eyâletleri
ile Türkmensahra
bölgesi), Çin (Sincan Uygur Özerk Bölgesi (Doğu Türkistan), Kansu, Tacikistan ve Afganistan
(Mezar
-
ı Şerif çevresi), Gürcistan (Ahıska, Ahılkelek, Borçalı (Kvemo Kartli), Yunanistan
(Trakya Bölgesi), Bulgaristan (Rodop ve Deliorman bölgeleri), Romanya (Dobruca’nın
batısında), Kosova, Kuzey Makedonya, Suriye, Mısır ve Irak’ta da (Musul, Kerkük, Erbil
bölgeleri) yaşarlar. Ayrıca 1960’lı yıllarda işçi göçlerinden sonra Almanya, Hollanda, Fransa,
Belçika, Avusturya, İsviçre, İsveç, Danimarka, Norveç, Büyük Britanya, ABD, Kanada,
Avustralya, Libya, Suudi Arabistan ve Yeni Zelanda gibi birçok ülkede Türk toplulukları
oluşmuştur. Avrupa Birliği’nde en çok Türk nüfȗsu bulunan ülke Almanya’dır.
İslâmiyet öncesi Türk toplumunda “Gök Tanrı Dini” olarak adlandırabileceğimiz bir
dinî inanış vardır. Bu inanç sistemine göre “Gök Tanrı” göğün yedinci katında
oturmaktadır. Dünyâ; yer, gök ve yer altı olmak üzere üçlü bir yapıda kabûl edilmektedir.
“Gök Tanrı”nın Türk hâkânına dünyâyı idâre etmesi için “Kut” verdiğine inanılır. İslâmiyet
öncesi Türk toplumlarında dinî törenler
Şamanlar
(Kam, Baksı) tarafından idâre
edilmiştir. Türkler, hayâtın ölümden sonra da devâm ettiğine inanırlardı. Bu nedenle ölen
atalarını unutmazlar, onları belirli dönemlerde anarlar ve onlar için çeşitli büyüsel
uygulamalar yaparlardı. Bu uygulamalar “Atalar kültü” olarak adlandırılmaktadır. Eski
Türk inancına göre, her varlığın bir rȗhu vardır. “Yer
-
Su” rûhları olarak adlandırılan bu
inanış, eski Türk inanç sisteminin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Sâdece Uygurlar,
yerleşik hayâta geçtikten sonra Maniheizm ve Budizm’i, Hazarlar Musevilik inancını,
Bulgarlar ise Hristiyanlık inancını kabȗl etmişlerdir. İslâmiyet öncesi Türk toplumunda
âile, toplumun temel yapı taşı olarak kabȗl edilmiş ve âile hayâtına çok önem verilmiştir.
Türklerde erkek, âile reisi olarak kabȗl edilmiş, ancak kadına da toplumsal yaşam
içerisinde çok değer verilmiştir. Türklerde “Tek Eşli” evlilik biçimi görülmektedir. 751
yılında Çinliler ve Abbasiler arasındaki Talas Savaşı’nda, Arapların yanında yer alan
Karluk, Yağma ve Çiğil
gibi Türk boyları, İslâmiyet’i kabȗl etmişler ve Türkler bu târihten
X. yüzyıla kadar büyük oranda Müslümân olmuşlardır. Bundan sonra hayâta bakışları,
dilleri ve yaşam tarzları değişmiştir (KTB, 2021)
.
|