otuz üç yaşında
trajik bir
intihârla hayâtına son verdi .
Oğlum Sadun için “Kırık Oyuncak”, Güzin için “Kırık Hayâtlar” ve Vedat için “Bir Acı
Hikâye” adlı kitapları yazdım.
Servet
-
i Fünȗn dergisinde 1897’de “Mai ve Siyah” romanımı bölüm bölüm
yayımladım. İlk büyük Türk romanı kabȗl edilen “Aşk
-
ı Memnû” isimli eserimi, 1898
-
1900 yılları arasında Servet
-
i Fünȗn gazetesinde bölüm bölüm yayımladım. Bu eserde
zengin bir adamın genç ve güzel karısının yasak aşkını gerçekçi bir biçimde, olayın
psikolojik nedenleri üzerinde durarak anlattım. Servet
-
i Fünûn topluluğu kapatılınca
edebiyât hayâtından uzun süre uzak kaldım. Bir balıkçı köyü olan Ayastefanos’a
(Yeşilköy) bir
köşk yaptırdım
ve buraya yerleştim. Bazı eserlerimin kitap hâlinde
yayımını gerçekleştirdim ve boş vakitlerimde dostlarımla
sohbet ettim ve çok kitap
okudum. Sultân Reşat’ın Osmanlı
tahtına çıkmasından sonra İttihât ve Terâkki
Hükȗmet i tarafından yazı işleri müdürü olarak sarayda görevlendirildim. Saraydaki
görevim sırasında yazmaya ara verdim. Görevim gereği pâdişâhla gezilere çıktım.
1911’de pâdişâh tarafından Asiller Meclisine üye seçildim. 1912’de saraydaki görevim
sona erdi. İstanbul Üniversitesine, ders vermek üzere geri döndüm.
Cumhuriyet ilân edilmeden önce yeğenim Latîfe Hanım, Mustafa Kemâl Atatürk’le
evlendi âilece bu evliliğe çok mutlu olduk. Onların evliliği kısa sürdü. 1930’larda yazı
hayâtına büyük bir istekle yeniden döndüm. “Cumhuriyet” ve “Son Posta
”
gazetelerinde yazılarım yayımlandı. Özellikle
hâtıra tarzında yazılarımla edebiyât
dünyâsında
aktüel bir isim hâline geldim. Oğlum Halil Vedat’ın 1937’de Tiran Türkiye
Büyükelçiliğinde görevli olduğu sırada 33 yaşında intihâr etmesi üzerine büyük bir yasa
girdim. Acımı, yazmakla hafifletmeye çalıştım. Hasta oldum,