3.4.3.3 Sigortacılık Sektörünü Kapsayan Vergisel Teşvikler
Sigortacılık sektörü içerisinde özellikle tüketime yönelik vergisel teşvikler
uygulanmaktadır. Bunun yanında kurumlar vergisi ile de sigorta şirketlerinin mali
bünyelerini güçlendirmek amacıyla tanınmış birtakım vergi kolaylıklarından da söz
edilebilir.
3.4.3.3.1 Gelir ve Kurumlar Vergisi Teşvikleri
Gelir ve Kurumlar Vergisi (GKV) teşviki; şahıs veya kuruluşların gelirleri
üzerine uygulanan vergilerin belli bir amaca dönük olarak tamamının veya bir
kısmının muafiyete, istisnaya veya indirime tabi tutulmasıdır. Gelir ve Kurumlar
Vergisi, vergisel teşvik enstrümanları içinde yatırım amaçlı kullanılan en yaygın
teşvik araçlarının başında gelmektedir. GKV’ nin yatırımcılara sağlayacağı yarar,
yatırım döneminde ya da işletme döneminde vergi yükünün azalmasından
kaynaklanan maliyet azalması veya finansman rahatlığı sağlamasıdır. GKV’ nin
teşvik amaçlı kullanımının düşük oranlı GKV, yatırım indirimi, vergi tatili, vergi
cenneti olmak üzere dört yaygın şekli vardır. Bunların her birisinin “vergi tasarrufu”
veya “kamuya maliyeti” açısından avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.
Uygulanan her bir sistemin hem kamuya maliyeti hem de yatırımcılara sağladığı
82
yarar nedeniyle yatırımlar üzerindeki etkinliği açısından değerlendirmek gerekir.
Ayrıca kamu açısından gelir, gider planlaması yapmak için uygulanacak sistem önem
kazanmaktadır
165
.
3.4.3.3.2 Düşük Oranlı GKV Uygulaması
Yatırım amacına dönük olarak GKV oranlarını daha aşağı düzeylere
çekmektir. Oranları aşağı çekmede bir kaç farklı yöntem kullanılabilir. Bunlardan
biri, genel vergi oranlarını aşağı çekmektir. Düşük oranlı bir GKV kendi başına bir
teşvik etkisi yapar. Bu, yatırımcıların ellerinde daha fazla kâr tutmalarını sağlar.
Kamu açısından ise, kısa vadede gelir kaybı olmakla birlikte uzun dönemde ilave
yatırım yapılması ve vergi yükünün hafiflemesi gibi nedenlerle vergi tabanının
genişleyerek vergi gelirlerinde artış sağlaması beklenir.
İkinci yol; düşük orandan sadece bazı sektör, bölge veya projelerin
yararlanacakları şekilde kademelendirilmesidir. Bu durumda, indirimli orandan
yararlananların kapsamı daraldığından, kamu açısından gelir kaybındaki azalma
sınırlı kalır. Yatırımcılar açısından ise, kapsamın daralmasıyla indirimden
kaynaklanan ilave yatırımlar düşük düzeyde kalabilir. Düşük oranlı vergilendirme,
belli bir süre ile sınırlandırılmış ise, teşvik programındaki vergi tasarrufu, vergi
indirim oranına ve zararın ileriye taşınmasına bağlı olarak değişir. Firma, indirilebilir
harcamalarını ve zararını ileriye erteleyebiliyorsa, normal kurumlar vergisi oranına
dönüldüğünde vergi tasarrufu daha yüksek olacaktır. Genel bir vergi indirimine karşı
seçici bir yaklaşımla bazı sektörlere veya bölgelere özel indirimlere gidilerek hem
başta meydana gelebilecek büyük gelir kayıplarına meydan vermemek, hem de
yatırımları belirlenen hedeflere yönlendirerek teşviklerin ekonomiye sağlayacağı
katkının maksimizasyonu hedeflenmektedir. Düşük oranlı GKV uygulamasının en
önemli kısıtı, vergi oranlarını kısa sürede çok düşük oranlara çekilmesine vergi
gelirlerinde oluşacak kayıp nedeniyle, hükümetler tarafından pek sıcak
karşılanmamasıdır. Ayrıca GKV oranlarının ekonomik konjonktüre uygun esneklikte
165
M. DURAN, s. 35.
83
sıklıkla değiştirilmesinin ortaya çıkaracağı birçok potansiyel tehlike de
bulunmaktadır
166
.
Dostları ilə paylaş: |