Türkiyə variantları
2.1. Keloğlan, sihrli kuyunun yolunu tutar, tutar ama, o gi-
der, yol gider, o gider, yol gider, gölgesi de peşi sıra tin, tin eder,
derken akşamın bir saatinde kuyunun başma varır (84, 125).
2.2. Çoban yola çıkmış. Az bir az gittikden sonra üzerinde-
ki sarsıntıyı atlatmış. Tabanları yaglamış. Tozu dumana katmış,
Pilav suyu kaynayacak kadar bir zamanda şehre varmış. Sokak-
sokak dolaşmış. Sarraf aramış ()
2.3. Şehzade bu sözleri kulağına küpe yaparak, az gider, uz
gider, yokuşlarda ter dökerek, inişlerde tımak sökerek коса yü-
mağm bittiyi yere kadar gider (83, 11).
2.4. Şehzade el ayak çekildikden sonra, demir çarık, demir
asa yola düşmüş (84, 45).
2.5. Ceylan gibi güzel atına biner, yay gibi hızlı giden iki
köpeyini yanma alır, her attığım vuran tüfegini de omuzuna asa-
rak sabahlara ava çıkarmış (99, 37).
2.6. İki arkadaş, konuşa, otura kalka, günlerce yol almışlar.
Atlardan inip yaya yürüdükleri derelerden yüzerek geçtikleri
oluyor, bazı gecelerini ormanlarda ağac dallarında geçiyor, ba
zan da köylerde müsafir kalıyorlarmış. Durmadan gitmişler, git-
mişler...Dere-tepe düz gece gündüz gitmişler, bir memlekete
varmışlar (98, 42).
•2.7. Sağa koşmuş, sola koşmuş, oraya gitmiş, buraya git-
miş, yok, yok... Yorularak inine gidib, uzanmış, uyuya kal-
mış... (98,100).
178
2.8. Vurmuş sandığı omuzuna. Seyirtmiş saraya. Yokuşk-
larda “Ah”, inişlerde “Vah” demiş. Dump dinlenmemiş. Varmış
saraya. Padişahın hüzuruna çıkmış” (86, 130).
2.9. Rüzgar oğlu ceylan gibi güzel atma biner, yay gibi hızlı
iki kopegini yanına alır, her attığım vuran tüfeğin de omuzuna
asarak sabahları ava çıkarmış (99, 37)
2.10. Hiç vakit kaybetmeden yollara düşmüş. Her bir adımı
atmış arşınmış. Bunda basmış, onda bulunmuş. Durmamış, din
lenmemiş. Yürümüş. Üç aylık yolu iki günde almış (85, 27).
2.11. Yedi saatlık yola ateş püskürterek, yedi deniz karşıya
geçti (85, 67); 2.12. Dört iklim yedi deniz aşmış varmış karşıya
(85, 68).
2.13. Tabanlarını yağlamış, koşa koşa kaçmış”, “Onda bas
mış bunda bulunmuş, bunda basmış onda bulunmuş”, “Yel ye-
pelek koşmuş”, “Yolğalamış yola düşmüş”, “Git gitmemesine,
git gitmemesine yürümüş”, “Bir ayağı kalk gidelim, demiş, bir
ayağı oturduğun yerde su mu çıkdı, demiş”, “Meymele mesme-
le, don çözüp uçkur bağlayana kadar iş işten geçmiş... (85, 20).
Dostları ilə paylaş: |