SONUÇ
M.Ö 2500’lerde Arap yarımadasından Mezopotamya’ya gelen ilk Sami kavmi olan
Akkadlar
bölgeye yerleşmiş ve Sümerler ile kaynaşmıştır. Akkad kültürü Sami ve Sümer
kültürünün birleşmesinden oluşmuştur. M.Ö 2350’lerde Akkad (Agade)
kentinde Sar-
g
on’un önderliğinde kendi kültürleriyle ortaya çıkıp, Mezopotamya’ya hâkim olmuşlar-
dır. Mezopotamya’da yeni bir devlet modeli olarak siyasal birlik sağlanmış tek merkez-
den yönetilen bir imparatorluk kurmuşlardır. Daha önceki dönemlerde Sümerler şehir
devlet
leri halindedir. Akkadlar Mezopotamya’ya yeni bir model getirmiş oldular.
Sargon ilk düzenli orduyu kurarak kısa sürede Mezopotamya’daki Sümer şehir dev-
letlerini yenerek
Mezopotamya’yı ele geçirmiş. Ayrıca Mezopotamya dışına da seferler
düzenlemiştir. Bu seferler daha çok hammadde elde etmeye yöneliktir. Sargon ticaret yol-
larını kontrolünü ele geçirmiş ve Akkad kentine yöneltmiştir. Fakat kentin ihtiyacı olan
hammaddeyi ticaretten ziyade daha basit ve kısa yoldan savaş
ve ganimet ile elde ederek
kısa sürede zengin ve güçlü olmuştur. Kuzey Suriye, Güneydoğu Anadolu bölgelerine
yaptığı seferler örnek gösterilebilir. Sargon’dan sonra oğulları Rimuş ve Maniştuşu kısa
sürede büyüyen devletin zorluklarıyla uğraşmışlardır. Bu iki kral bütün vakitlerini iç is-
yanlar
la uğraşmışlardır. Daha sonra Naram-Sin tahta çıkmasıyla Sargon döneminin ihti-
şamı tekrar gelmiş ve daha da ileri gitmiştir. Mezopotamya’da bir kralın kendini tanrı
olarak göstermesi ilk kez Naram-Sin tarafından olmuştur. Bunu Naram-Sin zafer stelinde
başında tanrısallığın simgesi olan boynuzlu taç ile anlaşılır. Ayrıca Sargon ve Naram-
Sin’in Anadolu’ya yaptıkları seferleri Şartamhari metinlerinden bilmekteyiz. Bu metin-
lerde Anadolu hakkında bilgi verir ve o dönemde Anadoluluda yazı olmadığı için son
derece
değerlidir. Naram-Sinden sonra devlet zayıflamış ve gutiler tarafından yıkılmıştır.
Fakat Mezopotamya’daki devlet anlayışı artık değiştiği görülmektedir.
Diğer bir önemli husus ise Akkad (Agade) kentinin yerinin bulunamamış olmasıdır.
Eğer bu kent bulunursa o dönem hakkında Mezopotamya ve Anadolu konusunda daha
çok bilgiye ulaşılabileceğini kesin olmakla beraber başkent olarak orada daha fazla yazılı
belgenin olması muhtemeldir.
Bu dönem için kısaca Anadolu’dan bahsedecek olursak siyasal birliğin olmadığı
görülmektedir, şehir devletleri halinde olup dışarıdan bir tehdit geldiğinde ise birleşebili-
yorlar
dı. Kentlerde idari ve kamu binaları vardır. Şehrin etrafı surla çevrilidir. Mezopo-
tamya ile ilişkiler sadece savaş değildir, organize bir ticaret de vardır.
Son
uç olarak; Anadolu İlk Tunç Çağı hakkında daha çok bilgi elde edebilmek için
Akkad (Agade) kenti bulunmalıdır. Anadolu’da ise Puruşhanda kenti bulunmalıdır. Ay-
rıca Kuzey Suriye, Güneydoğu Anadolu bölgesi Mezopotamyalıların Anadolu’ya geçiş
bölgesi olduğu için bu bölgelerde araştırma yapılmalıdır. Çünkü bu bölge ticaret ve geçiş
yolu olduğu için yerleşim, kale gibi ufak veya büyük yapıları olmalıdır ve bunlar bulunup
araştırılmalıdır.
Böylelikle daha kesin kanılara ulaşılabilir ve kazılar da ele geçen
buluntular ile görüşler
desteklenebilir veya yeni bulgular eşliğinde yeni teoriler ve tezler ortaya çıkabilir.