tutku değildir. Ölüm korkusu gerçekten dc böyle bir tutkudur.
Ama o vahşi doğa durumunun aşılması, akılcı düşünce ve
basiret gerektirir. Akıl, insanları doğa durumunun herkesi
kırıp geçiren savaşlarından uzaklaştırır.
Hobbes insani meselelerde aklın oynayacağı role büyük bir
önem vermiştir. Egemen gücün halka iyi bir eğitim
sağlamasının önemi de buradan gelir. Fikirler elbette insanı
yanlış yola sürükleyebilir, ama bunlar aşikâr birtakım
önermelere sağlam biçimde yaslandığında (Öklid
geometrisinin yönteminin politika âlemine uygulanmasının
saiki tam da buydu), sağlam ve geçerli sonuçlara ulaşılması
kaçınılmazdır. Teori budur. Bu teorinin Hob-bes’un yapıtında
geliştirilmesi başka bir konudur. Ama vizyon özgün ve
caziptir. Hobbes, Leviathan’ın standart siyasi okuma
malzemesi olarak kullanılmasına hiç de karşı değildi.
Günümüzde Hobbcs’un siyasi fikirleri güçlü bir egemen
organın var olmadığı bir uluslararası dünyada sürüp giden
anarşinin betimlenmesi açısından popülerdir. Birçok yazar,
özellikle realist politika modelini benimseyenler, Hobbes’un
teorisini bir açıklama aracı olarak kullanmakta ve şiddet ve
savaşı bir doğa durumunun hâkimiyetinden hareketle
açıklamaktadırlar. Bu bakımdan Machiavelli ile arasında bağ
kurulur. Ama ben yine, çok daha incelikli bir düşünüş
tarzından haz almak için filozofumuzun daha derinlemesine
okunmasını tavsiye ederim.
Dostları ilə paylaş: