OKUMA - 4 (23-28. sorular) GÖKYÜZÜ TARLALARI Çağımızda yeni tarım devriminin tohumları, kırsal bölgelerde değil; büyük
şehirlerin kalbinde, gökdelenleri andıran “dikey çiftlik”lerde atılıyor. Dev bir
tarlayı bir binaya sığdırdığınızı; bir katta pirinç, bir katta domates yetiştirdiğinizi
düşünebiliyor musunuz? İşte “dikey çiftlik” tam olarak bu!
Çok katlı bina şeklinde yapılan ve her türlü bitkinin yetiştirilebildiği bu
çiftliklerde, güneş panellerinden ve rüzgâr türbinlerinden yararlanılıyor.
Bitkiler, en üst kattan en alt kata raylı bir sistemle hareket ettiriliyor, böylece
hem tüm katlar eşit ölçüde güneş alıyor hem de hasat kolay oluyor. Dikey
çiftlikte genellikle topraklı tarım tercih edilmiyor. “Topraksız bitki yetişir
mi?” demeyin. Yetişir. Nasıl mı? Havada asılı tutulan ekinlerin açıkta kalan
köklerine besin bakımından zengin maddeler püskürtülerek. Olumsuz hava
şartlarından etkilenmeyen bu çiftliklerden yıl boyunca ürün alınabiliyor.
Ayrıca, geleneksel tarımda rastlanan hastalıklar en aza indirildiğinden ilaç
kullanımına gerek kalmıyor ve böylelikle ürünler organik yetiştiriliyor. Motorlu
tarım araçlarının kullanılmadığı bu çiftlikler, yakıtlardan kaynaklanan hava
kirliliğinin azalmasına da yardımcı oluyor.
Dünyamız; nüfus artışı sonucu kentleşme ve sanayileşmenin hızlanması,
yanlış tarım uygulamaları ve doğal olaylar nedeniyle tarım alanlarını giderek
kaybediyor. Bundan 50 yıl sonra, insan nüfusunun yaklaşık 3 milyar daha
artacağı belirtiliyor. Bugünkü tarım yöntemlerinin devam etmesi hâlinde,
insanların gıda taleplerini karşılamak için 10 milyon km
2
yeni tarım arazisine
ihtiyaç duyulacağı gerçeği ortaya çıkıyor. Yüzyılın alternatif tarım projesi dikey çiftliklerin bu soruna çözüm olması
hedefleniyor. Çünkü geleneksel tarım alanlarında beş km
2
den alınan ürün, dikey çiftliklerde bir km
2
den alınabiliyor.
Örneğin; 12 katlı bir dikey çiftlikten yaklaşık 50.000 kişinin gıda ihtiyacı karşılanabiliyor. Ayrıca yapay gübre ve
ilaç kullanımı, yanlış sulamadan kaynaklanan su kaynaklarının azalması gibi geleneksel tarımın ekosisteme verdiği
zararlar, bu çiftlikler sayesinde en aza indiriliyor. Aynı zamanda tarım arazisine dönüştürmek için orman alanlarının
yok edilmesinin de önüne geçiliyor.
Dikey çiftliklerin kurulumu seralara göre oldukça maliyetli. Ancak enerji tasarrufu sayesinde seraların aksine
çiftliklerde üretim sırasında yüksek paralar harcanmadığından ürünler tüketiciyle daha ucuza buluşuyor. Her iki
sistemde üretilen ürünler lezzet ve tazelik yönünden aynı olsa da insanlar ucuz olanı yani dikey çiftlikte üretileni tercih
ediyor.
İlk olarak Japonya, Kore ve ABD’de örneklerini gördüğümüz çiftliklerin sayısı giderek artıyor. Dünyanın
faaliyete geçen ilk ticari dikey çiftliği ise Singapur’da. Çiftlikte günde yarım ton sebze üretilip marketlere satılıyor.
Türkiye’de ise Sakarya ilinde büyük bir dikey çiftlik projesi gerçekleştiriliyor. Geniş bir arazi üzerinde yapılacak
birbirinden farklı çiftliklerde sebze ve meyve bölümlerinin yanı sıra balık havuzları, arı kovanları ve kümeslerin
kurulması da hedefleniyor.