Metabolizması
Amid yapılı olduğu için primer olarak karaciğerde metabolize edilir. N-
dealkalizasyona uğrar, ilacın çok küçük bir miktarı ise değişmeden idrarla atılır. Plasenta
22
bariyerini pasif diffüzyonla geçer. Umbilikal ven/maternal ven oranı 0.31 ile 0.44’tür.
Proteinlere yüksek oranda bağlanması nedeni ile plasental diffüzyonu da düşüktür. Fetus
üzerindeki etkilerine ait kesin sonuçlar bildirilmemiştir (31).
Etki mekanizması
Uyarılabilir hücre membranlarında Na
+
kanallarının açılmasını engelleyerek hücre
içine yönelik hızlı Na
+
akımını doza bağlı bir şekilde azaltır. Doza bağlı olarak kalpte Na
+
kanallarını bloke ederek aksiyon potansiyelini uzatır ve miyokardın kontraksiyonunu
deprese eder. Bu etki, bupivakainde diğerlerine göre daha belirgindir (32,34).
Sistemik toksisite
Bupivakainin akut toksisitesi (LD50) yaklaşık olarak tetrakainle aynı fakat
mepivakainden 3-4 kat yüksektir. Maksimum plazma konsantrasyonları nadiren toksik
seviyeye ulaşır ve toksik doz konsantrasyonu 4-5 µg/ml ’dir. Total dozu 2-2.5 mg/kg’dır.
Eğer epinefrin kullanılırsa 250 mg’ı geçmemelidir. Tekrarlanan dozlar ilk dozun yarısı
veya ¼ ‘ü kadar tekrarlanabilir fakat 24 saatte maksimum 400 mg’ı geçmemelidir
(31,34,37). Sistemik toksik etkisi, KVS ve SSS üzerine olmaktadır (31).
Santral sinir sistemine etkileri
Bupivakain ile oluşan SSS toksisitesinde, diğer lokal anesteziklerdeki gibi
başlangıçta serebral korteksteki inhibitör yollar ve sonra tüm sistemler deprese olduğundan
belirtiler önce stimülasyon daha sonra depresyonla karakterizedir. Kortikal uyarılma ile
heyecan, huzursuzluk, baş ağrısı, baş dönmesi, kulaklarda uğultu, nistagmus, ağız
çevresinde ve dilde uyuşma, titreme ve kas seyirmeleri daha sonra da konvülsiyon gelişir.
Medüller merkezin uyarılmasıyla arter kan basıncı ve kalp atım hızında artma, solunum
sayısında artma ve ritminde değişiklik, bulantı kusma görülür. Depresyon belirtileri olarak
da oryantasyon bozukluğu, sedasyon, bilinç kaybı, arteriyel kan basıncında düşme, kalp
atım hızında azalma veya durma ve apne gelişir (31,32).
23
Kardiyovasküler sisteme etkileri
Lokal anestezikler sinir hücre membranlarındaki iyon kanallarını bloke ettikleri gibi
diğer uyarılabilir dokulardaki kanalları da bloke ettiklerinden potansiyel kardiyovasküler
toksisiteleri vardır. Toksisite riski uzun etkili lokal anesteziklerde daha yüksektir.
Kardiyotoksisite muhtemelen hem doğrudan hem dolaylı kardiyak etkilerinin sonucudur.
Doğrudan etkileriyle kardiyak debide azalma, hipotansiyon, kardiyak arreste yol
açabilecek ventriküler taşikardi ve kalp bloğu göstergesi olan EKG değişikliklerini de
içeren kardiyotoksisite oluşur. Dolaylı etkiler sempatik kardiyak innervasyonun blokajını
veya diğer SSS ile ilgili mekanizmaları içerebilir. Miyokardiyal Na
+
kanallarının blokajı,
iletim gecikmesine ve QRS uzamasına yol açar. K
+
ve Ca
++
kanallarının blokajı da
kardiyotoksisiteye neden olabilir. Bupivakain, Na
+
kanalına hızlı bağlandığı halde yavaş
terk eder ve miyokardın izometrik kontraksiyonunu % 33 oranında düşürür. Yüksek dozda
hızlı verildiğinde veya ven içine yanlışlıkla enjeksiyon yapıldığında; önce atriyoventrikuler
ileti yavaşlar. EKG’de QRS kompleksinde genişleme, hipotansiyon, bradikardi gelişebilir
ve oldukça sık olarak ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon sonrası asistoli
görülebilir. Bupivakain ile oluşan kardiyotoksisite resüsitasyona kolay cevap
vermemektedir. Asidoz, hipoksemi ve hiperkapni bupivakainin kardiyotoksisitesini
potansiyelize etmektedir (31,32).
2.11.2. Levobupivakain (CHIROCAINE)
Levobupivakain, bupivakain hidroklorid’in saf S (-) enantiomeri olan uzun etkili
aminoamid yapıda bir lokal anesteziktir. Levobupivakain duyu-motor blok ayırımını iyi
gösterir ve epinefrinle etkinin uzaltılmasına ihtiyaç göstermez (36-38).
Kimyasal adı
S-1-butil-N-(2-6 dimetilfenil) piperidin-2-karboksamid. Molekül formülü;
C
18
H
28
N
2
O. Kimyasal yapı formülü Şekil 7’de görülmektedir (38).
24
Şekil 7. Levobupivakainin açık formülü*
Farmakokinetik özellikler
Solüsyonun pH’sı 4.0-6.5, molekül ağırlığı 324.9’dur. Terapötik uygulamayı
takiben, levobupivakainin plazma konsantrasyonu, doza ve uygulama yoluna bağlı olup,
uygulama yerindeki emilim, dokunun vaskülaritesiyle ilgilidir. Levobupivakainin % 0.5
veya % 0.75’lik konsantrasyonlarından 15 ml epidural enjeksiyonu sonrası pik plazma
konsantrasyonları sırasıyla 0.582 ve 0.8-1 mg/L olmakta, bu konsantrasyonlara 0.37 ve
0.29 saatte ulaşıldığı bildirilmiştir (36-38).
Levobupivakain yüksek oranda plazma proteinlerine bağlanır (% 97). Dağılım ve
volümü 66.9 L, ortalama yarılanma ömrü 1.423 saattir. Total plazma klirensi intravenöz
infüzyondan 8 dk sonra 39 L/saattir. İnfüzyondan 15 dk sonra eliminasyon yarı ömrü 2.06
saattir (36,38-40).
Farmakodinamik özellikleri
Levobupivakain rasemik bupivakainin S (-) izomeri olan amid tipte uzun etkili bir
lokal anestezik olup bupivakaine benzer farmakodinamik özellikler gösterir. Toksik
dozlarda erişilen kan konsantrasyonlarında kalpte iletim, eksitabilite, kontraktilite ve
periferik vasküler dirençte değişimler yaptığı bildirilmiştir. Genelde invitro, invivo ve
gönüllülerdeki sinir blok çalışmalarında levobupivakainin bupivakain kadar potent olduğu,
benzer duyusal ve motor blok oluşturduğu gösterilmiştir. Levobupivakainin bupivakainden
daha uzun süreli duyusal blok oluşturduğuna dair çalışmalarda mevcuttur (41,36-38).
*www.drugs.com/pdr/images/16/57001001.jpg, 2006
25
Doğum sırasında epidural analjezi gerektiren kadınlarda % 0.25’lik
konsantrasyonda levobupivakainin % 0.25’lik bupivakain kadar etkili olduğu rapor
edilmiştir. Hayvan çalışmalarında, levobupivakainin bupivakainden daha az toksik etkiye
sahip olduğu gösterilmiştir.
Anestezik etki
Levobupivakainin etkisi bupivakaine benzerdir. Hayvan çalışmalarında
levobupivakain ve bupivakain için duyusal ve motor blok sürelerinin benzer olduğu
gösterilmişse de (36,39,42), klinik çalışmalarda epidural ve levobupivakainin bupivakaine
kıyasla daha uzun süreli bir duyusal blok yaptığı ve levobupivakainin düşük dozlarda da
daha fazla vazokonstriktör etki yaptığı ileri sürülmüştür (38).
Klinik çalışmalarda levobupivakainin bupivakaine benzer anestezi etkisinde olduğu
doğrulanmıştır. Bununla beraber levobupivakain hayvanlarda bupivakainden daha az
toksik olup levobupivakainin, letal dozu bupivakainden 1.3-1.6 kat daha yüksektir (39,42-
45).
Metabolizması
Levobupivakainin ana metoboliti olan 3-hidroksi levobupivakain, glukuronik asid
ve sülfat ester konjugatlara çevrilir ve idrarla atılır. Böbrek yetmezliğinde levobupivakain
plazmada birikmediği halde idrarla atılan metobolitleri birikebilir. Gönüllülerde yapılan
çalışmalarda levobupivakainin iv uygulamadan sonra 48 saat içinde % 71’inin idrarla, %
24’ünün feçesle atıldığı gösterilmiştir (28,29). Hepatik disfonksiyonlu hastalarda
eliminasyon uzar. Levobupivakain, sitokrom p 450 sistemi tarafından metabolize edilir.
Esas olarak CYP1A2 ve CYP3A4 izoformları tarafından metabolize edilir (36-39).
Etki mekanizması
Levobupivakain nöronal membranlarda voltaj sensitif iyon kanallarının blokajıyla
sinir impluslarının geçişini önleyerek etki gösterir. Na
+
kanallarının açılmasını azaltarak
lokalize ve geri dönüşlü anestezi oluşturur (36,37,39,42,46).
26
Kardiyovasküler sisteme etkileri
İzole perfüze tavşan kalpleriyle yapılan çalışmalarda, levobupivakainin
bupivakainden daha az toksik etkiye sahip olduğu, QRS genişlemesi ve aritmi görülme
sıklığının daha düşük olduğu gösterilmiştir (36,42,43,47). Toksisite durumlarında kardiyak
Na
+
ve K
+
kanallarının blokajı, depolarizasyon hızını maksimal düzeyde azaltır,
atriyoventriküler iletimi ve QRS interval süresini uzatır. Bu etkisi göz önüne alındığında
levobupivakaininin daha az toksik etkiye sahip olduğu belirtilmektedir (38,43,45).
Santral sinir sistemine etkileri
Levobupivakainin konvülziyon oluşturan dozu koyunlarda 103 mg iken
bupivakainin 85 mg’dır. SSS uyarı bulguları bupivakain ile daha geç başlar ve daha uzun
sürer. Gönüllülerde ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, SSS toksisite riskinin
levobupivakainde bupivakaine göre daha az olduğu gösterilmiştir (47,48). Hayvan
çalışmalarında konvülsiyon ve apne oluşturma olasılığının daha düşük olduğu
gösterilmiştir (42,45,47). Gönüllülerde ve hayvanlarda iv 40 mg levobupivakain ve
bupivakain verilmiş, levobupivakain verilen grupta daha az EEG depresyonu yaptığı
gösterilmiştir (49,50).
Vazoaktivite
Levobupivakainin vazokonstriktör etkisinin fazla olması nedeni ile ortaya çıkan
duyusal blok daha uzun sürer ve SSS toksisitesi daha düşüktür (38).
Terapötik kullanımı
Levobupivakain etki başlangıcı epidural yoldan verildiğinde 15 dk’dan kısa olan
uzun etkili bir lokal anesteziktir. Etki süresi doz bağımlıdır ve anestezik tekniklere göre
farklılık gösterir (38).
Epidural, periferik sinir bloğu (supraklaviküler, aksiler, brakiyal pleksus), lokal
infiltrasyon ve peribulber yollardan verilen dozları içeren karşılaştırmalı çalışmalarda,
levobupivakainin anestezik ve/veya analjezik etkilerinin aynı dozlardaki bupivakain ile
büyük ölçüde benzerlikler gösterdiği belirtilmiştir (36,38,41).
Levobupivakain duyusal blok zamanını bupivakaine göre daha fazla uzatıyor gibi
görünse de bu farklılık istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır. Levobupivakain epidural
27
yoldan verildikten sonra duyusal blok zamanı % 0.75 konsantrasyonda (112.5 ile 202.5
mg) 8-9 saat, % 0.5 konsantrasyonda (150 mg) 7.5 saat iken % 0.5 konsantrasyondaki (75
mg) bupivakain ile 6 saattir (25). Levobupivakainden 15 mg intratekal verildikten sonra
duyusal blok zamanı 6.5 saattir, % 0.5’lik levobupivakainin (2 mg/kg) periferik sinir
bloğunda verildikten sonra ise duyusal blok zamanı 17 saattir. Levobupivakainin epidural
yoldan verildiğinde duyusal bloktan daha kısa motor blok zamanı oluşturur. Bu farklılıklar
periferik sinir bloklarında görülmez (36,38,41,51).
Ağrı tedavisinde kullanımı
Doğum analjezisi için epidural yoldan verilen % 0.25’lik konsantrasyonda
levobupivakain ve bupivakainin benzer şekilde analjezi oluşturduğu rapor edilmiştir (16).
Ağrı hafiflemesinin ortalama 12 dk’da başladığı ve ağrının hafifleme süresinin yaklaşık
olarak 5 dk sürdüğü ve sonlandığı bildirilmiştir (36,46,52,53).
Dozaj ve verilişi
Levobupivakain için endikasyonlar; erişkin hastalarda epidural, intratekal, periferik
sinir bloğu, peribulber ve cerrahi anestezi için lokal infiltrasyon şeklinde veriliş yollarını
içerir (36,38,41). Levobupivakain aynı zamanda erişkinlerde doğum analjezisi ve
postoperatif ağrı tedavisi için epidural yoldan kullanılır. Çocuklarda levobupivakain
illioinguinal ve iliohipogastrik sinir bloklarında endikedir (38,54). Diğer hastalarda ve
sezeryan ameliyatlarında maksimum % 0.5’lik (150 mg) konsantrasyonda kullanılır
(51,54-58).
Yetişkinlerde cerrahi anestezi için önerilen maksimum tek doz genel olarak
epidural yol ile 150 mg’dır. Maksimum 24 saatlik kullanım dozu 400 mg’dır. Ek dozlar
uzun prosedürler için gerekli olabilir. İntratekal veriliş için maksimum tek doz 15 mg’dır.
Doğum analjezisi için maksimum 50 mg dozlarında verilebilir ve postoperatif analjezi
amaçlı maksimum 25 mg/saat verilmelidir (38,52,54). Yetişkinlerde postoperatif ağrı
tedavisi için doz 18.75 mg/saat geçmemelidir. İlioinguinal/iliohipogastrik blok yapılan
çocuklar için maksimum doz 1.25 mg/kg’dır (36,38,41,43,51,59,60). Levobupivakain için
önerilen doz şeması Tablo II’de verilmiştir (51,52,59,61-68).
28
Levobupivakainin % 0.75’lik konsantrasyonunun kontrendike olduğu durumlar;
• Obstetrik hastalarda, sezeryan ameliyatlarında.
• Amid tipi lokal anestezikler ile bilinen hipersensitive reaksiyonlarında
• Şiddetli hipotansiyon hastalarında
• İntravenöz rejyonel anestezide
• Obstetride paraservikal blok
Levobupivakain bozuk kardiyovasküler fonksiyonlu, karaciğer hastalığı veya
azalmış karaciğer kan akımı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Bütün lokal
anesteziklerde olduğu gibi epidural levobupivakain hipotansiyon, bradikardi ve belki de
kardiyak arreste neden olabilir (36,38,41).
29
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışmamız; Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Haziran-
Kasım 2006 tarihleri arasında Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ameliyathanelerinde
etik kurul izni alınarak yapıldı.
Çalışmaya elektif histerektomi ameliyatı planlanan, 25-70 yaşları arasında, ASA I-
II toplam 50 hasta dahil edildi. ASA III ve üzeri, periferik nöropati, nöromusküler veya
nöropsikiyatrik hastalığı olan, alkol ya da ilaç bağımlısı, obez (vücut kitle indeksi>30),
lokal anestezik maddelere aşırı duyarlılık hikayesi, skolyoz, bel ağrısı ya da bel
bölgesinden operasyon geçirmiş, kanama pıhtılaşma bozukluğu, enfeksiyon, sık analjezik
kullanım öyküsü olan, 150 cm'den kısa, 180 cm'den uzun olgular çalışma dışı bırakıldı.
Dahil edilen hastalar ameliyat öncesi bilgilendirilerek; bilgilendirilmiş onam formlarına
imzalı onayları alındı. Olgular kullanılan lokal anestezik ajana göre; levobupivakain grubu
(Grup L) ve bupivakain grubu (Grup B) olmak üzere 25’er kişilik rasgele iki gruba ayrıldı.
Her iki gruptaki hastalara el sırtından 20 gauge kanül ile damar yolu açıldı.
Premedikasyon amacıyla 0,03 mg/kg midazolam intravenöz yoldan yapıldı. Epidural blok
öncesi 30 dakika süresince gidecek şekilde 10 ml/kg % 0.9 izotonik NaCl infüzyonu
uygulandı. Hastalar ameliyathaneye alınarak standart DII derivasyonunda
elektrokardiyografi (EKG), kalp atım hızı (KAH), noninvaziv sistolik arter basıncı (SAB),
diastolik arter basıncı (DAB), ortalama arter basıncı (OAB) ve periferik oksijen
satürasyonu (SpO2) monitörizasyonu (CAMS II Comprehensive Anesthesia Monitor)
yapıldı. Epidural blok öncesi, epidural başlangıç, 5.dk, 10.dk, 15.dk, 30.dk, 45.dk, 60.dk,
90.dk, 120.dk, operasyon bitimi 15.dk ve 30.dk’ lardaki değerleri kaydedildi.
Tüm hastalara oturur pozisyon verildi. Ponksiyon bölgesi % 10 povidon iyot
antiseptik çözeltici (İsosol ®) ile dezenfekte edilerek steril delikli kompres ile örtüldü.
(Doğru aralığı bulmak için, iki iliak çıkıntı arasından elde edilen ve Touffier çizgisi olarak
adlandırılan çizgi L
3-4
aralığına denk gelerek hata oranını %3’ e düşürmektedir) (69).
Uygun pozisyonda L
3-4
aralığından girilerek 3 ml (60mg) prilokain ile infiltrasyon
anestezisi uygulandı. Epidural aralık 18 gauge Tuohy iğnesi ile serum fizyolojik
kullanılarak “direnç kaybı” yöntemleri ile tesbit edilerek kateter kranial yönde ilerleyecek
şekilde epidural boşlukta 2-3 cm ilerletildi. Test dozu 3 ml olarak her gruba kendi çalışma
ilacı ile uygulandı. Beş dakika beklendikten sonra intravenöz ve intratekal enjeksiyon
30
semptomları saptanmadığında kateterin kalan kısmı uygun şekilde cilde tespit edildi. 2
dakikalık ara ile 5’er ml’lik dozlarla Grup B hastalara 17 ml (85 mg) izobarik bupivakain
(Marcaine %0.5–Astra Zeneca), Grup L hastalara 17 ml (85 mg) izobarik levobupivakain
(Chirocaine % 0.5-Abbott) uygulandı. Enjeksiyonu takiben hastalar supin pozisyona
getirildi ve başları yükseltildi. Sempatik blok buz testi ile, duyusal blok seviyesi orta
klaviküler hatta bilateral "pin-prick" testi ile, motor blok seviyesi ise Modifiye bromage
skalası ile, lokal anestezik verilmesi sonrası, her iki dakikada bir değerlendirildi (Tablo 3).
Bu takiplerle duyusal blok başlama, duyusal bloğun T
6
’ya ulaşma süresi, motor blok
başlama, gerileme, kalkma süresi, iki segment gerileme süresi, ilk analjezik ihtiyaç süresi,
bulantı-kusma, hipotansiyon, bradikardi gibi yan etkiler, hasta ve cerrah memnuniyeti,
analjezi kalitesi kaydedildi.
Olgularımızda istenilen anestezi düzeyi T
6
olarak belirlendi ve bu seviyede yeterli
anestezinin oluştuğu "pin-prick" testi ile kontrol edilip operasyon başlatıldı.
Tablo 3. Modifiye Bromage skalası
0
Motor blok yok
1
Fleksiyondaki dizi kaldırır
2
Ayak bileğini kaldırır
3
Tam blok, ayağını kımıldatamaz
Duyusal bloğun başlama zamanı olarak T
10
dermatomundaki duyu kaybı olduğu
an, iki segment gerileme zamanı olarak da duyusal bloğun ulaştığı en yüksek
dermatomdan iki dermatom gerilediği zaman kabul edildi.
Motor blok üst seviyesi; iki grupta da Bromage 3’e ulaşma süresi olarak belirlendi.
Motor blok geri dönüşüm zamanı olarak hastanın ulaştığı en yüksek motor blok
skalasından bir puan gerilediği zaman değerlendirildi. Cerrahi işlem başladıktan sonra ağrı
şiddetini belirlemek amacıyla Vizüel analog skala (VAS) kullanıldı. Hastalardan ağrı
şiddetleri için 0'dan 10'a kadar bir numara vermesi istendi.
Bu değerlendirme; 0-4: iyi, 5-7: orta, 8-10: kötü olarak gruplandırıldı.
Hastaların postoperatif dönemde ilk analjezik ihtiyacına kadar geçen süre
kaydedildi. Hastaların analjezik ihtiyacı VAS değeri 4 ve üzeri olduğu zaman kabul edildi.
31
Hastaların analjezik ihtiyacı olduğunda 1 µg /kg
-1
fentanil iv bolus olarak verildi ve
epidural kateterden gruplarına uygun % 0.125 10 ml lokal anestezik ajan uygulandı.
Hipotansiyon sınırı; anestezi öncesi ortalama arter basıncında % 25 ve üzerinde
düşme, hipertansiyon sınırı; anestezi öncesi ortalama arter basıncında % 25 ve üzerinde
artma ve bradikardi sınırı; KAH 50 atım/dk.’nın altı olarak kabul edildi. Hipotansiyon
geliştiğinde 5 mg efedrin, bradikardi geliştiğinde 0.5 mg atropin intravenöz yapılması
planlandı. Desatürasyon sınırı ise SpO
2
% 95 ve aşağısı olarak kabul edildi. SpO2 % 95’in
altına indiğinde hastalara maske ile 2 lt/dakika oksijen verildi.
Hasta ve cerrah memnuniyeti, cerrahi işlem bitiminde hastaya ve cerraha
memnuniyet skoru sorularak değerlendirildi (Tablo 4).
Tablo 4. Hasta ve cerrah memnuniyet değerlendirme skoru
Skor
Hasta ve cerrah değerlendirmesi
0 Yetersiz
1 Memnun
değil
2 Memnun
3 Çok
memnun
Analjezi kalitesi, dereceli skala (4-mükemmel, 3-çok iyi, 2-iyi, 1-orta, 0-yetersiz)
kullanılarak değerlendirildi.
• Postoperatif komplikasyonlardan parestezi, enfeksiyon, nörolojik defisit ve
postspinal başağrısı (3 gün süreyle izlenerek) kaydedilmiştir .
• 20 dk içinde gerekli analjezi sağlanamayan olgular çalışmadan çıkarılmıştır.
• 24 saat sonra epidural kateter çıkarıldı.
İSTATİSTİKSEL DEĞERLENDİRME
Bu çalışmada istatistiksel analizler GraphPad Prisma V.3 paket programı ile
yapılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metotların (ortalama,
standart sapma) yanı sıra grupların takipli ölçümlerinde tekrarlayan tek yönlü varyans
32
analiz testi, alt grup karşılaştırmalarında Newman Keuls çoklu karşılaştırma testi, ikili
grupların karşılaştırmasında bağımsız t testi ve nitel verilerin karşılaştırmalarında ki-kare
testi kullanılmıştır. Sonuçlar, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirilmiştir.
33
4. BULGULAR
Çalışmamızda 01.06.2006 -30.11.2006 tarihleri arasında elektif histerektomi
cerrahisi yapılacak olan 50 hasta randomize olarak iki eşit gruba ayrılmıştır. Grupların
dökümü aşağıda tablo 5 ve tablo 6’da verilmiştir.
Tablo 5. Bupivakain grubundaki (Grup B) olguların dökümü
Dostları ilə paylaş: |