Cennet : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 3,33 Mb.
səhifə18/36
tarix29.03.2017
ölçüsü3,33 Mb.
#12849
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   36



Türkçe Transcript (*)

Ve-iżâ semi’û mâ unzile ilâ-rrasûli terâ a’yunehum tefîdu mine-ddem’i mimmâ ‘arafû mine-lhakk(i)(s) yekûlûne rabbenâ âmennâ fektubnâ me’a-şşâhidîn(e)

Ali Bulaç Meali

Elçiye indirileni dinlediklerinde hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün. Derler ki: 'Rabbimiz inandık; öyleyse bizi şahidlerle birlikte yaz.'

Edip Yüksel Meali

Elçiye inenleri işittiklerinde, gerçeği tanımalarından ötürü gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Derler ki, "Rabbimiz, inandık, bizi tanıklardan say.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Peygamber'e indirilen (Kur'ân)i dinledikleri zaman, onun hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Onlar: " Ey Rabb'imiz iman ettik, bizi de şahitlerden yaz" derler.

Süleyman Ateş Meali

Elçi'ye indirilen(Kur'an)ı dinledikleri zaman, tanıdıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz, inandık, bizi şahidlerle beraber yaz!"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."

Yusuf Ali (English)

And when they listen to the revelation received by the Messenger, thou wilt see their eyes overflowing with tears, for they recognise the truth: they pray: "Our Lord! we believe; write us down among the witnesses.

M. Pickthall (English)

When they listen to that which hath been revealed unto the messenger, thou seest their eyes overflow with tears because of their recognition of the Truth. They say: Our Lord, we believe. Inscribe us as among the witnesses.

Mâide Suresi
84


وَمَا لَنَا

biz neden



لَا نُؤْمِنُ

inanmayalım



بِاللَّهِ

Allah'a


وَمَا جَاءَنَا

ve bize gelen



مِنَ الْحَقِّ

gerçeğe


وَنَطْمَعُ

umarken


أَنْ يُدْخِلَنَا

bizi katmasını



رَبُّنَا

Rabbimizin



مَعَ

arasına


الْقَوْمِ

toplumlar



الصَّالِحِينَ

iyi







Türkçe Transcript (*)

Vemâ lenâ lâ nu/minu bi(A)llâhi vemâ câenâ mine-lhakki venatme’u en yudḣilenâ rabbunâ me’a-lkavmi-ssâlihîn(e)

Ali Bulaç Meali

'Hem Rabbimizin bizi salihler topluluğuna katmasını umarken ne diye Allah'a ve bize haktan gelene inanmayalım?'

Edip Yüksel Meali

"Rabbimizin bizi iyiler arasına katmasını umduğumuz halde neden ALLAH'a ve bize ulaşan gerçeklere inanmıyalım?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Hem biz Rabb'imizin bizi iyi kişilerle birlikte (cennete) sokmasını arzulayıp dururken, neden Allah'a ve hak olarak bize gelen şeylere inanmayalım!".

Süleyman Ateş Meali

Biz, Rabbimizin bizi iyiler arasına katmasını umarken neden Allah'a ve bize gelen gerçeğe inanmayalım?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Rabbimizin bizi barışseverler arasına koymasını umup dururken, Allah'a ve Hak'tan bize gelene neden inanmayacakmışız?"

Yusuf Ali (English)

"What cause can we have not to believe in Allah and the truth which has come to us, seeing that we long for our Lord to admit us to the company of the righteous?"

M. Pickthall (English)

How should we not believe in Allah and that which hath come unto us of the Truth. And (how should we not) hope that our Lord will bring us in along with righteous folk?

Mâide Suresi
85


فَأَثَابَهُمُ

onlara verdi



اللَّهُ

Allah


بِمَا قَالُوا

sözlerinden dolayı



جَنَّاتٍ

cennetler



تَجْرِي

akan


مِنْ تَحْتِهَا

altlarından



الْأَنْهَارُ

ırmaklar


خَالِدِينَ

ebedi kalacakları



فِيهَاۚ

içinde


وَذَٰلِكَ

işte budur



جَزَاءُ

mükafatı


الْمُحْسِنِينَ

güzel davrananların























Türkçe Transcript (*)

Feeśâbehumu(A)llâhu bimâ kâlû cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ(c) veżâlike cezâu-lmuhsinîn(e)

Ali Bulaç Meali

Böylelikle Allah, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır.

Edip Yüksel Meali

Bu sözlerinden ötürü ALLAH onlara, içlerinde ırmaklar akan ve sürekli kalacakları cennetler verdi. İyi davrananların karşılığı budur.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Böyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükafatlandırmıştır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte iyilik yapanların mükafatı budur.

Süleyman Ateş Meali

Bu sözlerinden dolayı Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler verdi. Güzel davrananların mükafatı işte budur!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Böyle söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlerle lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel davrananların ödülü.

Yusuf Ali (English)

And for this their prayer hath Allah rewarded them with gardens, with rivers flowing underneath,- their eternal home. Such is the recompense of those who do good.

M. Pickthall (English)

Allah hath rewarded them for that their saying. Gardens underneath which rivers flow, wherein they will abide for ever. That is the reward of the good.

Mâide Suresi
119


قَالَ

buyurdu


اللَّهُ

Allah


هَٰذَا

bu


يَوْمُ

gündür


يَنْفَعُ

fayda sağlayacağı



الصَّادِقِينَ

sadıklara



صِدْقُهُمْۚ

doğruluklarının



لَهُمْ

onlar için vardır



جَنَّاتٌ

cennetler



تَجْرِي

akan


مِنْ تَحْتِهَا

altlarından



الْأَنْهَارُ

ırmaklar


خَالِدِينَ

kalacakları



فِيهَا

içinde


أَبَدًاۚ

ebedi


رَضِيَ

razı olmuştur



اللَّهُ

Allah


عَنْهُمْ

onlardan


وَرَضُوا

onlar da razı olmuşlardır



عَنْهُۚ

O'ndan


ذَٰلِكَ

işte budur



الْفَوْزُ

başarı


الْعَظِيمُ

büyük







Türkçe Transcript (*)

Kâla(A)llâhu hâżâ yevmu yenfe’u-ssâdikîne sidkuhum(c) lehum cennâtun tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ ebedâ(en)(c) radiya(A)llâhu ‘anhum veradû ‘anh(u)(c) żâlike-lfevzu-l’azîm(u)

Ali Bulaç Meali

Allah dedi ki: 'Bu, doğrulara, doğru söylemelerinin yarar sağladığı gündür. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.'

Edip Yüksel Meali

ALLAH ilan edecek: "Bu, doğrulara doğruluklarının yarar sağladığı gündür." Onlar için içlerinden ırmaklar akan ve orada sürekli kalacakları cennetler (bahçeler) var. ALLAH onlardan, onlar da O'ndan hoşnut olmuştur. Büyük başarı işte bu...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah buyurdu ki: "Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır". Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur.

Süleyman Ateş Meali

Allah buyurdu: "Bu, sadıklara, doğruluklarının fayda sağlayacağı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler vardır." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük başarı budur!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah buyurdu: "Özü-sözü doğru olanlara, doğruluklarının yarar sağlayacağı gün budur. Altlarından ırmaklar akan cennetler var onlar için. Sürekli kalacaklardır orada." Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte budur büyük kurtuluş.

Yusuf Ali (English)

Allah will say: "This is a day on which the truthful will profit from their truth: theirs are gardens, with rivers flowing beneath,- their eternal Home: Allah well-pleased with them, and they with Allah. That is the great salvation,(833) (the fulfilment of all desires). *

M. Pickthall (English)

Allah saith: This is a day in which their truthfulness profiteth the truthful, for theirs are Gardens underneath which rivers flow, wherein they are secure for ever, Allah taking pleasure in them and they in Him. That is the great triumph.

Meryem Suresi
60


إِلَّا

ancak


مَنْ تَابَ

tevbe eden



وَآمَنَ

inanan


وَعَمِلَ

ve yapanlar



صَالِحًا

iyi işler



فَأُولَٰئِكَ

işte onlar



يَدْخُلُونَ

girecekler



الْجَنَّةَ

cennete


وَلَا يُظْلَمُونَ

ve haksızlığa uğratılmayacaklardır



شَيْئًا

hiç








Türkçe Transcript (*)

İllâ men tâbe veâmene ve’amile sâlihan feulâ-ike yedḣulûne-lcennete velâ yuzlemûne şey-â(n)

Ali Bulaç Meali

Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

Edip Yüksel Meali

Tevbe eden, inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlar en ufak bir haksızlığa uğramadan cennete girerler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır.

Süleyman Ateş Meali

Ancak tevbe eden, inanan ve iyi işler yapanlar, cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğratılmayacaklardır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Tövbe eden, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.

Yusuf Ali (English)

Except those who repent and believe, and work righteousness: for these will enter the Garden and will not be wronged in the least,-

M. Pickthall (English)

Save him who shall repent and believe and do right Such will enter the Garden and they will not be wronged in aught.

Meryem Suresi
61


جَنَّاتِ

cennetleri(ne gireceklerdir)



عَدْنٍ

Adn


الَّتِي وَعَدَ

va'dettiği



الرَّحْمَٰنُ

Rahman'ın



عِبَادَهُ

kullarına



بِالْغَيْبِۚ

gıyaben


إِنَّهُ

şüphesiz O'nun



كَانَ وَعْدُهُ

va'di


مَأْتِيًّا

yerine gelecektir














Türkçe Transcript (*)

Cennâti ‘adnin(i)lletî ve’ade-rrahmânu ‘ibâdehu bil-ġayb(i)(c) innehu kâne va’duhu me/tiyyâ(n)

Ali Bulaç Meali

Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.

Edip Yüksel Meali

Rahman'ın kulları için söz verdiği, duyular ötesi Adn cennetlerine... O'nun sözü, kuşkusuz yerine gelecektir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır.

Süleyman Ateş Meali

Rahman'ın kullarına gıyaben va'dettiği Adn cennetleri(ne gireceklerdir). Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir. *

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rahman'ın, kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi yerine gelir.

Yusuf Ali (English)

Gardens of Eternity, those which ((Allah)) Most Gracious has promised to His servants in the Unseen: for His promise must (necessarily) come to pass.

M. Pickthall (English)

Gardens of Eden, which the Beneficent hath, promised to His slaves in the Unseen. Lo! His promise is ever sure of fulfilment.

Meryem Suresi
62


لَا يَسْمَعُونَ

işitmezler



فِيهَا

orada


لَغْوًا

boş söz


إِلَّا

yalnızca


سَلَامًاۖ

selam


وَلَهُمْ

ve hazırdır



رِزْقُهُمْ

rızıkları da



فِيهَا

orada


بُكْرَةً

sabah


وَعَشِيًّا

akşam








Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin