Mâune kuyusu olayı 376. Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet ediyor:
Ensardan yetmiş kişi, geceleyin Medine'de kendilerine âit bir medresede toplanıp Kur'ân-ı Kerim öğrenmeye çalışırlardı. Sabah olduğunda kendisinde güç bulanlar, odun toplamak ve su çekmek gibi işlerle uğraşırlardı. Mâlî durumu yerinde olanlar da bir koyun keserek gövdesini olduğu gibi getirir Resûlullahm evinin dış duvarına asarlardı. Hü-beyb (r.a.) şehid düştükten sonra Resûlullah bu yetmiş kişiyi bir vazifeye gönderdi. Dayım Haram bin Milhan da bu yetmiş kişinin içinde idi. Bunlar yolculuk esnasında Süleym oğulları kabilesinin bir oymağının yanından geçerlerken, oymak halkı onlara sataşmak istediler. Dayım birlik komutanına:
"Gidip onlara 'Biz sizin için gelmedik [Sizinle bir alıp veremediğimiz yok]1 dememe müsaade eder misin?" dedi.
Onlar "Konuşabilirsin" deyince de onların yanına gitti. Yanlarına vardığında içlerinden biri dayıma konuşma imkanı vermeden ona mızrak sapladı. Dayım karnında mızrağın soğukluğunu hissedince:
"Allahu ekber! Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki ben Cenneti kazandım" dedi ve şehid oldu.
Oymak halkı dayımdan sonra bu yetmiş kişinin hepsini kılıçtan geçirerek Resûlullaha durumu haber verecek tek bir kişiyi dahi sağ bırakmadılar. Resûlullah bu durumu haber alınca çok üzüldü. Onun hiç bir seriyye için bu derece üzüldüğünü görmedim.
"Resûlullah her sabah namazını kıldıktan sonra elini kaldırır, bu katliamı yapanlara beddua ederdi."