Anatomiye giRİŞ


Kasların çeşitli parçaları



Yüklə 1,4 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə77/293
tarix02.01.2022
ölçüsü1,4 Mb.
#50931
1   ...   73   74   75   76   77   78   79   80   ...   293
Anatomi ders notlari

Kasların çeşitli parçaları: Kasların kalın kısımlarına venter denir. Uçlardan birinin yapışma 
yerine origo, diğerinkine insertio denir. Yapışma noktalarından, hareket etmeyen veya az hareket 
eden noktayı kasın başlangıcı (origo) olarak kabul edilir. Daha fazla hareket eden ve insersio 
denilen nokta, kasın sonlanma kısmı olarak kabul edilir. İskelet kaslarında çoğunlukla hareket 
sırasında kas uçlarından birinin yapıştığı nokta sabit kalır (punctum fixum). Diğer ucun yapıştığı 
nokta ise sabit noktaya doğru hareket eder (punctum mobile). Çoğunlukla sabit kalan veya az 
hareket eden iskelet parçaları gövdenin ortasına daha yakın (proksimal) kısımlarda, çok hareket 
eden parçaları ise daha uzakta (distal) bulunurlar. Fakat bu durum gereğine göre değişebilir. Bazı 
hareketler sırasında sabit kalan nokta, aynı kasın meydana getirdiği başka hareketler sırasında 
punctum mobile rolüne geçer. Origo her zaman punctum fixum'a, insersio da punctum mobile'ye 
isabet etmez. Fakat kas uçları isimlerinin her zaman için aynı kalması, oryantasyon bakımından 
lüzumlu ve faydalıdır. Kasın başlangıç ucuna yakın olan kısmına baş (caput) denir. Bazı kasların 
çeşitli kemiklere veya aynı kemiğin çeşitli yüzlerine yapışan bir kaç parçası bulunur. Bu parçalar 
kasın ortasına veya sonuna doğru birleşerek genel bir kiriş meydana getirir ve bu kiriş aracılığı ile 
kemiğe yapışarak sonlanırlar. Bu şekilde 2, 3 ve 4 başlı kaslar meydana gelirler. Bazı kasların 
çeşitli parçaları kirişle birbirine bağlanmış olurlar. Bazı kaslarda bu gibi kirişler yuvarlak 
huzme şeklinde (m. digastricus), bazılarında yassı plak şeklinde olup intersectio tendinea adını 
alırlar (m. rectus abdominis). Kasın çeşitli parçaları ve kirişlerin durumu, kasın bulunduğu yere, 
topografik icaplara ve ilgili eklemlerin durum ve fonksiyonlarına göre ayarlanmıştır. Eklemlerin 
hareketine engel olmamaları için kasların kalın kısımları çoğunlukla eklemlerden uzakta 
bulunurlar. Ömeğin parmakları harekete getiren kasların kalın parçaları, parmak eklemlerinden 
uzaklarda, ön kolun yukarı kısımlarında bulunurlar ve kasların kuvveti ince uzun kirişler aracılığı 
ile falanks' lara iletilir. Kalın kaslar parmakların üzerinde veya yakınlarında yer almış olsalardı, 
parmakların geniş ve çevik hareketler yapmaları olanaksız olurdu. Yalnız, eklem yüzleri çeşitli 
yönde ve geniş hareketlere elverişli olan, fakat bazı hareketlerin frenlenmesi icap eden eklemlerin 
yakınlarında kalın kaslar bulunurlar. Ömeğin omuz ve kalça ekleminde olduğu gibi. Bu 
eklemlerin yüzleri çok geniş hareketler için elverişlidir. Fakat bazı yönlerde geniş hareketlerin 
yapılması gereksiz, bazıları hatta gövdenin durumu için zararlı ve tehlikeli de olabilirdi. Bu gibi 
eklemlerde kalın kaslar eklemleri sarmak suretiyle bazı hareketleri frenler ve aynı zamanda 
çıkıklara da engel olurlar. 
Kasların yapı ve durumları ile fonksiyonu arasındaki ilişki: 
Kasların fonksiyonu üzerinde etki yapan en önemli faktörler, kası meydana getiren liflerin sayısı, 
uzunluğu ve kas kirişlerinin kemiklere yapışma tarzıdır.  
Kas kuvveti ve fizyolojik kesiti: Bir kasın meydana getirdiği kuvvetin etkisi ile hareket eden 
gövde parçası, bağlı olduğu eklemin ekseni etrafında belirli bir yönde döner. Fakat yer çekimine 
tabi olan bütün gövde parçalarımızın belli bir ağırlığı vardır ve yapışma noktasına etki yapan kas 
kuvveti, evvela bu dirençle, yani ağırlık kuvveti ile karşılaşır. Ağırlığın etkisi, yani kas kuvvetine 
karşı gösterilen direnç, ağırlığın derecesine ve ağırlık merkezi ile eklem ekseni arasındaki 
mesafenin uzunluğuna bağlıdır. Bu mesafe (kaldıraç kolu) arttığı takdirde, ağırlık değişmediği 
halde, kasın çekme kuvvetine karşı gösterilen dirençte artar. 
Bir hareketin meydana gelebilmesi için evvela kas kuvvetinin ağırlık kuvvetini yenmesi lazımdır. 
Aksi takdirde çalıştığı halde ve belirli bir kuvvet meydana getirmesine rağmen, kas kısalamaz ve 
yapışma noktası hareketsiz kalır. Ömeğin elimize fazla ağır bir cisim alır ve ön kolumuzu 
bükmek istersek, bu hareketi yaptıran kasların meydana getirdiği kuvvet, ağırlık kuvvetini 
yenmek için yeterli değilse, ön kolumuz hareketsiz kalır. Bu sırada kasların meydana getirdiği 
bütün kuvvet, yalnız ağırlığı kaldırmak için kullanılmıştır. O halde hareketin meydana gelmesi 
için, hareketi yaptıran kasların daha fazla kinetik enerji meydana getirmeleri lazımdır. 
 
62


Kası meydana getiren kas liflerinin her biri ayrı ayrı motor gibi çalışır ve kanla gelen besin 
maddelerini yakarak kinetik enerji meydana getirir. Şu halde bütün kasın kuvveti, motorların 
büyüklük ve sayısına, yani kas liflerinin kalınlık ve sayısına bağlı olması gerekir. Bundan dolayı 
bir kasın kuvveti, kası meydana getiren bütün liflerin transvers kesitlerinin toplamı ile ölçülür ve 
bu toplama kasın fizyolojik kesiti denir. 
 Devamlı çalışma sonucunda kas lifleri kalınlaşır ve çoğalırlar (hipertorfi ve hiperplazi). Bu 
gibi kaslar daha fazla kuvvet meydana getirir ve daha ağır işler yapabilirler. 
Bir kasın en kalın yerinden yapılan transvers kesite kasın anatomik kesiti denir. Kası meydana 
getiren liflerin hepsi de aynı uzunlukta ve birbirine paralel durumda iseler, anatomik ve fizyolojik 
kesitlerin büyüklüğü aynı olur ve bu gibi kaslarda kasın kuvvetini kalınlığına göre tespit 
edebiliriz. Fakat bu durum çok az kaslarda görülür. Kasların çoğunda liflerin uzunluğu aynı 
olmadığı gibi, durumları da birbirine paralel değildir. Bu gibi kaslarda bütün liflere isabet eden 
tek bir kesit yapmak olanaksızdır ve kuvveti meydana getiren bir çok kas lifleri, kesitin dışında 
kalırlar. Bundan dolayı kasın kalınlığına göre kasın kuvveti hakkında bir hüküm vermek doğru 
değildir. ince, yassı ve geniş kaslarda anatomik ve fizyolojik kesitlerin ayrımı çok büyüktür ve bu 
gibi kaslarda kasın kalınlığı, kasın kuvveti hakkında hiç bir fikir veremez.  
Hareketin genişliği. Bir kas, kasıldığı zaman ne kadar çok kısalırsa, hareketli nokta da o kadar 
fazla yol geçer. Yani hareket geniş olur. Uzun kas lifleri daha çok kısalabildikleri ve uzun lifler 
uzun kaslarda bulunduklarına göre, hareketlerinin genişliğinin kasın uzunluğuna bağlı olduğunu 
söyleyebiliriz.  
Uzun kasların geniş hareket yaptırabilmeleri için, kas kuvvetinin hareket eden gövde parçasının 
ağırlık kuvvetinde fazla olması  şarttır. Bazı  ağır gövde parçalarına aynı zamanda hem kuvvetli 
hem geniş hareket yaptırmak icap ediyorsa (uyluğun fleksiyonu gibi), harekete bir kaç kas katılır. 
Bunlardan bir veya bir kaçının fizyolojik kesiti fazla ve kuvvetli olurlar. Bu kaslar ağırlığı 
kaldırır ve hareketi başlatırlar. Bu ağır iş yapıldıktan sonra, uzun kaslar harekete katılırlar ve 
fizyolojik kesitleri ve meydana getirdikleri kuvvet az olduğu halde, yapılan hareketi 
genişletebilirler. 

Yüklə 1,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   73   74   75   76   77   78   79   80   ...   293




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin