TÜrk hematoloji derneğİ temel hemostaz tromboz kursu 7 hemostaz mekanizmasi tanju Atamer



Yüklə 124,55 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix16.02.2017
ölçüsü124,55 Kb.
#8579

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

7

HEMOSTAZ MEKANİZMASI 



Tanju Atamer

İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul

H

emostaz karmaşık bir mekanizmadır. Birbiri ile ilin-



tili, etkilerini artıran, karşı mekanizmayı da hareke-

te geçiren, hemostaz etkisi yanı sıra vücut savunma 

mekanizması ile de bağlantıları olan çok yönlü bir sistemdir. 

Fizyolojik ve patolojik koşullardaki hemostaz ile ilgili bilgile-

rimiz hala gelişmeler göstermektedir. Bununla birlikte temel 

öğeler iyi bilinmektedir. 

Hemostaz, yapı ve işleyiş bakımından birincil ve ikincil he-

mostaz olarak ayrı ayrı ele alınır. Hemostaz olayı, travma, 

cerrahi girişim, damarın endotel döşemesini bozan hastalık-

lar, endotoksinlerin etkisi ve kanın endotel altı bağ dokusu 

ile temas etmesi durumlarında başlatılır.

Birincil hemostaz hasar yerlerinde trombosit tıkacının oluş-

tuğu olaya verilen isimdir. Hasarı izleyen saniyeler içerisinde 

gelişir. Esas olarak kapillerlerden, küçük arteriol ve venül-

lerden kan kaybının durdurulması bakımından önem taşır. 

İkincil hemostaz plazma pıhtılaşma sistemi reaksiyonlarını 

kapsar ve sonuçta fibrin oluşur. Bunun tamamlanması bir-

kaç dakika alır. Oluşmuş olan fibrin lifleri birincil hemostaz 

tıkacının oluşmasını artırır. İkincil hemostaz daha büyük 

damarlarda önem taşır, hasarı izleyen saatler ya da günler 

sonra kan kaybının önlenmesini sağlar. Burada ayrı ayrı ola-

rak bahsedilmiş olsa da aslında bu iki tip hemostaz birbiri 

ile yakın bir ilişkidedir. Örneğin, aktive olmuş trombositler 

plazmada pıhtılaşmayı hızlandırırlar, bunun sonucu ortaya 

çıkan trombin trombosit aktivasyonuna neden olur.  Dolaşı-

mın arter alanında var olan yüksek kan basıncı nedeniyle, 

damar hasarı oluştuğunda kan kaybının önlenmesi için sağ-

lam, anında ve tamamen yerel olarak oluşan bir pıhtı yanıtı 

gereklidir. Bu pıhtı damarda kanın akımını olumsuz olarak 

etkilememelidir. Pıhtılaşma yanıtının hasarlı bölge etrafında 

istenmeyen trombus oluşturmasını engelleyen sistemik an-

tikoagülan ve bir pıhtı çözündüren öğeler de vardır. 

Sonuçta hemostatik sistem, şu beş önemli sistemde bağlan-

tılı olarak stimüle edici ya da inhibe edici yolların mozaik-

liğinden oluşan bir bütündür: Kan damarları, trombositler, 

pıhtılaşma faktörleri, pıhtılaşma inhibitörleri ve fibrinoliz. 

Bundan başka hemostaz ile bedeninin diğer savunma me-

kanizmaları olan immun sistem ve inflamatuvar sistemler 

arasında (kompleman ve kinin sistemleri ve fagositoz) iliş-

kiler vardır. Karmaşık bir hemostaz sorununun çözümü için, 

iyi bir kinikçi yukarıda bahsedilen hemostazın beş önemli 

öğesine ait olabilecek kusurları tek tek gözden geçirmelidir.



Kan damarları

Yapı: Kan damarlarında arter, ven ve kapillerlerde damarın 

histolojik katmanları ve içerikleri farklılıklar gösterir. Elastin 

damarın esnekliğini, bedenin hareketlerine ve kalbin pom-

palama kuvvetine uyumu sağlar. Düz kaslar uyarıya göre 

kasılırlar (vazokonstriksiyon). Damar kollajeni başlıca tip I 

ve tip III’den oluşur. Tip III kollajen trombositin yapışmasını 

en iyi şekilde sağlar ve aynı zamanda damarın bütünlüğünü 

korur. Bunun eksikliğinde (örneğin Ehlers- Danlos sendro-

mu tip IV) büyük bir arterin yırtılması sonucunda ani ölüm 

sık görülür.



Endotel: Endotel hücreleri (EH) bedenin savunma mekaniz-

masında çok önemli rol oynarlar. Yüzeylerinde çok sayıda re-

septör barındırırlar. Örneğin trombin, anjiotensin II, damar 

tonusunun belirlenmesinde ve hemostaz üzerine etkiler 

gösterirler. Endotel hücreleri travma, kan akımına bağlı sür-

tünmeden doğan yüksek makas etkisi, trombin, interlökin 

1, tümör nekroz faktörü gibi sitokinler ile zedelendikten ya 

da uyarıldıktan sonra, çok çeşitli intersellüler yapışma mo-

leküllerini yüzeylerinde belirtili hale getirir (eksprese eder) 

ya da plazmaya salarlar. Örneğin vasküler hücre adezyon 

molekülleri, E-selektin, P-selektin gibi moleküller. Böylece 

lökosit ve trombosit yapışması, iltihap, fagositoz ve damar 

geçirgenliği gibi olaylar hafifletilir.

Bütünlüğü bozulmamış endotel hücreleri, sentezlediği veya 

saldığı ya da yüzeylerinde belirlediği faktörler aracılığı ile 

hemostaz üzerine güçlü bir inhibitör etki gösterir. Bu fak-

törlerden prostaglandin I2 (prostasiklin) ve azot oksitin (NO) 

güçlü bir vazodilatatör etkisi vardır ve bu sayede kan akımı 



8

T. Atamer

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

yavaşlatılır. Bu iki madde de trombosit içi siklik adenozin 

monofosfat ve siklik guanozin monofosfat düzeylerini artı-

rarak trombositlerin ve lökositlerin agregasyonunu inhibe 

ederler. 

Von Willebrand faktörü (vWF) endotel hücreleri ve megakar-

yositlerde sentezlenen büyük bir glikoproteindir. Salınımını 

uyaran başlıca etmenler trombin, IL-1, ve bazı hormonlardır 

(adrenalin, vazopressin ve insülin). Şiddetli eksersiz ve basit 

bir damar tıkanması da etkili uyarıcılardır. Ayrıca karaciğeri 

ve kan damarlarını etkileyen birçok hastalıkta da kanda vWF 

düzeyleri artar. Trombosit vWF alfa granüllerinde depolan-

mıştır ve trombosit aktivasyonu halinde plazmaya salınır. 

Plazmada vWF ve faktör VIII yakın derecede birlikte bulu-

nurlar ve bu sayede faktör VIII , aktive protein C, trombin ve 

diğer plazma proteazları tarafından yapılan hızlı proteoliz-

den korunur.

Endotel hücreleri elektrik olarak negatif yüklüdürler ve yine 

negatif yüklü trombositleri uzaklaştırırlar. Bu fiziksel etkinin 

dışında yine EH yüzeyinde bulunan trombomodulin ve he-

paran sülfatın trombini inhibe edici etkileriyle, fibrin pıhtısı-

nın damar içi yayılması sınırlanır.

Trombospondin ve fibronektin trombosit adezyonu ve ag-

regasyonunda rolü olan adezif proteinlerdir. Endotelinler 

vazokostriksiyon yapıcı etkiye sahip peptidlerdir. Laminin 

ve vitronektin subendotel tabakasında bulunurlar, trombo-

sit-damar etkileşiminde küçük bir rol alırlar. Son olarak EH 

plazminojen aktivatörleri ve plazminojen aktivatör inhibitö-

rü-1’i oluşturarak hemostazda incelik isteyen bir görevi de 

ortaya koyarlar.  



Trombositler

Trombositler megakaryositlerin sitoplazmasından oluşan 

küçük parçacıklardır. Çapı 2-4  m, hacmi 5-8 fl arasında, bi-

konveks, çekirdeksiz hücrelerdir.



Plazma zarı: İki bakımdan trombosit plazma zarı önemlidir. 

İlki, bir dizi özgül glikoprotein reseptörlerini bulundurur ve 

bunlar aracılığıyla agregasyon yapıcı etmenlerle, inhibitör-

lerle, pıhtılaşma faktörleri ile, diğer trombositlerle ve damar 

duvarı ile etkileşir. İkinci önemi plazma zarının fosfolipidler 

içermesidir. Bu fosfolipidler prostaglandin sentezi, hücre içi 

kalsiyum hareketi ve prokoagülan aktivitenin trombositin 

dış yüzeyinde oluşması ve yerleşmesi bakımından önemli-

dir.

Sitoplazma granülleri: Bunlar alfa granülleri ve dens (elek-

tron mikroskopta yoğun) granüllerdir. Alfa granülleri TF4, 

beta tromboglobulin, trombospondin, vWF, fibrinojen, fib-

ronektin, plasminojen aktivatör inhibitörü-1, 

2

-antiplaz-



min içerirler. Yoğun granüllerde ise adenozin difosfat (ADP), 

adenozin trifosfat (ATP ), 5- hidroksitriptamin (5-HT), piro-

fosfat ve kalsiyum iyonları bulunur. Yoğun granüllerdeki ATP 

ve ADP depolama havuzu (storage pool) olarak adlandırılır. 



Yüzeyle bağlantılı kanaliküler sistem: Plazma membranı-

nın çok sayıda invaginasyonu ile oluşur ve bu sayede yüzey 

alanı artar. Bu sistemde membran transportuyla salınım re-

aksiyonu kolayca olur.



Diğer kısımlar: Mikrotubullerin çevresel bandı, sitoplasma-

nın mikrofilamentleri ve yoğun tubuler sistemden oluşur-

lar. 

Trombositlerin hemostazdaki rolleri şu şekilde sıralanabilir: 



 

- trombosit adezyonu (yapışması)

 

- trombosit şekil değişikliği



 

- trombosit salınım reaksiyonu

 

- trombosit agregasyonu



 

- trombosit prokoagülan aktiviteleri

Birincil hemostazın etkili olabilmesi için üç önemli olay 

gereklidir: trombosit yapışması, granül salınması, trombosit 

kümeleşmesi. Damar hasarını izleyen ilk saniyeler içinde 

trombositler endotel altında bulunan kollajen fibrillerine 

kollajen reseptörleri ile yapışır. Bu reseptörler glikoprotein 

(Gp) Ia/IIa ve Gp VI olup integrin ailesinin üyeleridirler. 

 

Tablo 1. Subendotelyal matriksde bulunan bazı önemli ögeler   

Matriks bile eni  

Özellikler 

 

 

Kollajenler  

Proteinlerin 

geni  ailesi. Bazıları trombositlerin yapı ma, kümelenme ve salgılamasını destekler

Von Willebrand faktörü 

 Büyük multimer halinde protein. Trombositlerin hemostaz i levleri için çok önemli.

Fibronektin 

 Dimer veya multimer halinde bir protein. Trombositlerin ba lanmasını ve yayılmasını destekler

Trombospondin-1 

 Trimer halinde protein. Hem yapı kan, hem yapı kan olmayan özellikler gösterir.

Lamininler  

Trombosit 

ba lanmasını destekleyen proteinler.

Mikrofibriller 

 Bazı matrikslerde bulunan kamı  yı ını eklinde protein ögeleri.


9

Hemostaz Mekanizması

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

Kollajene bağlanan GpVI, Fc reseptörü üzerinden trombositleri 

aktive eden sinyal gönderir. Trombositlerin kollajen ile olan bu 

bağlantısı, yapışkan özellikte bir protein olan von Willebrand 

faktörü (vWF) ile sağlam hale getirilir ve böylece damar 

lumeni içinde var olan yüksek makas kuvvetlerine rağmen 

damar duvarına bağlı halde kalabilir. vWF bu görevini bir 

trombosit reseptörü olan Gp Ib/IX ile kollajen lifleri arasında 

köprü oluşturarak yapar. 

Damar duvarı elemanlarına yapışmayı (adezyon) izleyen sa-

niyeler içinde trombositler şekil değişikliğine gider: hücre 

küresel hale gelirken uzun ve ince psödopodlar oluşturur. 

Şekil değişikliği trombosit içindeki ögelerin yeniden düzen-

lenmesi aşamasıdır. Bu aşamada mikrofibrillerin kasılması 

ile trombositin salgılaması kolaylaştırılır. Bu mikrofibrillerin 

daha sonra yeniden biçimlenmesi ve kasılması ise pıhtı ret-

raksiyonunu sağlar. Pıhtı retraksiyonu ile trombosit tıkacı 

sağlam hale gelir. 

Yapışmış ve aktive olmuş trombosit içindeki granüllerden 

bazı maddeleri dışa salar ki bunlar: adenozin difosfat, faktör 

Va, trombospondin, vWF, fibronektin, fibrinojen, heparinaz 

ve tromboksan A

(TXA


2

)’dir. Bu salınım reaksiyonu (rele-

ase) fosfatidil inozitol döngüsü ve prostaglandin oluşumu 

ile birlikte gerçekleşir. Diğer hücrelerde de olduğu gibi, 

trombosit aktivasyonu ve sekresyonu siklik nükleotid dü-

zeyindeki değişikliklerle, kalsiyumun hücre içine girmesiyle, 

membran fosfolipidlerinin hidrolizi ve hücre içinde önemli 

bazı proteinlerin fosforilasyonu ile düzenlenir. Trombosit 

membranında yer alan iki enzim olan fosfolipaz C ve fosfoli-

paz A


2

, trombositlere bağlanan agonistlerle (adrenalin, kol-

lajen, trombin) aktive olur. Bu enzimler arakidonik asitten iki 

önemli membran fosfolipidinin salınmasını katalize ederler. 

Bunlar fosfotidilinozitol ve fosfatidilkolindir. Fosfolipaz C’nin 

fosfatidilinozitole etkisi sonucu oluşan inozitol trifosfat kal-

siyum depolama organelleri üzerindeki reseptörlerle etki-

leşir, iyonize kalsiyumu harekete geçirir ve sitoplasmadaki 

yoğunluğunu artırır. Trombosit aktivasyonunda rol alan 

birçok süreç kalsiyuma bağımlıdır. Prostaglandin metabo-

lizması ile ilgili olarak, arakidonik asitten siklooksijenaz en-

zimi etkisiyle TXA

oluşur. Bu maddenin plazmada yarı ömrü 



2 dakikadır ve etkisiz bir şekile (TXB

2

) dönüşür. TXA



güçlü 


bir vazokonstriktördür ve yoğun granüllerden Ca

2+

 harekete 



geçirerek salınım reaksiyonunu stimüle eder.

Aktivasyondan sonra trombositler granüllerinde bulunan 

maddeleri plazmaya salarlar. Granüllere göre bu maddele-

rin dağılımı şöyle sıralanabilir:

Lizozomlardan endoglikozidazlar ve heparin yıkan enzim;

Yoğun granüllerden kalsiyum, serotonin, ADP;

Alfa granüllerinden vWF, fibronektin, trombospondin, trom-

bosit kaynaklı büyüme faktörü, heparini nötralize eden pro-

tein (trombosit faktör 4).

Trombositin alfa granüllerinden salınan “trombosit kaynaklı 

büyüme faktörü” fibroblastların ve düz kas hücrelerinin da-

mar duvarı içinde göç etmesini ve çoğalmalarını sağlar. Bu 

da onarım olayı için gereklidir. Son olarak dengeli bir sistem 

trombositlerin aktive olmalarının hızını ve boyutunu kontrol 

eder. TXA

2

 trombosit aktivasyonunu ve sekresyonunu uyarır. 



Buna karşılık endotel hücresi ürünü prostasiklin trombosit 

aktivasyonunu baskılar. Ayrıca endotel hücrelerinin yüzey-

lerinde adenozin difosfatı hidrolize ederek etkilerini sınırla-

yan ekto-ADPaz enzimi yer almaktadır. 

Trombositlerin sinyal ileti sistemi karmaşıktır. Trombosit 

aktive etme potansiyeli olan ajanlar bir yüzey reseptörüne 

bağlanır ve bir dizi sinyal olayını başlatır. Bazı önemli trom-

bosit membranı reseptörleri ve işlevleri Tablo 2’de özetlen-

miştir. Sinyal gönderme kalsiyum akımını, hücre iskeletinde 

yeniden modelleşme, görünümde değişiklik, ipliksi ayak-

ların oluşması ve granül salınımını başlatır. Bu değişiklikler 

trombositlerin damar içinde kümecikler oluşturması ile son-

lanır. 

ADP ve TXA



damar hasarı olan noktalarda geçici ve yerel 

olarak  trombosit agregasyonu başlatan maddelerdir. Kar-

maşık bazı etkileşimlerden sonra sonuç olarak GPIIb-IIIa 

kompleksi aktive edilir, ve bu da fibrinojenin bağlanmasına 

ve trombosit agregasyonuna yol açar. Bir dimer olarak fib-

rinojen komşu trombositler arasında doğrudan köprüler 

oluşturur. Kapillerlerde lokal vazokonstriksiyon ile birlikte 

trombosit agregasyonu hemostazın sağlanması için genel-

likle yeterlidir. Fakat daha büyük damarlarda mekanik kuv-

vetlerin etkisiyle trombosit tıkacının yer değiştirmemesi için 

fibrin ile kuvvetlendirilmesi gereklidir. Trombositlerin bizzat 

kendileri yüzeylerinde güçlü prokoagülan aktiviteler oluş-

turarak tıkacın pekişmesine katkıda bulunurlar. Trombosit 

agregasyonunu izleyen saniyeler içinde membran fosfoli-

pidlerinde yeniden örgütlenme başlar. Normalde trombo-

sit membranının iç lipid tabakasında yer alan, hidrofobik 

ve negatif yüklü olan fosfatidil serin ve fosfatidil kolin dış 

tabakasına açığa çıkar. Özellikle K vitaminine bağımlı olan 

bir dizi pıhtılaşma faktörü bu fosfolipidlere bağlanır. Diğer 

pıhtılaşma faktörleri de (fibrinojen, FV, VIII ve IX) reseptörle-

ri aracılığıyla trombositlere bağlanır. Böylece hasarlı damar 

bölgesinde trombositlerin yüzeyinde toplanmış pıhtılaşma 

faktörleri birbirleriyle etkileşmeleri kolaylaşır ve bunun yerel 

kalması sağlanır. Ayrıca bir arada toplu bulunan bu pıhtılaş-

ma faktörleri doğal inhibtör olan antitrombin III ve protein 

C’nin etkisinden de korunmuş olurlar. Trombositlerin pro-

koagülan aktivitesi daha az oranda FXI ve kontakt yolla da 

gerçekleşir. 


10

T. Atamer

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

Pıhtılaşma

Pıhtılaşma sistemi için daima geçerli üç önemli özellik var-

dır: (1) çok ince bir düzenleme ve kontrol, (2) yüzey bağlılığı, 

(3) kalsiyum bağlılığı



1) Düzenleme ve kontrol mekanizmaları:

 

- Her sistem karşıt bir sistemle dengelenmiştir.



 

- Birden fazla negatif geri besleme yolları vardır.

 

- Bir sistem sıklıkla aynı zamanda karşıt sistemini başlatır.



2) Yüzey bağlılığı:

Hemostaz fosfolipid bir yüzey üzerinde gerçekleşir. Bu 

sayede pıhtılaşma, doku hasarının olduğu yerde sınırlı 

kalır ve dolaşımda serbest pıhtılaşmanın gözükmesi 

önlenmiş olur. Trombosit fosfolipidi pıhtılaşma için birin-

cil yer olarak hizmet eder.



3) Kalsiyum bağlılığı: 

Kalsiyum trombosit aktivasyonu ve agregasyonu için ge-

reklidir. Ayrıca pıhtılaşma proteinleri ile trombosit fosfoli-

pidi arasında bir bağ ödevini görür.

Birincil hemostaz tıkacının oluşumu ile eş zamanda plazma 

pıhtılaşma proteinleri ikincil hemostazı başlatmak üzere ak-

tive olurlar. Pıhtılaşmanın tamamlanması fibrinojenin trom-

bin enziminin etkisiyle fibrine dönüşmesi ve fibrinin de f.XIII 

Arakidonik asid

Endoperoksitler

Siklooksijenaz

Prostasiklin sentetaz

Tromboksan A2

Prostasiklin (PGI2)

Tromboksan B2

(trombositler)

6 keto PGF1

 (endotel hücreleri)



ekil 1. Tromboksan A

2

’nin (trombositlerde) ve prostasiklinin (endotel hücrelerinde) olu umu.



Tablo 2. Bazı önemli trombosit membranı glikoproteinleri (GP).  

 

GP Ligandı



levi

GPIa/Iia Kollajen 

Trombosit-kollajen 

yapı ması

GPIb/IX 

von Willebrand faktörü 

Trombosit-subendotelyal mikrofibril yapı ması; trombini de ba lar

GPIc, Iia 

Fibronektin 

?Trombositin yayılması;

 

 

?Fibroblastın damar duvarına ba lanması



GPIIb/IIIa Fibrinojen 

Trombosit-trombosit 

agregasyonu; 

 

vWF’ünü de ba lar



GPIV Trombospondin 

?Trombosit 

agregasyonu; 

 

 



Kollajen fibrillerini de ba lar

7-Transmembran 

Trombin, adrenalin 

Trombosit agregasyonu ve sekresyonu 

zinciri Gp’leri

Tromboksan sentetaz



11

Hemostaz Mekanizması

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

etkisiyle katı (insolübl) hale gelmesidir. Burada anahtar nok-

ta trombinin oluşması olayıdır. Bu seviyeye kadar normal-

de inaktif olan pıhtılaşma faktörlerinin, sırayla, aktifleşen 

bir diğer pıhtılaşma faktörü tarafından aktif hale geçmesi 

gereklidir. Her ne kadar pıhtılaşma mekanizmasında iç (in-

trinsic) ve dış (extrinsic, temas aktivasyonu) kaynaklı yollar 

hem anlatım kolaylığı hem de laboratuvar testlerinin doğru 

yorumlanmasını sağlarsa da, in vivo olarak pıhtılaşma doku 

faktörü (DF) tarafından başlatılır. Pıhtılaşmada şu aşamalar 

sırasıyla gerçekleşir:

- Başlama dönemi: Zedelenen doku veya damar bölgesin-

den DF açığa çıkar. Bir lipoprotein yapısında olan DF hemen 

hemen tüm hücrelerin zarında bulunur. Ayrıca iltihabi du-

rumlarda monositler ve endotel hücrelerince de ortaya ko-

nabilir. DF normalde dolaşımda bulunan f.VII ile bir bileşik 

oluşturur. Bu bileşiğin aktive olmuş trombositlerin yüzeyine 

ulaşması etkin pıhtılaşmanın başlaması için gereklidir. DF-

faktör VIIa enzimatik olarak f.X’u aktive eder (Xa). Ancak bu 

DF-faktör VIIa bileşiği ve Xa, endotel hücrelerinden yapılan 

özgül bir inhibitör olan “doku faktörü yolu inhibitörü” (DFYİ, 

tissue factor patway inhibitor) tarafından süratle inaktive 

edilir. Bu durumda, in vivo olarak DF-faktör VIIa bileşiğinin 

esas etkisi f.Xa’nın aktivasyonu (IXa) ile olmaktadır. f.IXa, 

f.VIIIa, kalsiyum ve fosfolipid ile birlikte faktör X’u aktive 

eder (Xa). Bu fXa, DFYİ ve antitrombin tarafından süratle in-

hibe edilir. Ancak hücre yüzeyinde kalan az miktarda f.Xa bu 

inhibisyondan korunur, aktive f.V (Va), fosfolipid ve kalsiyum 

varlığında protrombini trombine çevirir. 



- Büyüme dönemi: Hasara uğrayan damar bölgesinde yu-

karıda anlatılmış olan trombosit yapışması ve aktivasyonu 

oluşur. Aktive trombositler DF ile temas eder. Daha önce 

oluşan az miktarda trombin trombositleri aktive eder, trom-

bositlerin yapışmaları artar, ayrıca alfa granüllaerinde bulu-

nan fV’i de yüzeyine çıkarır. Trombin ayrıca f.VIII’ i de vWF’den 

ayırır ve aktive eder. Şimdi trombositler aktive olmuştur ve 

yüzeylerinde aktive f.V ve f.VIII bulunmaktadır.



- Çoğalma dönemi: Artık trombositlerin yüzeyinde FX’u 

aktive edecek “tenaz” ve FII’yi aktive edecek protrombinaz 

bileşikleri kurulmuştur. Daha önce oluşmuş az miktarda 

trombin ile aktive olan f.XI’in de sağladığı ek f.IX oluşumu 

ile giderek artan tenaz bileşiği (f.VIIIa/IXa) sayesinde f.X ak-

tive olur ve şimdi kofaktörü olan f.V ile birlikte (protrombi-

naz) trombosit yüzeyinde fibrin pıhtısı oluşturacak bollukta 

trombin üretimini sağlarlar. 

Trombinin fibrinojene etkisi, fibrinojen molekülünden fibri-

nopeptid A ve B’ nin ayrılması ve ortaya çıkan fibrin mono-

merlerinin kendiliğinden polimerize olması şeklindedir. He-

nüz solübl (çözelti halinde) olan bu fibrin molekülü, faktör 

XIIIa’nın etkisiyle çapraz bağlarla birbirine bağlanır ve solübl 

olmayan (katı) fibrin haline dönüşür. Serbest trombin antit-

rombin tarafından süratle nötralize edilir. Trombinin sadece 

fibrinojene değil, birçok faktöre ve yola da aktive edici etkisi 

vardır. Bu sayede trombin pıhtılaşma faktörlerini ve trom-

bositleri aktive ettiği gibi, antikoagülan sistemini oluşturan 

trombomodulin ve protein C sistemini ve fibrinolitik siste-

mi (plazmin) de aktive eder. Nihayet hemostazın son ürünü 

olan ve trombositlerle fibrinden (ve bazen arada sıkışmış 

eritrositlerden) oluşan pıhtının uygun zamanda erimesi 

plazmin tarafından sağlanır.

Normal hemostazın yukarıda sayılan temel ögelerinden bir 

ya da birkaçının eksikliğinde (antitrombin eksikliği, prote-

in C’ye direnç durumları) ya da fazlalığında (trombositoz, 

pıhtılaşma faktörlerinde artma); endotel bütünlüğünün 

bozulmasına yol açan durumlarda (travma, diyabet, arteri-

oskleroz, hiperhomosisteinemi); kanda mevcut bir anormal-

likte (antifosfolipid sendromu, sepsis, reolojik değişiklikler, 

inflamasyon, ilaçlar, lösemi, bazı kanserler) hemostaz pa-

tolojik seyreder ve istenmeyen bir tromboz halinde son-

lanabilir. Normal insanlarda hemostazın gelişimi ve seyri 

tek bir faktöre bağlı değildir. Bu gelişim prokoagülanlar, 

antikoagülanlar ve diğer risk faktörlerinin etkisi arasında 

bir sinerjiye bağlıdır.



ekil 2. Pıhtıla ma proteinlerinin aktivasyonu ve fibrin olu umunun güncel 

bilgilere göre  eması. (DFY , doku faktörü yolu inhibitörü)



12

T. Atamer

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ - TEMEL HEMOSTAZ TROMBOZ KURSU

KAYNAKLAR

  1.   Ashby, Daniel JL, Smith B. Mechanisms of platelet activation 

and inhibition. Hemat Oncol Clin North Amer 1990;4:1-26. 

 2.   Walsh PN. Platelet coagulation-protein interactions. Semin 

Thromb Hemost. 2004;30:461-71. 

 3.   Mann KG, Krishnaswamy S, Lawson JH. Surface-dependent 

hemostasis. Sem Hematol 1992; 29:213-226

  4.   Hoffman M, Monroe DM. A cell based model of hemostasis. 

Thromb Haemost 2001;85:958-965.

  5.   Carvalho ACA. Hemostasis and thrombosis. In: Schiffman FJ, 

ed. Hematologic pathophysiology. Lippincott-Raven, Phila-

delphia, 1998:161-244.

  6.   Broze GJ. The role of tissue factor patway inhibitor in a revised 

coagulation cascade. Sem Hematol 1992; 29:159-169.

  7.   Colman RW, Marder VJ, Salzman EW, Hirsh J. Overview of he-

mostasis. In: Colman RW,Hirsh J, Marder VJ, Salzman EW, eds. 

Hemostasis and thrombosis. Basic principles and clinical pra-

ctice. JP Lippicott Company, Philadelphia, 1994:81-93.

  8.   Hutton RA, Laffan MA, Tuddenham EGD. Normal hemostasis. In: 

Hoffbrand AV, Lewis SM, Tuddenham EGD,eds. Postgraduate ha-

ematology. Butterworth Heinemann, Oxford, 1999:550-580.

  9.   Baglia FA, Walsh PN. Prothrombin is a cofactor for the binding 

of factor XI to the platelet surface and for platelet-mediated 

factor XI activation by thrombin. Biochemistry 1998; 37:2271-

2280.

10.   Mann KG, Butenas S, Brummel K.The dynamics of thrombin 



formation. Arteriscler Throm Vasc Biol 2003; 1:17-25.

11.   Butenas S, Orfeo T, Gissel MT, Brummel KE, Mann KG. The 

significance of circulating factor IXa in blood J Biol Chem. 

2004;279:22875-22882.

12.  Butenas S, van’t Veer C, Mann KG. “Normal” thrombin genera-

tion. Blood. 1999;94:2169-2178.

13.   Orfeo T, Butenas S, Brummel-Ziedins KE, Mann KG. The tis-

sue factor requirement in blood coagulation. J Biol Chem. 

2005;280:42887-42896.

14.  Brummel-Ziedins K, Vossen CY, Rosendaal FR, Umezaki 

K, Mann KG. The plasma hemostatic proteome: throm-

bin generation in healthy individuals. J Thromb Haemost. 

2005;3:1472-81.

15.   Butenas S, Mann KG. Blood coagulation. Biochemistry (Mosc). 



2002;67:3-12.

Yüklə 124,55 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin