MÜZİKLE TEDAVİ TARİHİ GELİŞİM VE UYGULAMALARI KIZILCAHAMAM, 27-29 EYLÜL 2013 DR. Z. IŞIL BİRKAN ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON UZMANI
SUNUM İÇERİĞİ: Tanım Antik dönemlerde müzikle tedavi Ortaçağ Avrupası’ nda müzikle tedavi XX. yüzyıla kadar Avrupa’ da müzikle tedavi Türk- İslam medeniyetinde müzikle tedavi
Makamlar ve etkili oldukları hastalıklar Günümüzde müzik terapi ile ilgili gelişmeler
Nörofizyoloji Kullanım alanları Olası yan etki ve komplikasyonlar Kullanıldığı ülkeler Z. I. B.
MÜZİKLE TEDAVİ: Bir kişi veya grubun fiziksel, duygusal, sosyal ve kognitif ihtiyaçlarını karşılamak üzere gereksindiği iletişim, ilişki, öğrenme, ifade, mobilizasyon, organizasyon ve diğer ilgili terapötik öğeleri geliştirmek ve artırmak için müziğin ve/ veya müzikal elemanların ( ses, ritm, melodi ve harmoni) eğitimli bir müzik terapisti tarafından tasarlanarak kullanılmasıdır. Dünya Müzik Terapi Federasyonu Z. I. B.
Pisagor’a göre melodi, sonlu ile sonsuzun birlikteliğidir. Bu alemde her şey musikileştirilmiş ve bir ahenkten ibarettir. Pisagor ( M. Ö. 585- 500), müzik teorilerinin ve müzikle hastalık tedavisinin ilk bilimsel kurucularındandır. Günümüzde ‘ Pisagor gamı’ denilen beşli gam sistemini tanımlamıştır. Z. I. B.
ANTİK DÖNEMLERDE MÜZİKLE TEDAVİ
Müzikle tedavi tarihi, tıp tarihi kadar geriye gitmektedir. Eski Yunan mitolojisinde güzel lir çalmasıyla tanınan Apollon, hem müziğin hem de hekimliğin tanrısı sayılırdı. Pisagor’ a göre vücutta harmoninin bozulduğu durumlarda, seslerin harmonisi olan müzik, en iyi devadır. Z. I. B. Z
Tıbbın babası sayılan Hipokrat’ a göre, diğer tedavi yöntemlerinin faydasız kaldığı durumlarda müziğin denenmesi önemliydi. Sokrat’ ın öğrencisi olan Platon ( Eflatun), M. Ö. 400 yıllarında müziğin ahenk ve ritmle ruhun derinliklerine etki ederek kişiye bir hoşgörü ve rahatlık verdiğini belirtmiştir. Z. I. B. Z. I. B.
Antik Yunan’ da müziğin kullanım alanları: Epilepsi Depresyon, sıla hastalığı- melankoli Mani, histeri Somnambulizm Letarji, katatoni Felç, afazi, korea, tarantizm Kuduz, veba, kızamık ve çeşitli ateşli hastalıklar Gut Romatizma ve çeşitli ağrılar
Z. I. B.
M. Ö. 9. yüzyılda yaşamış olan Homeros’ un yazdığı Odyssiea’ da müziğin kanamaya iyi geldiği iddia edilir. Anatomi ve fizik bilgini Gallen, müziğin akrep ve böcek sokmalarına karşı bir panzehir olduğunu söyler. Athennoaops, hasta bölgenin üzerinde çalgı çalarak ağrıyı geçirmekteydi. Z. I. B.
Aristidis, Teofrates, Platon, Asclepiades, Xenocrates, Cicero ve Celcus musiki ile akıl hastalıklarını tedavi etmişlerdir. Homere, ameliyatlarda müzik kullanmış ve başarılı olmuştur. Platon, sağırlığın tedavisinde trampet kullanmakla ünlüdür. Z. I. B.
‘İnsan ıstırabını dindirmek, bir şarkıyı kullanabilme olanağı ile bağlantılıdır.’ Eski bir Yunan atasözü Z. I. B.
Eski Yunan tanrısı Heros Asklepios, hekimlik tanrılığına yükselince, Bergama’ya da bir asklepion kurdurmuştur. Buralar bilinen ilk hastanelerdir. Kapılarında ‘ Buraya ölüm giremez’ yazar. Yazıtlardan öğrendiğimize göre, buralarda telkin, fizyoterapi, müzik terapi yöntemleri birlikte kullanılmaktaydı. Z. I. B.
Sami bir kavim olan ibraniler’ in, bazı kaynaklara göre, Sümer ve Hitit müziklerinden faydalandıkları bilinmektedir. Hz. Davud ( M. Ö. 1055 - 974), Kral Saul’ ün cinnetini çeng ( arp) çalarak iyileştirmiştir. Z. I. B.
Eski Mısır’ da müzik, sanatların en gizlisidir. İnsanların sezgisinin uyanması için müzik yardımcıdır. Her asırda mistik törenlerde kullanılmıştır. Kahire’ nin büyük hastanesinde ameliyat öncesi müzik dinletilerek hastalara güç kazandırıldığına inanılırdı. Bir papirüste görüldüğü üzere V. Hanedan’ dan bir Mısır kraliçesi, gebeliği sırasında çok hastalanmış ve beş dişi tanrı beş musikişinas kız kılığına girip yanına gelerek onu tedavi etmişlerdir. Z. I. B.
Eski Çin’ de gür ses veren ‘ lo’ isimli bir gongun kötü ruhları ve cinleri hastanın yanından kaçırdığına inanılırdı. Z. I. B.
‘ Böylece müzik yapıldığı zaman, kişiler arası ilişkiler düzelir, gözler parlak, kulaklar keskin olur. Kanın hareketi ve dolanımı sakinleşir. Görenekler değişir, dünyada her şey bir düzen içinde olur. Müzik, tonların bir verimidir. Kökeni, dış etkenlerin beyine olan etkisidir. Neşeli sesler, ince ve yavaştır, ruha rahatlık verir. Sevinç dolu sesler, yüksek ve dağılıcıdır. Öfkeli sesler, korkunç ve kabadır. Saygı taşıyan sesler, doğru ve gösterişsizdir. Sevgi gösteren sesler, yumuşak ve ahenklidir. Ancak sesin bu altı özelliği, doğal değildir, dış etkenlerle meydana gelir. Müzik, ahenkle süslenir, iyi ruhlara yönelir.’ Konfiçyüs Z. I. B.
ORTAÇAĞ AVRUPASI’ NDA MÜZİKLE TEDAVİ
Ortaçağda dinin etkisiyle oluşan skolastik düşünce, Avrupa’ da karanlık bir dönem başlatmıştır. Bu dönemde ancak Türk- İslam bilim adamlarının etkisiyle antik dönem bilgi birikimine ulaşabilmişlerdir. Müzik terapi örnekleri sınırlıdır. Serras’ın 1742’ de yayınladığı kitaba göre tarantizm İtalya’ da müzikle tedavi edilmiştir. Bu amaçla bestelenen özel musiki, diğer böcek ısırıklarında da kullanılmaktaydı. 2- 3 gün aralıksız ‘katharsis’ hali gelişene kadar süren seanslardı. Z. I. B.
Zamanla müzik, ruhi bir tedavi aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Protestanlığın kurucusu Luther, iyi bir müzisyendi ve müziği Tanrı’ nın bir hediyesi olarak kabul ederdi. Z. I. B.
XX. YÜZYILA KADAR AVRUPA’ DA MÜZİKLE TEDAVİ
İngiltere: Dr. R. Brocklesby, Londra 1749 basımı eserinde, hastalık seyrinde eski ve modern müziğin etkilerini incelemiştir. Dr. R. Clay, ‘ The Alternative: A Study in Psychology’, Londra 1882 basımı eserinde, müziğin elemanlarından armoni, ritm, melodi gibi unsurların birer terapi faktörü olduğunu, bunun hastaya yeni bir güç ve gözle görülür bir iyileşme getirdiğini söyler. Z. I. B.
‘ La Gilda de Saint Cecile’ ( İnsanlığa Hizmet Cemiyeti) adlı kuruluş, İngiltere’ de hastalara gece gündüz müzik çalan hastabakıcılar yetiştirdi. Müziğin etkisiyle hastaların ağrılarının azaldığı, ateşlerinin düştüğü gözlemlendi. Uykusuzluk hastalığı için müzik kutusu iyi sonuçlar verdi. Ayrıca, Shakespeare’ in 1595’ de yazdığı ‘ Kral Richard’ adlı eserinde de müziğin ruh hastalıkları üzerindeki etkisine değinilmiştir. Z. I. B.
Fransa: Quarin, müzik ile iyileşmiş bir epilepsi hastasından söz eder. Her nöbet başlangıcında müzik tekrarlanarak kasılmalar önlenmiştir. Arles’ in hekimi Pomme, müzik aracılığıyla histeri nöbetlerini iyileştirdiğini anlatır. Laurent, 1840’da hipokondriakların ve monomanilerin tedavisinde müziği kullanmıştır. Z. I. B.
Marguet ( 1769) ‘ Nabzı İyi Anlamak İçin Tek Yöntem’ adlı eserinde melankoliyi tedavi etmek için basit, ruhu okşayan bir müziğe başvurulması gerektiğini söyler. Ona göre müzik, işitme ve diğer duyu sinirlerini uyararak ağırlaşmış ruhu uyandırmaktadır. Dr. Beronotise ve ark. ları, müziğin tedavide dikkatli kullanılması gerektiğini, aksi takdirde hastalığın şiddetlenme tehlikesi olduğunu söylemişlerdir. Z. I. B.
14. yüzyıldan itibaren müzik, Fransa’ da akıl hastalıklarında kullanılmıştır. Müzik terapileri sırasında hastalar tarafından bestelenen eserler de çalınmıştır. Yazarların kimileri yararlı olduğu görüşündeyken, kimileri de nekahatteki hastaya yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Savaşlarda uzuvlarını kaybeden askerlerin fantom ağrıları için de müzik, tedavi de kullanılmıştır. Z. I. B.
TÜRK- İSLAM MEDENİYETİNDE MÜZİKLE TEDAVİ
Türklerde en az 6000 yıldan beri süregelen bir müzik tarihinden bahsedilmektedir. M. Ö. 8. yy.da dümbelek, düdük, çeng çeşitleri, bağlama ve vurmalılar alt sınıfından gong ve çan Ortaçağda kase, tas, levha biçimli aletler, Yeniçağda fincan, saz, şişe, Sonraki dönemlerde parmak zili, kaşık, kayrak
kullanılagelmiştir. Mehter takımında kullanılan çevgan, M. Ö. 1134’ den beri bilinmektedir. Davul, en yaygın kullanılan ilan ve işaret aletidir. Z. I. B.
Anadolu’ ya yerleşen Oğuzlar’ ın müziği, şaman müziğine kaynak gösterilmektedir. ( M.Ö. 3000- 2000 ) Şamanların davulu, Kırgız Türklerinde ise baksıların kopuzu, sihir ve tedavide kullandıkları ve bu kişilerin de kutsal sayıldıkları bilinmektedir. Baksı ve şamanlar, müzik, şiir ve dansla hastalarını iyileştirmeye çalışmışlardır. Z. I. B.
M. Ö. yıllarda Çin’ e inen Türkler’ in oradaki müziği de etkiledikleri yönünde bulgular vardır. Bir oktavlık müzikal aralıkta beş ses kullanılması ‘ pentatonizm’ olarak bilinir. Eduart Chasannes, ‘Sur la Musique Chinoise’ adlı eserinde bu tür müziğin Türklere ait olduğunu, M. Ö. 370- 355’ de yaşayan Çauyen tarafından Çinlilere telkin edilip sonraki dönemlerde yerleştiğini belirtmektedir. Z. I. B.
Pentatonik müzik, günümüzde: Londra Kraliyet Müzik Terapi Okulu’ nda otistik çocukların adaptasyonunda Macaristan’ da çocuk eğitiminde Çeşitli ülkelerde beyin teta dalga aktivasyonunu artırdığından konsantrasyon artırmada ve parapsikolojik çalışmalarda
kullanılmaktadır. Z. I. B.
Asya Türk musikisi, İslamiyetle birlikte şekil değiştirmiş ve tasavvuf müziği oluşmuştur. Başta müziğe direnç olmakla birlikte, Halife Yezid döneminde canlanıp Abbasiler döneminde üstün bir düzeye ulaşmıştır. Beş seslilik, zamanla yerini sekiz sesliliğe bırakmıştır. Klasik Türk Müziği ise pentatonik müziğin gelişimi ile doğmuştur. Z. I. B.
Darüşşifalarda kullanılan klasik Türk müziği makamları, zaman içinde sınıflandırılmıştır. Bu konuda, Zekeriya El- Razi ( 854- 932), Ebu- Bekir Razi ( 865- 925), Farabi ( 870- 950), İbn-i Sina ( 980- 1037), Hasan Şuuri ( 17. yy), Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi ( 1727- 1801) yazıları ile günümüze kadar ulaşmışlardır. Z. I. B.
MAKAMLAR VE ETKİLİ OLDUKLARI HASTALIKLAR
Makamların etkileri, hastalıklara, gezegenlere, haftanın günlerine, günün saatlerine hastanın kişiliğine ve milliyetine göre sınıflandırılmıştır. Z. I. B.
RAST MAKAMI: Felç illetine devadır, insana sefa yani neşe ve huzur duygusu verir.Güneş iki mızrak boyu yükselince uygulanır. Kemik ve beyin üzerine etkilidir. Düşük nabzın yükselmesine neden olur. Heyecanı artırır. Uyumayı engeller, iç huzur ve rahatlık verir. Ulema meclisine etkisi fazladır. Z. I. B.
REHAVİ MAKAMI: İnsana beka, yani sonsuzluk düşüncesi verir, imsak vaktinde etkilidir. Baş ağrısına ve hafakana faydalıdır. Bu makam, sofiler meclisine etkilidir. Doğuma faydalıdır. Akıl hastalıklarında kullanılır. Z. I. B.
ZENGULE ( ZİRGÜLE) MAKAMI: Kalp hastalıklarının devasıdır. Uyku hali verir.Sabah ve öğlen arası etkilidir. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemlidir. Menenjit ve beyin hastalıklarında etkilidir.Mide ve karaciğeri rahatlatır. Ruh hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. Z. I. B.
HÜSEYNİ MAKAMI: Barış, sakinlik ve rahatlık hissi verir. Sabahleyin gün ağarırken etkilidir. Su tabiatlıdır. Güzellik, iyilik, sessizlik ve rahatlık verir. Güven ve kararlılık duygusu aşılar. Karaciğer, kalp ve mideye iyi gelir. Barış duygusu verir. Otistik ve spastik rahatsızlıklarda kullanılır. Z. I. B.
SABA MAKAMI: Cesaret ve kuvvet verir. Su tabiatlıdır, soğuk ve nemlidir. Kalp ve ayak ağrılarına etkilidir. Gülme, sevinç ve kahramanlık duyguları verir. Derin aşk duygularının ifade aracıdır. Şecaat, cesaret, kuvvet ve genel rahatlık verir. Kalbe iyi gelir. Seher vaktinde etkilidir. Ruhsal hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılır. Z. I. B.
UŞŞAK MAKAMI: Öğlen vakti etkilidir. Su tabiatlıdır, soğuk ve nemlidir. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Derin aşk ve mistik duyguların ifade aracıdır. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir. Z. I. B.
HİCAZ MAKAMI: Ateş tabiatlıdır, sıcak özellik taşır. Tevazu, yani alçakgönüllülük verir. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanlarda etkisi fazladır. İdrar zorluğuna iyi gelir, cinsel yönden uyarıcıdır. Düşük nabız atışını yükseltir. Bu makam, daha çok dervişler meclisine etki eder. Z. I. B.
İSFAHAN MAKAMI: Zihni açar, zekayı artırır, anıları tazeler. Hareket kaabiliyeti ve güven hissi verir. Gün batarken etkilidir. Bu makam, ümera ( amirler, beyler, seyitler) meclisine daha çok etki eder. Z. I. B.
IRAK MAKAMI: Har mizaçlılara, sersam ve hafakana faydalıdır. Akşamüstü etkilidir. Karakteri dişidir. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarında kullanılır. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korkuyu giderir. Z. I. B.
BUSELİK MAKAMI: Güç ve kuvvet verir. Kuşluk vaktinde, yani güneşin doğuşundan 45 dakika sonra etkilidir. Kuvvet ve barış duygusu verir. Kulunç, bel ve bacak ağrılarında ve akıl hastalıklarında kullanılır. Z. I. B.
BÜZÜRK MAKAMI: Ateşli hastalıklara iyi gelir, zihni temizler, vesvese ve korkuyu uzaklaştırır. Fikre yön verir. Yatsıdan sonra etkilidir. Güç kazandırır. Beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli rahatsızlıklarda kullanılır. Z. I. B.
NEVA MAKAMI: Lezzet ve ferahlık duygusu verir. Akşam vakti etkilidir. Üzüntüyü giderir. Gönül okşayıcıdır. Kötü fikirleri kovar, cesaret ve yiğitlik duygusu uyandırır. Akıl hastalıklarının tedavisinde ve buluğ çağındaki kız çocuklarının rahatsızlıklarında kullanılır. Z. I. B.
ACEMAŞİRAN MAKAMI: Ateş tabiatlıdır. Kuru ve sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Vücudun dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Ağrıyı hafifletir. Lezzet verir ve gevşemeye yardımcı olur. Z. I. B.
ZİREFGENT MAKAMI: Sırt ve eklem ağrıları ile kulunç tedavisinde faydalıdır. Uyku zamanı etkili olur. Akıl hastalıklarının tedavisinde etkilidir. Ruhsal rahatlama aracı olarak kullanılır. Z. I. B.
Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi’ ye göre çocukluk çağı hastalıklarında makamlar: Irak makamı, menenjitte etkilidir. İsfahan makamı, aklı temizler, soğuk ve ateşten korur. Zirefgent makamı, inme ve sırt ağrısında etkilidir, güçlülük hissi verir. Z. I. B.
( devam) Rehavi makamı, her çeşit baş ağrısı, burun kanaması, yüz felci, paraliziler ve balgamlı hastalıklarda faydalıdır. Büzürk makamı, beyin hastalıkları ve kramplarda etkilidir, yorgunluk hissini giderir. Zirgüle makamı, kalp ve beyin hastalıklarında, menejitte, mide yanması ve karaciğer ateşinde kullanılır. Z. I. B.
( devam) Hicaz makamı, üriner sistem hastalıklarında etkilidir. Buselik makamı, kalça ve baş ağrılarıyla, göz hastalıklarında faydalıdır. Uşşak makamı, ayak ağrısı ve insomniada etkilidir. Hüseyni makamı, karaciğer ve kalp hastalıkları tedavisiyle, nöbetler ve saklı ateşte kullanılır. Neva makamı, buluğa erişmiş çocukların tedavisinde, kalça ağrılarında kullanılır, neşe verir. Z. I. B.
‘ … Tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, hastanın çevresini daha iyi ve hoşa gider hale getirmek, ona en iyi musikiyi dinletmek ve sevdiği insanlarla bir araya getirmektir…’ İbn-i Sina Z. I. B.
İbn- i Sina’nın etkisinde kalan Osmanlı Saray Hekimi Musa bin Hamun, Kanuni Sultan Süleyman’ a ithaf ettiği diş hekimliğine ait Türkçe eserinde diş hastalıklarının müzikle tedavisinden söz eder, çocukların müzikle uyutulmasını önerir. Z. I. B.
Selçuklu ve Osmanlılar’ da en bilinen darüşşifalar: Kayseri Gevher Nesibe Tıp Medresesi ( 1206) Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası ( 1228) Amasya Darüşşifası ( 1309) Fatih Darüşşifası ( 1470) Edirne Sultan II. Bayezid Darüşşifası ( 1488) Süleymaniye Tıp Medresesi ve Şifahanesi ( 1556) Enderun Hastanesi
Z. I. B.
XV- XVI. yy. larda Osmanlı hastane mimarisinde mevcut olan merkezi sistem, tehlikeli hastaların tecridi, havalandırma ve müzikle tedaviyi göz önünde tutan tasarımlardaki ileri düzeye, Batı’ da XVIII- XIX. yy. larda, hatta bazı ayrıntılar açısından ancak XX. yy. da ulaşılabilmiştir. Z. I. B.
Klasik Osmanlı hastaneleri, XVII. yy. da Budapeşte’ den Kırım’ a, Selanik’ ten Mekke’ ye kadar bütün imparatorluk sathında faaliyette olup IV. Mehmet devrinde son parlak dönemlerini yaşamıştır. Selçuklular döneminde de hastane- köylerin varlığından bahsedilmektedir. Z. I. B.
GÜNÜMÜZDE MÜZİK TERAPİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER
Müzik terapi, müzik ve onun- fiziksel, duygusal, mental, sosyal, estetik ve spiritüel- olmak üzere tüm yüzlerini kişinin sağlığını düzeltmek veya geliştirmek için kullanan eğitimli bir müzik terapisti ile hasta ilişkilerine dayanan, yardımcı bir sağlık uzmanlığıdır. Z. I. B.
Müzik terapisti ise temelde hastanın sağlığının düzelmesine, kognitif fonksiyonlar, motor beceriler, duygusal ve affektif gelişim, davranış ve sosyal yetenekler ve yaşam kalitesi gibi çeşitli alanlarda müzik deneyimlerini ( doğaçlama, şarkı söyleme, şarkı yazma, müziği dinleme ve tartışma, müzikle hareket etme) kullanarak tedavi yöntem ve hedeflerine ulaşarak yardımcı olan kişidir. Z. I. B.
NÖROFİZYOLOJİ
Müziğin, becerilerimizle ruhumuz arasında dengeyi sağlama yeteneğinde olduğu kabul edilir. Z. I. B.
Ses fiziği ve psiko- nöro- immüno- endokrinolojik sistemler arasındaki ilişkiyi analiz etmek üzere, müziğin kullanım metodolojisi, değerlendirme sistemleri, preventif, rehabilitasyon ve terapötik alanlardaki bilimsel ve uygulamalı araştırmaları inceleyen pek çok çalışma yapılmaktadır. Z. I. B.
|