yaş ile arttığı tedavi ve patolojik durumlarla yakın ilgisi olmadığı 

bildirilmektedir (Gustavson, 1950; Afşin, 2004). 

 

Diş Patolojileri:  

Diş patolojilerinin tespiti konusunda yapılması gereken incelemeler 

dişlerde hypoplasia, aşınma, periodontal hastalık, diş taşları, çürük gibi 

değişikliklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. 

Hypoplasia:  Hypoplasia dişin gelişimi döneminde ortaya çıkan bir 

anomali nedeniyle dişin mine tabakasında görülen kusur olarak tanımlanır 

(Goodman ve ark,1980; Brothwell, 1981; Alt ve ark.,1998). Mine 

kalınlığında defekt olarak ortaya çıkan bu anomali; sistemik metabolizma 

stresi, herediter anomali veya lokal travmanın etkisiyle oluşur (Buikstra ve 

Ubelaker, 1994 ). Bu nedenlerin yanı sıra hypoplasia; beslenme bozukluğu, 

mineral eksikliği, olumsuz çevre koşulları, vitamin eksikliği, mineral 

eksikliği (özellikle kalsiyum ve magnezyum), iç salgı bezlerin iyi 

çalışmaması gibi nedenlerle de görülebilir (Ata, 1971, Alt ve ark., 1998 ; 

Goodman ve ark.,1980). Dişin mine tabakasında oluşan bu anomali şu 

şekilde derecelendirilir: 

1. Tip 1: Dişin mine tabakasında beyaz veya krem renk değişikliği, 

2. Tip 2: Dişin mine tabakasında sarı veya kahverengi renk değişimi, 

3. Tip 3: Dişin mine tabakasında oluşan çukurlar, 

4. Tip 4: Dişin mine tabakasında oluşan horizontal oluklar, 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

23 



 

5. Tip 5: Dişin mine tabakasında oluşan vertikal oluklar, 

6. Tip 6: Dişin mine tabakasının hiç oluşmaması ( Michael ve ark., 

1998). 


Aşınma: Dişler arasındaki sürtünmenin doğal bir sonucu olarak görülen 

diş  aşınması, besinlerin çiğnenmesi sırasında kendini gösteren fiziksel ve 

fizyolojik unsurların mine tabakasında oluşturduğu tahribattır (Özbek, 2000). 

Diş aşınmaları patolojik veya fizyolojiktir (Mayhall, 2002). Dişlerde aşınma 

farklı şekillerde görülmektedir. Bunlar; abrazyon, atrisyon ve erozyon olarak 

isimlendirilir.  

Diş  aşınmasıyla beslenme şekli arasında yakın bir ilişki olduğundan 

aşınmanın derecesi ve biçimi beslenme alışkanlıklarının belirlenmesinde 

referans olarak kullanılır (Goodman ve Rose,1991; Özbek, 2000). Aşınma 

sırasında önce çiğneme yüzeyindeki tüberküller daha sonra fissur ve 

sulcuslar silinerek mine tabakası kaybolur ve dentin tabakası ortaya çıkar. 

Aşınmanın devamı halinde dentin tabakası da tamamen ortadan kalkarak kök 

kalır (Özbek, 2000). Bu aşamada sıklıkla pulpa enfeksiyonlarına rastlanır. 

Dişlerdeki mevcut aşınmalarının derecelerine göre hazırlanan skalalar 

yardımıyla dişleri incelenen bireyin hem beslenme alışkanlığı hem de yaşı 

hakkında bilgilenmemiz mümkün olabilir (Bass,1987; Buiska ve 

Ubelaker,1994; Brothwell,1981;  Ortner ve Putschar, 1985; Smith, 

1972).Günümüz toplumlarında ise yumuşak besinlerle beslenmelerinin 

sonucu olarak diş aşınmalarının prehistorik toplumlara göre daha az belirgin 

olduğu bilinmektedir (Brothwell, 1981; Langsojen, 1988; Özbek, 1985; 

Smith, 1972 ). 

Diş Çürüğü:  Çürük, tahrip edici maddelerin içeriden etkisi olmaksızın 

sağlam olarak sürmüş dişlerin dış yüzünde başlayan, sert dokuların özellikle 

minenin harabiyeti olarak tanımlanır. Diş çürüğünde iltihapla ilgisi olmayan 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

24



iki temel olay görülür ki bunlar; mineralin erimesi (dekalsifikasyonu) ve 

organik maddelerin enzimler vasıtasıyla tahribi şeklindedir (Ata, P 1971). 

Bir başka tanımla diş çürükleri dişlerin yüzeylerinde oluşan bakteri plakları 

üzerinde yer alan asit üretici bakteriler etkisiyle dişin mine, dentin ve sement 

tabakasında oluşan çürük kavitesi olarak tanımlanan boşluklardır ve bu 

oluşumlar dişin kron veya kök yüzeylerinde görülür (Hillson,1998).  

Diş çürükleri morfoloik olarak dişin mine, dentin ve sement 

tabakalarında oluşabilir. Diş çürükleri klinik açıdan bakıldığında; fissur 

çürüğü, aproksimal (yan yüz) çürük, kole çürüğü, sement çürüğü, süt 

dişlerinin halka şeklinde çürüğü, kök çürüğü, kuru (iyileşmiş) çürük ve kama 

şeklindeki çürükler olarak sınıflandırılır. 

Diş çürükleri her yaşta görülmekle birlikte yapılan çalışmalar yaş ile 

çürük arasında doğru orantının olduğunu göstermektedir. Çürükler 15-34 

yaşlarda genellikle dişin mine tabakasında görülürken yaş ilerledikçe dentin 

pulpa ve sement tabalarında da görülür. Çürükten en fazla etkilenen dişler 

sırasıyla, molarlar, premolarlar, kesici ve köpek dişleri  şeklindedir. Molar 

dişlerde de çürük sıklıkla 1. molarlarda görülür. Üst çene dişlerin de alt çene 

dişlerine göre daha fazla oranda çürük görülmektedir ki, bu durumun nedeni 

tükürüğün temizleme fonksiyonunun üst çenede daha az etkin olmasıdır. 

Çürükleri lokalizasyon açısından değerlendirecek olursak birinci sırayı diş 

kronlarının çiğneyici yüzeylerindeki fissurlarda oluşan çürükler alır ve bunu 

diş kronlarının kontak yüzeyleri olan yan yüzeyleri izler (Hillson, 1998; 

2000).  

Periodontal Hastalıklar: Dişler çene kemiği içinde diş soketi adı verilen 

çukurcuklar içinde yer alır. Periodontal doku çene kemiği içinde yer alan dişi 

çevreleyen ve destekleyen bir yapı olup, sert ve yumuşak dokulardan oluşur. 

Bu dokular diş kökü yüzeyindeki sement, alveol kemiği, periodontal 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

25 



 

ligament, gingiva (dişeti)’dır. Periodonsiumun bu dört elemanı yardımıyla 

dişler soketleri içinde tutunabilirler (Alt,1998, Hillson, 1986).  

Periodontal hastalıkların çeşitli nedenleri olmakla birlikte en önemlisi 

ağız bakımının yeterince yapılmaması sonucu dişler üzerinde oluşan bakteri 

plaklarında bulunan mikroorganizmalardır. Mikroorganizmaların dişeti 

dokusunda iltihabi olayı başlatmaları ve ilerleyen iltihabın da gerek dişeti 

gerekse alveol dokularında yıkıma neden olması  şeklinde periodontal 

hastalık olarak tanımlanır (Brothwell, 1981; Clarke, 1990; Isler ve ark, 1985; 

Martin, 1991). Sistemik hastalıklar, diabet, vitamin eksikliği, psikosomatik 

hastalıklar, kalıtımsal özellikler, pulpa patolojileri, maloklüzyonlar, aşınmış 

dişler, beslenme şekli, yaş, cinsiyet gibi faktörler yanı  sıra hatalı çiğneme, 

alkol ve sigara kullanımı gibi alışkanlıklar da periodontal hastalıkların 

nedenleri olarak sayılabilir (Hildebolt ve Molnar, 1991; Sandallı, 1981).  

Periodontal hastalıkları; çocukluk, gençlik ve erişkinlik dönemlerinde 

görülür. Çocukluk döneminde görülen periodontal hastalıklar, süt dişlerinin 

tamamlanmasından hemen sonra 5 yaş altında ve belirgin kemik kaybıyla 

birlikte görülür. Gençlik dönemi periodontal hastalıkları da kemik 

kayıplarıyla karakterize olup sıklıkla 1. molar ve kesici diş bölgesinde 

rastlanır. Bu tip periodontitisler, dişetinde Actinobacillus 

actinomycetemcomitans’ların varlığıyla doğru orantılıdır. Erişkinlerde 

görülen peridontal hastalıklar da kemik kaybıyla karakterize olup, görülme 

sıklığı oldukça fazladır (Hildebolt ve Molnar, 1991; Strom ve Alt, 1998 ). 

 Evrensel bir sağlık sorunu olan periodontal hastalıklar Dünya Sağlık 

Örgütü’nün tespitlerine göre erişkinlerin %75’ini etkilemektedir 

(Langsojen,1998). Antropolojik materyallerde de sıklıkla karşılaşılan 

periodontal hastalıklar; paleolitik dönemde başlayıp neolitik dönemde 

artışını hızlandırmış ve günümüzde beslenme şeklinde görülen değişikliklere 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

26



bağlı olarak en üst düzeye ulaşmış bulunmaktadır (Hildebolt ve Molnar, 

1991; Strom ve Alt, 1998; Hillson, 2000 ). 

Periodontal hastalıkların ölçülmesinde özellikle antropolojik 

materyallerde bazı zorluklarla

 

karşılaşılmaktadır. Bu durumun nedeni toprak 



altındaki iskeletlerde çeşitli nedenlerle alveol kemiğinde oluşan kayıplardır ( 

Strom ve Alt, 1998 ).  

Diş taşı: Diş taşı  kısaca kalsiyum fosfat tuzlarının diş yüzeyinde 

birikmesi olarak tanımlanabilir. Ağız içindeki pH’nın düşük olduğu 

durumlarda dişler üzerindeki bakteri plaklarının mineralize olması sonucu 

oluşan diş taşları calculus veya tartar olarak da isimlendirilir. Diş taşı, 

mutlaka dişlerde daha önce oluşmuş plaklarını varlığının kanıtıdır (Hillson, 

2005). Diş taşları sıklıkla, tükürük bezlerinin ağızlarına yakın olan alt kesici 

ve üst 1. molar dişlerde gözlenir. Bol miktarda mikro organizma içeren diş 

taşları zamanla oluşturdukları enfeksiyon nedeniyle periodontal hastalıkların 

oluşumuna neden olur (Özbek, 2000). 

Diş taşları hem prehistorik hem de modern toplumlarda sıklıkla 

rastlanan oluşumlardır. Bulundukları yere göre; dişeti üzeri (supragingival) 

veya dişeti altı (supgingival) taşlar olarak isimlendirilirler. Supragingival diş 

taşları, dişeti kenarında diş üzerinde yerleşen taşlardır. Dişlerin bütün 

yüzeylerinde görülebilen bu taşlar, beyazımsı sarı renkte olmalarına karşın, 

yenen gıdalara veya sigara içme alışkanlığına bağlı olarak çeşitli renklerde 

olabilir.  İlk oluştukları zaman yumuşak olan diş taşları gelişme hızına, 

eskiliğine ve içerdiği organik maddelerin cins ve miktarına bağlı olarak 

sertleşir. Bu tip taşlar %82 oranında inorganik tuzlar, %10,74 organik 

tuzlardan oluşur Supgingival diş taşları ise dişeti kenarı altında kalan diş 

yüzeylerinde veya dişeti cebi içinde oluşurlar. Renkleri genellikle koyu gri 

veya siyahsa da bazen diş taşı nedeniyle zarara uğrayan dişeti kapillerinden 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

27 



 

sızan kanın etkisiyle yeşilimsi siyah renkte de olabilirler (Ata, 1971; Gözlük, 

2004; Hillson, 2005;  Sandallı, 1981).  

Oluşumunda pek çok faktörün rol oynadığı diş taşları ağız hijyeninin en 

iyi göstergelerinden biridir. Beslenme alışkanlığı, ağız bakımı alışkanlığı, 

sistemik hastalıklar, ağızda mevcut bakteriler, oklüzyon bozuklukları ve yaş 

diş taşı oluşumunun nedenlerindendir. Diş taşları ölüm sonrasında da dişler 

üzerinde kalabilir. Diş taşları yardımıyla kişi ve toplumla ilgili pek çok 

veriye ulaşılabilmesi nedeniyle özellikle antropolojik kazılarda çıkarılan 

iskeletlerin dişleri temizlenirken dikkatli çalışmak ve diş taşlarına zarar 

vermemek gereklidir. 

 

Dişlerde Görülen Varyasyonlar 

Dişlerdeki Büyüklük Varyasyonları: 

Mikrodonti:  Dişin normalden küçük olması demektir. Hipofizial 

cücelikte ve genellikle bir veya iki dişte ve üst yan kesici (lateral) ve üçüncü 

molar dişlerde görülür. (Afşin, 2004). 

Makrodonti:  Dişin normalden büyük olması demektir. Hipofizial 

devlikte görülür. (Afşin, 2004). 

Dişlerdeki Sayı Varyasyonları: 

Diş Fazlalığı (Süpernümere Dişler, Hyperodonti):  Birinci dentisyonda 

20’den, ikinci dentisyonda 32’den fazla olan diş sürmesine verilen isimdir. 

Diş fazlalığı kaninler hariç tüm dişlerde görülebilirse de çoğunlukla 

maksilla’da (üst çene) görülür ve fazla dişin varlığı  polidonti veya 



hiperdonti terimleriyle de ifade edilir. Üst orta kesiciler bölgesinde oluşan 

süpernümere dişler  mesiodens  olarak isimlendirilir. Mesiodens, üst orta 

kesicilerin (santral) orta hattında ve köklerin lingualinda görülür. (Ata,1973; 

Afşin, 2004; Alt,1998; Brukzynski ve Escobar; 1983; Küçüküçerler, 1978). 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

28



Diş Eksikliği: Birinci dentisyonda 20’den, ikinci dentisyonda 32’den az 

diş sürmesine verilen isimdir. Diş eksikliğinin başlıca nedenleri; diş 

embriyolarının bir travma nedeniyle bozulması, çenedeki kronik iltihaplar, 

gelişme ve beslenme bozuklukları, iç salgı bezlerinin hastalıklarıdır. 

Kongenital olarak süt dişlerinin bulunmaması az rastlanan bir durumdur. Bu 

durum genellikle simetrik olmakla beraber tek taraflı da olabilir. Maksillada 

genellikle yan keserlerde, mandibulada ise orta keserlerde görülür 

(Küçüküçerler, 1978; Alt 1998; Brukzynski ve Escobar; 1983). 



a.Hipodonti:  Bir veya birkaç dişin gelişmemesi durumudur. 

Çoğunlukla; üçüncü molarlar, alt ikinci premolarlar (küçük azı), üst 

lateraller, nadir olarak da alt orta keserlerde görülür (Ata,1973; 

Brukzynski ve Escobar; 1983; Küçüküçerler, 1978).  



b.Oligodonti:  Çok sayıda dişin yokluğu demektir.  Hipodontide 

olduğu gibi oligodontide de üst ve alt ikinci premoler, üst yan keserler 

ve alt orta keserlerde görülür. (Brukzynski ve Escobar, 1983; 

Yavuzyılmaz,2001). 



c. Anadonti: Anadonti, dişlerin tamamen yokluğunu açıklayan ve 

ender rastlanan bir durumdur. Anadonti, dişsizlik ile 

karıştırılmamalıdır. Çünkü dişsizlik klinik olarak dişlerin olamaması 

ile ifade edildiği halde anadontide dişler hiç oluşmamıştır (Afşin, 

2004; Brukzynski ve Escobar; 1983; Yavuzyılmaz, 2001).  

Dişlerdeki Şekil Varyasyonları: 

Dilaserasyon:  Dişin uzun aksındaki eğrilmedir. Kök açılanması olarak 

da tanımlanır. Eğrilme, kök ile kronun birleşme noktasında yer alıp 90 

derece kadar olabilir. Dilaserasyon genellikle dişin gelişim sürecinde oluşan 

bir travma nedeniyle meydana gelir (Afşin, 2004; Yavuzyılmaz, 2001). 



DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

29 



 

Fleksiyon: Dişin sadece kökü ile sınırlı kalmış bir eğrilmedir. Eğrilme 

genellikle 90 dereceden azdır. Tıpkı dilaserasyonda olduğu gibi dişin gelişim 

sürecinde oluşan bir travma nedeniyle meydana gelir (Afşin, 2004; Alt, 

1998). 

Taurodonti:  Literatürde’boğa dişi’ olarak da bilinen taurodont dişler 



genellikle molar dişlerdir. Bu dişlerin uzun pulpa odaları ve kısa kökleri 

vardır. Klinik olarak bu dişler normal görünür (Afşin H. 2004; Goodman, 

1980). 

Dens in Dente (Diş  İçinde Diş):  Kelime anlamı olarak diş içinde diş 



olarak tanımlanabilir. Genellikle üst ikinci kesicilerde görülür ve dişin mine 

tabakasının içe doğru çökmesiyle karakterize edilir. Radyolojik olarak 

izlenebilen bu anomali ‘dense invaginatus’ olarak da tanımlanır (Afşin H. 

2004; Goodman, 1980). 

Süpernumere Tüberküller: Dişler üzerinde bulunan fazla tüberküllerdir. 

Karabelli Tüberkülü: Üst birinci moler ve üst ikinci süt molarların 

mesiopalatinal yüzü ya da mesiopalatinal tüberkülünde görülür. En yaygın 

olarak Avrupalı popülasyonda görülen kalıtımsal bir özelliktir (Afşin, 2004; 

Alt ve Türp1998; Kelley ve Larsen,1991). 



Talon Tüberkülü: Kesici dişlerin singulum çıkıntısı olarak ortaya çıkar. 

Bu durum oklüzyonu engelleyebilir ancak aşındırılması sorunlar yaratabilir. 

Bu durumun nedeni sıklıkla çıkıntılı pulpa boynuzu içermeleridir (Afşin, 

2004). 


Dens Avaginatus:  Dişin mine tabakasının premolar dişlerin oklüzal 

yüzeyinde oluşturduğu bir tüberküldür. Dens invaginatus ile 

karıştırılmamalıdır, çünkü bu tüberkül de tıpkı tolon tüberkülünde olduğu 

gibi pulpa boynuzu içerir (Afşin, 2004; Alt ve Türp1998;). 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

30



Uto Aztek: Üst birinci molar ve üst ikinci süt molarlarının mesiolingual 

yüzü ya da mesiolingual tüberkülünde görülür. (Afşin, 2004). 



Paramolar tüberkü:; Yardımcı buccal tüberküldür. Çoğunlukla alt 

molarlarda ve en çok da 2. ve 3. molarlarda görülen ve mesiobuccalde yer 

alan tüberküldür (Küçüküçerler, 1978; Hillson, 1986). Bu tüberküllerin aşırı 

gelişmesi paramolar diye isimlendirilen sürnümeral bir dişin gelişimine 

neden olabilir (Alt ve Türp,1998; Ata,1971). 

Pag Shaped: Diş germinde görülen morfolojik bir şekil bozukluğu olup, 

dişler kama şeklindedir ve genellikle ektodermal displazi hastalığında 

görülür. 

Mine  İncisi (Enameloma):  Değişik büyüklüklerde ve genellikle yarım 

küre şeklinde olan mine incileri mine nodülü veya mine damlacığı olarak da 

isimlendirilir (Ata, 1971). En çok molarların bifürkasyon veya 

tribifürkasyonlarında bulunurlarsa da daha çok üst molarlarda görülürler. 

Yapılarına göre mine incileri; saf veya tek mine incisi, dentin çekirdekli 

mine incisi, dentin ve pulpalı mine incisi olmak üzere sınıflandırılırlar 

(Afşin, 2004; Ata,1971). 

Dişlerde Kök Varyasyonları:  Dişlerdeki  şekil bozukluklarından 

bahsederken kök varyasyonları göz ardı edilmemelidir ki bunlar şöyle 

sıralanabilir; 



a. Süt dişlerinden alt kanin dişinin 2, alt I. süt molar dişinin 3, üst 

I. süt molar dişinin ise 4 kökü olabilir. 



b. Daimi alt 1. molarlar dişlerin genellikle iki kökü olmasına 

karşın bazen tek, çok ender olarak da üç kökü vardır.  



c. Daimi alt kaninler bazen apekse doğru iki kısa kökle 

sonuçlanan bir bifurkasyon gösterebilir. 



DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

31 



 

d. Daimi alt premolar dişler 2, daimi üst 1. premolar dişler ise 3 

kökü olabilir. 



e. Daimi üst 3. molar diş kökleri bazen kaynaşmış olur ki bu 

durum da bir varyasyondur (Afşin, 2004; Ata, 1971; Kelley ve Larsen, 

1991). 

Birleşmiş Dişler: 



a. Füzyon: İki dişin mine ve dentinin birleşmesidir. Pulpa odaları 

genellikle ortaktır ki bu özellikleriyle geminasyondan ayrılır. Dental 

arkta dişlerin sayısında bir azalmayla doğrulanır (Afşin, 2004; Alt ve 

Türp, 1998; Ata,1971; Küçüküçerler, 1978; Yavuzyılmaz, 2001).  



b.  Geminasyon:  Tek bir diş germinden iki kronun gelişmesi 

durumudur. Diş germinin tamamlanmamış ikizlenmesidir. 

Germinasyonda kök ve pulpa ortaktır, dişlerin sayısı doğrudur, ancak 

diş alışılmadık ölçüde geniştir (Küçüküçerler, 1978; Alt ve Türp, 

1998; Afşin, 2004;).  

c.  Konkresan:  Diş köklerinin sementlerinin birleşmesidir. Diş 

gelişimi tamamlandıktan sonra ortaya çıkar (Afşin, 2004).  



d.  Hipersementoz:  Aşırı sement oluşumunun sonucudur. 

Genellikle yaşlılarda çiğneme kuvvetinin aşırı azalması veya 

çoğalması sonucu ortaya çıkar (Afşin, 2004). 

Dişlerdeki Sürme Varyasyonları: 



Daimi ve süt dişlerinin prematüre Sürmesi: Genellikle hypertroidi gibi 

bir endokrin sistem bozukluğu durumunda görülür. Doğumda görülen natal 

bir diş, bir diş nodülü veya gerçekten daha önceden sürmüş bir daimi diş 

olabilir (Afşin, 2004). 



Sürmede Gecikmeler:  Lokal veya sistemik faktörlere bağlı olarak diş 

sürmesinde görülen gecikmelerdir (Afşin, 2004). 



Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

32



Gömülü Dişler: Çene içerisinde her tarafı kemik ve dişeti veya kısmen 

kemik ve dişeti ile örtülü olan dişlerdir. Gömüklük tam veya yarım olabilir. 

Gömüklük; diş embriyonunun primer olarak değişik yerde oluşması, diş 

embriyonunun hatalı oluşması, sürme sırasındaki bozukluklar veya 

kalıtımsal nedenlerle olabilir. Bu nedenlerin varlığında sürekli dişlerin her 

biri gömülü kalabilirse de en sık gömülü kalan dişler, alt-üst kaninler, alt-üst 

3. molarlar ve alt premolarlardır. Gömülü dişler genellikle simetriktir (Ata, 

1971). 


Ektopik Sürme: Bu durum, diş sürmesinin tamamlanmasının komşu bir 

diş veya yapılan ortodontik bant nedeniyle engellenmesi halinde görülür 

(Afşin, 2004). 

İatrojenik Hastalık:  Hekim hatasıyla oluşan bozukluklardır. Başarısız 

yerleştirilmiş bir ortodontik bant bu duruma neden olabilir (Afşin, 2004). 

Dişlerdeki Kültürel Varyasyonlar:Çeşitli kültürel alışkanlıklar dişlerde 

varyasyonlara neden olur. Bunlardan bazıları dolgular ve inleyler gibi 

özellikle yapılmış olup diğer bir kısmı da pipo içme gibi bazı alışkanlıklar 

sonucu oluşur (Buikstra ve Ubelaker, 1994). Dişlerde modifikasyonları  şu 

şekilde sınıflandırılabilir. 

1. Ön dişlerin buccal yüzeylerine yapılan dolgular, 

2. Ön dişlerin kronlarında inleyli veya inleysiz oluşturulan delikler, 

3. Dişlere uygulanan çeşitli restorasyonlar, 

4. Diş yüzeylerinde çeşitli alışkanlıklara bağlı olarak gelişen artifaktlar, 

5. Kültürel nedenlerle dişler çekilebilir (Buikstra ve Ubelaker, 1994).  

Dişlerin Metrik Ölçümleri 

Dişlerin metrik ölçümleri için 1957’de Moorees tarafından geliştirilen 

yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemde bir diş boyutuyla ilgili 3 ölçümden 

yararlanılır. Bunlar; mesiodistal (MD) uzunluk, buccolingual (BL) uzunluk 



DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

33 



 

ve kron yüksekliğidir. Mesiodistal uzunluk, dişin arayüzündeki kontakt 

noktaları arasındaki uzunluk diğer bir değişle diş kronunun mesial ve distal 

yüzeyleri arasındaki uzunluktur. Buccolingual uzunluk, diş kronunun buccal 

ve lingual veya palatinal yüzeyleri arasındaki uzunluktur. Kron yüksekliği 

ise; kesici dişlerde kole ile kesici kenar, molarlarda ise kole ile en yüksek 

mesiobuccal yüzey arasındaki uzunluktur (Buikstra ve Ubelaker, 1994; 

Hillson, 2005; Yavuzyılmaz ve diğ.,2003).  

Dişler yardımıyla kimlik tespiti yapmayı amaçlayan adli diş 

antropolojisi sadece dişlerdeki patolojik oluşumları değil, aynı zamanda diş 

boyutundan topluluklar ve dönemler arasında oluşan farklılıkları da 

araştırmayı hedeflemektedir. İnsan topluluklarında diş boyutuyla ilgili 

çalışmalar hem diş boyutundaki evrimsel mekanizmayı açıklamak hem de 

toplumlar içinde cinsiyetler arasındaki farklılıkları belirlemeyi 

amaçlamaktadır (Erdal, 1996; Lukacs, 1985). Diş boyutunda meydana gelen 

küçülme özellikle Neolitik dönemle birlikte tahıl tüketimindeki artış, 

öğütülmüş besinlerin kullanımı ve sıvı besinlerin tüketilmesiyle bağlı 

olmakla birlikte (Brace ve Mahler,1971; Calagno ve Gibson, 1991; Erdal, 

1996; Lukacs, 1985) olası mutasyon etkisi olarak bilinen çekinik genlerin 

birikimiyle de bağlantılıdır (Brace, 1963; Erdal, 1996). 



 

SONUÇ 

İnsan vücudunun en küçük yapılarından olan dişler, üzerlerinde 

bireylere ait önemli bilgiler saklar. Bu özellikleri nedeniyle antropolojik 

çalışmalarda dikkatli incelenmesi ve değerlendirilmeleri gerekir. Dişler 

yardımıyla bireylerin hem çocukluk hem de erişkinlik döneminde yaş 

tayinini yapabilmek mümkündür. Özellikle çocukluk döneminde dişler 

yardımıyla yapılan yaş tayinleri güvenilir sonuçlara ulaşmamızı sağlar. 


Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

34



Dişlerdeki hypoplasialar ile bireylerin ve ait oldukları toplumlarının 

beslenme durumlarını, diş aşınmaları ve çürükler ile de beslenme şekillerini 

belirlemek olasıdır. Metrik ölçümler yardımıyla diş boyutunda tarih boyunca 

oluşan değişiklikleri, toplumlar ve cinsiyetler arasında gözlenen farklılıklar 

belirlenebilir. Bireyler ve toplumlar hakkında değerli bilgiler içeren dişler, 

diş antropolojisinin giderek değer kazanmasını sağladığından dişler, Adli 

Bilimlerde son yıllarda önem kazanan adli odondoloji bilim dalı için değerli 

veri kaynaklarıdır. 



 

KAYNAKLAR

 

Afşin. H, (2004),Adli Diş Hekimliği, Adli Tıp Kurumu Yayınları- 10, İstanbul.  



Alt, K.W., Türp, J. C. (1998 ). ‘Hereditary Dental Anomalies’ içinde: Alt K., Rösing 

F., Teschler M- N (eds). Dental Anthropology, New York: Springer Wien , 

s.95-128. 

Alt W. Kurt, (1998) Rösing Friedrich W., Teschler Maria, Dental 

Anthropolgy,Springer Wien/New York. 

Ata, P, (1971) Konservatif Diş Tedavisi, Yenilik basımevi, İstanbul. 

Bass, W.(1987). Human Dentition. Bass W.(eds.), Human Osteology, Columbia: 

Special Publication, Missouri Archaelogical Society 2: 259-290. 

Boller RJ (1964), ‘Fetal Morfogenesis of the Human Dentition’, J Dent Child 31 

(2nd quarter) 67-97. 

Brace, C.L. (1963). Structural Reduction in Evolution. The American Naturalist 

47: 39-49. 

Brace, C.L., Mahler, P.E. (1971). Post- Pleistocene Changes in the Human 

Dentition. American Journal of Physical Anthroplogy 34: 191-204. 

Brothwell, D. R., (1963) Dental Anthropology, New York: A Pergamon Pres Book. 

Brothwell, D. R.(ed) (1981). Digging up Bones: Excavations, Treatment and 

Study of Human Skeletal Remains, (3. Basım), Oxfort: Oxfort University 

Press. 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

35 



 

Brukzynski, N. J., Escobar,V.H.(1983). Clasfication and Genetic of Numeric 

Anomalies of Dentition, Bith Deffects: Original Article Series 19(1): 95-106, 

New York 

Buikstra J. E. and Ubalaker D. H., (1994) ‘Dental Data Collection: II’ Dental 

Morphology and Measurements of the Secondary Dentition’, Standarts for 

Data Collection from Human Slekeletal Remains, 61–62, Arkansas Archeology 

Survey Fayettevilla, Arkansas. 

Buikstra JE and Ubaleker DH, (1994) ‘Dental data Collection:1 Inventory, 

Pathology and Culturel    Modifications’48-58, Standarts for Data Collection 

from Human Slekeletal Remains,  Arkansas Archeology Survey Fayettevilla, 

Arkansas.  

Buikstra, J. E., Ubelaker, D. H.(1994). Standards: For Data Collection From 

Human Skeletal Remains, Arkansas Archeological Survey Research Series 

No:44.  


Calcagno, J.M., Gibson, K.R., (1991). Selective Compromise: Evolutionary Trends 

and Mechanic. M.A. Kelley and C.P. Larsen (eds), Advances in Dental 



Anthropology, New York: Wiley- Liss Publication, 59-76. 

Clarke, N.G. (1990). ‘Periodontal defects of Pulpal Origin: Evidence in Early Man’. 



American Journal of Physical Anthropology 82: 371-376. 

Demirjian A, (1986), Dentition In Falkner F, Tanner Jm (eds): ‘Human Growth, A 

Comprehensive Treatise,’2 ne ed. New York: Plenum,sayfa 269-298. 

Demirjian A, Levesque GY (1989), Sexual Differences in Dental Development and 

Prediction of Emergence, J Dent Res 59 1110- 1122.Erdentuğ A.,(1985), 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji 

Bibliyografyası (1935-1983), Antropoloji, 12: 451-504. 

Erdal S.Y., (1996). ‘İznik Geç Bizans Dönemi İnsanlarının Çene ve Dişlerinin 

Antropolojik Açıdan  İncelenmesi’. (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara: 

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.  

Erdal S. Y. (1999). ‘Neolitikten Günümüze Anadolu İnsan Topluluklarının 

Dişlerinde Boyut Küçülmesi’. Hacettepe Dişhekimliği Fakültesi Dergisi 23 

(1): 12-19. 


Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

36



Eroğlu, S., (1998). ‘Sardis Roma- Bizans Toplumlarında Diş hastalıkları ve ağız 

sağlığı’, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi 

Sosyal Bilimler Enstitüsü. 

Garn SM, Levis AB, Polacheck DL (1959), Variability of Tooth Formation, J Dent 

Res 38 135-148.  

Goodman, A. H., Armelagos, G.J. , Rose, J.C. (1980). Enamel Hypolasias as 

Indıcators of Stres in Three Prehistoric Populations from Illionis, Human 

Biology 52: 515-528. 

Gözlük,P., H. Yılmaz, A. Yiğit, A. Açıkol ve A.Sevim, (2003). ‘Hakkari Erken 

Demir Çağı  İskeletlerinin Paleoantropolojik Açıdan  İncelenmesi’,  18. 

Arkeometri Sonuçları Toplantısı, sf. 31-40. 

Gözlük,P., H. Yılmaz, A. Yiğit ve A.C. Erkman, (2004). ‘Van Kalesi/Eski Van Şehri 

İnsanlarındaki Sağlık Sorunları’,  XIX. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, 

Ayrı Basım, sf, 51-62. 

Gözlük P. (2004). ‘Van-Karagündüz Popülasyonunun Dişlerinin ve Çenelerinin 

Paleopatolojik Açıdan  İncelenmesi’, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara: 

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.  

Gustavson G., (1950), Age Determination on Teeth, Am. J. Dent. Assoc., (41): 45-

54. 


Güleç, E.  (1986). ‘ Klazomenai İskeletlerinin Antropolojik ve Demoğrafik 

İncelenmesi’, I. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, 369-379. Güleç, E.  (1987). 

‘Van-Dilkaya iskeletlerinin Paleoantropolojik İncelenmesi’  Kültür Bakanlığı 

Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü IV. Araştırma Sonuçları Toplantısı

sf. 369-380. 

Güleç,  E. (1986). Klazomenai İskeletlerinin Paleoantropolojik Açıdan 

Değerlendirilmesi. Türk Tarih Kurumu 53 (207-208): 565-582.  

Güleç, E., (1987). ‘Van Dilkaya İskeletlerinin Paleoantropolojik İncelemesi’,  IV. 

Araştırma Sonuçları toplantısı, 369-379. 

Güleç,E.,  (1988). ‘Topaklı Popülasyonunun Demoğrafik ve Paleoantropolojik 

Analizi’,V. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 347-357. 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

37 



 

Güleç,E., İ. Duyar, (1998). ‘Panaztepe M.Ö. 2. Bin ve Roma Dönemi İskeletlerinin 

Antropolojik İncelemesi’, Türk Arkeoloji Dergisi 28: 73-95. 

Hess AF, Levis JM, Roman B, (1932), A Radyographic Study of Calcification of the 

Teeth from Birth to Adolescence, Dent Cosmos 74 1053-1061. 

Hildebolt, C.F., Molnar, S. (1991). Dental Anthropology, Kelley M.A., Larsen S. 

C.(ed): Measurement and Description of Periodontal Disease in Anthropolgical 

Studies’, s.225-240, New York: A John Wiley

&Sons, Inc., PublicationWiley. 

Hillson, S. (1998). Dental Anthropology, New York: Cambridge University Pres. 

Hillson S.(2000). ‘Biological Anthropology of the Human Skeleton’, Katzenberg, 

M. A. Ve S. R. Saunders (ed.) içinde, ‘Dental Pathology’, s. 249-286.  

Hillson S, (1998) ‘Histological Methods of Age Determination’ Dental 

Anthropologoy, 210- 216, Cambridge University Pres.  

Isler,R., Schoen,J., İşcan , M.Y. (1985), ‘Dental Pathology of a Prehistoric Human 

Polulation in Florida’ Florida Scientist 48 (3): 129-139. 

İşcan MY, (1988), Rise of Forensic Anthropology, Yearbook of Physical 

Anthropolgy, 31: 203-230. 

Kelley, M. A., Larsen, S.C. (1991), Dental Antropology, New York: A John 

Wiley


&Sons, Inc.,PublicationWiley. 

Koca, B. (2000). Genç ve Erişkin Bireylerde Bazı Diş Varyasyonlarının 

İncelenmesi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış 

Doktora Tezi, Ankara. S:6. 

Korkmaz, D., (1993), ‘Elazığ/Norşuntepe Demirçağı  İskeletlerinde Diş yapısı ve 

Hastalıkları’(Basılmamış Yüksek Lisans Tez,), Ankara: A.Ü. sosyal Bilimler 

Enstitüsü. 

Küçüküçerler, B. (1978), Pedodonti, , Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. 

Langsojen, O. (1998). Diseases of the Dentition’, The Cambridge Encylopedia of 

Human Paleopathology, Cambridge University Press, 393-412.  

Legros C, Magitot E (1980), The Origin and Formation of the Dental Follicle, 

Translated from the French by M S Dean Chicago: Jansen McClurg and co. 

 


Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

38



Legros C, Magitot E (1981), Recherches sur I’Evolution du Follicle Dentaire chez 

les Mammiferes, Paris: Libarairie Germer Balliere. 

Lukacs, J.R. (1985). Dental Pathology and Tooth Size at Early Neolithic Mehrgarh: 

An Anthropological Perspective. J. Scotsnans ve M. Taddei (eds), South Asia 

Archeology, Naples: Instituto Universitario Orientale., 98-112. 

Martin, D. L., Goodman, A.H., Armelagos, G.L., Magennis, A.L. (1991). Black 

Mesa Anasizi Healt: Reconstructing Life from Patterns of Death and 

Disease. Illinois: Southern Illinois University at Carbondale Center for 

Archaeological Investigations. Occasional paper No:14. 

Mayhall, J. T. (2000). Dental Morfology: Techniques and Strategies’ Katzenberg 

M. A., Saunders S. R., Biological Antropology of the Human Sleleton, A John 

Wiley- Sons, Inc., Publication, , Pg. 103-134. 

Menteş A, Ergeneli S, Tanboğa İ (2000), ‘ Applicability of Demirjian’s Standarts to 

the Turksih Children’s Dental Age Estimation, Journal of Marmara University 

Dental Faculty, Volume 4, Number 1, pp 63-69. 

Oliver G, (1969), Practical Antropology, Charles C. Thomas Publisher, Springfield, 

İlinois. 

Ortner, D.J., Putschar , W.G.J. (1985). Identification of Pathological Conditions 

in Human Skeletal Remains, Washington: Smithsonian Instituon Pres. 

Özbek, M. (1985). ‘Yakın-Doğu Tarihöncesi Toplumlarında Bazı Diş Patolojileri ve 

Anomalileri’, Antropoloji 12: 343-356. 

Özbek M. (1988). Çayönü İnsanlarında Diş ve Dişeti Hastalıkları”.  V. Araştırma 



Sonuçları Toplantısı, pp. 367-395. 

Özbek, M. (1992). ‘Aşıklı Höyük Neolitik insanları’  VII. Arkeometri Sonuçları 



Toplantısı, 145-160. 

Özbek M. (1994). Byblos (Lübnan, Kalkolitik) ve Eski Anadolu İnsanlarının Diş 

Morfolojileri”, Belleten LVII (220):731-749. 

Özbek, M. (1997). ‘Çayönü Tarım Toplumunda Diş Sağlığı’,  Türk Arkeoloji 



Dergisi 31: 181-216.  

Özbek, M. (2000). Dünden Bugüne İnsan, Ankara: İmge Kitabevi. 

Sandallı, P.(1981). Periodontoloji, İstanbul: Erler Matbaası. 


DİŞ ANTROPOLOJİSİ 

 

39 



 

Schour I, Massler M, (1940), Studies in Tooth Development the Grown Pattern of 

Human Teeth, part II J Am Dent Assoc 27 1918-1931. 

Scott G., Turner C. G., (1988), Dental Anthropology. Annual Review of 

Anthropology, 17: 99-126, California. 

Smith BH, (1991) ‘Standart of Human Tooth Formation and Dental Age 

Assessment’ Kelley MA, Larsen CS (ed), Dental Anthropology, Wiley- Liss 

Publication, New York, 142-16. 

Sevim, A. (1996a). Datça/Burgaz iskeletlerinin Paleoantropolojik 

Değerlendirilmesi".  XI. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (29 Mayıs-2 

Haziran 1995 Ankara) T. C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel 

Müdürlüğü, s. 1-17. 

Sevim, A. (1996). Dental Pathology of the Middle Age Tepecik Population". 

Winkler's Memorial Symposium,Perspectives ın Anthropology of Past and 

Present Populations (29 Ekim-5 Kasım 1995 Xanthi) Yunanistan (abstract).  

Sevim, A., Kırmızıoğlu, P.G., Yiğit, A., Özdemir, S., Durgunlu,Ö., (2006). 

‘Erzurum/ Güllüdere İskeletlerinin Paleoantropolojik Açıdan 

Değerlendirilmesi’,  22. Arkeometri Sonuçları Toplantısı (29 Mayıs-1 

Haziran 2006 Çanakkale), T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel 

Müdürlüğü, s.141-160. 

Smith, P. (1972). Diet and Attrition in the Natufians’, American Journal of 

Physical Anthropology 37 (2):233-238. 

Şenyürek, M.S. (1946), Türk Tarih kurumu Adına Yapılan Maşat Höyük Kazısından 

Çıkarılan Kafataslarının Tetkiki’, Belleten 10(38): 269-289. 

Ubelaker DH, (1989), Human Skeletal Remains, 2nded. Taraxacum Pres, 

Washington, D.C. 

Yaşar ZF, Hancı İH, Afşin H, ‘Dişlerin İncelenmesinin Adli Yönden Önemi (Adli 

Odontoloji)’ Hancı İH (ed), Adli Tıp ve Adli Bilimler, Seçkin Yayıncılık A.Ş., 

2001. 


Yaşar, Z. F., Yiğit, A., Kırmızıoğlu, P. G., Erol A.S., (2007). ‘Smyrna Agorası 

İnsanlarının Diş Sağlığı Analizi’ 29. Arkeometri Sonuçları Toplantısı,(28 

Mayıs- 1 Haziran 2007, Kocaeli). Baskıda. 


Z. FÜSUN YAŞAR, AYLA SEVİM EROL 

 

40



Yavuzyılmaz, H. (2001). Diş Morfolojisi- Fizyolojisi ve Oklüzyon, Ankara: T.H.K. 

Basımevi, s. 57-171.  

Yavuzyılmaz, H., Ulusoy, M., Kedici, P. S., Kansu, G. (2003), Protetik Diş Tedavisi 

Terimler Sözlüğü, Ankara: Özyurt Matbaacılık.



 

Yüklə 311,21 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin