40
Kadife
(
Velvet
)
:
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış hammadde lifleriyle kaplı, parlak,
yumuşak kumaş.
Avize:
Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı.
Yansıtmak:
Su ayna gibi yansıtıcı bir yüzde nesnenin görüntüsünün yön değiştirmesi,
aksetmesi
veya kişideki bir düşüncenin, duygunun başka birinde etki yaratması.
Örnek: Filmin görüntüsünü duvara yansıttık.
Lütfen sıkıntılarını bize yansıtma, bizi kızdırıyorsun.
Tasarlamak:
Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak.
Örnek: Bu çiftlik evinin plânını birkaç yıldır kafamda tasarlıyordum.
Yoğun çalışmak: Sıkı
çalışmak.
Örnek: O kadar yoğun çalışıyorum ki başımı kaşımaya vaktim yok.
Hak kazanmak:
Emeğin karşılığını alabilecek duruma gelmek.
Örnek: Sonunda üniversiteye girmeye hak kazandım.
Dostları ilə paylaş: